CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, Çukuralan’da işletilen ve ÇED sürecine ilişkin bilirkişi raporunda üçüncü kez kapasite artışına olumlu yanıt verilen altın madenini Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a sordu. Söz konusu kapasite artışıyla Kozak Yaylası’nın başlangıcı sayılan Kapıkaya Mahallesi yakınlarına altın madeni kurulmak istendiğini ifade eden Polat, Kozak Yaylası ve çevresinde bulunan ve geçimini çam fıstığından sağlayan halkın büyük tedirginlik yaşadığını kaydetti. Polat, “Yöre ekonomisinin can damarı sayılan fıstık çamı ağaçlarının maden nedeniyle zarar göreceği gerçeği göz önüne alınmış mıdır? Söz konusu ÇED raporunun doğaya, mahallerinden göç etmek zorunda kalacak insanlara ve onların kültürlerine telafisi mümkün olmayacak olumsuz sonuçlar yaratacağı düşünülmekte midir?” diye sordu.
“HALK BÜYÜK TEDİRGİNLİK YAŞIYOR”
CHP’li Polat, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, İzmir’in Dikili ve Bergama İlçeleri arasında kalan Çukuralan’da işletilen altın madeninin FETÖ’ye yönelik yürütülen operasyonlar çerçevesinde TMSF’ye geçtiğini anımsattı. Söz konusun madenin kayyum tarafından işletilmesine rağmen, ÇED sürecine iliştin bilirkişi raporunda üçüncü kez kapasite artışına olumlu görüş bildirildiğinin basında yer aldığını hatırlatan Polat, “Bu kapasite artırımı nedeniyle Kozak Yaylası’nın başlangıcı sayılan Kapıkaya Mahallesi yakınlarına da altın madeni kurulmak istenmektedir. Bu nedenle yeni maden sahası alanındaki Kozak Yaylası ve çevresinde bulunan ve geçimini çam fıstığından sağlayan halk büyük bir tedirginlik yaşamaktadır” dedi.
“BÜYÜK SORUNLARA YOL AÇACAK”
Helenistik Çağ’dan beri Kozak Yaylası’nın çamfıstığının ekolojik yetişme alanı olduğunu ve burasının Türkiye’nin çamfıstığı deposu konumunda bulunduğunu anımsatan Polat, “Hazırlanan ÇED raporunda çam fıstığının önemi dikkate alınmamıştır. 324 hektarlık ÇED alanının 274 hektarının orman içinde kalmasına rağmen endemik bitki türlerini etkilemeyeceğinin iddia edilmesi gerçekçi değildir. UNESCO Dünya Mirası Koruma Listesi’nde yer alan Kybele Kutsal Alanı Kapıkaya’da bulunmaktadır. Dolayısıyla bu uygulama UNESCO Dünya Miras Alanı’nda sorunlara yol açacaktır” diye konuştu.
FISTIK ÇAMI AĞAÇLARININ ZARAR GÖRECEĞİ DİKKATE ALINDI MI?
Çukuralan’da işletilen altın madeni sahası içinde yer alan ve yöre ekonomisinin can damarı sayılan fıstık çamı ağaçlarının maden nedeniyle zarar göreceği gerçeğinin göz önüne alınıp alınmadığını soran Polat, “Maden nedeniyle oluşacak zararın giderilmesine yönelik öngörülen bir çalışma var mıdır? Maden sahasının dışında kalan alanlarda fıstık çamı ağaçlarının bulunmasına rağmen bilirkişinin madenin tohum meşceresi üzerindeki etkisinin sınırlı olacağı kanaatine vardığı doğru mudur? Doğru ise bunun gerekçesi nedir?” sorularını yöneltti.
“RAPORUN OLUMSUZ SONUÇLAR YARATACAĞI DÜŞÜNÜLÜYOR MU?”
Polat, önemli oranda kızılçam ağacı kesilecek olmasına rağmen şirketin kesilecek ağaçların 5 katı kadar ağaç dikeceğine yönelik taahhütte bulunduğunun doğru olup olmadığının açıklanmasını isteyerek, önergesinde şu sorulara yer verdi:
“-Kesilecek ağaçlar nedeniyle yöre halkının her açıdan yaşayacağı mağduriyet göz önüne alınmış mıdır?
-Maden sularının deşarj edildiği Çökek Deresi’nin 5 kilometre güneyinde yer alan ve Kültür ve Tabiat Varlığı olan Nebiler Şelalesi’ne ilik olması, ÇED Raporu’na olumlu cevap veren bilirkişi heyeti tarafından göz önüne alınmış mıdır?
-Oluşacak tozlar sonucu çamfıstığı üretiminin azalacağı ve bu nedenle Kozak Yaylası çevresindeki bölgede çamfıstığından geçimini sağlayan insanların zorunlu olarak başka yerlere göç edeceği gerçeği göz önüne alınmış mıdır?
İÇME SULARINA ETKİSİ DİKKATE ALINDI MI?
-Balıkesir Belediyesi tarafından içme suyu amacıyla kullanılan Madra Barajı Göl Alanı’nın madene 6 kilometre uzaklıkta yer alması verilen raporda dikkate alınmış mıdır?
-Kozak Yaylası’nın değerli yer altı sularına ağır metaller bulaştığında tarım yapılamayacak olması ve bunun yanı sıra Bergama’da yaşayan 110 bin kişinin içme suyunu kullanamama olasılığı göz önünde bulundurulmuş mudur?
-Söz konusu ÇED raporunun doğaya, mahallerinden göç etmek zorunda kalacak insanlara ve onların kültürlerine telafisi mümkün olmayacak olumsuz sonuçlar yaratacağı düşünülmekte midir?”