CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yüksek faiz geliri için geldiğini belirterek, "Sizin ödediğiniz vergilerin büyük kısmı Londra'daki tefecilere gidiyor. Bunu siz içinize sindirir misiniz bilmiyorum ama biz sindiremiyoruz. İş insanlarımız istihdam yapsınlar ve Türkiye'yi büyütelim." dedi.
Konsey toplantısında ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer de konuşma yaptı.
Toplantıya, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile Genel Başkan Yardımcıları, İzmir milletvekilleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İl Başkanı Deniz Yücel, ilçe belediye başkanları ve ESİAD üyeleri katıldı.
Kılıçdaroğlu, Çeşme'deki bir otelde düzenlenen Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptığı konuşmasına, İdlib'de şehit olan 2 askere Allah'tan rahmet dileyerek başladı.
Siyasetin bireysel veya belirli kitlelerin çıkarı üzerine inşa edilmemesinin önemine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bir yüzyılı geride bırakan Türkiye'nin geçen yüzyıldan ders çıkararak geleceği inşa etmek zorunda olduğunu, yüzyılın ilk 25 yılında uçak ihraç eden 5 ülkeden birisiyken o felsefenin nasıl kaybedildiğini sorgulaması gerektiğini anlattı.
Türkiye'yi yönetmeye talip olan tüm siyasi parti liderlerinin iş insanlarının taleplerine kulak vermesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu ülkenin iş insanları nasıl bir politikacı istiyor, zaten böyle bir eksende buluşabilirsek yarış, iyilikte yarış olur. Biz iyilikte yarışı öncelersek zaten Türkiye hızla büyür ve kalkınır. Çok dinamik bir ülke. Genç nüfusu var. Nüfus açısından son derece zengin bir ülke. Maalesef zenginliğimizi yeteri kadar kullanamıyoruz."
- "Rekabet şansınızı ortadan kaldırıyorlar"
Sanayicinin elektrik maliyetlerinin yüksek olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Akkuyu'daki nükleer santral devreye girdiğinde kilovat saatine KDV hariç 12,5 sent para ödeyeceksiniz. Sizin rekabet ettiğiniz ülkeler kilovat saatine 3 sentten elektrik kullanırken siz 12,5 sent. Üstelik garanti etmişsiniz, KDV hariç kullanacaksınız, nasıl rekabet edeceksiniz? Bir sitemim de şu, neden itiraz etmediniz? Rekabet şansınızı ortadan kaldırıyorlar. 'Bu yanlıştır' neden demediniz?" diye konuştu.
Olumsuzluklara rağmen karamsar olmadıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin tüm sorunlarına çözüm bulabilecek kapasitede olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde fasıl açılmasını beklememesi gerektiğini kaydederek, "AB'nin yeni fasıl açmasını beklemeden, biz çağdaş uygarlığı yakalamak ve aşmak istiyorsak oradaki bütün kuralları ülkemize getirmek zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.
Siyaset kurumunun bürokrasiye, yasalara ve kurallara aykırı talimat vermesinin önemli sorunlara neden olduğunu, liyakatin kalmadığı bir dönemi yaşadıklarını savunan Kılıçdaroğlu, siyasetin müdahalesi nedeniyle tıkanmaların yaşandığı kurumlardan birinin de Merkez Bankası olduğunu öne sürdü.
Can ve mal güvenliğiyle yargı bağımsızlığının sağlanması gerektiğini, yargıç atamalarında liyakatin öne çıkmasını istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, büyük yatırımların maliyetlerinin açıklanmadığını, CHP olarak devlet yönetiminde ticari sır kavramını kabul etmediklerini anlattı.
Türkiye'ye yeteri kadar yabancı yatırım gelmediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Yabancılar gelmiyor, yatırım yapmıyor. Spekülatif amaçlı geliyorlar. Yüksek faiz veriyoruz, geliyor 1 yıllığına yüksek faizi alıp ülkesine gidiyor. Sizin ödediğiniz vergilerin büyük kısmı Londra'daki tefecilere gidiyor. Bunu siz içinize sindirir misiniz bilmiyorum ama biz sindiremiyoruz. İş insanlarımız istihdam yapsınlar ve Türkiye'yi büyütelim."
