İzmir'de çevre, kültür ve tarih alanlarında yaşanan sorunlara dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak ve kente sahip çıkmak için aralarında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) gibi 35 sivil toplum örgütünün yer aldığı İzmir’e Sahip Çık Platformu kuruldu.
Platformun kuruluşu, İzmir’in Alsancak semtinde bulunan Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısı ile duyuruldu. Toplantıya CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da katıldı.
Platform adına açıklama yapan Şehir Plancıları Odası Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, son 15 yılda sürdürülebilir ekonomik bir model yerine ranta dayalı ekonomi politikaların uygulandığını ileri sürdü. Bu nedenle kentlerin, tarım alanlarının, kıyıların, ormanların, derelerin yapılaşmaya açıldığını ifade eden Özlem Şenyol Kocaer, "Kamu arazilerimiz sermayeye peşkeş çekildi. Bunun sonucunda özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde uygulanan rant politikaları ve gerek merkezi gerek yerel idareler tarafından uygulanan yanlış kentleşme politikaları bu kentleri yaşanmaz hale getirdi. Yaşanan trafik sorunları, hava kirliliği, kişi başına düşen yeşil alan miktarının azalması, sel felaketleri, heyelanlar bunun en net örnekleridir" dedi.
"RANT POLİTİKALARININ ÖNÜNÜ AÇAN DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI"
Şehir Plancıları Odası Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, İzmir’de son yıllarda artan nüfusla birlikte parçacıl planlama anlayışıyla uygulanan şehircilik politikalarının, çarpık kentleşmeyi de beraberinde getirdiğini öne sürerek, oluşan çarpık kentleşmenin, deprem ve sel gibi doğal afetlerin gerçekliği ve risklerinin, su kaynaklarının tükenmesi, hava kirliliği gibi sağlıklı, güvenli bir çevrede yaşama hakkını bire bir etkileyecek sorunların İzmir’in kapısına dayandığını aktardı. Kocaer, "Tüm bunları göz ardı edip yasa ve yönetmeliklerde özellikle İzmir’de uygulanacak rant politikalarının önünü açan değişiklikler yapıldı. Tarım alanları, meralar, makilik ve fundalık alanlar gibi doğal alanlarımızın, üst ölçek plan kararları ile yapılaşmaya açılmasının ardında, siyasi iktidarın 2025 yılı için öngördüğü gerçekçi olmayan yüksek nüfus öngörülerinin bulunduğunu ortaya çıkarmakta" dedi. (DHA)