MENÜ
İzmir
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Çeşme Projesi iptal edilmişti... TMMOB'dan bakanlığa: Kararın arkasından dolanmayın!
Güncel
11 Aralık 2024 Çarşamba 13:21

Çeşme Projesi iptal edilmişti... TMMOB'dan bakanlığa: Kararın arkasından dolanmayın!

TMMOB İKK, Danıştay tarafından alınan Çeşme Projesi iptali ile ilgili karar sonrası basın açıklaması düzenledi. Projenin iptali için TMMOB’un verdiği mücadeleyi anlatan açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığına çağrıda bulunarak, “Danıştay kararının arkasından dolanmayın, daha fazla kamu zararına yol açmayın” ifadesi kullanıldı.

Halil İbrahim GÜLER/GERÇEKİZMİR- TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) ve sivil toplum kuruşları, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilmek istenen ve geçtiğimiz günlerde mahkeme tarafından iptal edilen Çeşme Projesi’ndeki son gelişmelere ilişkin Mimarlık Merkezi’nde basın açıklaması düzenledi.

Yapılan ortak basın açıklamasını avukat Arif Ali Cangı okudu.  

SÜREÇTE VERİLEN MÜCADELE ANLATILDI

Süreçle ilgili bilgi verilen açıklamada, “13 Eylül 2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan İzmir, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırları, 12 Şubat 2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile genişletilmek suretiyle sınırlar yeniden belirlenmişti. Bu kararla, güneye doğru orman alanları, kıyılar, deniz alanı ve koruma alanları, meralar, tarım alanları ve Carufa Adası da dahil edilerek, önceki 11 ayrı turizm alanı ile birlikte Yarımadanın yüzde 40’ına tekabül eden bir bölge turizm alanı olarak ilan edilmek suretiyle turizm adı altında talan ve yağmaya açılmak istenmiştir. Kararın iptali için, İzmir Barosu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, İzmir Tabip Odası ile EGEÇEP, İzmir Yaşam Alanları, ÇEŞÇEP bileşenleri ve 141 İzmirli yurttaş üç ayrı dava açmıştı. Davanın Yargılama aşamalarında manidar gelişmeler yaşandı.

Danıştay'da görülen davada, 27 Ekim 2022 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda; "...şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir kara alanı ve 2 bin 292 hektar deniz alanını da kapsayan bir sınır belirlendiği, Çeşme KTKGB sınırlarının kara bölümünde kalan alanın yüzde 65'inin üst ölçekli planlarla yapılaşmaya, kullanmaya, geliştirmeye kesinlikle açılmaması gereken "nitelikli alanlardan oluştuğu, 16 bin hektarın üzerinde bir alanın tümüyle halka kapatıldığı, işlemin dayanağı olan gerekçe rapor ve kapsam belirleme raporunun gerçekleri yansıtmadığı ve alan belirleme kararında "kamu yararı" bulunmadığı..." belirleme ve değerlendirmeleri yapılmıştı İşlemin açıkça hukuka aykırı olduğunu gösteren bilirkişi raporuna rağmen davayı gören Danıştay 6.Dairesi yürütmeyi durdurma talebimizi anlaşılmaz biçimde reddetmişti. Yaptığımız itiraz sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK) kararıyla yürütmeyi durdurma kararı alabilmiştik. Buna karara rağmen, Danıştay 6.Dairesi davanın reddine karar vermişti. Kararın temyizi üzerine hukuka aykırı karar DİDDK tarafından bozulmuştu.

Yapılan son aşama yargılama sonunda görev bölüşümü sonucu Danıştay 4. Dairesi'ne düşen dosyamızda 31 10.2024 tarihli 2024/3349 Esas, 2024/6017 Karar sayılı karar ile dava konusu Cumhurbaşkanı işleminin iptaline karar verildi. Kararın gerekçesinde özetle; "...işlemle 16 bin hektarın üzerinde bir alanı kapsayacak şekilde yeniden belirlenen Çeşme KTKGB sınırları incelendiğinde; alanda, 1., 2. ve 3. derece Arkeolojik Sit Alanlarının, Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı İçme-Kullanma Suyu Havzasının, Kesin Korunacak Hassas Alanlar, Nitelikli Doğal Koruma Alanları ve Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanlarından oluşan Doğal Sit Alanlarının, Akdeniz Foku Yaşam Alanları gibi alanların ve çeşitli ekosistemlerin bulunduğu ve mevzuat düzenlemeleri ile korunan yapılaşma yasağı ya da kısıtlı yapılaşma olanağı bulunan söz konusu alanların bir çoğunun dava konusu işlemle belirlenen sınır üzerinde yer aldığı (...) deniz alanlarını da kapsayan bu denli büyük bir alanın, gereklilikleri açıklanmadan "bütüncül planlama kararlarının geliştirilmesine olanak sağlanması" soyut ve genel amacıyla, eksik araştırma ile hazırlanan Gerekçe Raporuna dayalı olarak KTKGB sınırlarına dahil edilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir...’ denilmektedir” denildi.

