GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir mesaisine devam ediyor.
- KILIÇDAROĞLU'NDAN İZMİR'DEKİ ÇALIŞTAYDA YÜKSEK YETENEK İNŞASI VURGUSU...
Kent dün gelerek Balçova Belediyesi’nin üniversite kazanan öğrencilere bilgisayar hediye etme törenine katılan ve önemli mesajlar veren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu mesaide ikinci günü önemli bir çalıştayla açtı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı’nın (TÜLOV) Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşen fütürizm çalıştayına katıldı. Burada yaptığı konuşmada yüksek yetenek inşası vurgusu yapan Kılıçdaroğlu çalıştayın ardından İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6.9’luk depremin mağdurlarıyla Baro Kafe'de düzenlenen buluşmada bir araya geldi.
HAKKINIZI ARAYIN!
Kemal Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, 1999'daki Marmara Depremi'nin ardından bazı ek vergilerin çıkartıldığını ve bunlardan bazılarının halen uygulandığını anımsattı. Bu vergilerin nereye harcandığını sorduklarında, "Bunun hesabını size mi vereceğiz?" dendiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Bütün depremzede kardeşlerimize seslenmek isterim, hakkınızı arayın. Hakkınızı aradığınız sürece biz yanınızda olacağız." dedi.
İzmir'deki depremin ardından zarar gören evlerin yeniden inşası sırasında, metrekare ve kat sayılarının düşürülmesi gibi birtakım sorunların yaşandığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: Zaten zar zor bir ev sahibi olmuşuz, deprem oldu, ev yıkıldı... Sosyal devletin, bana yardımcı olması lazım. Gelip bana bir kağıt imzalatıyorlar, diyorlar ki 'Evini yapacağız ama seni borçlandıracağız'. İyi de ben bu emekli aylığıyla o kadar parayı nasıl ödeyeceğim, ya da asgari ücretle geçiniyorum, bunu nasıl ödeyeceğim? Normalde sosyal devletin, bir kişi afetzede ise onun karşılaştığı bütün zararı, hiçbir karşılık beklemeden karşılaması gerekiyor. Bunu açık ve net ifade edeyim. Bu konuda İzmir milletvekillerinin kanun teklifleri var, parlamentoda bekliyor teklifler. Meclis açıldığında, o kanun teklifleri görüşüldüğünde sizlere haber verecekler. Sizler de orada gerçekleri göreceksiniz. Kimler afetzeden yana, kimler karşı oylamada bunu göreceksiniz.
EMSAL ARTIŞI MESAJI!
Kılıçdaroğlu, yıkılan evlerin tekrar yapılması sırasında kat yükseklikleri konusunda vatandaşların taleplerinin olduğunu da belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Tunç (Soyer) Başkan, 'Eğer vatandaşımız bunu ödemiyorsa ve bu ödemeyi başka yollardan karşılamak gerekiyorsa ve bunun için kat yüksekliği gerekiyorsa gerekirse yapılacak' dediniz. 'Gerekirse' değil, 'Yapılacak' deyin. Burada bu yüksek binalar yapılıyor, değil mi? Diğerleri neden yapılmıyor? Engel çıkaracaklar... Bunlar engel çıkarırsa bütün İzmirliler onlara hesap sorar. Biz, yapacağız."
"Kat yüksekliği vereceksiniz"
Son dönemde orman yangınlarından etkilenen bölgelerdeki vatandaşların benzer bir durum yaşadığını ancak belediyelerin vatandaşlara destek olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: Bunlara da kağıt imzalatmışlar, bunları da borç altına sokuyorlar. Biz dedik ki, 'Bunları karşılayacağız, belediye başkanları olarak'. Buradaki evlerin sayısı çok az. Dolayısıyla 11 büyükşehir belediye başkanımız bunların ek yükümlülüklerini karşılayabilir ama İzmir gibi çok daha fazla kapasiteyi içeren yeniden yapılanmanın maliyetini 11 büyükşehir belediye başkanının karşılaması mümkün değil. Ben, 'bunu karşılarız' deyip de yarın bunun gereğini yapmazsam size karşı mahcup olurum ve doğruyu söylememiş olurum. Kat yüksekliği vereceksiniz, gelecekler yapacaklar, maliyetleri karşılayacaklar. Kimsenin de cebinden 5 kuruş para çıkmayacak. Olması gereken budur. Sosyal devlet de bunun gereğini yapacak...
SOYER: SONUNA KADAR YANINIZDAYIZ
İzmir'in deprem bölgesi olması nedeniyle yaptıkları çalışmaları ve 30 Ekim İzmir Depremi'nin ardından yürütülen kampanyaları anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer şunları söyledi: “En önemli meselenin, bu şehirde yaşayan insanlar olarak bizlerin yaşadığımız şehirde güven taşımamız, güven duygusu içinde yaşamamız gerektiğine inanmak olduğunu düşünüyoruz. Eğer güven duymuyorsanız bu şehirde, ne yediğiniz ekmeğin tadı var, ne gelecek kurgusu yapabiliyorsunuz. Öncelikle şehrimizin güvenliğini ortaya çıkartmak istiyoruz. Bunu yaparken, imar mevzuatıyla uygun olmayan çözümler üretmek zorunda kalacağımızı fark ettik. Binası hasar görmüş, orta ya da ağır hasar her ne şekilde tespit yapılmış olursa olsun bu binalarla ilgili yeni düzenleme yapma ihtiyacı ortaya çıktı. Mevzuat bunlara şöyle bir düzenleme getiriyor; örnek olarak kabaca Gümüşpark Apartmanı 9 kat, yıkıldı yerine imar mevzuatına göre 6 kat maksimum inşaat yapabiliyorsunuz. Tablo aslında çok büyük hak kayıplarına yol açacak bir tabloydu. Adına K Alanı verdiğimiz 'Korunması Gereken Alan' diye tarif ettiğimiz bir düzenleme yaptık. İlçe belediyelerimiz, ilçesinde korunması gereken alan diye tarif ettiği parselleri, adaları çizdiler çalıştılar ve getirdiler. Biz de Büyükşehir olarak onayladık. Böylece korunması gereken alan sıfatı kazanmış bölgelerde mevcut durum neyse onun mevzuata rağmen aynısının yerine yapılmasını mümkün hale getirdik. 9 katlı bina yıkıldığında K sınırı içine dahil edildiğinizde tekrar 9 kat yapılabilir hale geldi. Emsal artışını biz aslında bir biçimde böylece vermiş olduk. Sayın Genel Başkanımızın da talimatıyla bizler İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bayraklı Belediyesi olarak, ada ölçeğinde veya daha geniş ölçekte revizyon yaparak emsali de artırmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Biz bürokrasimizi de görevlendirerek artış için ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Bu mevzuatın acilen değişmesi lazım. Bu mevzuat sürdürülebilir bir mevzuat değil. Bina ya oturulur, ya oturulmaz. Azı ya da ortası olduğu zaman kafa karışıyor. Oturulmayan binaya da çözümü devlet getirmek zorundadır. Biz belediye olarak sonuna kadar yanınızda olacağız. Haklarımızı ararken mağdur olmamanız için sonuna kadar yanınızdayız.”