MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
CHP’li Polat’tan ‘sandığa müdahillik’ ve ‘Tilki’ açıklaması, ‘Soyer’ ve ‘Aslanoğlu’ mesajları!
Politika
27 Temmuz 2023 Perşembe 08:26

CHP’li Polat’tan ‘sandığa müdahillik’ ve ‘Tilki’ açıklaması, ‘Soyer’ ve ‘Aslanoğlu’ mesajları!

YDK’ya yeniden aday olmayacağını çarpıcı bir anektodla açıklayan CHP İzmir Milletvekili Polat, delege seçim sürecine damga vuran ‘müdahillik’ konusu ve ‘Tilki’ çıkışına açıklık getirirken, CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’na adaylık, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e de ikinci dönem için açık destek verdi. Polat’tan partideki değişim tartışması ve Kılıçdaroğlu özelinde de önemli mesajlar geldi.

GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat Bir TV ekranlarında yayınlanan Politika Durağı programında Gazeteci Sercan Avcı’nın sorularını yanıtlarken, önemli açıklamalarda bulundu.

YDK’ya yeniden aday olmayacağını çarpıcı bir anektodla açıklayan CHP İzmir Milletvekili Polat, delege seçim sürecine damga vuran ‘müdahillik’ konusu ve ‘Tilki’ çıkışına açıklık getirirken, CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’na adaylık, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e de ikinci dönem için açık destek verdi. CHP İzmir Milletvekili Polat’tan partideki değişim tartışması ve Kılıçdaroğlu özelinde de önemli mesajlar geldi.

“YERELDE YÖNETİCİLİK DÜŞÜNMÜYORUM ÇÜNKÜ...”
Partide tabandan üst yönetime kadar birçok görevde yer alan CHP İzmir Milletvekili Polat programın açılışında ‘yerel yöneticilik’ sorusuna şu yanıtını verdi: Ben duygusal bir adamım yerel yöneticilik yapabileceğimi düşünmüyorum. Yerel yöneticiler aldıkları kararlarla birilerinin hayatlarını değiştirebilir ya da hayatının değişmesini hayal eden birilerinin hayatının değişmemesine neden olabilir. Dolayısıyla ben yapamam. Bir belediye başkanı, ilçe belediye başkanı olursam, herhalde ya ilçeyi batırırım ya da herkes beni sevmez ve nefret eder. Ya her geleni işe alırım kentin geri kalan işlerini yapamam. Ya da hiç kimseyi işe almam kentin geri kalanı benden nefret eder. Yani öyle bir hayalim yok. Bir kentin şehr-i emini olmak çok önemli. Bunu aşama aşama yapan çok iyi örnekler var. Örneğin kentin kültürünü, tarihini, dokusunu, hangi mevsimde hangi çiçeğin bilmiyorsanız o kentte belediye başkanlığı yapmak çok doğru bir şey değil. Ben olursam öyle bir belediye başkanı olurum. O kente dair çok büyük hayallerim de olması lazım. Doğrusunu söylersem hiçbir ilçe için öyle hayal kurmadım.

“O ZAMAN VİCDANIMDAN BİR ŞEY KOPTU... ADAY DEĞİLİM”
YDK üyeliğinin ciddi bir risk olduğunun altını çizen CHP İzmir Milletvekili kurula yeniden aday olmayacağını çarpıcı bir anektodla anlattı: Ben YDK üyesi olduğumda partinin vicdanı olacağım diye sizlere de söylemiştim. Öyle davrandım. Bugüne kadar hiçbir şekilde vicdanımı kanatan bir karara imza atmadım. Ama çok büyük bir yük taşıdığımı biliyorum. Fakat bu genel seçimlerin ikincisinde Diyarbakır’a gittim. o gün benim YDK kariyerimle ilgili kendimle ilgili verdiğim bir kararı burada sizinle de paylaşayım. Ednan vekille birlikte gitmiştik, iki tane genç kardeşim fedakarca bizimle çalıştılar 28 Mayıs seçimlerinde. Ve son gününde çocuklar bana ‘Abi bizi YDK’dan siz attınız’ dedi. O zaman benim vicdanımda bir şey koptu. O gün bir karar verdim, geldim bütün arkadaşlarıma da söyledim. Ben bir dahaki dönemde YDK’ya aday olmayacağım. Ve ben her girdiğim kurultayda oylarımı yükseltmiş bir YDK üyesiyim, yıpranmadım. Yıpranmamaya da özen gösterdim, vicdanımı temiz tutmaya çalıştım. Dolayısıyla o bende bir kırılma yarattı. Görmeden birinin parti kariyerine son vermiş olabilirdik. Bir daha bu kurultaydan sonra YDK düşünmüyorum.

