GERÇEKİZMİR - Devletin zirvesi bugün İzmir’de buluşuyor.
TBMM Başkanı Binali Yıldırım dün Folkart Galeri’nin 'Büyük Dahi Gazi Mustafa Kemal’ adlı serginin açılış töreni için kente gelmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Dokuz Eylül Üniversitesi'nin 2018- 2019 Akademik Yılı ve SOCAR’ın Türkiye’deki en büyük yatırımı olan STAR Rafineri'nin açılış törenleri için öğlen saatlerinde kente geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TBMM Başkanı Yıldırım, Dokuz Eylül Üniversitesi'nin 2018- 2019 Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Törene, TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç ve Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar da katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Binali Yıldırım ve Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, açılış töreni mesaisinde Sabancı Kültür Merkezi'ndeki PTT Kargomat hakkında da bilgi aldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı orkestrası, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sürpriz yaparak, mitinglerinden sonra vatandaşlarla birlikte söylediği 'Beraber yürüdük bu yollarda' şarkısını seslendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da şarkıya eşlik ettiği ve şarkının sonunda ayağa kalkarak alkışladığı görüldü. Ayrıca yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sevdiği 'Nazende sevgilim' parçası da seslendirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmaya, "Yeni eğitim öğretim yılında üniversitelerimizin hocalarına ve öğrencilerine de ayrıca başarılar diliyorum. Yaklaşık 90 bin öğrencisiyle ülkemizin en büyük yüksek öğrenim kurumları arasında bulunan Dokuz Eylül Üniversitemizin başarısını daha da ileriye taşıyacağına inanıyorum" diyerek başladı.
GÜLER, KARAKOÇ VE AKGÖNENÇ'İ ANDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fotoğraf sanatçısı Ara Güler'i, şair Bahattin Karakoç'u ve Prof. Dr. Oya Akgönenç'i rahmetle anarak şöyle konuştu:
Son günlerde her biri kendi alanlarındaki birikimleri, başarıları, eserleriyle, gençlerimize örnek olan üç önemli kayıp yaşadık. Bunlardan biri fotoğraf sanatçısı Ara Güler'dir. Dünyanın son yarım asrına damga vurmuş, tüm önemli liderlerle foto röportajlar gerçekleştirmiş, objektifiyle tarihe tanıklık etmiş büyük ustayı yad ediyorum. Kendisiyle ve objektifiyle ailece ayrıca şahsen tanışma imkanı bulduğumuz bu büyük usta, son nefesine kadar ülkemizi uluslararası alanda başarıyla temsil etmiştir. İkinci olarak, ıhlamurların çiçek açtığı mevsimlerin şairi, şiirimizin Beyaz Kartal'ı Anadolu şiirinin ulu çınarı Bahattin Karakoç'tur. Her ölüm hüzünlüdür ama şairin ölümü yürekleri bir başka burkar. Bize düşen büyük aşk ve dava şairi Abdurrahim Karakoç'un da ağabeyi olan Karakoç'u şiirleriyle yad edmektir. Üçüncü kaybımız, siyaset bilimi alanındaki akademik çalışmaları yanında, siyasetçi kimliğiyle tanıdığımız Prof. Dr. Oya Akgönenç’tir. Allah’tan rahmet diliyorum. Bu üç isim, her biri kendi alanındaki başarılarıyla gençlerimizin çok iyi tanımaları, öğrenmeleri gereken şahsiyetlerdir. Başarı; hangi işi yaptığınızla değil, işinizi nasıl yaptığınızla ilgilidir. Fotoğrafçıysanız, en iyi fotoğrafları çekiyorsanız gönüllerde yer edinirsiniz. Şairseniz, yürekleri fetheden şiirleri yazıyorsanız isminiz tarihe altın harflerle yazılır. Akademisyenseniz, bunu insanlık için doğru şekilde kullanıyorsanız asla unutulmazsınız. Siyasetçiyseniz, ülkenize yaptığınız hizmetler oranında, kalıcılık ve itibar edersiniz."
'İÇERİK VE SİSTEM KONUSUNDA HALA SIKINTILARIMIZ VAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki üniversitelerin dünyanın en büyük 500 üniversitesi arasında esamesi okunmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Biz kadim bir devlete ve medeniyete sahibiz. Sadece Anadolu’daki varlığımızı korumak için verdiğimiz mücadelenin her biri dahi tek başına bir destandır. Malazgirt’ten 15 Temmuz’a şanlı zaferler silsilesinden bahsetmiyorum. Mesela bugün içinde bulunduğumuz yüksek öğrenim kurumlarımız, dünyanın eski öğretim müesseselerinin mirasçılardır. Şanlıurfa’daki Harran Okulu dünyanın en eski üniversitelerinden biri olarak kabul edilir. Ege bölgemizdeki binlerce yıllık geçmişe sahip şehirlerimiz, aynı zamanda birer kültür ve ilim yuvasıdır. Nasıl oluyorsa, dünyanın en büyük 500 üniversitesi arasında esamesi okunmuyor? Demek ki bir şeyleri kaybettik, bir yerde bir sıkıntı var. Bir şeyleri unuttuk, ihmal ettik. Yitik, kaybedildiği yerde bulunur. Madem cevher bu topraklarda saklı, öyleyse sorunun çözümünü de bu yerde arayacağız. Bu süreçte en büyük yatırımı biz eğitim-öğretime yaptık. Ama henüz arzu ettiğimiz neticeleri elde ettiğimizi maalesef söyleyemiyorum. Dün gece Milli Eğitim Bakanımızla uzun uzadıya eğitim öğretimde neler yapacağız, ne gibi adımlar atacağız, değişim neler olacak? Bunlar üzerinde konuştuk. Tabi bakanımızın anlattıklarını dinledikçe umudum daha da arttı. Önümüzdeki kısa zaman içerisinde atacağımız adımlarla, yeni bir çıkış, diriliş gerçekleşecektir diye düşünüyorum. İçerik ve sistem konusunda hala sıkıntılarımız var."
'YENİ DÖNEMDE ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ EĞİTİM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de 8 milyon öğrencinin eğitim gördüğünü vurgulayarak, nitelik noktasında sıkıntı olabildiğini bunun çözümü için çalışıldığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnşallah yeni dönemde öncelikle hedefimiz eğitimi hem içerik, hem sistem olarak Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak bir seviyeye çıkartmaktır. Aileden başlayıp üniversiteye, oradan iş hayatına kadar uzanan tüm alanlarda eğitime bakışımızı ve uygulamamızı ülkemizin ihtiyaçlarına göre değiştireceğiz. Bu meseleyi çözmeden diğer hiçbir konuda istediğimiz sonuçlara ulaşamayız. Kendi bireysel çekişmelerinin, ideolojik saplanmalarının ve kariyer hırslarının esiri kadrolarla üniversitelerin böyle hayırlı çıktılar üretmesi mümkün değildir. Kısa bir süre önce malum Almanya’daydım. Almanya’da şansölye ile görüşürken üniversitelerinizde ne kadar öğrenci var diye sordum ve tabii kendisinden aldığım rakam enteresandı. Tüm akademi vesaire; 3 milyon civarında bir rakamdan bahsetti. Bizim ise şu anda 8 milyon üniversitelerimizde öğrencimiz var. Demek ki biz aslında iyiyiz. Yani nitelik noktasında sıkıntılarımız olabilir ama bizim önümüz şu anda açık. 10 yıl sonra yapacağımız çalışmalarla ben inanıyorum ki, siz değerli hocalarımız sayesinde bu nesil çok daha güçlü ve farklı şekilde yetişecek ve biz yarışta o diğer ülkeleri de aşacağız. Aynı şekilde özel sektörümüzü çok zorlu bir süreç bekliyor. Organize sanayi bölgeleriyle okullarımızı iç içe getirmekte kararlıyız. Organize sanayi bölgelerinin içinde orada ağırlıklı ne varsa orada okulumuz da olacak. Teori-pratik buluşmasını buralarda sağlayacağız."
'KONGREDEN İZİN ÇIKMIYOR DEDİKLERİNİ ÜRETİR HALE GELDİK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2002 yılı sonunra göreve geldiklerinde ordunun ihtiyaçlarının yüzde 20'sini karşılayabilen hükümetin bugün ihtiyaçları yüzde 65 oranında karşıladığını belirterek, "Büyük devlet olmak lafla değil icraatla oluyor. Düne kadar teröristlerle kendi sınırlarımız içerinde baş etmekte zorlanırken, bugün Irak'tan Suriye'ye Avrupa'dan Orta Asya'ya kadar dünyanın her yerinden teröristlere hayatı zindan ettik. Artık bugüne kadar kapılarına gidip alamadığımız birçok savunmaya veya taarruza yönelik ihtiyaçlarımızda söyledikleri şu; 'Kongreden izin çıkmıyor' ama şimdi o izin çıkmıyor dediklerini, biz bunları üretir hale geldik. 'İnlerine gireceğiz' dedik ve girdik. Şu anda artık kaçacak delik arıyorlar. Bizim İHA'larımız, SİHA'larımız yoktu. Şimdi hepsi var ve İHA ile koordinatlar belirleniyor ve F-16'larla gereği yapılıyor. Bazen F-16'ya gerek kalmadan İHA'lar işi bitiriyor. Ve bunlar yerli. İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır" dedi.
'ENFLASYON KIPIRDADI DİYE BİRİLERİ ELLERİNİ OVUŞTURMAYA BAŞLADI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dövizdeki hareketliliği hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Daha düne kadar ancak 10 yılda 20 yılda bir kez büyük yatırımlara imza atılırken, şimdi dünyanın en önemli 10 yatırımından 6’sına aynı anda ev sahipliği yapıyoruz. Son günlerde malum döviz kuru biraz yükseldi. Faizler aynı şekilde biraz arttı, enflasyon kıpırdadı diye birileri ellerini ovuşturmaya başladı. Yine hedeflerimize kilitlendik, gereken tedbirleri alıp yolumuza devam ettik. Biz sağlam durunca, ellerini ovuşturanlar da hüsrana uğradı. İşte bugün açılışını yapacağımız tesis örneği gibi, cari açığı ortadan kaldırmaya yönelik adımları da birer birer atıyoruz. Türkiye bölgenin yükselen yıldızı olarak gelişmesine, büyümesine devam edecektir."
YILDIRIM: FİKİRLER TEHDİT ALTINDA OLMALALIDIR
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, törendeki konuşmasının başında "DEÜ İzmir'in en güzel üniversitelerinden biri dediğimizde Hocamız alınganlık gösteriyor, 'en güzel üniversitesi' demek gerekiyormuş." şeklinde espri yaptı.
Rektör, dekan, öğretim üyeleri ve öğrencilere hayırlı, başarılı bir öğretim yılı dileğinde bulunan Yıldırım, DEÜ'nün 36. kuruluş yılını kutladığını, Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar'ın da "öğrenci olarak okuyup üniversiteye rektör olan ilk akademisyen" olduğuna işaret etti.
DEÜ'nün 90 bine yakın öğrencisi ve 3 bini aşkın akademik personelinin bulunduğunu, üniversite kelimesinin "evrensel şehir" anlamına geldiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
"Fikirler, akademik yapının temelidir ve tehdit altında asla olmamalıdır. Güvenlik ve özgürlük ortamında serbestçe her fikir konuşulmalı, tartışılmalıdır. Öğretim görevlisi ve üyesi olmak kendini bilime adamak demektir. Her eline fırça alan ressam olamayacağı gibi her önüne gelen de akademik personel olamaz. Türkiye'de bu ölçülerin dışına çıkılan zamanlar ne yazık ki oldu. Gençlerimiz bilgi, yetenek ve zekalarıyla değil, kılık kıyafetiyle değerlendirildi. Birçok gencimiz bu sebeple okulundan uzaklaşmak zorunda kaldı."
"Öğrenmeyi bırakan yaşlanır"
Eğitim ve öğretimin yaşının olmadığını, beynin öğrenmekten mahrum kaldığında kendi kendini öğütmeye başladığını anlatan Yıldırım, bu nedenle öğrenmeyi bırakan kişinin genç de olsa yaşlandığına işaret etti.
Türkiye'nin gelişme tarihinde üniversitelerin özel bir yerinin bulunduğunu, bugün Türkiye'de 206 üniversitenin yer aldığını vurgulayan Binali Yıldırım, "2002 yılında başlattığımız 'her ile üniversite' projesiyle kurulan üniversitelerin 129'u devlet, diğerleri vakıf üniversitesidir. Bugün üniversitemiz olmayan ilimiz kalmadığı gibi birçok ilimizde birden fazla üniversite vardır. Dünyada ilk üniversite batılıların dediği gibi İtalya'da değil 859'da Fas'ta kurulmuştur." dedi.
Müslümanlar tarafından kurulan ilk üniversiteyi Büyük Selçuklu Devleti'nin Nizamiye Medreseleri'nin takip ettiğini kaydeden Yıldırım, şu görüşlerini paylaştı:
"Eğer batılılara sorarsanız İslam dünyasındaki bu gelişmeleri yok sayarlar. Onlar tarihi kendileri başlatırlar. Batılılara göre dünyanının ilk üniversitesi İtalya'daki Bologna Üniversitesidir. Açılış tarihi 1088. Avrupalı kadınların 'içine şeytan girmiş' denilip yakıldığı Ortaçağ'da Fatih Medresesi kurulmuştur. İstanbul Üniversitesi'nin kuruluşu 1453'tür."
"Süleymaniye Üniversitesi vefa örneği olabilir"
Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Süleymaniye Medresesi'nin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Yıldırım, "İstanbul'a gelecekte Süleymaniye Üniversitesi adıyla bir üniversitenin açılması çok büyük vefa örneği olabilir. Bizim tarihimizde hiçbir zaman batının karanlık dönemlerini çağrıştıran ortaçağımız olmadı, batı karanlık aleminde gezerken İslam dünyası ışıklar içinde yaşıyordu." diye konuştu.
Öğrencilere de seslendi
Yıldırım, konuşmasında öğrencilere de seslenerek, eğitim ve öğretimin hayat boyu devam edecek bir süreç olduğunu, gençler için bulunmaz bir fırsat içerdiğini kaydetti.
Dünyada işsizliğin özellikle gençler için büyük sorun yarattığını bildiren Yıldırım, şunları söyledi:
"Yaşadığımız şartlarda teknolojinin gerisinde kalmamamız gerekiyor. Teknolojiden her alanda faydalanalım ancak teknolojinin esiri olmayalım. Değerini bilmemiz gereken bir hayatımız var. Bilgiye dayalı işler günümüzde ön plana çıkıyor. Yapay zeka, Endüstri 4.0 gibi kavramlar her gün daha fazla hayatımıza giriyor. Geleneksel üretim şekli terk ediliyor. En fazla ciro yapan şirketler 150 yıllık geçmişe sahip şirketler değil, 20 yıllık geçmişi olan teknoloji ve iletişim şirketleridir. Siz de çağın gerisinde kalmamak için daha fazla okumalısınız, öğrenmeyi bıraktığınız gün yaşlanacaksınız. Liderlerin tecrübelerinden mutlaka faydalanın."
HOTAR: YENİ BİR VİZYONLA HAREKET EDECEĞİZ
Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar da törendeki konuşmasında, bilimin olumlu ve insanı yücelten değerlerin anlaşılması için büyük önem taşıdığını belirtti.
DEÜ'nün 36 yıldır Türkiye'ye, bilim dünyasına ve insanlığa hizmet verdiğini kaydeden Hotar, "Hızla büyüyen ve gelişen Türkiye’nin nitelikli insan gücünün karşılanmasında, ihtiyaç duyulan alanlarda ve sektörel çalışmalarda ciddi sorumluğu ve katkısı bulunan üniversitemiz, önümüzdeki dönemde yeni bir vizyon ile hareket edecektir. Bu yol haritasının temelinde ise yapay zekadan artırılmış gerçekliğe, nesnelerin internetinden otonom robotlara kadar Endüstri 4.0'ın bütün argümanları ve dijital dünyanın bileşenleri öncelikle yer alacaktır. Bu temellere bağlı olarak genetik, nanoteknoloji, enerji, sağlık, çevre ve dijital dünya gibi gelecek gördüğümüz stratejik alanlara odaklanarak milli ve yerli politikaların geliştirilmesine destek olacağız." değerlendirmesini yaptı.
Hotar, üniversitenin sivil toplum ve diğer kurumlarla iş birliğine de önem verdiğine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Öncelikle ülkemizi döviz kuru üzerinden yıpratmaya ve milletimizi zor duruma sokmaya yönelik girişimleri kınadık. Bu noktada kentimizin önde gelen kurum ve kuruluşları ile bir araya gelerek çözümlerimizi içeren bir bildiri yayınladık. İsrail Parlamentosu'nun Kudüs'teki ırkçı ve ayrımcı politikalarına tepki göstererek İsrail hükümetini senato kararıyla kınadık. Hükümetimizin enflasyonla mücadele konusunda başlattığı indirim kampanyasına destek vererek üniversitemize bağlı kantinlerde yüzde 10 indirim uyguladık. Kurumumuzda ivedi olarak yapmamız gereken altyapı düzenlemelerini ve revizyonlarını, eğitim dönemi öncesi tamamladık. "
Törende DEÜ Hukuk Fakültesi 3. Sınıf Öğrencisi Bahadır Kahraman da konuşmasında, Türkiye'nin geleceğini üniversitelerde inşa edeceklerini vurgulayarak, "Gazi Mustafa Kemal'den aldığımız bayrağı daha ileri taşıyacak, çalışacak, çalışacak, çalışacağız." diye konuştu.
TÖRENDEN NOTLAR
Açılış töreninde Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından "Bana Her Şey Seni Hatırlatıyor" şarkısı seslendirildi ve üniversitenin tanıtım filmi gösterildi.
Törenin sonunda DEÜ'ye en yüksek puanla başlayan ve en yüksek puanla bitiren 5'er öğrenciye ödülleri takdim edildi ve aile fotoğrafı çekimi yapıldı.
Rektör Prof. Dr. Hotar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Firuz Aşkın'ın bir tablosunu hediye etti.
CUMA NAMAZININ ARDINDAN ALİAĞA'YA GEÇTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TBMM Başkanı Yıldırım, İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi 2018-2019 akademik yılı açılış töreninin ardından Hava Eğitim Komutanlığı'na geçti. Beraberindekilerle cuma namazını burada kılan Erdoğan, ardından STAR Rafineri açılışı için için helikopterle Aliağa'ya hareket etti. (DHA, AA, Haber servisi)