CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçesi görüşmelerinde AK Parti iktidarına yüklendi.
Sındır, ‘Doğamıza, çevremize ekosistemimize, şehirlerimize ihanet etmekten kurtulmak istiyorsanız 2009 yılında dönemin Çevre ve Orman Bakanı tarafından yayımlanan ‘mahkeme kararlarını dahi tanımayan’ ve hukuka aykırı olan 2009/7 sayılı genelgeyi yürürlükten kaldırın. Bu genelge çevre korunumunun önündeki en büyük tehdit, bu genelge 2009 yılından beri çevre katliamlarına ve talanına neden olan bir genelgedir. Bu genelge hukukun arkasından dolanmak için yaratılmıştır” dedi.
“NE YAPILMIŞ, NE HEDEFLENMİŞ, NE KADARINA ULAŞILMIŞ; BİLGİ YOK”
Çevre Bakanlığı bütçesinin sağlıklı, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir gelecek için çok önemli olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Sındır, “komisyonumuzda bütçe görüşmelerinde 2018 yılı kesin hesabını öncelikle değerlendirmemiz gerekiyor ama maalesef görüşmelerimizde 2018 yılının adı yok, 2018 yılında ne yapılmış, neler hedeflenmiş, ne kadarına ulaşılmış, geçmişin muhasebesi yok. Peki komisyonda neler konuşuluyor; 2002 yılında, AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte durum neydi 17 yıl sonra nereye gelmişiz süslü cümlelerle ve tamamen algıyı yönetme anlayışıyla reel değil cari değerler üzerinden abartılarak anlatılıyor ama ortada 2018 yılı kesin hesabına ait rakamlar yok” dedi.
“17 YILDIR NEREDEYDİNİZ!”
17 yıllık AKP iktidarında çevre anlayışının, şehircilik anlayışının telafisi mümkün olmayan yaralar açtığını ifade eden Sındır, “21 Ekim 2017 tarihinde İstanbul’daki bir toplantıda Sn.Erdoğan ne dedi; ‘Biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.’ Peki Sn.Bakan Murat Kurum yakın zamanda ne dedi; ‘artık biz şehirlerimizin elli yılını, yüz yılını planlayacağız ve bu planlar hakkaniyet çerçevesinde, vatandaşımızın da içinde olduğu rıza çerçevesinde olacak.’ Bu ülkenin Cumhurbaşkanı çevremize, şehrimize ihanet ettik diyor, Çevre Bakanı “artık” hakkaniyet çerçevesinde planlama yapacağız ve vatandaşımızın da rızası olacak diyor. Bu bir itiraf değil mi? Sormazlar mı, 17 yıldır neredeydiniz? İşte AKP’nin çevre anlayışını özetleyen iki açıklama” dedi.
“YASA TANIMAYAN, HUKUKA AYKIRI UYGULAMALARIN GENELGESİ”
Dönemin Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun imzasıyla yayınlanan 2009/7 sayılı genelgenin derhal yürürlükten kaldırılması gerektiğini ifade ederek sözlerini sonlandıran Sındır, “Sayın Veysel Eroğlu'nun Bakan olduğu dönemde, 2009 yılında çıkan 2009/7 sayılı bir Genelge var, halen yürürlükte ve uygulanıyor. Bu genelge neydi: ‘ÇED olumlu raporuna itiraz amacıyla yargıya gidildiği durumda mahkeme yürütmeyi durdurma veya iptal kararı verse dahi bu karar söz konusu ÇED raporunun hangi sorununa dair ise o konu üzerinde ÇED verilmesi için süreç yeniden başlatılır.’ Bu esasen ne demek; Mahkemelerden karar da çıkarsanız, yürütmeyi durdurma kararı veya iptal de ettirseniz biz bunu kabul etmiyoruz ‘Biz illahi de illahi ÇED'i’ vereceğiz demek. Böyle bir anlayış ancak kabile devletlerinde olur. Bakın 2018 yılı içerisinde 401 tane ÇED olumlu kararı verilmiş, 3 bin 36 tane de ‘ÇED'e ne gerek var’ denerek, ÇED gerekli değildir denilmiş. Ne kadar ÇED olumsuz kararı verildiğini de hiçbir yerde göremedim. ÇED olumsuz kararının verilmiş olduğunu da zannetmiyorum; çünkü elinizde kapı gibi bir 2009/7 sayılı Genelge var. Bu genelge uygulanarak inceleme, değerlendirme komisyonu yeniden toplanıp bakanlık tarafından ÇED'i vermek adına mücadele veriliyor. Yasa tanımayan, hukuka aykırı uygulamaların önünü açan bu genelgenin derhal yürürlükten kaldırılması gerekiyor. Bu genelge çevre korunumunun önündeki en büyük tehdit, bu genelge 2009 yılından beri çevre katliamlarına neden olan bir genelge. Bu genelge hukukun arkasından dolanmak için var” dedi.