Borsa İstanbul satışını, ekonomik ve mali çöküşün bir sonucu olarak değerlendiren CHP’li Beko, Katar’a daha önce ihalesiz satılan Digitürk ve Tank Palet Fabrikasını hatırlatarak, Sayıştay denetimi dışında olan Varlık Fonunun kapatılması çağrısında bulundu.
Varlık fonuyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin borsası, sanayisi, ticareti, ulaşımı, limanları, kentleri, turizmi, tersaneleri ve bankalar gibi bütün birikimlerini gözden çıkardığını ileri süren CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Tarımı, doğayı, çiftçiyi, işçiyi bitiren şahsın yönetimi, şimdi de gözünü ülkenin sermaye birikimlerini talana ve yağmaya açık hale getirmiştir” dedi.
EKONOMİK ÇÖKÜŞÜN BİR SONUCU
Varlık Fonunun Sayıştay denetimi dışında tutan tek adam yönetiminin, pandemi ve ekonomik krizin ortaya çıkardığı sorunları çözmek yerine Varlık Fonu bünyesine aldığı Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hissesini Katar’a sattığını dile getiren Beko, durumu ekonomik ve mali çöküşün bir sonucu olarak değerlendirdi. Beko, iktidarı sert dille eleştirerek, “Ülkeyi yönetmekten aciz, şahsın yönetimi hem siyasi hem ekonomik olarak çökmekte ve kendisini kurtarmak için de ülkede ne var ne yok satışa çıkararak kendisini kurtarma derdine düşmüştür. Türkiye-Katar iş birliği anlaşmaları, Katar’dan Türkiye’ye 300 milyon dolarlık sermaye akışının gerçekleşeceğinin açıklanması ile Varlık Fonu'nun Sayıştay denetimi dışında tutulması ve fon kapsamındaki şirketlerin neredeyse tamamen vergi dışı bırakılmış olması düşünüldüğünde tehlikenin boyutlarını gözler önüne sermektedir” ifadelerini kullandı.
KATAR’A İHALESİZ SATIŞLARI HATIRLATTI
Kamu ihalelerini yandaş şirketlere peşkeş çekmeye devam eden iktidarın, Borsa İstanbul'un satış yöntemini halktan gizleyerek gerçekleştirdiğini söyleyen Beko, Katarlı şirketlere ihalesiz satılan Digitürk, Tank Palet Fabrikasını hatırlattı. Meclisi yok sayarak ülke birikimlerini fon üzerinden satışa çıkaran, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir yönetimin karar vermesinin kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Beko, “İstanbul Borsası'nın yüzde 10'u satış şartları ve fiyatı belli olmadan, kamuoyuna açıklanmadan Katar'a satılıyorsa… Digitürk ihalesiz ve uzun süre satış fiyatı açıklanmadan Katarlı Bein Group'a satılıyorsa… Kazancının büyük kısmı Türkiye liglerini seyretmek için abone olanlardan gelen Katarlı Bein parayı ödeyemediği zaman para Devlet'ten ödeniyorsa… BMC'yi almaya-işletmeye parası yetmeyen işadamı için Cumhurbaşkanı Katar Emir'ini arıyorsa… Tank Palet Fabrikası 50 milyon dolar için 25 yıllığına BMC'ye yani Türk-Katar ortaklığına kiralanıyorsa… Katar Emiri'nin annesi Şeyha Moza'nın, önce Kanal İstanbul güzergahında 44 dönüm tarla aldığı, ardından bu tarlanın imar planındaki değişiklikle turizm ve ticaret alanına dönüştüğü ortaya çıkıyorsa… Haliç'te yapılması planlanan Altın boynuz projesi için Katar ortaklardan biri oluyorsa… Tüm bu yaşananlar göstermektedir ki; Ülkemizin stratejik öneme sahip kuruluşları ve kurumları Türkiye Varlık Fonu’na devredilerek yabancı-yerli sermayeye ve devletlere peşkeş çekilmektedir” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurum ve kuruluşlarını, kıyılarını, ormanlarını, kentlerini, meralarını, derelerini doğasını, yaylasını satışa çıkarılmasının önünü açan Varlık Fonunun kapatılması çağrısında bulunan CHP’li Beko, tek adam rejimiyle ülkenin geleceğinin olmayacağı uyarısında bulundu.