Ziyaretlerinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelttiği 9 soruyu ve hayata geçirilmesi gereken 13 öneriyi de kurum temsilcileriyle paylaşan Bayır, "AKP iktidarı yaşanan krize ‘Ekonomimizin temelleri sağlam' diyor, gerçekten sağlamsa, 'İşsizlik neden katlanarak çoğalıyor? Ekonomik kurumların özerkliği niçin kalmadı?' sorusunu sormamız gerekiyor. Ülke ekonomisinin büyümesi, zenginleşme demektir. Bir ülkenin büyümesi ancak iş sahalarının çoğalması, işsizliğin azalması refahının artmasıyla mümkündür. Türkiye ekonomisi kötü yönetiliyor, yanlış dış politikalarla atılan adımlar ülkemizi uçuruma sürüklüyor. Dış şoklara karşı dayanıksız hale geldik. Örneğin; Trump ABD-Meksika sınırına duvar örerken Meksika para birimi yüzde 5 değer kaybetmişti. Bir rahip yüzünden bu kriz olduysa Türkiye ekonomisi bu kadar güçsüz mü ki, paramız yüzde 30’a yakın değer kaybetti? Olay bir rahip krizi değil, yönetilemeyen bir ekonomik krizdir. 2018 Temmuz sonunda yaşanan Rahip krizinden bu yana TL yüzde 28 değer kaybetti, faiz 4,5 puan arttı. Ama Ocak 2018’den beri TL zaten dolar karşısında %43,5 değer kaybetti. Faizdeki artış 11 puan. 2014’teki ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı: %68 faiz artışı ise 15 puan'' dedi.
Her Konuyla İlgili Mutlak Bir Suçlu Buluyorlar
Akp iktidarının, ‘’Dış düşmanlar ekonomimize saldırıyor. Türkiye’ye karşı ekonomik savaş açıldı. Ekonomimize yönelik bu saldırının doğrudan ezanımıza ve bayrağımıza yönelik saldırılardan farkı yok’’ söylemlerini de eleştiren Bayır, "O zaman sormamız gerekmiyor mu; böyle bir saldırı var ise, 16 yıldır siz neden önlem almadınız? Ekonominin başarısı dış şoklara dayanıklılığıyla ölçülür. Bir savaş var ise ortada, Türkiye neden bölgesinde yapayalnız kaldı, neden hiçbir AB ve Orta Doğu ülkesi bize somut destekte, maddi yatırımda bulunmadı? Madem ekonomik saldırı olacaktı, devlet olarak siz ne yaptınız? Hangi kalıcı önlemi aldınız?" Diye sordu.
Döviz Rezervlerimiz Borçlarımızı Karşılamaya Yetmiyor
Türk Lirasının eridiğinin ve ülke olarak fakirleştiğimizin altını çizen Bayır, "2018’in ilk 3 ayında; Milli gelir 882 milyar Dolardan, şu an kur nedeniyle 485 milyar Dolara geriledi. Kişi başına gelir 8 ayda 10.924 Dolardan 6 bin Dolara düştü. Brüt dış borcun milli gelire oranı 8 ayda yüzde 53’ten yüzde 96’ya fırladı. Döviz rezervlerimiz, borçlarımızı karşılamaya yetmiyor. 2002’de her 100 dolar dış borç için 169 dolar rezervimiz vardı, bugün 82 dolar rezervimiz kaldı. Altın hariç, döviz rezervlerimizin kısa vadeli dış borcu karşılama oranı yüzde 63’e düştü. 2018’in ilk 6 ayında, batık ve geri ödenmeyen banka kredileri 75 milyar TL oldu. Bankalarca el konulan ipotekli konut sayısı 14 bin oldu." Dedi.
Üretim Yerine Tüketim Ekonomisi Egemen Oldu
Üretim yerine tüketim ekonomisinin egemen olduğunu belirten Bayır, "Son 7 yılda betona 551 milyar dolar para yatırıldı. Buna karşın, son 14 yılda 171 milyar dolar tarım ithalatı yapıldı. Üretim ekonomisini dışladık. İthalat yoluyla istihdamsız büyüdük. 2002-2018 arasında gelen yabancı yatırımcı toplam 160 milyar Dolar yatırım yaparken bunun sadece yüzde 38’ini Sanayiye, binde 3’ünü Tarıma, yüzde 61’ini ise hizmetler sektörüne çekebildik. Sıcak para ise yatırıma değil faizden faiz kazanmaya yaradı. Yüksek büyüme ancak yüksek cari açıkla sağlandı, ayda ortalama 20 milyar Dolarlık ithalat yaptık, çünkü ihraç ürünü üretmek için gereken hammadde ve aramalı hep ithal edildi. 100 Dolar ihracatımızın sadece 3.8 Doları yüksek teknolojili ürüne dayalı oldu. Sıcak para girdiği hızla çıktı, borç ödemelerini zorlaştırdı. 17 Ağustos haftasında yabancı yatırımcı 362 milyon Dolarlık menkul kıymeti 1 haftada satıp çıktı." Diyerek sözlerini sonlandırdı.
Sayfa başına git