Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı 2021 Yılı Bütçesi üzerine konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan’a acı reçeteyle ilgili ekonomik açılımların neler olduğunu, yap-işlet-devret modeli uygulamaların herkesin önünde şeffaf ve israfı önleyecek bir noktaya taşınıp taşınmayacağını sordu.
“STRATEJİK PLAN YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLECEK Mİ?”
Kısa bir süre önce göreve başlayan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan’a başarı dileyerek sözlerine başlayan Sındır, “Kamuoyu Cumhurbaşkanının sözlerine yansıyan acı reçetenin ne olduğunu bilmek ve duymak istiyor. Sayın bakan ilgili ekonomik açılımların neler olduğunu düşünüyor. Bunları da duymak, öğrenmek istiyoruz. Nedir bu acı reçetenin sizin uygulamalarınızdaki, kararlarınızdaki etkileri? Acı reçete ne açıklayın. Mesela stratejik plan yeniden gözden geçirilecek mi? Stratejik amaç ve hedefler, faaliyet alanları, performans göstergeleri yeniden gözden geçirilecek mi? Bu bağlamda; 2021-2022-2023 yılları bütçeleri sizden önceki sayın bakan tarafından hazırlandı ve ödenek teklifleri icmali de programlar itibarıyla imzalanarak Meclise sunuldu. Bunların üzerinde nasıl bir düşünceniz var; kamuoyu gibi biz de bunları öğrenmek, duymak istiyoruz” dedi.
“İHALE KANUNUNU DEĞİŞTİRELİM!”
Sözlerine 2019 yılı Kamu Alımları İzleme Raporu'nda yer alan ihale rakamlarına ve doğrudan teminlere dikkat çekerek devam eden Sındır, “Bugün komisyonumuza Kamu İhale Kurumu Başkanının yaptığı sunuşta kamu ihale kanunundaki istisnalarla ilgili herhangi bir ifade, bir rakam, bir değer göremedik. 2019 yılı Kamu Alımları İzleme Raporu'nu inceledim, rapor 1 Ocak 2019 - 31 Aralık 2019 arasını kapsıyor. 2019 yılında 142 milyar 727 milyon TL'lik toplam kamu alımı tutarının 18 milyar 69 milyon liralık kısmı yani yüzde 12,66'sı istisnai kapsamda ifade edilmiş. Aynı zamanda 7 milyar 670 milyon da doğrudan temin yani ihale usulleri içerisinde yer almayan ama doğrudan temin olarak kamu alımı yapılmış. Doğrudan temin alımlarının oranı da yüzde 5,37. Kamu İhale Kanunu'nun kapsamına bakarsınız; ‘belirtilen idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hükümlerine göre yürütülür’ diyor. Oysa, kanunda birçok istisna var, a şıkkından başlıyor, z'ye kadar geliyor, z'de bitiyor, ondan sonra ‘aa’ diye başlamış, kalmış; ab, ac, artık nereye kadar gidecek, zz'ye kadar gidecek herhalde, trafik plakası gibi. Bu kadar istisna yazmak yerine bu kanunu gelin değiştirelim, istisnaları değil de Kamu İhale Kanunu'na tabi olmayan durumları, istisnai durumları bir kanun haline getirelim” dedi.
“ŞEFFAF SAYDAM DEĞİL!”
Kamu İhale Kanunu’nun 192 kez değiştirildiğini ifade ederek sözlerini sonlandıran Sındır, şöyle konuştu: “istisnai durumlarla ilgili kamu alımlarının 2019 yılında 18 milyar 69 milyon olduğu ifade ediliyor ancak bu istisnaların içerisinde en büyük kamu yatırım ve alkmlarını kapsayan yap-işlet-devret projeleri yok. Bakın, bazı kanunlar var ki kanunun kendi içinde, özelinde Kamu İhale Kanunu'na tabi olmadığı ifade ediliyor. Bu kamu-özel iş birliği projelerinin yani şehir hastaneleri veya yap-işlet-devretle yapılan bütün yollar, köprüler, otoyollar Kamu İhale Kanunu'ndaki istisnaların içerisinde yer almıyor. Çünkü yap-işlet-devret kanunu kendi içinde kamu ihale kanununa tabi olmadığını düzenliyor ve dolayısıyla kamu ihale kurumu bu projelerin ne olduklarını dahi bilmiyor. Bunların derlenip toparlanması, hepimize saydam bir şekilde tanımlanması gerekiyor. Kamu İhale Kanunu 192 kez değiştirilmiş en son Vakıfbank da kapsam içerisine alındı. Bütün bunlar kaynakların, israfın aslında ve örtülü yapılan iş ve işlemlerin ne boyutta olduğunu gösteriyor. Bütün yap-işlet-devret projeleri tamamen özel hukuk hükümlerine tabi ve ticari sır olarak tanımlandığı için bunların hiçbiri öyle şeffaf ,saydam değil. Bizler bile Milletvekili olarak millet adına bu sözleşmelerin kapsamını maliyetini, yapılan iş ve işlemlerin neler olduğunu maalesef göremiyoruz.”