TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyona katılan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, ekonomik sıkıntının işçi ve emekliler üzerindeki baskılarını dile getirirken Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) Aralık ayında Meclis gündemine getirilme sözü verilen hak ve taleplerinin iyi analiz edilmesini, gasp edilen haklarının verilmesine yönelik EYT'lilerin önceden kurmuş olduğu federasyonla görüşülerek daha akıllı ve mantıklı bir çalışma yürütüleceğini ifade etti.
Konuyu Çalışma Bakanı ile de birebir görüştüğünü belirten Beko, “Bizim aldığımız duyumlara göre bazı işverenler EYT’li arkadaşlarımızı işten çıkarıyormuş. Bunu kabul etmek mümkün değil. İşçilerin ekonomik, demokratik, sosyal haklarına dokunmadan Emeklilikteki Yaşa Takılan arkadaşlarımızın gasp edilen hakkı devlet bütçesinden karşılanmalıdır. Sayın Bakan yaptığı konuşmada; “Bu sorunun bilinmeyen ya da çok göz ardı edilen tarafı şudur: EYT'li insanların büyük bir çoğunluğu 4/A’lılardır yani SSK primi ödeyen işçilerimizdir. Şu çıkıyor: Özel sektör kıdem tazminatı sorunuyla karşı karşıya kalacaktır” dedi. Bakanın bu sözlerinden anlaşılıyor ki; işverenler işçinin çok temel bir hakkı olan kıdem tazminatını ödemekte zorlanacaklarını söylüyorlar. Unutmayalım ki Türkiye’nin işçileri, emekçileri 1936’dan bu yana kıdem tazminatı hakkına sahiptir ve bu hak 86 yıllık temel bir işçi hakkıdır. Ve çalışan işçilerin kıdem tazminatı onların 13. Maaşıdır. Çalışırken işveren tarafından tasarruf edilen kıdem tazminatı ayrıldıktan sonra kendilerine iade edilmektedir” diye konuştu.
ASGARİ ÜCRET EN AZ 10 BİN TL OLMALIDIR
Plan ve Bütçe Komisyonunda ekonomik koşulların zorluklarına yönelik de açıklamalar yapan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Türkiye, AKP iktidarıyla ekonomik olarak en kötü dönemlerinden birini yaşamaktadır. Ekim ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 7.425 liradır. Yoksulluk sınırı 24.185 lira olmuştur. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 9.705 liradır. Böylesi bir ortamda çalışan, çalışamayan milyonlarca yurttaş, derin bir yoksulluk ağının parçası hâline gelmiştir. Asgari ücret 5.500 lirayla sefalet ücretine dönüşmüştür. Ülkemizde 10 milyonun üzerinde işçi asgari ücretle geçiniyor. Asgari ücret maalesef açlık sınırının altında kalmıştır. Asgari ücret tespitinde geçim koşulları ve millî gelir artışı dikkate alınmalıdır. Türkiye'de asgari ücret tek bir işçi için hesaplanmaktadır ve bu durum uluslararası standartlara aykırıdır. Asgari ücret tespit edilirken işçi ve memur ayrımı yapılmamalı, tek asgari ücret olmalıdır. Asgari ücret yıllık olarak hesaplanmalı, bir işçi ocak ayında aldığı maaşı yıl sonunda da almalıdır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu demokratik hâle getirilmeli, Komisyonda DİSK ve HAK-İŞ de mutlaka olmalıdır, tabii ki asli sahipleri olan asgari ücretle çalışanlar da olmalıdır. 3600 ek gösterge, adaletli bir biçimde tüm kamu çalışanlarına verilmelidir. Dolayısıyla Ocak 2023 itibarıyla asgari ücret en az 10 bin lira olmalıdır. Asgari ücretle çalışan 10 milyon işçinin ekonomik, demokratik, siyasi ve sosyal haklarının ailesiyle birlikte belirlenmesini talep ediyor ve masa başında bu kararı verenlerin adil ve vicdanlı olmasını bekliyoruz. Unutmayın ki asgari ücret bir memleket meselesidir. Emeklilerin maaşı da asgari ücretin altında kalmamalıdır” açıklamalarını yaptı.
İŞ CİNAYETLERİNDE NEDEN AVRUPA BİRİNCİSİYİZ?
Son yirmi yılda iş cinayetlerinde en az 30 bin işçinin hayatını kaybettiği gerçeğini Komisyon üyelerine hatırlatan Beko, Bakan’a seslenerek şunları söyledi: “Türkiye iş cinayetlerinde neden Avrupa'da 1'inci, dünyada 3'üncü sıradadır? 1995 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile yapılan 176 sayılı maden yasasını neden madenlerde uygulamıyorsunuz? Uluslararası Sendikalar Konfederasyonunun (ITUC), 148 ülkeyi kapsayan Küresel Haklar Endeksine göre Türkiye, 2022 yılında çalışanlar için en kötü 10 ülkeden biri olmuştur, neden? Diğer ülkeler ise şunlardır: Bangladeş, Belarus, Brezilya, Kolombiya, Mısır, Myanmar, Filipinler, Esvatini ve Guatemala. Sayın Bakan, ülkemizde işsizlik 10 milyonu aştı. Bu rakam ne yazık ki 95 ülkenin nüfusundan fazladır. Kadın ve genç işsizliği ülke tarihinin en yüksek seviyelerindedir. Sayın Bakan, sendikalaşma oranı yüzde 15. "Bize göre düşük" dediniz. O zaman sendikaların üzerindeki barajları kaldıralım; iş yeri barajı, iş kolu barajı, işletme barajı devam ediyor; bu durum sendikalaşmanın önünde en büyük engeldir. "32 çeşit personel çalıştırma sistemi var." dediniz. Geçmişte böyle bir şey yoktu, AKP iktidarında oldu; bu, AKP'nin bir eseridir. Taşeron sistemi çağ dışı bir uygulamadır, yasaklanmalıdır. Taşeron işçilerin tamamına kadro verilmelidir. İşsizlik Fonu'nun yüzde 10'u işsiz kalan işçilere veriliyor, yüzde 90'ı ise amacı dışında kullanılıyor; bu durumu kabul etmek mümkün değildir. "Emeklileri de düşünmemiz lazım." dediniz. İntibak yasasını çıkaralım, en düşük emekli maaşına da asgari ücret düzeyinde maaş verelim. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Bütçenin de hayırlı olmasını diliyorum.”