GERÇEKİZMİR -Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Avukat Deniz Yücel Karantina TV’de Necdet Saraç’ın sunduğu Farklı Çizgi programının canlı yayın konuğu oldu.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan İl Başkanı Yücel, İzmir Müftülüğünün merkezi ses sistemi frekansına girilerek kentteki bazı camilerin hoparlörlerinden müzik yayını yapılması ve CHP İzmir İl Eski Başkan Yardımcısı Banu Özdemir’in müzik yayını yapılan anları sosyal medya hesabında paylaştığı için ‘dini değerleri aşağılamak’ suçundan tutuklanmasıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidara da sert eleştirilerde bulunan Yücel, vatandaşın CHP’li belediyelerden çok memnun olduğunu ve Türkiye genelindeki ‘CHP iktidara gelirse sosyal yardımları kesecek’ algısının yıkıldığını söyledi.
CUMHURBAŞKANI’NIN ELEŞTİRİLERİNE NE YORUM YAPTI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın camilerin hoparlörlerinden korsan müzik yayını yapılması olayıyla ilgili, ‘İzmir’de camilerin hoparlörlerine sızan alçaklar saygısızca yayınlar yaparken o ildeki CHP yöneticileri zevkten dört köşe sosyal medyada bu rezilliği aktarıyor’ sözlerine ilişkin konuşan CHP İzmir İl Başkanı Yücel şunları söyledi:
“Bir Cumhurbaşkanının, birleştirici bütünleştirici olması gereken, devleti temsil eden bir kişinin bu dili, bu terminolojiyi kullanması ülke adına üzücü ve vahim bir durum. Geçmişe dönüp baktığımızda; Bu devlet, bu Cumhuriyet kurulurken milli mücadele verilirken, insanlarımızın türlü imkansızlıklara rağmen Mustafa Kemal’in önderliğinde bir araya geldiklerini ve milli mücadeleyi örgütleyerek bizi bugünlere getiren Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduklarını görüyoruz. O dönemde de, bu dini siyasete alet etme alışkanlığı geçmişte de vardı, bugün de var gelecekte de olacak ne yazık ki... İnsanların dini duyguları üzerinden siyaset argümanı yaratma alışkanlığı o dönemde de vardı. Milli mücadele yıllarında Mustafa Kemal’in ve Kuvayi Milliyeci’lerin vatan haini olduğunu ilan eden, bu konuda bir fetva veren Şeyhülislam Dürrizade Abdullah var. Bunun yanında, milli mücadelenin yanında Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının yanında, her türlü tehlikeye rağmen taraf olan, milli mücadeleyi destekleyen din adamları var, geçmişte Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi… Karşılıklı fetvalar veriliyor, bir taraf bunlar vatan haini diyor, bir taraf; ülkemiz işgal altında birlik içinde olmamız gerekiyor, tüm Müslümanların bu mücadeleye destek vermesi gerekiyor diyor. Bu, emperyalizmle işbirliği içerisinde olan dönemin Şeyhülislamı Mustafa Kemal hakkında ölüm fermanı veriyor ve Vahdettin de bu fermanı 1920 yılında onaylıyor. Yani o dönemde vardı, yakın geçmişimizde de oldu, ne yazık ki gelecekte de olacak. Önemli olan burada bizim inançlı insanlarımız, tüm Müslüman aleminin bu mübarek günlerde bu tür tahriklere provokasyonlara gelmemeleri. Siyasete bu dini duyguların alet edilmesi bir alışkanlık haline getirildi. En son Cumhurbaşkanının açıklamasını hayretle dinledik. Alışkanlık haline getirilen başka bir iş daha var; siyaseti germe, kamplaştırma kutuplaştırma üzerine bir siyaset anlayışı alışkanlık haline geldi. Ama bu alışkanlığı, bu yöntemi kullanan arkadaşlara istediklerini vermeyeceğimizi açıkça ifade etmek istiyorum.”
SOYER VE CHP HEDEF GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILDI
Olayda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ve CHP’nin hedef gösterildiğini söyleyen Yücel, “İzmir’de muhtelif camilerden aynı saatlerde bir şarkı çalınıyor, çalınan şarkı Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’in seçim kampanyasında kullanmış olduğu bir şarkı…. Sayın Soyer’in bu olaydan 2-3 gün önce bir açıklaması oluyor, ‘Çav Bella benim üzerime yapıştı, benimle özdeşleşti’ şeklinde bir açıklaması oluyor. Bundan 2-3 gün sonra bu olayın bu şarkıyla yapılması, organize edilmesi Sayın Soyer’in ve CHP’nin hedef gösterildiğini çok kesin bir şekilde gösteriyor. Cumhuriyet Baş Savcılığı bu konuda resen bir soruşturma başlattı, Müftülüğün suç duyurusu da var ancak biz CHP İzmir il Başkanlığı olarak dün il yönetim kurulu üyelerimiz ile adliyeye giderek ayrı bir suç duyurusunda bulunduk. Çünkü bu sadece caminin veya müftülüğün ses sistemine girilerek şarkı çalınmasının ötesinde organize ve provokatif bir olay. Yani, halkın belli bir kesimini galeyana getirmek, infial yaratmak ve belki de geçmişte yaşandığı gibi toplumsal bir takım olaylara bir kıvılcım yakmak için planlanmış bir olay. O yüzden bunun faillerinin bir an önce ortaya çıkarılması gerekiyor” diye konuştu.
ÖZDEMİR’İN TUTUKLANMASI İLE İLGİLİ NE DEDİ?
CHP İzmir İl Eski Başkan Yardımcısı Banu Özdemir’in müzik yayını yapılan anları sosyal medyada paylaşmasından dolayı tutuklanması konusunda açıklamalarda bulunan Yücel, “Şunu da üzülerek ifade edeyim; geçmişte il başkan yardımcılığımızı, il yönetim kurulu üyeliğimizi yapmış bir kadın arkadaşımız bu olayı sosyal medyadan paylaştığı için dün ne yazık ki tutuklandı. Bu olayın asıl failleri bulunmadan, sadece bunu tepkisel olarak sosyal medyadan paylaşan bir kişinin tutuklanması ve bunun aracılığıyla CHP’nin hedef gösterilmesi, Sayın Cumhurbaşkanının kalkıp da ‘CHP’li yöneticileri bundan zevk duyuyor, zevkten dört köşe’ demeleri ülkemiz adına çok üzücü ve vahim bir durum. 2018 yılında Ağrı’da bir camiden o dönemin seçim şarkısı olan Dombra çalındığı zaman biz yine üzülmüştük, bugün İzmir’de cami hoparlörlerinden Çav Bella çalındığında yine üzüldük, Aşık Mahzuni Şerif’in parçası çalındığında yine üzüldük. Çünkü camiler ibadet yerleridir ve kutsal yerlerdir. CHP’nin bu konuda çok kesin ve çok katı bir tavrı vardır. Toplumda farklı bir algı yaratarak kamplaşmayı, düşmanlaştırmayı arttırarak veya körükleyerek kimse bir şey elde edemez” dedi.
BU BİRİLERİ ZEVK ALSIN DİYE YAPILACAK BİR İŞ DEĞİL, ÇOK TEHLİKELİ BİR İŞ!
Olayın faillerinin bulunması için savcılığı suç duyurusunda bulunduklarını belirten Yücel, bilirkişi incelemesi talep edeceklerini de ifade etti. Olayın çok tehlikeli bir provokasyon olduğunu söyleyen CHP İl Başkanı, “Savcılık bu konuda resen bir soruşturma başlattı, Müftülüğün suç duyurusu var, biz de suç duyurusunda bulunduk. Muhtemelen bu şikayet dosyaları birleştirilecek. Burada, Savcılığın yürüttüğü soruşturma, bir; bu olayı gerçekleştirenlerin tespit edilmesi, ikincisi sosyal medyadan bunun yayılması ve körüklenmesi konusunda 2 ayrı soruşturma dosyası olduğunu biliyorum. Bizim hem resmi hem gayriresmi kaynaklardan edindiğimiz bilgi; telsiz sistemine dışarıdan müdahale söz konusu… Bunun sebebinin de yayın sisteminin teknolojisinin eski olması, müdahaleye ve saldırıya açık olması olduğu ifade edildi. Ancak biz bu konuda savcılıktan bilirkişi incelemesi yapılmasını talep edeceğiz. Çünkü her ilde aynı sistemin kullanılmadığını öğrendik ancak İzmir’de bu sistemin kullanıldığı ifade edildi yetkililer tarafından… Uzman bir bilirkişi tarafından bunun incelenmesi, bunun kim tarafından, hangi merkezlerden müdahale edildiği ve bunun arkasında kimlerin olduğu… Yani bu bir oyun olsun diye, birileri zevk alsınlar diye yapılacak bir iş değil. Bu gerçekten çok tehlikeli bir provokasyon! Burada herkesin, Cumhurbaşkanının da sorumlulukla ve soğukkanlılıkla davranmaları gerekiyor. Buradaki gerilimi körükleyecek, ateşe odun atacak yaklaşımlardan ve söylemlerden kesinlikle kaçınmaları gerekiyor. Çünkü bu çok tehlikeli bir iş” açıklamasında bulundu.
HÜKÜMET PANDEMİ SINAVINI GEÇEMEDİ
Söz konusu olayın arka planında ne olduğuna yönelik soru üzerine görüşünü açıklayan Yücel, olayın neden İzmir’de gerçekleştirildiğine dair değerlendirmelerde bulundu. Hükümetin pandemi sürecinde başarısız olduğunu belirten Yücel şöyle konuştu: “İzmir’in tarihi bir misyonu var. Milli mücadelede en ön saflarda yer almış, düşmana ilk kurşunun atıldığı, düşmanın denize döküldüğü bir kent İzmir! İzmir, Cumhuriyetin, Atatürkçülüğün, demokrasinin kalesi, hoşgörü ve barışın kenti... İzmir’in birtakım hassasiyetleri, Cumhuriyetten ve Mustafa Kemal Atatürk’ten yana kesin kırmızı çizgileri, demokrasiden hoşgörüden ve barıştan yana olan tavrı birilerini rahatsız etmiş olabilir. Zor günler geçiriyoruz. Karantinadayız bütün alışkanlıklarımızı değiştirmek zorunda kaldık, özgürlüklerimiz kısıtlandı. Ülke olarak bir mücadele veriyoruz, bir sınav veriyoruz. Bazı dönemler vardır, insanlar farkında olmadan sınav verirler. Aynı şey kurumlar için de geçerli… Bu pandemi dönemi kurumların sınav verdikleri bir tarih. Burada bu sınavı geçen öncelikle CHP’li belediyelerdir. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeler… Diğer bazı kurumların hakkını yemeyeyim, en önemlisi sağlık emekçilerimizdir. Risk alarak fedakarlık yaparak bu zor günlere katkı koyan emekçilerimiz, kurumlarımız var. Sınıfta kalan sınavı geçemeyen birincisi; hükümettir! Belediyelerin hizmet vermesinden neden rahatsız olursunuz? Başarılı olmak istiyorsak merkezi hükümet belediyeler topyekün mücadele verirsek başarılı oluruz. CHP’li belediyelerin hizmetlerinden rahatsız oldular. CHP’li belediyelerin kampanyaları durduruldu, birçok yerde yargıya konu oldu. Belediyelerin ekmek dağıtmasını bile engellediler. Aş evlerine yapılan bağışı bile engellediler. Halkın toplumun canını ve sağlığını tehdit eden salgın döneminde bile siyasi bir fırsat yaratmaya çalıştılar. Reklam ve gösterişten uzak hizmet veren belediyelerimiz ne yazık ki birçok yerde hükümet eliyle pasifize edilmeye çalışıldı. Maske dağıtımını bile beceremediler. Karantinayı, sokağa çıkma yasağını bile taksit taksit uyguladılar. Umreden dönen binlerce vatandaşımız test yapılmadan, karantinada tutulmadan halkın içine karıştı. Dolayısıyla bu beceriksiz ve basiretsiz yönetim anlayışını unutturacak birtakım argümanlar gerekiyordu. Unutturulması gereken bir şey daha var; Ekonomik kriz! Dolar 7 lira, Euro 8 liraya yaklaştı. Unutturulması gereken çok şey var. O yüzden yapay gündem yaratma, gündemi değiştirme, siyaseti germe kamplaşma kutuplaştırma yaratma bu siyaset anlayışının bir alışkanlığı haline geldi. Biz de İzmir’de yaşadığımız son olayda bunu bir kez daha yaşadık. Ama neticede birtakım gerçekler var. Bizim vatandaşımız halkımız sağduyulu, belli bir kesim bu tahriklerden etkilense dahi toplumun büyük çoğunluğu kimin neyi ne amaçla söylediğini görüyor. Eminim ki bu siyaset anlayışı Türkiye’de yok olup gidecek.”
