GERÇEKİZMİR - CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Gerçekizmir’de Kafe Siyaset programında gazeteci Sercan Avcı’nın konuğu oldu.
Gönüllü saha ekibiyle birlikte alan çalışmasını köylerde sürdüren Bakan, flaş bir çıkışa imza attı.
Bakan, köy ziyaretlerinde fazla sayıda emlakçıyla karşılaştığını ifade etti, “Ben AK Parti milletvekili olsam oralara gitmeye utanırım. Bu ne demek, köylü arazisini satıyor, köylüye değil dışarıdan insanlara satıyor demek. Çiftçiyi bu hale getirmişsiniz, köyü bitirmişsiniz” dedi.
“BİR DOKUNUP BİN AH İŞİTİYORUZ”
Bakan şunları söyledi: Köylerde konuşulan ilk konu tarım ancak bir milletvekili adayının tarım konuşmasına gerek kalmıyor. Köylüye tarım dediğiniz zaman bir dokunup bin ah işitiyoruz. Hayvancılık bitmiş durumda. Köylü sattığı sütün parasıyla gidip bakkaldan aynı paraya su alamıyor. Et hayvancılığı yapanların durumu da oldukça vahim. İthal edilen samanla hayvancılık olur mu? İnsanlar öyle bir duruma gelmiş ki artık ne tarım ne de hayvancılık yapmak istiyor. Artık köyler hobi için kentten ev alan insanların gittiği yerlere dönüşmüş. Köylere gidip bakın, hepsinde neredeyse 4’er 5’er emlakçı var. Ben AK Parti milletvekili olsam oralara gitmeye utanırım. Bu ne demek, köylü arazisini satıyor, köylüye değil dışarıdan insanlara satıyor demek. Çiftçiyi bu hale getirmişsiniz, köyü bitirmişsiniz. Belki 1-2 kuşak sonra o köyde o köyün yerlisi kalmayacak. Zaten köylü her şeyin farkında. Oralarda referandumdan daha fazla oy alacağımızı düşünüyorum.
ÜRETECEK PROJELERİ KALMAMIŞ
Köylerde kıraathane ziyaretleri yaptığını hatırlatan Bakan, AK Parti’nin Millet Kıraathanesi projesini hedef aldı. Bakan, “Tarımla geçinen insanlara kıraathane yapacağım, çay ve kek dağıtacağım demek komik. Tek kelimeyle şakacı bir Cumhurbaşkanımız var diyeceğim ama sanırım birileri onu yanlış yönlendiriyor. O projeleri kim yapıyorsa üretecek projeleri kalmamış. Tarım bitmiş, çiftçi kan ağlıyor “Ben size millet kıraathanesi, millet bahçesi yapacağım” demek komik oluyor açıkçası. Bu proje köy kahvelerinde bir espri konusu. Oralara çocuklar için kitaplar, bilgisayarlar, internet götürmek gerekiyor. Çoğu köyde okul yok, taşımalı eğitim var. Bu eksiklerle ilgili proje söylese bir nebze ama söylediği şey açıkçası milletin dalga geçtiği bir şey. Muharrem İnce çok güzel söylüyor, “Ben diyorum hak, hukuk, adalet… O diyor çay, kek, oralet…” dedi.
OHAL’İ NEDEN ŞİMDİ KALDIRMIYOR?
“OHAL’i neden kaldırmıyorlar? Olağanüstü halde seçime gidilir mi bir ülkede?” diye seslenen Bakan, “OHAL... Adı üstünde olağanüstü...Olağanüstüyse demokratik bir şekilde nasıl seçim yapabiliriz? Neden şimdi kaldırmıyorlar da seçimden sonra kaldırıyorlar! Niye referanduma OHAL’de gitti bu ülke? Bunun gerekçesi 15 Temmuz darbe girişimi değil miydi? 15 Temmuz girişiminde Meclis’te CHP’li milletvekilleri kürsüye çıkmadı mı? Tek başlarına mı darbeye karşı deklarasyon yayınladılar? Biz darbeye karşı hep beraber direndik. Arkasından parlamentoda darbeyle ilgili çıkaracağınız her kanun teklifine destek veriyoruz dedik. Sadece bu darbe girişimiyle ilgili değil geçmiş darbelere göre de aynı şeyi yapalım, 12 Eylül yasasını değiştirelim anti-demokratik hükümleri ayıklayalım, siyasi partiler kanununu ve seçim sistemini değiştirelim ve darbeyle ilgili her konuda size açık destek vereceğiz dedik. Niye OHAL ilan ettiler, OHAL’e ihtiyaç yoktu ki. Tek elden yönetmek için, parlamentoyu devre dışı bırakmak için anti-demokratik ve faşizan bir yönetim getirebilmek için on binlerce insanı ihraç ettiler. O KHK’larla Eğitim-Sen’lileri ihraç ettiler. Ne alakası var Eğitim-Sen’lilerin darbeyle? Mor Beyin diye bir uygulama çıktı. Bir sürü insanın bundan mağdur olduğu ortaya çıktı. İnsanlar işinden aşından oldu. İnsanları perişan ettiler. Kış lastiği çıkarmak için KHK’ya mı gerek var? Kış lastiğini KHK ile düzenlediler. Vakıf üniversitelerini kapattılar. Neden kapattılar? Değiştir mütevelli heyetlerini. Varsa içinde FETÖ ile bağlantılı insanlar götür yargılansın. Oradaki hiç ilgisi, alakası olmayan pırıl pırıl Atatürkçü öğretmenler, akademisyenler, doktorlar, profesörler vardı işsiz ekmeksiz kaldı. Öğrenciler mağdur oldu. İnsanları OHAL ile perişan ettiler. Neden şimdi sayın Muharrem İnce söyleyince Cumhurbaşkanı Erdoğan OHAL’i kaldıracağım diyor? Şimdiye kadar neden kaldırmamış? Sonsuza kadar OHAL ile yöneteceklerdi ülkeyi. Bir kandırmaca bu…” dedi.
YILDIRIM’IN ESKİ REYTİNGİ YOK
İzmir’de aynı bölgeden vekil adayı olduğu Başbakan Binali Yıldırım için “Binali Bey’in eski reytinginin olmadığını yaptığı mitinglerden görüyoruz” diyen Bakan şöyle devam etti: Gittiği yerlerde 500 kişiyi 1000 kişiyi toplayamıyor. İzmir’de farklı illerden farklı insanlar getirerek yığma bir miting yapacaklarını düşünüyorum. Binali Bey Ulaştırma Bakanı iken İzmir’de daha etkili bir siyasetçiydi. Kendisini İzmir’in şevkle, coşkuyla karşılayacağını sanmıyorum. Elindeki devlet imkanlarıyla bir miktar etkisi olacaktır elbet ama biz ona rağmen sonucu etkileyecek bir seçim yaşayacaklarını düşünmüyoruz.
ÖRGÜT POPÜLİZMİ YAPARAK VEKİLLİK OLMAZ
Geçtiğimiz dönem İzmirli vekiller arasındaki ‘önerge şampiyonluğu’nun hatırlatılması üzerine vekil performasnıyla ilgili çarpıcı ifadeler kullanan Bakan, “Milletvekillerinin asıl işi yasama organındadır. Örgüt dolaşarak milletvekilliği olmaz. Örgüt popülizmi yaparak milletvekilliği olmaz. Örgütün senden beklediği üniversite sınavına girecek çocuğunun sorununu çözmesi. Eğitim sistemiyle ilgili problemlerin çözülmesi. Sanayi ile ilgili sorunların çözülmesi. Askeri, polisi varsa onların sıkıntısının çözülmesi. Milletvekilinin işi yasama organındadır. Elbette seçim çevresini gezecek, ama sadece örgütü gezmeyecek, seçmeni dolaşacak, fark yaratacak. Kentin sorunlarını parlamentoda dile getirecek. Milletvekili soru önergesi verecek, kanun teklifi verecek, meclis araştırması verecek, kürsüden konuşacak, iktidara komisyon toplantılarında kök söktürecek. Bunu yapıyorsan başarılı bir milletvekilisin. Yoksa geldin burada açılıştan açılışa koştun, en çok görünen milletvekilisin. İyi de senin örgütünden ibaret değil ki kent. Biz burada seçmenin kalbinin fethedeceksek halkın sorunlarını çözmemiz lazım. Bunun için bize yetki verdi halk. Milletvekilinin yapması gereken yasama organında güçlü ve aktif vekilliktir. Algı operasyonu yapmayacak alttan alttan, çalışacak ve üretecek. Öyle olursa başarır. Benim başarım bu. Karşıtlık üzerine siyaseti ben doğru bulmuyorum. Laf konuşmak, laf üretmek ile başkasını yıpratmayı doğru bulmuyorum. Yerel yönetimin başıyla çekişmek, ille ilçeyle çekişmeyi ben doğru bulmuyorum. İş yapacaksın kardeşim. Ben üreterek siyaset yaptım, sen benim büyükşehir meclis üyeliğimi de biliyorsun, orada da üreterek siyaset yaptım. Bundan sonra da sadece bilgi ve üretkenlik temelinde siyaset yapacağımın, karşıtlık üzerine siyaset yapmayacağımın, ilkeli siyaset yapacağımın vaadini veriyorum. Ben 2007 seçimlerinde ikinci bölge 11. sıradaydım. Sonra büyükşehir meclis üyeliği yaptım. Arkasından önseçimde 4. sırada çıktım ve 7. Sıradan aday oldum, şimdi parti burayı takdir etti. Elimizde sihirli değnek yok. Kimse kimseyi kara kaşı kara gözü için getirip ön sıradan milletvekili adayı yapmaz. Herkes bakıyor parlamentoda kim çalışacak, iç işleri komisyonunu kim yürütecek, milli savunma komisyonunu kim yürütecek. Kürsüden kim konuşacak. Kim kanun teklifi verecek buna bakıyor” diye konuştu.