İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, TBMM’nin FETÖ’nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun raporu ile ilgili “Ortada kadük olan bir rapor falan yoktur... Kadük kaldığına inandırılmak istendiği bir rapor vardır. Meclis Başkanı’nın... FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı rapor için gerekli tüm prosedürleri uygulama yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğün sözde bahanelerle yerine getirilmemiş olması, sorumlusunu Yüce Divan’a götürecek Anayasal bir suçtur. Aynı durum, objektif bir hukuki değerlendirmeden sonra pekâlâ halihazırdaki Meclis Başkanına da teşmil edilebilir” açıklamasını yaptı.
İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın TBMM FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun raporu ile ilgili açıklamasına tepki gösterdi.
Çıray, “Damadı FETÖ’den ötürü hâlâ kaçak olan Kahraman, ne yazık ki, adeta tam da FETÖ’ye yakıştırılabilecek yöntem ve gerekçelerle zaten sisler içindeki 15 Temmuz darbesini karartmak istiyor. Komisyon, gayet verimli bir şekilde çalışmış ve kamuoyunun dikkatini üzerinde toplamışken önce sulandırıldı, sonra da Sayın Erdoğan’ın ‘Çalışmasını tamamlamıştır’ beyanı ve Sayın Bahçeli’nin yeni anayasa tartışması başlatması üzerine âtıl hale getirilmiştir” dedi.
FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonu’nun açık-örtülü tüm engellere rağmen, dikkate değer bir araştırma raporu ortaya koymayı başardığını söyleyen Çıray, bu başarıda muhalefet kanadının büyük bir katkısı olduğunu; tarihimizin bu en kanlı ve en utanç verici terörist darbesinin içine gömülmek istendiği karanlığın aydınlatılması için o koşullar içinde elden gelen her şeyin yapıldığını söyledi.
“ORTADA KADÜK RAPOR FALAN YOK, KOMİSYON VE KAMUOYUNUN KADÜK KALDIĞINA İNANDIRILMAK İSTENDİĞİ BİR RAPOR VAR”
Çıray, şöyle devam etti:
“Ancak ne yazık ki, Komisyonun AKP’li başkanı ve üyeleri, yukarılardan gelen talimatlarla bütün bu çabaları boşa çıkarttılar. Kendi meşreplerine ve çıkarlarına uygun, gerçeklerin üstünü örten, çarpıtan ve hatta ters yüz eden sözüm ona bir rapor ortaya koydular. Biz, oldubittiyle dayatılan bu rapora elbette itiraz ettik. Bu itirazımızı, ceza hukuku açısından suç teşkil edeceği uyarısında da bulunduğumuz resmi bir dilekçe ile Türkiye Büyük Millet Başkanlığına sunduk. Bununla da yetinmedik ve doğrudan doğruya rapora ilave edilmesi gereken çok kritik unsurlardan oluşan çalışmamızı da ayrıca Meclis Başkanlığı vasıtasıyla Komisyona ilettik. Maalesef bütün bu çabalar, başkanlık dönemi hiç de hayırla yad edilemeyecek Sayın İsmail Kahraman tarafından adeta bozuk para gibi harcanarak dikkate alınıp gerektiği şekilde işleme konulmadı. Raporun bizim katkılarımızla oluşacak yeni şeklinin yüce Meclis’e sunulması ve gereken onayı alması engellendi. Kısaca ortada kadük olan bir rapor falan yoktur. Gereken çalışmayı yapmamış olduğu izlenimi verilmek istenen bir Komisyon ve kamuoyunun kadük kaldığına inandırılmak istendiği bir rapor vardır.
Hakikat bir kere daha hükmünü icra etti. Komisyon Başkanı Reşat Petek, durup dururken, ortadan kaybolduğu dahi iddia edilen raporu, özellikle CHP’li üyelerin itirazlarının dikkate alınmadığı şekliyle kendi hukuk bürosunun sitesine koyuverdi. Ancak o rapor eksiktir. Belli ki Petek, bunu, önümüzdeki yeni dönemin koşullarında herhangi bir hukuki ve siyasi suçlamanın muhatabı olmamak için yaptı. Ama kendisi için maalesef doğru bir şeyi yanlış bir şekilde yaptı bile diyemeyeceğim. Yanlış bir şeyi yanlış bir şekilde yaptı.”
“YÜKÜMLÜLÜĞÜN YERİNE GETİRİLMEMİŞ OLMASI, SORUMLUSUNU YÜCE DİVAN’A GÖTÜRECEK ANAYASAL BİR SUÇTUR”
“Dönemin Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın da halihazırdaki Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un da bu vesileyle yaptıkları açıklamalar, açığa çıkma sürecine girmiş olan gerçekleri örtbas etmeye yönelik nafile çabalar olarak tarihe geçecektir. Bununla birlikte onları bekleyen tehlike, tarihe iyi bir biçimde geçmeyecek olmanın çok ötesindedir. Özellikle İsmail Kahraman görevini açıkça yerine getirmemiş, hatta adeta düpedüz suistimal etmiştir. Kahraman mesnetsiz bir gerekçeyle yüce Meclisin Anayasa ve Kanunla belirlenmiş ve Millet adına yükümlülüğü olan yasama ve denetleme görevini yerine getirmesini engellemiştir. Meclis Başkanının nasıl ki bütçeyi yahut komisyonlarda kabul edilmiş kanun tasarılarını bekletme hakkı yoksa, tarihimizin en vahşi şiddet, terör ve utanç darbesini araştırmak için kurulmuş FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı rapor için gerekli tüm prosedürleri uygulama yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğün sözde bahanelerle yerine getirilmemiş olması, sorumlusunu Yüce Divan’a götürecek Anayasal bir suçtur. Aynı durum, objektif bir hukuki değerlendirmeden sonra pekâlâ halihazırdaki Meclis Başkanına da teşmil edilebilir. Bu aynı zamanda FETÖ ve benzeri karanlık örgütleri ve metotlarını etkisizleştirmek için elzemdir.” (ANKA)