- "Politikacının alkışa değil eleştiriye ihtiyacı var"
Türkiye'nin geleceğiyle ilgili karamsar olmadığını, kısa zamanda toparlanmanın mümkün olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asla karamsar değilim. Türkiye kendisini toparlar mı? 5 yıl içinde çok farklı bir Türkiye'yi inşa etmek mümkün. 15-20 yıl değil. 5 yıl içinde bölgenin en güçlü devleti, istihdam sorununu büyük ölçüde çözmüş, katma değeri yüksek ürün üretmeye kilitlenmiş bir sanayi, yeni bir teşvik politikası, yeni bir bütçe ve para politikası... Bunları 5 yılda düzeltmek mümkün. İlk 6 ayda bu topluma rahat bir nefes aldırmak mümkün. Gelecek güvencesi, düşünce ve ifade özgürlüğü vereceksiniz. 'Bize oy verin' diyorum. Çünkü 'Bizi en rahat eleştirebileceğiniz ortamı yaratacağız size' diyorum. Bir politikacının alkışa değil eleştiriye ihtiyacı var. Politikacı zaten bu bilinçte olsa memlekette sorunlar çözülecek.
Medya özgürlüğü çok değerli. Gazeteci istediğini yazmalı. Varsa yanlışı söylersin, belgesini gönderirsin. Herkesin ağzına bant çekip hiç kimse konuşmayacak derseniz ya da beni eleştirmeyecek derseniz farklı bir Türkiye tablosu ortaya çıkar. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. Türkiye'de kimin, kimlerin hangi sosyal kimliklerin ne sorunu varsa her soruna çözüm ürettik."
"Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi Millet İttifakı'nın kendi içinde olacak. İttifak olarak oturup konuşacağız, tartışacağız ve bu çerçevede bir çalışma yapacağız. İttifakta bizim zaman zaman görüşmelerimiz oluyor zaten. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir tereddüdümüz söz konusu değil." yanıtını verdi.
Türkiye'deki sistemin başkanlık sistemi değil "tek kişilik hükümet sistemi" olduğunu, dünyada böyle bir örneğin bulunmadığını savunan Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanının devletin sigortası olduğunu, partiler arasında görüş ayrılığı çıktığı zaman cumhurbaşkanının sorunu çözeceğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'na yeni katılımların olup olmayacağı sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Bir ortak söylemimiz var. Güçlendirilmiş parlamenter sistem. Yani siyasi parti liderlerinin vesayetinden kurtulmuş, gerçekten de milleti temsil eden ve gerçekten de parlamentonun üzerinde vesayeti kabul etmeyen yapıyı oluşturmak istiyoruz. DEVA ve Gelecek partilerinin genel başkanları da güçlendirilmiş parlamenter sistemden bahsediyorlar. Söylem birliğimiz var burada. Ama şu çalışmayı yapıyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistem ne? Bunu çalışıyoruz. Burada her partinin bir genel başkan yardımcısı görevli. Ön çalışmalar yapıldı. Birinci taslak metinler ortaya da çıktı. Bunu 1-1,5 sayfayı aşmayan bir metne dönüştürüp 'partilerin ortak hedefi' diye kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. DEVA ve Gelecek partileri ittifak içinde yer alır mı kendi tercihleridir. Ama şu anda gördüğümüz belli konularda ortak söylem geliştiriyoruz."
Toplumun büyük bir kesiminin erken seçim istediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, erken seçimin olması gerektiğini, Türkiye'nin iyi yönetilemediğini savundu.
Döviz ve faizin kontrol edilemediğini, para politikalarının kısa süreli olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, bütçe ve maliye politikalarıyla bunun düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Seçilmeleri halinde 6 ay içinde topluma nefes aldıracaklarını, sağlıklı bir plan ve bütçe yapacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Suriye ile süratle barışacağız. Mısır ile süratle barışacağız. İran ile var olan sorunlarımızı tamamen çözeceğiz. Avrupa ile ilgili... Demokrasi için ne gerekiyorsa hepsini yapacağız. Göreceksiniz, yabancı sermaye o zaman gelecek. Ama faiz almak için değil, yatırım yapmak için." diye konuştu.
Seçim atmosferinde terör ve terör bağlantılı bazı olaylarla Türkiye'nin farklı bir sürecin içine sokulmak istenebileceğini, bu hususta bütün partili arkadaşlarını sağduyularını korumaları konusunda uyardığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Sakın ola ki sokaktı, caddeydi, yürüyüştü falan.... Hayır. Bu sandık gelecek, demokratik ölçüler içinde davranacağız ve oyumuzu kullanacağız. Ne kadar tahrik ederlerse etsinler tahriklere kapılmayın diye uyarıda bulundum." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözülebileceğini, tek şartlarının terörle ve teröristlerle yan yana gelmemek olduğunu aktararak, "Sorunun çözüm adresi İmralı değil TBMM'dir. Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü, bayrak ve vatan konusunda sorunu olmayan herkesin başımızın üstünde yeri vardır." dedi. (AA)