NEDEN MÜDAHİL OLDU?
Bornova’da delege seçimleri sürecine damga vuran CHP’li Polat, ‘Neden müdahil oldunuz?’ sorusunu, “Ben 15 yıldır kesintisiz örgüt hizmetinde olan biriyim. Ben Bornova’da örgütten sorumlu ilçe başkan yardımcısıyken bana bir soy isim söyleseniz hangi mahallelerde üye olduklarını söylerdim. Örgüte o kadar halimdim, bilirdim. Yaptığınız işi iyi bilmeniz, iyi bilmeniz, iyi sonuç almanızı gerektirir. Ben de işimi iyi yapıyordum. Dolayısıyla örgütün mekanizmalarının tamamını iyi bilen biri olarak müdahil olmam gerektiğini hissettim. Siyaseti siyasetçiler yapar, siyaseti bürokratlar arka kapıdan ön kapıdan, sağdan soldan yapmazlar. Örgütümden herhangi bir insanı kıramam, döner kendim kırılırım, özür dilerim. İnsanız tartışırız ama örgütte üye olan insanları kırarsam döner özür dilerim. Çok yapmışımdır bunu. Özür dilemeyi bilmek bir erdemdir. Hiçbir zaman örgütümden bir insana ağzımdan kötü bir laf çıksın istemem. Ama örgütün üzerinde, örgütte olmayan, bürokraside olan… Ki örgüt şöyledir, cebinden para, zaman harcar. Çocuğunun ömründen çalar. Karşılığında da bir şey beklemez. Örgüt emeğinin bir karşılığı yok. Örgüt emekçisine, bir bürokratın gelip rüşvet ya da baskıyla siyasal tavrını değiştirmesine yönelik herhangi bir şey olduğu zaman benim gözüm hiçbir şeyi görmüyor. Gözüm döner, ağzımdan tilki de çıkar, daha ağırı da çıkar” sözleriyle yanıtladı.

”’TİLKİ’ BİR BÜROKRAT!”
Polat yine gündeme damga vuran ‘Tilki’ çıkışı hakkında ise şu açıklamayı yaptı: Bir bürokrat. Çevre Bakanlığı’nın imzasıyla gelmiş, bürokrat olmuş biri. Siyaseti, siyasi başkan yardımcısı yapar. Ama bürokrat, belediye başkan yardımcısı bu işlerden uzak duracak. Devlet memurusun kardeşim. Ona ben tilki de derim. Bugün millete cop sallayan, cop sallama emrini veren, millete baskı yaptırtan bir emniyet müdürüyle nasıl çifte baro önünde gazeteciyi elinden almak için kendi canımı ortaya koyduysam, örgütümü de ezdirmem. Maaşlı bir bürokrata, kimin bürokratı olursa olsun, örgütümü ezdirmem kardeşim. Ya görevini bırakıp siyaset yapacaksın ya da belediye başkanımızın arkasından iş çevirmeyeceksin. Hiçbir partilime haksızlık etmem, ettirmem. Yanlışlarından döneceklerini düşünüyorum, dönmeseler bile zaten bu süreç kapandı. Parti kendi mecranda tartışıyor bunları.