TROLLER, AKP’Lİ VEKİLLER İNFİAL YARATMAYA ÇALIŞTI
Olay kapsamında CHP’li Özdemir’in tutuklanması ve olayla ilgili halkı galeyana getirme gibi bir durumun yaşanıp yaşanmadığı sorusu üzerine açıklama yapan İl Başkanı Yücel, “İnfial yaratmak isteyenler oldu. Kim? Troller, AKP’li milletvekilleri genel başkan yardımcıları… Yaptıkları açıklamalara baktığınızda amaç bu olayı CHP’ye mal etmek… Bu arkadaşımız şuan ana kademede yöneticimiz değil, geçmişte 2 dönem görevi oldu. Cumhurbaşkanı bile kalkıyor diyor ki;’ CHP’li yöneticiler İzmir’de zevkten dört köşe.’ Birileri bunu ona servis ediyor ama neticede niyet ve amaç aynı; bu olaydan siyaset üretmek.. Banu Özdemir’in açıklamasına baktığımızda belki bu işin bu noktaya geleceğini düşünmeden yaptı ama tiye alma yok, hakaret yok, aşağılama tahrik kışkırtma yok. Üçüncü ya da dördüncü paylaşımında, ‘Müftülük bu konuda ne yapıyor’ diyor. Yani tamamen tepkisel bir paylaşım… En kısa zamanda özgürlüğüne kavuşacağına inanıyorum. Bunlar basit suçlar da değil, sosyal bir videoyu paylaştı diye bir insanın halkı din dil ırk mezhep farklarından dolayı bir kesimini diğer bir kesimine tahrik etmek, yani yasadaki suçun tanımı bu… 1 yıldan 3 yıla kadar cezası var bu işin… Hukukta niyet okuma olmaz, sen bunu bu niyetle yaptın diye bir şey söz konusu olmaz, suçların yasada tanımı vardır ve bu tanıma uygun bir eylem olması gerekir. Bu konuda belki soruşturma başlatılabilirdi ama tutuklama olmazdı. Buradan mahkumiyet çıkacağına da inanmıyorum. Şunu araştırdıklarını biliyorum; bu görüntüler nereden elinize geçti. Arkadaşımız bu görüntüleri sosyal medyadan almış. İzmir’de internet basınında bunlar yayınlanmış ve oradan almış paylaşmış tepki koymak için.." dedi.
VATANDAŞ CHP’Lİ BELEDİYELERDEN ÇOK MEMNUN!
İzmir’deki CHP’li belediyelerin bir yılını değerlendiren Yücel, “CHP, 1 yıllık süreçte özellikle yerel yönetimler için söylüyorum görev alan başkanlarımız alnının akıyla partimizi temsil ediyorlar. Tüm vatandaşlarımızı kucaklayarak, gösterişten ve popülizmden uzak, halkın ihtiyaçları çözmeye yönelik, sosyal belediyeciliği, CHP belediyeciliğini en iyi şekilde uyguluyorlar. İzmir’de özellikle yerel yönetimlerimiz üretimi tarımı çiftçiyi destekleyen birçok çalışma yapıyor. Bunun aslında hükümet tarafından desteklenmesi gerekir. Yaşadığımız kentte hemşerilerimizin hassasiyetleri, ihtiyaçları ve CHP’nin siyaset anlayışı doğrultusunda en iyi şekilde hizmet vermek istiyoruz. Belediyelerimiz gayet başarılılar. Çıtayı daha da yukarıya taşıyacağımıza inanıyorum. Başta büyükşehir belediyemiz, 24 ilçe belediyemiz, 1 İYİ Partili belediyemiz olmak üzere 25 ilçede Millet İttifakı olarak başarılı bir süreç yönetiliyor” diye konuştu.
CHP SOSYAL YARDIMLARI KESECEK ALGISI YIKILDI
Oy oranları ile ilgili artış ve halk memnuniyeti konusunda yakın zamanda bir araştırma yaptırmayı düşündüklerini belirten CHP İzmir İl Başkanı, şunları söyledi: “Yakın zamanda bir araştırma yaptırmayı düşünüyoruz ama pandemi günlerinde vatandaşlarımızla halkla gerek telefonla gerek yerel yönetimlerimiz eliyle çok kez bir araya geldik. Vatandaş, CHP’li belediyelerin hizmetlerinden çok ama çok memnun… Şu algı yıkıldı: ‘CHP iktidara geldiğinde sosyal yardımları kesecek’ gibi bir algı yaratılıyordu. Bu algı şuan da çökmüş durumda. Gerek erzak yardımı gerek nakit yardım, maske ve temel ihtiyaçların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması konusunda CHP örgütleri de aktif olarak çalıştı, yerel yönetimlerimiz eliyle İzmir genelinde başarılı biri şekilde çalışıldı. Türkiye genelinde bu algı yıkıldı.”