“DANIŞTAYIN KARARININ ARKASINDAN DOLANMAYIN”

Çeşme Yarımada’nın korunması gerektiğini yönünde Kültür ve Turizm Bakanlığına çağrıda bulunulan açıklamada, “Bu kararla, 13 Eylül 2019 tarihine kadar belirlenen Çeşme KTKGB sınırlarının daha fazla genişletilmesinin önüne geçilmiştir. Artık Çeşme Yarımadası sadece korunmalı, bölgenin doğal ve kültürel değerlerine zarar verecek yeni girişimlerde bulunulmamalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz, Danıştay kararının arkasından dolanmayın, daha fazla kamu zararına yol açmayın. Kararın, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası'nın dava ehliyetlerinin olmadığı bölümüne katılmamız mümkün değildir. Hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunma, bu kavramlara işlerlik kazandırma yasal yükümlülüğü olan İzmir Barosu ile toplum sağlığının korunması alanında kamusal görevi olan İzmir Tabip Odası, böylesi hukuka aykırı değerlendirmelerle ortak mücadelemizden kopartılamazlar. Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da kentimizin ve bölgemizin ortak yaşam alanlarının, müşterek varlıklarının korunmasının takipçisi olmaya devam edeceğiz. Çeşme Bölgesi ile ilgili verilen mücadeleyi kentle birlikte yaptık. Elimizde tek tek olan hukuki mücadelede kendini hissettirmeyi dönemi yaşıyoruz. Yok olmuştu hukuk” ifadeleri kullandı.  

Mahkeme tarafından İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası’nın davaya dahil edilmemesine tepki gösteren İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “bu kararın temiz yolu açık ama sonucun değişmeyeceğini düşünüyoruz. Bu davaları açarken, taraf ehliyetimizin olduğunu belirttik. Bu yasal bir zorunluluğumuzdu. Biz bu yükümlüğü yerine getirmezsek suç işlemiş oluruz. İzmir Barosu’nun ve Tabip Odası’nın 10 yıl önce bu davalara katılması kabul ediliyordu. Ama artık bu davalara katılmamızı istemiyorlar. Eskiden hukuka aykırı konularda gerekçeleri ve nedenleri tartışırdık. Şimdi arkasından ne gelecek diye tartışır olduk. Çeşme’nin geleceği için doğru bir karar” dedi.

"ÇEŞME'NİN SUYU YETERSİZ"
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhun Özyurt da, “Bizim de müdahil olamayacağımız yönünde bir karar alındı. Sağlığın tanımı içinde çevre sağlığı denen bir kavram var, bu olmadığında orada yaşayanların sağlığının ne kadar bozulacağını tahmin bile edemezsiniz. Şu anda Kutlu Aktaş Barajı Çeşme’nin suyunu karşılamaya yetmiyor. Bu projenin de gerçekleştiğini düşünün? Çevremizin sağlıklı olması, su açısından bir eksiklik yaşamaması gerekir. Bu uygulama gerçekleşseydi Çeşme’nin suyu ne olacaktı düşünmek bile istemiyorum. Dışarıda tutulmak istensek de dışarıda kalmış değiliz. Bu iş için uğraşanların hep yanında olduk, yanında olmaya da devam edeceğiz. Türk Tabipler Birliği’nin ve İzmir Tabip Odası’nın bu davaya müdahil olabileceği yönünde yazılar var. Biz de bunu istedik ama mahkeme anlaşılmaz bir kararla hem Baro’yu hem de Tabip Odası’nı mahkeme dışında bıraktı. Bunu da takip edeceğiz. Bizi ve baroyu dışarıda bırakma kararları maalesef çok kolay alınır hale geldi. Biz çabamızı, desteğimizi bırakacak değiliz çünkü insan sağlığı için çevre şarttır” diye konuştu.

"ÇEŞME’DE TALAN DEVAM EDİYOR"

Çeşme Kent Konseyi ve Çeşme Çevre Derneği Başkanı Ahmet Güler, “Ne yazık ki Çeşme rezidans çöplüğüne dönüşmüş durumda. Bunu Çeşme Belediye Başkanı da söyledi. Çeşme’de bu alanlar en az 6 alan yandaşlara verildi. Ne yazık ki tanesi 36 metrekare olan daireler, 2 milyon euro fiyatlarına satılmaktadır. Bu rant, Türkiye’de İstanbul’dan sonra en büyük rantı getirecek iştir. Bu işten ne kadar rant isteyen varsa Çeşme’ye çekmektedir. Ayaseranda’da binlerce dönüm arazi ‘rezildansa’ çevrilmektedir. Bölme tekniğiyle ne yazık ki turizm-talan projesi arka planda devam ettirilmektedir. Biz, Çeşme Yarımada Çevre Derneği olarak Çeşme’nin ranta kurban edilmesi, betonlaştırılması konusunda bizimle hareket etmelerini diliyorum.”

"BOZUK SAAT GÜNDE İKİ KEZ DOĞRU GÖSTERİR"

TMMOB İKK Sekreteri Aykut Aydemir, “Ne Basmane Çukuru ne İnciraltı Planları ne Elektrik Fabrikası için mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.. İster yerel yönetimleriyle ister merkezi hükümetle mücadelemizi sürdüreceğiz. Bozuk saatin de günde iki kez doğru gösterdiği, ilk defa hukukun doğru karar aldığı bir günü yaşıyoruz” dedi. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir