İŞTE ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI
Ertesi gün bayram, rabbim bizi tekrar nice ramazanlara kavuştursun. "Rize'de güzeller var. Hepsi de dane dane. Hiç birine kanmadın, sensun yine bir tane..." Ülkemizde 81 tane güzel var, ama bizim gözümüzde Rize hep bir tane.
Bugün bizi bir kez daha bağrına basan Rizeli hemşerilerime şükranlarımı sunuyorum. Memleketimi çok özlemiştim. Anlaşılan Rize de evladını çok özledi. Geldik Ovit'e bir dolu, bir dolu aman yarabbim. Ve maşallah muhteşem Ovit tünellerinin açılışını yaptık. Bundan sonra İspir’e kuru fasulyeye çok daha hızlı gideceksiniz, Erzurum’a aynı şekilde. Ben karşımda yine rekora koşan bir Rize görüyorum. Sandıkları patlatacak mıyız? 24 Haziran’da cumhurbaşkanlığında şahsımı, Meclis’te AK Parti’yi desteklemeye hazır mısınız?
Rize sadece burası değil. Türkiye’nin dört bir yanında bizim hemşerilerimiz var mı? Yurt dışında var mı? Ben sizden evladınız, kardeşiniz olarak bir şey rica ediyorum. Hepsini tek tek arayacaksınız. Yurt dışını arayacaksınız ki inşallah hem burada hem ülkemin her yerinde bunu başaralım. Kimisi gelir, gelininizim der. Kimisi gelir, ben şöyleyim der filan falan. Siz zaten ne yapacağınızı biliyorsunuz. Biz iş yapmaya geliyoruz. Onlara sorsan 16 yıl önce nasıl bir Rize vardı inanın bilmezler.
Bugün Karadeniz bölgemiz için tarihi bir ana şahitlik ettik. Önce Trabzon’a uğradım. Ardından 2012 yılında bismillah diyerek ilk kazmayı vurduğumuz Ovit Tüneli’nin bugün açılışını yaptık. Arabayla bir tünelin içinden gittik geldik. Ama ne güzellik… Ve düşünebiliyor musunuz 14,5 km gidiş, 14,5 km geliş. Böyle bir tünel. Ve dünyada bu eşi benzeri çok az olanlardan. E Rize’ye Erzurum’a bunlar yakışır. Bu İkizdere İspir yolu Ovit Tüneli ve bağlantı yollarının ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Şimdi birileri kekle pastayla muhallebiyle uğraşırken biz Türkiye’yi bir hayaliyle daha buluşturduk. Dün neredeydik Eskişehir’de? TANAP’ın açılışını yaptık.
İNCE'YE 'BEYAZ TÜRK' YANITI
Türkiye neler yapıyor, onlar neyle uğraşıyor. Bay Muharrem Edirne’deki terörist destekçisini yargıdan kurtarmanın hesabını yaparken, Bay Muharrem Amerika’dan gelecek telefonu bekleyedursun biz dün Türkiye bölgesinin enerji merkezine dönüştüren TANAP projesini hayata geçirdik. Bunlar neyin hayır, neyin şer olduğunun bile farkında değil.
Bay Kemal senin karşında Erdoğan var. Daha dün 20 uçakla 14 noktayı yok ettik. Nerede? Kandil’de. Gerekirse Sincar’da. Bunlar bize ne demişlerdi? 'Afrin’e girmeyin' dediler mi? Cerablus’a girmeyin dediler mi? Biz Afrin’e de Cerablus’a da girdik mi?
Çıkmış diyor ki, ‘Ben zenci Türklerdenim Erdoğan beyaz Türk’ Yahu ne dersen de bunlar tutmaz. Ben bu ülkenin has evladıyım. Hiçbir zaman 'Beyaz Türk' olmakla övünmedim. Bu milletin hizmetkarı olarak övündüm.
'SEN KORKAKSIN'
Türkiye bütün amacı yıkmak, sabote etmek olan bir muhalefeti hak etmiyor. 15 Temmuz’da ben Marmaris’ten geliyorum, Kılıçdaroğlu Atatürk Havalimanı’nda, tanklar orada. Ne yaptı? O hemen tanklarla görüşmeleri yaptılar, sonra tankların arasından Bakırköy Belediyesi’ne geçti. Ben de gece 03:00 civarında oraya indim. On binler orada, f-16’lar uçuyor ‘Bana haber verseydin’ diyor. Bay Kemal ben milletime haber mi verdim? Sadece ‘milletimi meydanlara çağırıyorum’ dedim. Milletim oraya geldi ama sen gelmedin. Sen tankların arasından kaçtın, sen korkaksın. Korkaklar zafer anıtı dikemez.
Son zamanlarda muhalefetin adayı, muhafazakar kesime şirin gözükmek için adeta 40 takla atıyor. Meclis’teki icraatlarına bakıyorsunuz tam bir fecaat. Hak ve özgürlükler noktasında karnesi kırıklarla dolu. En başarılı olduğu alan yasakçılık, cuntacılık, darbeseverlik. Hatırlarsanız biz 2008 yılında MHP ile beraber son derece tarihi bir anayasa değişikliği gerçekleştirdik. 411 milletvekilinin oyuyla 28 Şubat darbecilerinin mirası olan kamuda başörtüsü yasağını kaldırdık. Böylece hanım kardeşlerimize kamuda başı açık ve örtülü hiçbir sorun yaşamadan özgürce çalışma imkanı getirdik. Darbe heveslisi kimi medya organları 411 el kaosa kalktı manşetleri attı. Ana muhalefet partisi de CHP de laiklik üzerinden toplumumuzun belli kesimlerini kışkırtmaya başladı. Bay Muharrem ve Bay Kemal’in aralarında yer aldığı 122 milletvekili kararın iptali için soluğu Anayasa Mahkemesi’nde oldu. dönemin Anayasa Mahkemesi de maalesef, hukuku hiçe sayarak CHP’nin başvurusunu kabul etti ve düzenlemenin iptaline karar verdi.
'FETÖ'CÜ TAKTİKLERLE VATANDAŞIN AKLINI ÇELEBİLECEKLERİNİ ZANNEDİYORLAR'
Yine Bay Muharrem 2009 yılında TRT’de çalışan bir hanım kameraman kardeşimizin başını bereyle kapatmasını dahi kabul etmeyip hükümete soru önergesi vermişti. Biz 5 yıl sonra sorunu kökten çözene kadar Bay Muharrem’in imzası dolayısıyla başörtülü kardeşlerim çile çekmeye devam etti. Aynı şekilde imam hatip ve meslek liselerine uygulanan katsayı zulmünü kaldırdığımızda da yine en büyük muhalefeti Meclis’te bu zat yaptı. O gün başörtüsü özgür olmasın diye imza atan Bay Muharrem, bugün seçim meydanlarında olmadık takla atıyor. O gün AYM’nin kapısında nöbet tutan Bay Muharrem, bugün meydanlarda ister başını örter, ister başını açar diyor. Ya biz senin cemaziyülevvelini biliyoruz. Neler yaptığınızı biliyoruz. Bunun adı siyaset değil, bunun adı takiyyedir, bunun adı omurgasızlıktır. FETÖ’cü taktiklerle, Pensilvanya’dan aldığınız akıllarla vatandaşlarımızın aklını çelebileceğini zannetmek tamamen beyhude bir uğraştır. Bu millet asıl takiyyecilere nasıl 15 Temmuz’da meydanı bırakmadıysa, onların çakmalarına da 24 Haziran’da da meydanı bırakmayacak. Benim vatandaşım adamın siciline bakar siciline. Benim Rizeli hemşerim lafa değil icraata bakar.
'ÜÇ BEŞ OY UĞRUNA TAVİZ VERMEDİK'
Biz bugüne kadar miting meydanlarında ne söylediysek, Meclis’te de aynısını söyledik. Çift dilli, çift kimlikli, iki yüzlü siyaseti asla partimizin içerisinden sokmadık. Üç beş oy uğruna değerlerimizden taviz vermedik. Bizim geleneğimizde takiye yoktur. Doğuda başka, batıda başka konuşmak yoktur. Bizim siyaset ahlakımızda yapamayacağımız şeylerin sözünü vermek yoktur. Bizim siyasetimiz birlik, dirlik ve bolluk siyasetidir.
Onları Kılıçdaroğlu yapar size. Çünkü Kılıçdaroğlu ne kadar varsa gelsin diyor alırım. Biz sadece alabileceğimizi, bu sene şu anda 20 bin öğretmen daha alacağız, olay bu. Biz Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırmanın, 2053 ve 2071 vizyonlarıyla buluşturmanın hayalini kuruyoruz. Biz ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine taşımanın sancısını yaşıyoruz.
Burası çok önemli. Rize’ye bir de şehir hastanesi kazandırıyoruz. 800 yataklı hastanemizin inşasına yakında başlıyoruz. Şimdi sizlere bir müjde vermek istiyorum. Bu nasıl? Bu şehir hastanesi deniz doldurularak kazanılacak. 300 dönüme yakın bir alanda 263 bin metrekare kapalı alana sahip bir şehir hastanesinin yapılmasıyla ilgili çalışma başladı. 554’ü normal yatak, 140’ı yoğun bakım yatağı, 100’ü palyatif bakım yatağı, 6 mahkum yatağı olmak üzere 800 yataklı olacak. Şehir hastanemizde ülkemizde ilk defa hibrid ameliyathane de yer alacak. Böylece artık Rizeli hemşerilerim başka şehre gitmek zorunda da kalmayacak.
FINDIĞA 35 TRİLYON BAZLI DESTEK
Deniz üzerine inşa edilen ikinci havalimanımız olan Rize - Artvin Havalimanı yapımına devam ediyoruz. Proje bedeli 1 katrilyon 461 trilyon lira. Ve 3 milyon yolcu kapasiteli olacak. 2020 yılı sonuna kadar da tamamlayıp açacağız. Şu anda dolgular tamamlanıyor.
Rize’de fındık ürünü için toplam 35 trilyon alan bazlı destek verdik. Bugüne kadar fındık üreticilerimizin piyasanın rekabetçi şartları altında ezilmesine asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Yaşadığınız sıkıntıları da bir çözüme inşallah kavuşturacağız.
Seçimlerde iki farklı zihniyet yarışıyor. Bir tarafta durdurmaktan, kapatmaktan, çürümeye terk etmekten bahseden bir yıkım ekibi var. Diğer tarafta Türkiye’ye yeni projeler, yeni eserlerle şahlandırmanın sevdasını taşıyan AK Parti var. Bir tarafta bölücü örgütün siyasi uzantılarına vagon olan aday var, diğer tarafta terörün belini kıran irade var. Bu kardeşiniz Rize’nin bir evladı olarak, terörün belini kahraman ordusuyla, polisiyle, jandarmasıyla beraber kırıyor.
Bir tarafta Pensilvanya’da kurulan yıkım ittifakı var, diğer tarafta 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan cumhur ittifakı var. Ben ülkemizin ve milletimizin tercihinin yıkımdan değil, inşadan ve ihyadan yana olduğunu görüyorum.