GERÇEKİZMİR – Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) Afyonkarahisar’da gerçekleşen yerel yönetimler buluşmasının ardından bir önemli zirve de Nevşehir’de gerçekleşiyor.
CHP’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve üst yönetimin de katılımıyla yapılan il başkanları toplantısı TBMM 27. Dönem CHP İstanbul Milletvekili, Parti Örgütü ve Örgüt Yönetiminden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’nın konuşmasıyla başladı.
Yerel seçim sürecini değerlendiren Salıcı, ‘İzmir’ mesajları da verdi. Salıcı, “İktidar, transfer ya da görevlendirme yoluyla belediye başkanlarını belirledi, Denizli’dekini İzmir’e gönderdi, İzmir’de daha önce aday yaptığını İstanbul’a gönderdi. Kayseri’dekini Ankara’ya gönderdi” dedi.
Son 1 yıl içerisinde 3 önemli seçim geçirdiklerini söyleyen Salıcı şöyle konuştu: Biri 24 Haziran Genel Seçimleri, diğeri 31 Mart ve son olarak 31 Mart seçimlerinde İstanbul’da aldığımız sonucu içine sindiremediği için iktidar, bir yargı darbesiyle seçimi tekrar etme kararı aldı. Orada da vatandaşımız sandıktan çıkan iradeyi kabul etmemesinin karşılığı olarak 9 puan farkla CHP’nin Adayı Sayın Ekrem İmamoğlu’nu seçerek iktidara bir ders vermiş oldu. 31 Mart seçimlerine giderken iktidarın şöyle bir yaklaşımı vardı; Tepeden bakan bir dil kullanıyordu, vatandaşı hakir gören, aşağılayan bir dil kullanıyordu, kendi siyasi rakiplerine saldıran, siyasi rakiplerine akla hayale gelmeyecek hakaretlerde bulunan bir dil kullanıyordu. CHP tam tersini yaptı, herkesi kucaklayan, kimseyi ötekileştirmeyen bir dil ve siyaset anlayışıyla seçim sürecini götürdü. Beka ve güvenlik politikaları üzerinden giden bir söylem kullandı iktidar, CHP halkın gerçek sorunlarını gündeme getirdi. Kısacası ekonomiyi dile getirdi. İktidar, transfer ya da görevlendirme yoluyla belediye başkanlarını belirledi, Denizli’dekini İzmir’e gönderdi, İzmir’de daha önce aday yaptığını İstanbul’a gönderdi. Kayseri’dekini Ankara’ya gönderdi. CHP birçok büyükşehirde, o büyükşehrin yerelinde belediye başkanlığı yapmış, deneyimli, çözümleri de bilen arkadaşları belediye başkan adayı yaptı ve seçimlerde başarılı oldu. Başarımızın birçok kriteri var ama bir siyasi parti seçim başarısını değerlendirirken genelde eksiklikleri konuşmaz, biz eksikliklerimizi konuşacağız. Bu süreçte neyi doğru yaptık, bundan sonra neyi yapmayı planlıyoruz, neyi yaparsak bu yerel seçimlerde almış olduğumuz başarıyı iktidara götürürüz bunun çalışmasını yapacağız.
Salıcı'nın ardından kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu çok önemli mesajlar verdi. Kılıçdaroğlu il başkanlarına uymaları gereken 7 ilkeyi saydı.
Kılıçdaroğlu, “İl başkanlarımızla uzun süredir bir araya gelemedik. Seçimlerden sonra ilk kez bir araya geliyoruz. Seçimlerde belli bir mesafe aldık. Sadece toplum değil Türkiye’yi dikkatle izleyen tüm kesimler derin bir nefes aldı. Onlar da şunu söylediler; Türkiye’de halk, demokrasiden yana bir ağırlık koyuyor, yeri ve zamanı geldiği zaman… Biz bu ağırlığı hissettirdik. Dolayısıyla mutluyuz ama asıl görev bundan sonra başlıyor. Hepimizin sorumluluğu var, özellikle il başkanı olarak sizlerin ayrı bir sorumluluğu var. Bu yerel seçimlerde tüm il ve ilçe başkanlarımı yürekten kutluyorum. Hepiniz elinizden gelen çabayı gösterdiniz. Eksiğimiz var mı elbette var ama önemli olan eksiğimizi görüp onu tamamlamak. Başarımız ama eksikliklerimiz de var. Şimdi o eksikleri görüşme ve bir dahaki seçimlerde eksiklikleri tamamlama sürecini birlikte hayata geçirmek zorundayız. Elbette ki demokrasi kültüründen yana toplumun her kesimini aydınlattık. Bize oy versin vermesin her kesime; demokrasinin erdemini, adaletin erdemini, birlikte yaşamanın erdemini anlatmaya çalıştık. Eğer Türkiye’yi güzelliğe doğru giden bir trene benzetiyorsak, o trende hepimiz varız ve o güzelliğe hepimiz beraber yolculuk yapmak zorundayız. Farklı düşünebiliriz, farklı kimlikler, farklı inançlar olabilir ama sonuçta bayrak bizim bayrağımız, vatan bizim vatanımız. Bu bayrağın altında bu vatanda hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Asıl görev bundan sonra başlıyor. Demokrasiye, hakka, hukuka mutlaka riayet eden bir süreci başlatmak zorundayız. Hiçbir il başkanımızın unutmaması gereken bir şey daha var; Biz bu politikamızı tüm bu politikamızı Millet İttifakı çerçevesinde yaptık. Sizlerde alacağınız kararlarda, davranışlarınızda, nasıl tepede bir millet ittifakı kurduysak ilinizde, ilçenizde aynı ittifakı sürdüreceksiniz. Biz bir vicdan politikasını yürütüyoruz, bir kader birliği içerisinde bu politikayı yürütüyoruz. Hakka, hukuka, adalete saygı duyan bir kitle ile yürütüyoruz bunu… O nedenle son başarılar bir millet ittifakı başarısıdır. Bu gerçeği de tüm il başkanlarımızın bilmesini isterim. Bir başka gerçek… Kimse unutmasın, her yerde bunu rahatlıkla dillendirebilirsiniz; Bu ülkeyi 17 yıldır tek başına yöneten siyasal parti Türkiye’nin hiçbir sorununu çözmemiştir. Tam tersine, var olan sorunlara yeni sorunlar eklemiştir. İşsizlik, devasa bir sorun olarak duruyor karşımızda… Sizler il başkanısınız, eminim her birinize tek tek pek çok vatandaş geliyor ‘bana iş bulabilir misiniz’, ‘sizin kazandığınız belediyelerden, Van’dan, Hakkari’den, Trabzon’dan, İzmir’den acaba bana da bir yerde iş bulunabilir mi’ diye. Vatandaşın düştüğü hale bak. Yöneteceksiniz 17 yıl, dünyanın parasını harcayacaksınız, ne varsa satıp savuracaksınız ve Türkiye’nin hiçbir sorununu çözemeyeceksiniz. Bu gerçeği, tüm AK Partili kardeşlerime anlatmak zorundasınız, kızmadan anlatmak zorundasınız, rakamları önlerine koymak zorundasınız. Biz ayrımcılık yapmıyoruz, sorun var evet, ciddi sorun var evet, temel sorunlarımız var evet, ama çözülmüyor. Çözümü de anlatacağız, nasıl çözüleceğini de anlatacağız. Hiçbir endişeniz olmasın, şunu da rahatlıkla Türkiye’nin her coğrafyasında, yurt içinde yurt dışında anlatabilirsiniz; Türkiye’nin CHP’nin bakış açısından çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. CHP, Türkiye’nin tüm sorunlarını çözebilir ve çözer. Bu güveni vereceğiz. İlk hedefimiz yerel yönetimlerde bu başarıyı elde etmek, sonra bu başarıyı Türkiye sathına yaymak zorundayız. Hiçbir sorunu çözemediler, kime bakarsanız bakın herkes dertli. Ama onlara şunu söyleyeceğiz; ‘Seçimler gelecek, İstanbul’da ne yaptıysan aynısını Türkiye genelinde yapacaksın kardeşim’ diyeceğiz. Umutsuzluğa kapılmak bizim kitabımızda yoktur, asla umutsuz değiliz. Asla! Bu ülkenin bilgisi, birikimi tüm sorunları aşabilecek kapasiteye sahiptir. Dolayısıyla biz, vatandaşa umutsuzluk değil. Sakın ola, umutsuzluk değil! Umutlu bir dünya, güzel bir dünya vaat edeceğiz. İş mi? İş vaat edeceğiz, yapmadılar, yapacağız diyeceğiz. ‘Beş yılda Türkiye’de işsizlikle nasıl mücadele edilir göreceksiniz’ diyeceğiz.
Belediye başkanları toplantısında belediye başkanlarımızı uyacağı 7 ilkeden bahsettim, mutlaka bunlara uyulacak dedim. Dün belediyelerimizi gezdim, belediye başkanlarımız bu 7 ilkeyi afiş gibi büyütmüşler, belediyede vatandaşın göreceği yere asmışlar; ‘7 ilkemiz bunlar, bunlara herkes uyacak, ben uymadıysam vatandaş gelip beni uyarsın’ diyorlar. Bu bizim için çok önemli bir çıtadır, önemli bir basamaktır. Kuralları konmuş ilkelere her belediye başkanımızın uyması lazım.
Şimdi gelelim il başkanlarına; İl başkanları için de 7 ilke belirledim, buna da her il başkanımın uymasını isterim.
İL BAŞKANLARINA 7 İLKE
1. Belediye başkanlarımızın başarısı için çalışın, her il başkanı bulunduğu yerde CHP’li bir belediye varsa onun başarısı için çalışacak. Belediye başkanları çalışırken, 7 ilkeye uyup uymadıklarını denetleyeceksiniz. Bu konuda asla taviz vermiyoruz, belediye başkanı da oturacak çalışacak. Ne dedik, yerel seçimlerdeki başarıyı genel seçimlerde de elde etmemiz gerekiyor. Birinci kuralımız budur.
2. Asıl olan sizin belediye başkanlarından talepleriniz değil, yani asıl olan il başkanlarının belediye başkanlarından talepleri değildir, asıl olan vatandaşların talepleridir. Vatandaşlarımızın belediye başkanlarından taleplerinin sizlerde takipçisi olacaksınız.
3. Belediye başkanlarımızın başarısı için eğer bir fedakarlık yapmak gerekiyorsa o fedakarlığı önce il başkanlarımız yapacak. Bir başarıyı kitleselleştirmek zorundayız. Bireysel beklentileri bir kenarıya bırakacağız, toplumsal beklentileri öne çıkaracağız. Toplumsal beklentilerin karşılanmasını sağlayacağız.
4. İl başkanı olduğunuz yerde, toplumun tüm kesimleriyle samimi sıcak ilişkiler kurun. ‘Bunlar bize oy vermiyor, bunlar partimizi sevmiyor’ ayrımını istemiyorum. Bütün kesimlerle sıcak samimi ilişkiler kuracaksınız. Özellikle sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları, muhtarlar ve bulunduğunuz il ve ilçedeki kanaat önderleriyle sıcak samimi ilişkiler kuracak ve belli aralıklarla mutlaka ziyaret edeceksiniz. Bu ziyaretlerinizde Türkiye’nin sorunlarını anlatmaktan çok, sorunları nasıl çözeceğimizi inançla ve kararlılıkla anlatacaksınız. Bizim seçim bildirgemizde, yayınladığımız broşürlerde her bir sorunun nasıl çözüleceği var. Aklınıza gelmezse, ‘ben bu sorunla ilgili size 1-2 gün içinde gelip broşürü vereceğim’ diyeceksiniz. Eğer karşılaştığınız bir sorunla ilgili CHP’nin görüşü yoksa hemen bize aktaracaksınız. Size 1 gün içinde geri döneceğiz ve sorunun nasıl çözüleceğini anlatacağız. Dolayısıyla şunu bilecekler; evet sorun var ama çözümü de var, ‘çözümü hayata geçirecek kurum da var’ diyecekler.
5. İl ve ilçelerde devleti yönetenler, yani vali ve kaymaklar… Adaletli bir yönetim sergilemiyorlarsa uyarmaktan ve eleştirmekten asla çekinmeyeceksiniz, en sert şekilde eleştireceksiniz. Bu vatandaşla sizin aranızdaki güveni arttıracaktır. Vatandaş, valiye, kaymakama karşı çıkamaz, başıma iş gelir diye. Ama siz CHP’nin il başkanısınız, ilçe başkanısınız, vali partizanlık yapıyorsa en sert şekilde eleştireceksiniz. ‘Eğer partizanlık yapacaksan git istifa et milletvekili ol’ diyeceksiniz. Asla ödün vermeyeceksiniz.
6. Gerek il özel idaresi, gerekse belediye bütçeleri yakından izlenecek. Vali ve belediye başkanı milletin parasını harcamaktadır, bunu her yerde söyleyin, ikisi de milletin parasını harcamaktadır. Dolayısıyla bizim belediye başkanlarımızın şeffaflık konusunda gösterdikleri hassasiyeti, ki bizim belediye başkanlarımız ihaleleri youtube ortamında serbest yapıyorlar, herkes görsün diyorlar. Yeni bir anlayışı Türkiye’ye egemen kılmaya çalışıyorlar. Doğru, dürüst, namuslu anlayışı… Gizli,kapaklı yapıyorsa bilin ki cebine bir şeyler aktaracak. Yoksa niye gizli, kapaklı yapılsın, açık ve net yaparsın. Valilerin ve diğer belediye başkanlarının da aynı hassasiyeti göstermeleri lazım… Takipçisi olacaksınız. Şeffaflığın takipçisi olmak sizin için de vatandaşlar için de çok değerlidir. Bu aynı zamanda kul hakkına saygı duymak demektir. Dolayısıyla CHP’nin il ve ilçe başkanları attıkları her adımın ne kadar değerli olduğunu beldeye hissettirmelidir. Biz sıradan bir parti değiliz, bizim tarihi sorumluluğumuz var. CHP il başkanı olmak kolay bir görev değildir, yeri geldiğinde egemen güçle ilde ve ilçede veya Türkiye genelinde mücadele eden en güçlü organdır CHP… Böyle bakacağız.
7. Kimliği, yaşam tarzı, inancı ne olursa olsun bulunduğunuz il ya da ilçede bir çocuk yatağa aç giriyorsa, o ailenin sorununa çözüm bulmak sizin öncelikli görevinizdir. O çocuğun açlığını gidermek sizin bir numaralı görevinizdir. Bana haber vereceksiniz, genel başkan yardımcılarımıza, kadın kolları, gençlik kolları genel başkanlarına haber vereceksiniz. ‘Şurada böyle bir sorun var, hemen müdahale etmemiz lazım’ diyeceksiniz. Biz bunu yaparız, Türkiye’nin neresinde olursa olsun il başkanı olarak bu tür bir faaliyet bu tür çaba sizi toplum nezdinde farklı bir yere konuşlandıracaktır. Derdi olan sizin kapınızı çalacak. Sizin göreviniz çok daha ağır ama zor değil. Bu süreç yeni bir süreç, eski alışkanlıklarımızı bir tarafa bırakacağız, iç çekişmeleri bir tarafa bırakacağız, iç çekişmeleri kim yaparsa partinin dışında kalacak. Kim ‘bu ülkenin sorunlarına kafa yoruyorum, bu ülkenin sorunlarını çözmek için hazırım’ diyorsa başımın üzerinde yeri var. Ama çalışacak, söylemle değil eylemle söylediğinin arkasında duracak.