“BENCE HAKKIDIR, SEÇİLEREK GELMELİ”
CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’na koltuğa geliş sürecinde büyük destek veren isimlerin başında gelen Polat, il kongresi için de, “Şenol Aslanoğlu, 7.ayını yaşayan bir il başkanımız. Performansını tüm kamuoyu görüyor. Benim hayal ettiğim tarzda bir il başkanlığı yapıyor. İnsanlara sarılıp gerçekten sahici bir şekilde kucaklayabiliyor. Dizine kadar eğilip ihtiyarların elini öpebiliyor. Bir duygu geçişkenliği ve partimizi anlatabilecek bir şey. CHP’nin hapsedilmeye çalışıldığı siyaset arenası dışında farklı bir aktör olarak geldi. Ona benzeyen profilde il başkanları çıkarmaya başladı diğer partiler de. İş dünyasından ya da tip olarak da benzeyen birini çıkarmaya çalıştılar. Ama taklitler aslını yaşatır derler, Şenol Aslanoğlu’nu yaşatıyor. Ve Şenol Aslanoğlu’nun kendine has bir üslubu var. O üslubun da bence halkta ve örgütte de bir karşılığı var. Bugün örgüt birçok mahalle seçimi bitirmiş, 3 ya da 4 tartışmalı mahalle dışında diğerleri tartışmasız, birçoğu tek liste ve diplomasinin egemen olduğu, anlaşmalı bir seçim süreci götürüyor. Dolayısıyla CHP’li bir milletvekili olarak, örgütün kavgasız gürültüsüz bu süreci 3 mahallede dışında götürüyor olmasından son derece müteşekkirim, kendisine teşekkür ediyorum. Bence hakkıdır, seçilerek gelmeli ve bir dönem daha yapmalıdır” açıklamasını yaptı.

‘DEĞİŞİM TARTIŞMASI’ MESAJLARI
CHP’deki değişim tartışmaları hakkında da açıklamalarda bulunan Polat şunları kaydetti:
Ben yaşama inanan bir insanım. Yaşamda her şey değişmeye mahkumdur. Değişimin karşısında her şey güçsüzdür. Değişmek, elbette ki esastır. Değişim zaman içerisinde zaten CHP’nin kodlarında var. Genel başkan geldiği tarihte de ‘Yüz yıllık çınar genç filizleriyle gidiyor’ diyor. Bir değişim zaten CHP’de var. CHP, sahada, sokakta, her yerde bir değişimin adresi aslında. Bakın bugüne kadar yan yana gelemez denilen insanlar bir araya geldi ve Türkiye’yi değiştirme iddiasını koydu. Bunda bugün başarılı olamadık. Bugün bu olmadı, başaramadık fakat yarın başaramayacağız demek değil. Ayrıştırmaya inat insanları birleştiren, o anlamda değişimi vaat eden bir CHP var. CHP kadroları sürekli dinamik, yenileniyor, değişiyor. Elbette ki genel başkan da bir gün değişecek, gelişecek ve yenilenecek. Buna örgütümüz karar verecek. Esas mesele bence değişimden ziyade, değişimin zamanlaması ve ne şekilde olacağını tartışmamız gerekiyor. Buna da örgüt seçimleriyle karar veriyoruz. Zamanında karar vermek zorundayız. Türkiye öyle bir noktadan geçiyor ki önümüzde yerel seçimler var. Yerel seçimlere konsantre olmamız gerekiyor. Yüzde 82 akaryakıt zammı olmuş Türkiye’de son 1,5 ayda. Dolar yüzde 20 civarında bir prim yapmış neredeyse. Emekliyle dalga geçiyor, asgari ücretlinin cebine zam girmeden para eriyor. Türkiye’nin ihtiyacı olan bunları tartışmak ve aslolan hükümetin kafa yapısını değiştirebilmeye yönelik muhalefetin muhalefet yapması gerekiyor. Çok kıymetli işler yaptık biz. Süleyman Soylu nerede, yok. Çünkü değişime mahkum kıldık onu. Muhalefet mahkum kıldı. İzmir Limanı devroluyor, bununla ilgili ne olup ne bittiğini biliyor muyuz? Körfez ülkelerine gidiliyor, acaba oraya ne yapmaya gidiyoruz biz? Duyduğumuz birtakım şeyler var. Körfez ülkelerine gidiyoruz, yarın bir gün Körfez ülkelerinde olası bir değişim dönüşüm tartışması ya da bir kalkışma olduğu zaman onun jandarmalığını yapma taahhüdünde mi bulunuyoruz biz? Çok ciddi bir soru bu, acaba neye karşılık gidiyoruz? Bunları tartışmamız gerekiyor ve iktidarı bu yöne doğru değişime zorlamak, alabildiğine şeffaflaştırmak… Çünkü bugün siz hayatınızla ödüyorsunuz bunların bedelini, bizim çocuklarımız ödüyor. Bir seçim atlattık değil mi, bu seçimi yeterince tartışamadan gündem ne? Kemal gitsin, Ahmet gelsin…

”KEMAL BEY DEVAM ETMELİ VE EN VERİMLİ DÖNEMİ”
CHP İzmir Milletvekili, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na verdiği desteği ise şu sözlerle anlattı: Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun ahlaki olarak yanındayım. İdeolojik olarak da yanındayım. Yönetim anlayışı itibariyle de yanındayım. Ülkenin, partinin önüne koymaya çalıştığı politik çizginin de sonuna kadar arkasındayım. Bu politik çizgide bir kere Halil İbrahim sofrası var. Derinleştirdiğimiz zaman helalleşme kavramı var.  Kendi hayatımıza dönelim. Bir kere benim hayatımda yan yana gelmediğim ya da benimle yan yana gelmeyen Olgun Atilla vardı. Biz o helalleşme çağrısından sonra oturduk helalleştik. Kendi hayatımda bir dost kazanmış oldum. Türkiye’de insanların kendilerine gereksiz ayrılıkları yük etmek yerine zenginlik olarak gördüğü bir bakış açısına ihtiyacımız var ve bu bakış açısını da Türkiye’de ulusal anlamda hatta uluslararası arenada da savunan bir lider var. Bir genel başkan ve siyasetçi var. o yüzden Kemal Bey devam etmeli ve bu çizgi anlamında en verimli dönemini yaşıyor.

“DOĞAL OLMAYAN BİR HİYERARŞİK TOPLANTI BİÇİMİYDİ”
Tartışmaların göbeğindeki zoom toplantısı hakkında da konuşan CHP İzmir Milletvekili, “Elbette partililer oturabilirler, elbette tartışabilirler. Onların hepsi partimizde yer alıyor, parti tarihine geçmiş insanlar. Bir araya gelmeleri gayet doğal. Doğal olmayan bir hiyerarşik toplantı biçimiydi. O rahatsız etti. Partinin tartışma alanları açık. Keşke oraları kullanabilselerdi” dedi.

“AYRIŞTIĞIM NOKTA ŞU...”
Polat, Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’in değişim manifestosunu ve ‘sağcılaşma’ vurgusunu ise şu sözlerle yorumladı: Ben partide solda duran siyasetçilerden bir tanesiyim. Her seferinde de söylüyorum, hatta esprili dil de kullanıyorum. Tunç Soyer ile örtüştüğümüz nokta, evrensel sosyal demokrasiye inandığımız noktadır. Fakat benim ayrıştığım nokta şu. Türkiye’de her şeyin normale döndüğü, hani bozuk düzende sağlam çark olmaz deniyor ya… Düzeni sağlam hale getirdikten sonra sosyal demokrasi damarına kan akışını Tunç Bey gibi, bizim gibi inşalar üzerinden yaşayacak Türkiye. Bizim varlığımız Türkiye’de sosyal demokrasinin geleceği için teminat, Tunç Bey’in varlığı da çok kıymetli. Ben de aynı çizgideyim. İnanılmaz derecede sağcılaşmış, ben daha sağcıyım yarışmasında olan bir Türkiye’de ya da bugünkü ittifak anlayışının ortadan kalkması gerektiğine de inanıyorum. Onu da ayrıca tartışırız. Çünkü herkes kendi gibi siyaset yapmalı bence. Bir ülkücü ülkücü gibi siyaset yapmalı, bir solcu solcu gibi siyaset yapmalı. Herkes birbirine yaklaşıp bir flulaşma olursa toplumda umutsuzluk dalgalarının arttığını düşünüyorum ben. Çizgilerin olması gerekiyor siyasette ama bunun için de bu iktidarın oluşturmuş olduğu siyasi partiler kanunundan, anayasadan başlayarak bir yenileşmeye Türkiye’nin ihtiyacı var. Yeniden güçlendirilmiş parlamenter demokrasiye Türkiye’nin ihtiyacı var. Bunun adını yarın öbür gün başka bir şey diyebiliriz. Belki gerçekten oturup başkanlık sisteminin farklı varyasyonlarını, denge denetleme ile tartışıyor olabiliriz. Gerçekten yoksulluk ve yolsuzlukların bittiği bir Türkiye özlemimiz var, bunu bitirdikten sonra çizgilerimiz belirginleştiği, solun sol gibi, sağın sağ gibi siyaset yaptığı bir Türkiye’nin olması gerektiğine inanıyorum.

"ELBETTE İKİNCİ DÖNEMİ OLMALI"
Polat bu mesajların ardından ‘Başkan Soyer ve ikinci dönem’e yönelik soruya ise, “Elbette ki Soyer’in ikinci döneminin olması gerektiğine inanan ve sonuna kadar yanında olacak bir siyasetçiyim. Bunu da açıklamakta bir beis görmüyorum” yanıtını verdi.

Polat ‘Yerel seçimlerde İzmir’de CHP açısında bir riski görüyor musunuz? sorusunu ise şu sözlerle yanıtladı: Adaylar elbette yerel seçimlerde önemli, özellikle taşrada çok önemli. İyi adaylar belirlerseniz alamayacağımız hiçbir yer yok. İyi adayları belirlemek de sadece başlı başına örgüt ön seçimi ile olacak işler değil. Sonuç itibariyle örgütün oy potansiyeli belli. Fakat seçmen var burada karşınızda, belediye başkanı görmek istedikleri kişiyle kurdukları ilişkiyi iyi yorumlamak gerekiyor. Ölçme, değerlendirmeyi gerçekten şaibesiz bir şekilde yapmak, gözlemlemek, parti müfettişlerini ve parti denetmenlerini bu anlamda çok daha iyi kullanmak gerektiğine inanıyorum. Ben bir kente gitmiştim, ismini vermeyeceğim. Beni parti görevlendirmişti, hayatımda ilk defa o kente gitmiştim. O kente gittiğimde önemli bir kanaat önderinden bir cümle yakaladım. O cümleyle beraber o belediye bizde değildi. Genel başkana gittim, anlattım, raporumda da yazdım. Benim yakaladığım cümleyle ilgili kişi, şu an o kenttin belediye başkanı. Yani iyi, gerçekten gözlemleyebilen arkadaşların buralarda gözlemlerini yansız iletebilmeleri durumunda bence alamayacağımız hiçbir yer yok.

Polat’ın programda diğer öne çıkan mesajları ise şöyle:



ALSANCAK LİMANI MESAJLARI VE ‘CHP YATIRIM DÜŞMANI’ ÇIKIŞINA YANIT

Biz yatırım düşmanı değiliz. Hele hele benim gibi bir adama yatırım düşmanı demek… Mevkidaşım ayıp etmiş, daha ağır söylemek istiyorum ama kibar söylüyorum. Çok ayıp etmiş. Basın açıklamasını dinlememiş, kulaktan dolma bilgilerle kent içi muhalefet yapmaya çalışıyor. Arkadaşlar, oranın bir fizibilite çalışması var. 52 milyon dolar yatırıma ihtiyacı var. 90’lı yıllarda Türkiye’nin yüzde 47’sinin enleşleme imkanını yapan bir limandan bahsediyorsunuz. Bugün yüzde 7’lere düşmüş o limanın enleşleme kapasitesi. Yani limanın 1 yıllık getirisi bile olmayan bir yatırımla İzmir Körfezi’ni ayağa kaldırabilir ve o yatırımları kendi içimizde çözebiliriz. Ben bir çağrı yapmıştım. Elbette ki liman işletmek çok özel bir şey. Bizim Türk şirketlerimiz var. İçinde kamunun yani derneklerimizin, odalarımızın ve belediyelerimizin olduğu bir mekanizmayla devredin, yatırımı yapın, kar paylaşın. Bunu yapabilecek imkanlardayız.  Gelin limanın yatırımını beraber yapalım, bu kentin o potansiyeli var. Bu kent 52 milyon dolar bulamayacak bir kent mi? Hem kademeli bulacak hem liman yaşayacak. Hem yanaşma kanallarını açacağız. Hem de ölüme terk ettiğiniz limanı tekrar canlandıracağız. Bunun adı yat limanı olabilir, bunun adı kruvazör liman olabilir. Gelin bunu kentte tartışalım. Ama bunu ne idüğü belli olmayan bir paraya karşılık devretmenizi kabul etmemiz bizim ulusalcı, milliyetçilik anlayışımıza ters kardeşim. Siz swap anlaşması yapacaklasınız Birleşik Arap Emirlikleri ile. Anlaşma yapmadan önce varlık fonunuz gidecek bu limanı devralan şirketle sözleşme yapacak. Bu da Türkiye’de kamuoyuna yansımayacak, kendi ülkelerindeki dergilerde falan yansıyacak. Ondan sonra geleceksiniz seçimden hemen önce bu devretmeyi gizli kapaklı halledeceksiniz, hattan tank paleti devrettiğiniz firma ile bu firma arasında bir ortaklık anlaşması imzalattıracaksınız. Sonra da CHP yatırım düşmanı… Yesinler seni…

KARŞIYAKA STADI
Ben Karşıyaka taraftarıyım, bizim bir stadımız olması lazım. Bunu bir taraftar duyarlılığı ile söylüyorum. Büyükşehir belediye başkanımız ya da belediye başkanımız ile ilgili bir sıkıntı varsa oturup onlarla çözmek için çatır çatır tartışırım bir Karşıyakalı olarak. Karşı karşıya gelmekten de hiç geri durmam. Buyursun hükümet yanlısı milletvekilleri de kendi bakanlıklarıyla bunu yapabileceklerse gelsinler bir araya oturalım, aklıselim tartışalım. Ama bu olmuyor çünkü top çeviriyorlar. Çünkü kaçıyorlar. Plan yapmadan stat yapıyoruz diye çıkıyorlar. Yok büyükşehir engelliyor diyorlar, yok belediye… Böyle bir şey yok. Siyasetçi önce ahlaklı, dürüst olacak.

BAYRAKLI ŞEHİR HASTANESİ
Elimdeki bilgiler bugün yarın açacakları yönünde. Şehir hastanesini açsınlar ama iyi yönetsinler. Ben şehir hastanesine karşı değilim. Kentimizde iyi, güvenilir bir sağlık kuruluşunun olması diğer sağlık emekçileri açısından da önemli. Onların üzerindeki yükün de azalması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlarımızın da birinci sınıf sağlık hizmetine minimum ücretle hatta ücretsiz olarak ulaşması gerektiğini düşünüyorum. Mekânsal olarak da işlevsel olarak da bu iyi olmalı. Ama yapılan anlaşmalar itibariyle, anlaşmalarında mülkün sahibi olan kamuya gizli diye saklanmaması gerekiyor. İzmir’in iyi bir sağlık tesisine kavuşması bizim elbette ki isteyeceğimiz bir şey. Ama biran evvel kentte bunu bir yerel seçim yatırımı da yapmadan, genel seçimlerde yeterince nemalandılar o milletvekilleri gitti orada, bir tanesini gördüm. Yoğun bakım ünitesi geziyor, sahadan gelmiş. Büyüterek baktım, tozlu çamurlu ayaklarla yoğun bakım ünitesi, ameliyathane geziyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Ali
 27 Temmuz 2023 Perşembe 15:18
Ydkya aday değilseniz pm içinde aday olmayın derim bence hedefiniz pm ise vicdanınız yanlış karar vermemeli siz mükemmel birisiniz.
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir