MENÜ
İzmir 20°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Çıray'dan seçim kanunu, 6'lı mutabakat, 'adaylık' ve 'Çiller' sorularına çarpıcı yanıtlar!
Politika
17 Mart 2022 Perşembe 08:42

Çıray'dan seçim kanunu, 6'lı mutabakat, 'adaylık' ve 'Çiller' sorularına çarpıcı yanıtlar!

Sağlık emekçilerini iş bırakma eylemlerine sürükleyen sistem hakkında konuşan İYİ Parti İzmir Milletvekili Çıray iktidarı eleştirirken, TBMM'ye gelen yeni seçim kanunu teklifi ve 6 muhalefet partisinin imzaladığı ortak mutabakat metni hakkında çarpıcı mesajlar verdi. İYİ Partili Çıray, 'Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı' sorusunu da yanıtlarken, Eski Başbakan Tansu Çiller'in siyasete döneceği yönündeki gelişme hakkında ise ilginç bir yorumda bulundu. 

Efe Can TAN / GERÇEKİZMİR - İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Dr. Aytun Çıray gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

Sağlık emekçilerini iş bırakma eylemlerine sürükleyen sistem hakkında konuşan İYİ Parti İzmir Milletvekili Çıray iktidarı eleştirirken, TBMM'ye gelen yeni seçim kanunu teklifi ve 6 muhalefet partisinin imzaladığı ortak mutabakat metni hakkında çarpıcı mesajlar verdi. İYİ Partili Çıray, 'Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı' sorusunu da yanıtlarken, Eski Başbakan Tansu Çiller'in siyasete döneceği yönündeki gelişme hakkında ise ilginç bir yorumda bulundu. 

"SAĞLIK SİSTEMİNİ ÇÖZMEK İÇİN ÇARE İKTİDARI GÖNDERMEK!"
İYİ Parti İzmir Milletvekili sözlerine hekimler ve sağlık emekçilerinin Tıp Bayramı’nda gerçekleştirdiği iki günlük iş bırakma eylemini ve ülkedeki sistemi değerlendirerek başladı.

Çıray, "Başlangıçta AK Parti’nin sağlıkta dönüşüm adını verdiği proje doğrusu herkesin hoşuna gitmişti. Buna hekimler de dahil. Özellikle performans sistemine hiç kimsenin itirazı olmadı ama o dönemde de ben bu performans sistemi denilen sistemin yürümeyeceğini söylemiştim. Bu hem hekimler için yaralayıcıydı hem de ekonomik olarak yani sağlık ekonomisi açısından sürdürülebilir değildi ve en temel problem şu; Bu iktidar kamu kontrolu olması gereken sağlık sektörünü olması gerekenden fazla özel sektöre açtı. Sağlık sektörününün diğer sektörlerden bir farkı var. Orada serbest piyasa ekonomisini tam olarak işletemezsiniz. Çünkü serbest piyasa ekonomisi dediğimiz şey arz-talep dengesi ile fiyatların belirlenmesidir ama arz-talep dengesinde görülülük vardır yani siz imkanınız varsa bir gömlek alırsınız istemiyorsanız almazsınız ama hasta olursanız tercih hakkınız yoktur. Bir hastaneye veya doktora gitmek zorundasınız yani talebiniz zorunludur. Dolayısıyla arz edenler bu talebin zorunluluğunu bildiği için fiyatları istediği gibi belirleyebilirler ve insanlar bir sosyal güvenlik olarak sağlıktan bekledikleri yararlanmayı göremezler. Sağlık hizmetinin kaliteli olması demek binaların kaliteli olması anlamına gelmez sadece. Genel olarak asıl sizi sağlığa kavuşturacak süreçlerin kaliteli olması anlamına gelir. Ötekini de inkar etmiyorum. Dolayısıyla bu süreçler bozuldu en sonunda hekimler zor duruma düştü, geçmişte kendilerine özgürlük sağlayan muayenehaneleri ortadan kalkmıştı ve çok düşük ücretler veren devletle onları olabildiğince ücret vermeye yönlendiren özel sektör arasına sıkıştılar hekimler. Sadece maddi açıdan değil manevi açıdan da tatmin olmamaya başladılar. Sonuç olarak Türkiye buraya geldi. Sağlık sektörünün genel ekonomi ile alakası çoktur. Türkiye ekonomisi bozuldukça, sağlık sektörünün de ekonomisi bozulmaya başladı. Zaten ayakta duran bir çok özel hastaneye bakarsanız iktidara yakın şirketlerin hastaneleri. Hekimlerin talepleri doğru ancak bu iktidarın bu taleplere karşılık verebileceğini zihniyeti ekonomi yönetimi açısından imkan dahilinde görmüyorum. Her bana çare sorana ‘ İlk çare bu iktidarı göndermek’ diyorum. Bu iktidarı gönderip sağlık sisteminin baştan sona gözden geçirmek lazım. Bu şehir hastaneleri ile esasen modası geçmiş hastaneler dönemi başlattılar, dünyanın vazgeçtiği. İzmir’de Bayraklı’da bir hastane yapılıyor ve bu hastanenin sözleşmelerinin çoğunda bu hastaneler bittiği zaman şehir merkezlerindeki bir çok hastanenin kapatılması yazıyor. Muhtemelen Alsancak Devlet Hastanesi ve benzeri hastaneler kapatılacaklar. Peki ne olacak? Bu defa uzaktaki hastaneye ulaşım sorunu başlayacak. İnsanlar hayatlarını yollarda kaybedecekler. Trafik altyapısı müsait değil. Hepimiz İzmir’i bilen insanlarız. Hatay’dan yola çıkan bir insanın Bayraklı’daki hastaneye ulaşması hem maddi hem de zaman açısından kolay olmayacak. Sonuç itibarı ile AKP’nin meşhur sağlık sistemi kökten çöktü. Bugün gidin hastanelere ameliyat için, film çektirmek için sıra almak zorundasınız ya da fark ücreti ödemek zorundasınız. Halbuki vergi veriyorsunuz zaten bütün bu işler yapılsın diye bir kısım insanlar prim ödüyor bedava sağlık hizmeti almak için bu da yetmiyormuş gibi bir de insanlardan katkı parası istiyorlar. Yani bir bütün olarak sağlık sistemi çöktü bence’’ dedi. 

"YENİ SEÇİM KANUNU: İKTİDARIN İFLASI!"
Cumhur İttifakı’nın üzerinde uzun süredir çalıştığı ve geçtiğimiz günlerde TBMM'ye getirilen yeni seçim kanunu teklifini değerlendiren İYİ Partili Çıray, "İktidarın iflasıdır" yorumunu yaptı.

Çıray şunları söyledi: Ne zaman ki siyasi iktidarlar seçim yasalarıyla oynamaya başlamışlarsa seçimi kazanamayacaklarını anlamışlar demektir. Yani halk desteğini kaybettiklerini acaba kanunla kitapla seçimle oynayarak nasıl iktidarda tekrar nasıl kalırız arayışına girdiklerini gösteriyor yani bu iktidarın iflasıdır. Rahmetli Özal’dan bu yana bu işler denenmiştir. Hiçbir işe yaramamıştır. Kim kazanacaksa bu değişiklikler onay yarar. Dolayısıyla geçmişte şöyle olsaydı böyle olsaydı gibi gir takım varsayımlarla bugünü tarif edemeyiz. O gün Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhur ittifakı öndeydi ama bugün bütün anketler gösteriyor ki Millet İttifakı önde. Millet İttifakı’nın iki büyük partisi önde. İYİ Parti büyük bir yükseliş trendine girdi. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte çıkardıkları bu kanun Cumhur İttifakı’nın kendi kuyusunu kazma kanunudur. Kendi kuyularını kazdılar aslında. Burada asıl dikkat edilecek şey hakimler, hakim teminatı üzerine yapmaya çalıştıkları oynamalar. Bunlara dikkat etmeliyiz. Bir de Yüksek Seçim Kurulu’na ben güvenmiyorum onlara dikkat edeceğiz. Geçmişte Yüksek Seçim Kurulları aldıkları kararlarla toplumsal vicdanlar karşısında sabıkalı hale geldiler. 16 Nisan şaibeli referandumunu unutmuyoruz. Onun için Yüksek Seçim Kurulu’nu dikkatle izleyeceğiz. Hakimleri dikkatle izleyeceğiz fakat ne yaparlarsa yapsınlar İstanbul’da bu yaşandı Millet iradesini kimse alt edemeyecek ve bu millet kendi iradesiyle oyuyla oynayan siyasi iktidarları affetmiyor. Kadın diyor ki ben 4 yılda bir bana bir yetki verdiniz hakkımı arayacağım onu da elimden almaya çalışıyorsunuz hileyle ben diyor sizin bu hilelerinizi başınıza geçiririm diyor. Nitekim İstanbul’da geçirdi. O nedenle özetle ben bu seçim kanunlarıyla oynamaları Cumhur İttifakı’nın şimdiden seçimleri kaybetmesinin ilanı olarak görüyorum...

"VİCDAN KARDEŞLİĞİ"
6 muhalefet partisinin bir araya gelerek imzaladığı mutabakat metni hakkında konuşan Çıray'dan "Vicdan kardeşliği" tanımlaması geldi.  

Çıray, "Bir kere Türkiye’de değişik görüşlerdeki 6 partinin bir araya gelmesi siyasi demokrasi kültürümüz için önemli bir gelişme yani bunu ben İstanbul seçimlerinden sonra ‘vicdan kardeşliği’ diye tanımlamıştım. Yani İstanbul’da ne oldu? Millet iradesi ve oy veren vatandaşlarımız kendi kökenlerine, inançlarına ve dünya görüşlerine bakmadan demokrasi adına ortak paydada bir oy kullandılar. Bence İstanbul’da Ekrem Bey’den(İmamoğlu) çok demokratik birlik vicdan kardeşliği kazandı seçimleri. Şimdi aynı şeyin olacağı kanaatindeyim ben. Bu da 6’lı mutabakatın işte bu İstanbul’da gördüğümüz iradenin siyasete yansımasıdır. Oradan çıkan bildiri Türkiye için bir hedefler bildirisidir. İnşallah onlar hayata geçecek ve Türkiye daha medeni modern bir ülke olacak" ifadelerini kullandı. 

CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI... 
'Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?’ sorusu hakkında konuşan Çıray, buna yanıt aramak için erken olduğunu belirterek, "Bugün itibariyle Tayyip Bey adaylığını açıkladı mı?" diye sordu. 

İYİ Parti İzmir Milletvekili, "Bu konudaki görüşümün çok önemi yok ve bunu söylemek için çok erken. Bir kere şunu gördük ki bu yeni seçim kanunun gelmesi ile seçimler zamanında yapılacak daha bir yıl var seçimlere. Dolayısıyla şimdiden bu aday tartışmalarının içine girmek Millet İttifakı’nın zaafi olur. Bugün itibariyle Tayyip Bey adaylığını açıkladı mı? Açıklamadı. Tayyip Bey’in kendi adaylığını açıklamadığı yerde biz niye aday açıklayalım? Önce bir çıksın ben adayım desin. Görelim değerlendirelim, liderler bir araya gelecekler toplumsal beklentiler, anketlere bakılacak ve bu sözü verilen 6’lı mutakabatı yerine getirebilme kapasitesi kimdeyse o aday gösterilecektir isimden çok prensipler önemli çünkü Türkiye önümüzdeki seçimde bir sistemi oylayacak. Tek adamı sistemine devam mı edeceğiz vaz mı geçeceğiz? Ucube rejime devam mı edeceğiz, vaz mı geçeceğiz? Modern, medeni dünyanın bir üyesi olarak mı yaşayacağız, geri kalmış bir Ortadoğu ülkesi haline mi dönüşeceğiz? Zengin mi olacağız, fakir mi olacağız? Bunları oylayacak Türkiye" dedi. 

"MAGAZİNDEN ÖTE DEĞERİ YOK!
Son olarak siyasete döneceği konuşan eski Başbakan Tansu Çiller hakkında konuşan Çıray, "Bu konuyu konuşmaya değer bulmuyorum. Çok önemli değil. Magazinden öte bir değeri yok" dedi. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir