CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, lisanlı depoculuk uygulamasını Meclis gündemine taşıdı. Sındır, üreticiye fayda sağlamak amacıyla devlet tarafından hayata geçirilen uygulamanın çiftçinin lehine olması beklenirken, depoculuk yatırımlarının devlet eliyle, devlet kredileri kullanılarak, sadece tüccarların daha da büyümesine imkan sağladığını ve tüccarların çiftçilerin emeğini sömürme aracı olarak kullanılmaya başladığını söyledi.
Lisanslı depoculuk uygulamasında üreticiler lehine adımlar atılması için Meclis Araştırma Önergesi veren Sındır, “lisanslı depolar ve Türkiye Ürün İhtisas Borsası’nın üreticilerimize daha çok fayda, ekonomimize yüzde olarak katkı ve ülkemize katma değer sağlaması için; ortaklık yapısında üreticilerin lehine bir değişiklik yapılması, görevlerinin tekrar gözden geçirilmesi, sektörün ihtiyaçlarına cevap verilmesi için tüm paydaşların görüşü alınarak, ürettiğimiz ürünlerin ticaretinde dünyada marka ve piyasalarda söz sahibi olabilmek adına ivedi bir şekilde Meclis Araştırması açılmalı” dedi.
“ÜRETİCİMİZ, ÇİFTÇİMİZ YETERİ KADAR BİLGİLENDİRİLMEDİ"
Lisanslı depoculuk uygulamasına ve Türkiye Ürün İhtisas Borsası’na değinen Sındır; “Lisanslı depolar ve ürün ihtisas borsaları; üreticilerimize pazarlama kolaylığı sağlaması, ürünlerinin kredilendirilebilmesi, ürünlerin arzının yetersiz olduğu dönemlerde daha uygun, yüksek fiyattan pazara sunulabilmesi, mevsimsel ürün arzının daha uzun bir döneme yayılabilmesi, gıda güvenliği ve güvencesinin sağlanması için en önemli araçların başında gelmektedir. Türkiye’de özellikle 2005 yılından sonra lisanslı depoculuk konusu gittikçe önemini arttırmaya ve lisanslı depoculuk dışında Türkiye Ürün İhtisas Borsası da bu anlamda önem kazanmaya başladı. Yani üreticiler ürünlerini lisanslı depoculuk sayesinde, depo koşullarında koruma, saklama, depolama imkanına ulaştı. Aynı zamanda ürünlerini ihtisas borsası çerçevesinde, elektronik ürün senedi sayesinde değerlendirme imkanına ulaştı. Ama buradaki temel sorun lisanslı depoculuk bir türlü gelişemedi, bir türlü büyüyemedi, bir türlü lisanslı depo sayısı artırılamadı. Çünkü üreticimiz, çiftçimiz bu konuda yeteri kadar bilgilendirilmedi, bu konuda bir farkındalık yaratılamadı” dedi.
“PİYASA KOŞULLARININ MUTLAKA DENGELENMESİ GEREKİR”
Tarım ürünleri için uygun saklama koşulları önemine değinen Sındır, “her ürün belli bir iklimde yılın belli bir döneminde doğal ortamda yetiştirilir. Bu, belirli bir döneme yayılmış 2 hafta ile 1-2 ay, birkaç hafta ile birkaç ay arasında yayılarak ürünün hasat edildiği ve piyasaya sürüldüğü bir sezondur. Bu dönemde ürün arzı da çok olacaktır. Bu dönemde ve sonrasında piyasa koşullarının mutlaka dengelenmesi, regüle edilmesi düzenlenmesi gerekir. Diğer yandan, Toprak Mahsülleri Ofisi’ni, Lisanslı Depoculuğun alternatifi gibi görmek çok büyük bir yanlış olur. Lisanslı depolar olmalı ama TMO da regülasyon görevine devam etmeli. Her ürün hasat zamanında daha ucuz fiyatlara satılırken, belirli bir süre sonunda çok daha yüksek fiyatlara pazarlanabilmektedir. Bakınız, 2020 yılında devlet müdahalesi ile fiyatların nasıl arttığının örneği, buğday fiyatlarıdır. Toprak Mahsulleri Ofisi 2020 yılının Haziran ayında buğday fiyatını 1650TL olarak açıklarken, 6 ay sonra bu fiyat 2 bin 300 TL’ye yükselmiştir. Üreticilerimiz uygun saklama koşulları ve yerleri olmadığı için ürünlerini ucuza satmak zorunda bırakılmıştır” dedi.
"ÜRÜN İHTİSAS BORSASINDA ÜRETİCİ TEMSİLCİSİ YOK”
Türkiye’de tarım ürünleri ticaretinde üretimden başlamak üzere hasat, pazarlama kredilendirme ve depolama konularında birçok sorun bulunduğunu da ifade ederek sözlerine devam eden Sındır, “Tarım sektöründe yaşanan bu tür sıkıntıların önüne geçilebilmesi için, lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsaları kurulması gibi adımlar atıldı. Fakat atılan adımların üretici lehine olması beklenirken, bu yatırımlar devlet eliyle ve devlet kredileri kullanılarak, bu işin ticaretini yapan tüccarların daha da büyümesine imkan sağladı ve tüccarların çiftçiyi sömürmesi için kullanılır hale geldi. Türkiye Ürün İhtisas Borsasının temel amacı üreticiye fayda sağlamak olmasına rağmen, bu kuruluşun yönetim kurulunda ve ortakları arasında üretici temsilcilerinden hiçbir kurum bulunmuyor. Bu kabul edilemez” dedi.
Sındır sözlerini şöyle sonlandırdı: “Lisanslı Depoculuk çiftçimizin lehinde olmalıdır. Lisanslı depoların yaygınlaşması, doğru şekilde kullanılması ve önemli bir pazarlama noktası olarak tarım ürünlerinin ticaretine girmesi, üretim kalitemizin de artmasında etken olacaktır. Üretilen ürünlerde verim yani miktar kadar kalitenin de fiyata etki etmesi, üreticilerin üretim süreçlerini daha hassas ve özenli takip etmesine neden sağlayacaktır.”