Çıray, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz’un FETÖ şüphelisi olarak tutuklanmasının hemen ardından başlattığı Türk vatandaşlarının vize başvurularının süresiz askıya alınması uygulamasını, İYİ Parti’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hakkına yapılmış bir müdahale olarak gördüğünü ve asla onaylamadığını belirtti.
Türkiye’nin tek adam devleti rejiminde hukukun üstünlüğüne ve kuvvetler ayrılığına dayalı anayasal bir demokrasi olma vasfını kaybettiğini ve Türk vatandaşlarının adeta kitlesel bir hukuk kıyımının kurbanı olduklarını vurgulayan Çıray, “Ama bu gerçek hiçbir devletin Türkiye’nin egemenlik hakkına müdahale niteliğinde olan karar ve uygulamalarını kınamamızı engelleyemez” dedi.
EGEMENLİK HAKLARIMIZA MÜDAHALE EDİLDİ
Sözlerine, “Biz İYİ Parti olarak Türkiye’yi hukukun hakimiyetine ve kuvvetler ayrılığına dayanan güçlendirilmiş bir parlamenter rejime kavuşturacağız. Türk Milletine her bakımdan özgür ve müreffeh bir cumhuriyetin haysiyet ve mutluluk dolu güzelliklerini yaşatmaya kararlıyız. ABD’nin FETÖ şüphelisi bir Türk vatandaşı çalışanının hukuki haklarını korumaya çalışması ve takip etmesini şüphesiz hukukun üstünlüğüne saygının bir gereği olarak değerlendirilebilir. Ama ABD 8 Ekim’de Türk vatandaşlarının vize başvurularını askıya almakla Türkiye Cumhuriyetinin egemenlik hakkına müdahale etmiştir” diye devam eden Çıray, Amerika’nın bu kararıyla kavgalı olduğu siyasetçiler yerine Türkiye vatandaşlarının temel özgürlük haklarından olan seyahat etme hakkını ve özgürlüğünü kısıtladığını ileri sürdü.
AMERİKA BÜYÜKELÇİLİĞİNİN AÇIKLAMASI AK PARTİ DIŞ POLİTİKASININ İFLÂSIDIR
Çıray, “Amerikan Büyükelçiliğinden yapılan açıklama Türk Milletine zarar veren vize uygulamasının sona ermesi bakımından elbette olumlu karşılanabilirdi. Ancak Büyükelçiliğin açıklaması Türk dış politikasının mutlak bir iflas halini yaşadığını ibret verici bir vesikası olarak tarihe geçmiştir. Çünkü bu açıklama, Türkiye’nin temel bir egemenlik hakkından tek taraflı olarak adeta vazgeçtiğinin belgesidir. Türkiye, ABD elçilikleri ve konsolosluklarında çalışan kendi vatandaşlarını ABD hükümetinin bilgisi olmadan yargılama süreçlerinin hukuki uygulamalarına tabi tutmayacağını garanti etmiştir. Bu ‘Ey deyip, afur tafur satarak, içerde göz boyamaya yönelik dış politika showları bitmiştir.” Çıray açıklamasını bu konuda TBMM Başkanlığına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yanıtlaması için yazılı soru önergesi verdiğini belirterek ‘Çavuşoğlu’nun önergedeki soruların acilen yanıtlaması Türk Milletinin haysiyetine ne kadar sahip çıktığını gösterecektir” cümlesiyle noktaladı.
ÖNERGEDEKİ SORULAR
ABD'deki Türkiye Cumhuriyeti temsilciliklerinde çalışan ABD vatandaşı yerel personele aynı ayrıcalıkları tanıyacak bir düzenleme yapılmış mıdır?
Daha açık bir ifadeyle ABD'nin soruşturma ve kovuşturma kurumları temsilciliklerimizde çalışan bir ABD vatandaşını gözaltına almak veya tutuklamak istediğinde Amerikan makamları Türk Hükümeti'ni önceden bilgilendirecek midir?
Eğer böyle bir düzenleme yapılmamışsa bu uluslararası ilişkilerde eşitliğin ve haysiyetin korunmasını sağlayan mütekabiliyet ilkesinin bizzat Türk hükümetinin tasarrufuyla Türkiye aleyhine ortadan kaldırılması anlamına gelmez mi?
ABD’yi ikili ilişkilerimizde ayrıcalıklı bir konuma getiren ve açıklamada ‘üst düzeyde sağlanan’ ibaresiyle belirtilen bu tek taraflı güvenceler kimin tarafından verilmiştir?