Milyonlarca insanı ilgilendiren emeklilikte yaşı takılanlar (EYT) sorunu ülke gündeminde tartışılmaya devam ediyor. Konu ile ilgili yazılı bir açıklama yapan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, iktidarın düzenleme hazırlanırken meslek örgütleri ve muhalefeti bilgilendirmediğini ve EYT sorununu hakkaniyetli bir biçimde çözmekten uzak olduğu eleştirisinde bulundu.
Bu noktada öncelikle uzun süredir bu konuda mücadelesini sürdüren EYT dernekleri ve Federasyonunun çalışmalarının süreci bu aşamaya getirdiğini hatırlatan Beko, "Kamuoyunu bilgilendirmeden yapılan bu düzenlemeyi doğal olarak ‘kapıda bekleyen tehlike’ olarak görüyoruz. Maalesef bu süreç tek taraflı yürüyor. AKP iktidarı, başından beri sosyal diyalogdan uzak, emek ve meslek örgütlerini sürece davet etmeden; kendine yakın sendikalarla, işverenlerle durumu kurtarmaya çalışıyor. O açıdan da bu çıkacak yasada çok büyük tehlikeler, mağduriyetler olacaktır. Başından beri aslında iktidar, EYT meselesini çözmeden uzak politikalar geliştirdi. Hatta AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, "seçimi kaybetsek de EYT’yi çıkarmayacağız" açıklamalarını yaptı. Ancak, 2023 seçimleri yaklaşırken özellikle kendi tabanında oy kaybetme durumu da ortaya çıkınca EYT’yi gündemine aldı" dedi.
EYT ÖNERİSİ
EYT'lilerin önerilerini de paylaşan Beko, " EYT'liler askerlik, yurtdışı borçlanma vs. sigorta başlangıcını 08/09/1999 öncesine geri çekmelidir. SSK’lılarda 5975 güne kadar kademeli günler yerine sadece 5000 gün şart olarak kabul edilmeli. Bağ-Kur’lularda 08/09/1999 öncesi SSK başlangıcı EYT kapsamında dikkate alınmalıdır. Sosyal Güvenlik sözleşmesi olan ülkelerdeki sigorta başlangıçları, EYT içinde sigorta başlangıcı olarak kabul edilmelidir (Bu hak daha önce 7186 sayılı yasa ile ellerinden alınmıştı) 08/09/1999 öncesi sigortalı olup da EYT kanunu çıktıktan sonra şartları sağlayanlar, şartları sağladıklarında EYT den aylık alabilmelidir. Ayrıca staj mağdurlarının da sorunu çözülmelidir. 2000 öncesi vergi ve oda kaydı olanlara tescil hakkı da verilmelidir. Aylık bağlama oranında düzenleme yapılmalı ve hak kazanan yurttaşlarımıza bağlanan ücret en az asgari ücret düzeyinde olmalıdır. Bunlar gözetilmeden yapılan bir düzenleme hiçbir derde deva olamaz ve sorun çözülmez" ifadelerini kullandı.
AYLIK BAĞLAMA ORANI İYİLEŞTİRİLSİN
Yaş kriteri kadar önemli bir diğer şeyin aylık bağlama oranı ve prim gün sayısı olduğunu belirten CHP'li Beko şu bilgileri paylaştı:
"Emeklinin alt sınır aylığı, asgari ücretin yüzde yetmişinden az olamaz maddesi 5510 Sayılı Yasa ile yarıya indirilmeseydi asgari emekli aylığı 7005 TL, büyümeden verilen pay ise yüzde yüzden yüzde otuza düşürülmeseydi en düşük emekli aylığı bugün 9500 TL olacaktı. Ayrıca, emeklilerin maaşının bağlanmasında fazla prim ödemesinin önemi olmalıdır. Bugün 3600 günle emekli olmuş asgariden maaş alan emekli ile 9000 günle emekli olmuş emeklinin ikisi de 5500 TL alacak. Üstelik, asgari emekli aylığının 3500 TL'den 5500 TL'ye çıkarılması kararı alındı. Yani 2000 TL artış öngörüldü. Ancak maaşı 4500 TL olanlar için artış sadece bin Lira olmuş oldu. Dolayısıyla burada olması gerek tüm emeklilerin insanca yaşayabileceği adaletli bir düzenleme yapılmasıdır. Ancak bu konuda EYT'lileri ve emeklileri tatmin edecek ve enflasyonu göz önünde bulunduracak bir maaş açıklaması yapılmadı. Anlaşılan o dur ki; EYT’lilere de bugünkü yasa çerçevesinde bir maaş bağlanacak. Bu da demek oluyor ki yurttaşlarımız düşük emekli maaşı alacaklar; halbuki hiçbir hak sahibine asgari ücretin altında maaş bağlanmamalıdır.
8 Eylül 1999 öncesinde SSK’da 5 bin gün şartı vardı, 4 bin 500 gün vardı, 3 bin 600 gün vardı. Bağkur’da 5 bin 400 gün şartı vardı, 7 bin 200 ve 9 bin gün vardı. Bunlar ne olacak? Bu altı şıktan hangisi uygulanacak? Hangi gün kriterinin yerine getirilmiş olması gerekecek? İktidar keşke bunları açıklamış olsaydı da insanların kafaları karışmasaydı. EYT mağdurlarının ellerine asgari ücretin çok altında bir maaş geçerse…“Buna şükür! Hiç yoktan iyidir!” mi diyecekler? Yoksa bir tepki mi verecekler, bilinmez ancak görünen odur ki, yasada eğer asgari ücretin çok altında bir maaş getirecek oranın uygulanması öngörülürse EYT meselesinin, bugünkünden daha çok konuşulacağıdır. Çünkü yaş kriteri ortadan kalkınca yüreği pır pır eden EYT’lilerin bu saatten sonra hayal kırıklığına uğramaya hiç ama hiç tahammülünün olmadığı bir gerçektir!
Aylık bağlama oranı da iyileştirilsin ki milyonlarca insanın sevinci kursaklarında kalmasın. Hayaller kabusa dönmesin! Tekrar vurgulamak isterim ki sorunun çözümü için yapıcı, kalıcı ve katılımcı bir sosyal güvenlik sistemi şarttır. Bizler bu amaçla; yasa teklifi TBMM’ye sunulduğu anda yurttaşlarımızın taleplerini Komisyonda ve Genel Kurul’da dile getireceğiz. Çıkarılacak yasanın en iyisi olabilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz."