Gizem TABAN/GERÇEKİZMİR - Millet İttifakı’nın İzmir kanadı, birlik ve beraberlik noktasında Çiğli’de önemli bir buluşmaya imza attı.
Çiğli Anemon Otel'de gerçekleşen ittifak kahvaltısına; Millet İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Tunç Soyer, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, Millet İttifakı Çiğli Belediye Başkan Adayı Utku Gümrükçü, Millet İttifakı Aliağa Belediye Başkan Adayı Özcan Durmaz, CHP ve İYİ Parti ilçe başkanları ve iki partinin il yöneticileri katıldı.
Toplantıda açılış konuşmasını Millet İttifakı Çiğli Belediye Başkan Adayı CHP'li Gümrükçü yaptı.
Gümrükçü katılımcılara teşekkür ederek başladığı konuşmasında “Biz mahallelere gittiğimizde şunu söylüyoru: Bu makamdan dost sayımızı arttırarak indiğimiz gün başarılı olduğumuz gündür. Dost acı söyler, söylesin ki bizler de yanlışlarımızı görelim ve düzeltelim” dedi. İzmir’in kuzey kesiminin gelişime çok açık ancak ciddi sorunları olduğuna vurgu yapan Gümrükçü: “Bergama’dan Çiğli’ye bir değişim süreci başlıyor. 31 Marttan itibaren yeni bir kadro ile İzmir’de ve çevresinde bir değişim süreci başlıyor. Bu süreci hep birlikte çok iyi yöneterek hem sorunları çözeceğiz hem de özellikle İzmir’in kuzeyine gelmek isteyen yeni yatırımlara imkân sağlayacağız. Böylece başta kanayan yaramız işsizlik olmak üzere pek çok soruna da çözümü sağlayacağız” diye konuştu.
HÜKÜMETİ ELEŞTİRİ YAĞMURUNA TUTTU
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray ise konuşmasında hükümeti eleştiri yağmuruna tuttu.
Beka tartışmalarına da değinen Çıray şunları söyledi: Türkiye 17 yıldır hali hazırda Cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan tarafından yönetiliyor. Hiçbir dönem bu 17 yılla mukayese edilemez. Sadece 15 Temmuz 2016 kanlı FETÖ kalkışması ve darbe teşebbüsü dahi bu değerlendirmemizi doğrulamaya yeter! O uğursuz gecede Yüce Meclis bombalandı. Türk Milleti bütün siyasi kesimlerden 250 evladını demokrasi şehidi vermek pahasına bu dış destekli ayaklanma ve iç savaş teşebbüsünü bastırdı. Böylesine organize ve kapsamlı kanlı bir teşebbüsünü gerçekleştiren hıyanet şebekesi! Elbette bu organize gücü kısa bir zamanda elde etmiş olamazdı. Bunun, 17 yıllık AKP iktidarıyla… Yargı, emniyet ve silahlı kuvvetlere sistematik bir sinsilikte nüfuz etmesini sağlayan bir geçmişi vardı. Tam da 12 Eylül darbesinin otuzuncu yılında 2010’da referanduma sunulan ve hukukun üstünlüğüne ve kuvvetler ayrılığına ilk keskin darbeyi vuran Anayasa değişikliği bunlardan en önemlisiydi.Bu değişiklik FETÖ tarafından TSK’nın tamamen içerden işgal edilmesine yönelikti.Hepsini birlikte yaşadık. İnsanlarımızın son derece sistematik ve kasıtlı bir şekilde kutuplaştırıldığına, bunun seçim-referandum sarmalı içinde bir kazanma stratejisi olarak kullanıldığına şahit olduk. Burada ironik olan şey..Hem uyguladığınız stratejilerle, sırf seçim kazanmak uğruna milletin yüzde ellisini ötekileştireceksiniz. Adeta sözde terörizmi destekleyen millet ittifakı partilerine oy verecek kadar saflar durumuna düşüreceksiniz. Beka tehlikesi yaşayan bir ülkede siz nasıl oluyor da size oy vermeyenleri ötekileştiriyorsunuz? Muhalefetin topyekun düşmanlaştırıldığı bir ortamda varsa eğer beka tehlikesini nasıl önleyeceksiniz?HDP=PKK diyeceksiniz.Yani HDP’yi gayrımeşru ilân edeceksiniz. Sonra Yeni Zelanda’da meydana gelen terör saldırısı metnine hdp ile birlikte ortak imza atacaksınız. Devlet sizin elinizde, HDP’nin terörle ilişkisi varsa niye yargıtay başsavcılığına müracaat etmiyorsunuz. Bu ikiyüzlü bir siyasettir. Doğruysa gereğini yapın, ama değilse susun. Bu vatandaşının kalbini kıran bir siyasettir...
OYUM TUNÇ SOYER’E ÇÜNKÜ...
