CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Erdoğan için kullandığı "faşist diktatör" sözlerine yönelik tepkilere, "Bu rejimin adı; faşist diktatörlük diyoruz. Bu sözleri söylemenin bir bedeli olduğunu biliyoruz. Bunu göze alarak çıkıp söyledik" dedi.
Bülent Tezcan, MYK toplantısının gündemine ilişkin CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan'a yönelik kullandığı "faşist diktatör" ifadesinin gündem olduğunu söyleyen Tezcan, "Çok rahatsız oldular. Pazartesi günü bir gerçeği açıkladım dedim ki; kral çıplak. Ortalık karıştı. Ak Parti'nin hükümet yetkilileri ve yöneticilerinden, milletvekillerinden taşı alan üstüme koşmaya başladı" dedi.
"Çok ilginç niye koştuklarını biliyorum. Olur da reis kenarda oturduğumuzu görürse bizim de istifamızı ister düşüncesi ile görüntüyü kurtarma telaşına düştüler" diyen Tezcan şöyle devam etti:
"Ülkenin en önemli gerçeğine parmak bastık. Tehdit ve kuru gürültüye de pabuç bırakmayacağız. Her yandan saldırarak susturacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Öyle yağma yok. Gerçeği söylemeye devam edeceğiz. Konuşamayanlar adına konuşmaya devam edeceğiz. Ahlaki bir terim var mı yok? Siyasi bir kavram. Benim görevim senin hoşuna gidecek sözleri söylemek değil, gerçeği söylemek.
Bu sözlerime karşılık hükümet sözcüsü, 'edepsizlik, ahlaksızlık, seviyesizlik' bana hitaben söylüyor. Bana söylenen, edepsiz, ahlaksız, terbiyesiz, seviyesiz. Benim ki siyasi literatürden onların ki ahlaki literatürden alınmış. Benimki siyaset literatüründen alınmış sözler. Kimin sözü hakaret içerikli vatandaşlarımın vicdanına bırakıyorum. Kötü söz sahibine aittir. bunun üzerinden bir kutuplaştırma siyasetini getirip merkeze oturttular. Siyaseten savunacağın bir şey varsa çık söyle. Beni yıldıracağınızı sanıyorsunuz, yok öyle yağma. Toplumu kutuplaştırmak faşizm yöntemidir."
"DEMOKRASİ İÇİN BEDEL NE İSE ÖDEYECEĞİZ"
Sözleri üzerine hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ve soruşturma başlatıldığını hatırlatan Tezcan, "Sanki onların lütfu ile bu sözleri söylüyoruz. Bu sözleri söylemenin bir bedeli olduğunu biliyoruz. Bunu göze alarak çıkıp söyledik. Sayın Bekir Bozdağ anlattığın gibi Türkiye güllük gülistanlık değil. 4 bir yandan tehdit ederek 'hesabını vereceksin, bedelini ödeyeceksin' dedin. Demokrasi için bedel ne ise ödeyeceğiz. Siz de demokrasiyi ortadan kaldırmanın bedelini millete ödeyeceksiniz" diye konuştu.
CHP Sözcüsü şöyle devam etti:
"Türkiye'de yaratılan bu faşist diktatörlük ortamından rahatsız olan AK Partili bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları var. Ama konuşamıyorlar. Onlar adına da konuşuyoruz. Biz konuştukça yürekleri soğuyordur. Türkiye'de Demokrasi yok. Bu rejimin adı; faşist diktatörlük diyoruz. Millet rejimin adını bilecek. Anlatacağız ne olduğunu. Bu rejimin adı faşizm değilse nedir? Bizim bildiğimiz gördüğümüz faşizmdir. Bunun sorumlusu olan temsil eden de faşist diktatördür. Alınacak bir şey yok."
"VEBAL İSTİFAYA ZORLAYANIN BOYNUNDA"
Balıkesir Belediye başkanının istifasına da değinen Tezcan, şunları keydetti:
"Belediye başkanlarına şantaj ve tehdit ile görevlerinden alan bu anlayış değil mi? Balıkesir Belediye başkanı ağlayarak istifa etti. 'Ailemi tehdit ettiler' dedi. Mafyatik yöntemler faşizmin yöntemleri değil mi? 'Git şikayet et' deniliyor. Savcıların resen harekete geçmesi gerekiyor. Vebal onu istifaya zorlayanın omuzlarındadır. Bir belediye başkanı korkudan istifa ediyorsa, ağlayarak istifa ediyorsa, 'kimden korktun açıkla' deme hakkı kimsede yok.
Kim işaret edip sen istifa edeceksin diyorsa, o aileyi tehdit etme töhmeti onun üzerindedir. Bir korku rejimi yaratıldı. Herkes korkuyor. Korku düzeninin adı faşist düzendir. Konuşamayanların adına konuştum, konuşmaya da devam edeceğiz. Yürekleri soğuyacak. Onlar adına diktatörlüğe karşı kararlı bir duruş sergileyeceğiz. Kopartılan fırtına dahi faşizmin kanıtıdır. Bu demokrasi mücadelesidir ve zor bir mücadeledir. Bütün CHP kadroları ile mücadele ediyoruz. Haklıyız kazanacağız. Bir adım geri atmayacağız. Sözlerimiz ahlak ölçüleri içerisindedir. Siyaset dilimizin ayarının anahtarı onların elinde değil. Haklıyız kazanacağız saltanat sevdalıları kazanamayacak.
Tarihin çöplüğü diktatörler ile doludur. Diktatörlere karşı mücadele eden demokrasi kahramanları ise her zaman tarihin şeref locasında yer almıştır. Tarihin çöplüğüne gidecek birisi varsa kendilerinin genel başkanıdır. Tarihin şeref locasında yeri şimdiden ayrıltılan ise adalet yürüyüşünü yapan Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Belediye başkanını millet seçer. Milletin seçtiğini sizin geri alma hakkınız yoktur. Kendini millet sanan bir anlayış faşizme özgü bir anlayıştır."