Soyer’e destek mesajları veren Çıray, “İçine girdiğimiz kritik tarihsel kesit İzmir’de sembolleşen pozitif duyguların ve bakışların yükseleceği bir dönem olacak. Bedeli ne kadar ağır, sonlanması sosyal ve siyasi olarak ne sancılı ve acı verici olursa olsun, İzmir’i bir çekim merkezi haline getiren değerler ve duygular artık sadece İzmir’in ufkunda değil, Türkiye’nin gelecek ufkunda yükselecekler ve böylece içine sıkıştırıldığımız alternatifsizlik cenderesini kırıp atacağız. Buna inanıyorum. Bu arada açıklayayım; ben oyumu Tunç Soyer’e vereceğim. Çünkü hayatımı değiştirecek” ifadelerini kullandı.
SOYER’DEN 2 HEDEF VURGUSU
Çıray’ın ardından kürsüye çıkan Millet İttifakının İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı CHP'li Soyer, büyükşehir belediye başkanlığına talip olurken 2 hedefi olduğunu belirterek, “Bu kentin başka bir yaşam kalitesinde yaşamasını mümkün görüyorum. Bu kentin refahını adilce dağıtabileceğimi düşündüm. Batıya gittiğimizde hep imrenerek dönmüşüzdür. Bu coğrafyanın bize bahşettiği güzellikler var. Pırıl pırıl deniz, arkamızda güçlü bir kültür, alın teri döken insanlarımız var. Ama hak ettiğimiz yerde değiliz. Başka bir yaşam seviyesinde neden yaşayamıyoruz? Şimdi kurumları satıyorlar, tarım ürünlerini de ithal ediyoruz. Toprak burada duruyor, güneş tepede duruyor. Bu bir tercihtir ve ben de diyorum başka bir tercih mümkün. Benim siyasete girme sebebim bu. Bu topraklarda yaşayan insanlara başka bir ufuk açmak mümkün” dedi.
SEÇİLDİĞİM GÜN ROZETİMİ ÇIKARACAĞIM
Genel siyasetin insanları ayrıştırdığına vurgu yapan Soyer, başkan seçildiği anda parti rozetini çıkaracağını kaydederek şunları söyledi: Genelde yapılan siyaset bölünme ile sonuçlanan bir siyaset. İnsanlar ayrıştırılıyor, düşmanlaştırılıyor ve kutuplaştırıyor. Bu krizlerle başa çıkmanın tek yolu birleşmek ve gücümüzü korumak. Seçildiğim günden itibaren rozetimi çıkarıp herkesin başkanı olacağım. Genel siyasetin ayrıştırıcı dilinden uzaklaşıp birleştirici bir yerel siyaset ile çok daha güzel kentler kurabiliriz. İzmir bu coğrafyalının her daim yüreği olmuş bir buluşma noktası olmuştur. Burada insanlar pastayı büyütmek için paylaşmak gerektiğini öğrenmişler. İnsanların dilini bilmeden, kültürünü bilmeden iş yapmışlar, ekmeklerini bölüşmüşler. Yerelde insanlar şunu farkında: “Bizi ayrıştıran, kutuplaştıran şey bizi böler. İzmir demokrasiyi içselleştirmiş bir şehirdir. Demokrasi ekmek demektir, refah demektir. İzmir’in bir demokrasi kenti olduğunu bilerek bir refah seviyesini yükseltmek için emek vermeliyiz. İzmir’in kullanılmayan olağanüstü potansiyelleri var. Bunları hayata geçirdiğimizde refahı adilce bölüşebileceği bir İzmir’i birlikte yaratacağız...
470 MİLYONLUK ALIMI 1 MİLYAR DOLARA ÇIKARACAĞIZ
Gediz Deltası’nın önemli bir turizm merkezi olacağını ifade eden Soyer, Burada yılda 10 bin flamingo ürüyor. Dünyada başka bir noktada böyle bir yer yok. Yani içinde flamingoların ürediği bir başka metropol yok. Bu büyük bir turizm potansiyelinin işareti… Biz bunun içinde yaşıyoruz ama daha İzmirlinin haberi yok. Bunu İzmirlilerle, Türkiye ile dünya ile buluşturmamız mümkün. Aziz Kocaoğlu başkanımızın başlattığı model ile tarım üreticisine nefes aldırdığı kırsal kalkınma modeli 12 yılda üreticinin ürettiği 470 milyonluk alımı 1 milyar dolara çıkaracağız. Üretici toprağında kalıp üretip yaparsa hem kentte ucuz işgücü durumuna düşmüyor hem de yaşadığı yerde geleneğini yaşatmış oluyor. Hükümet ile kavga etmeye gelmiyoruz tam tersine İzmir’in taleplerini, beklentilerini hak ettiklerini uyumlu anlayışla, birbirini ikna etmeye yönelik bir anlayışla yapacağız. Herkes bu vatana elinden geldiğince hizmet etmek istiyor. Kimsenin İzmir’i hakkından mahrum etmek gibi bir niyeti olduğunu düşünmüyorum. Bütün mesele bu beraberliği yaratmak... Kardeşlik ve barış olmadan ne demokrasi ne adalet olur. İçtenlikle ve samimiyetle birbirimize bağlı olmamız lazım. Tarımsal kalkınma modeli ve demokrasi anlayışı ile Türkiye’ye örnek olabilecek bir kentteyiz” dedi.