Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen İç Güvenlik Birimleri iftarında yaptığı konuşmada, ramazan akşamında gönülleri buluşturdukları için İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na teşekkür ederek, ramazan-ı şerifin, millet ile birlikte polisler, jandarmalar, bekçiler, güvenlik korucuları, sahil güvenlik personeli için hayırlar getirmesini diledi.
Ramazanın, kalplerin arındırıldığı, oruçla sabrın öğrenildiği, 11 ayın sultanı kutlu bir ay olduğunu dile getiren Erdoğan, "Ramazan, insani vasıflarımızın tekrar farkına vardığımız mübarek bir aydır. İdrak ettiğimiz bu bereketli günlerin, ülkemiz ve milletimizle beraber, tüm insanlık için barışa, huzura, refaha vesile olmasını diliyorum. Tüm şehitlerimizi, kemal-i edep ile yad ediyorum. Allah rahmet etsin. Vatanımızın bekası için ölümü göze alan gazilerimize, ülkem ve milletim adına minnettarlığımızı ifade ediyorum. Şehitlerimizin geride bıraktıklarına, Allah'tan sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Rabbim, şehitlerimizi cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın, onları Peygamber Efendimize cennette komşu eylesin." diye konuştu.
"DÜNYANIN 34 FARKLI ÜLKESİNDE, 78 ŞEHİTLİĞİ OLAN BİR MİLLETİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, şehitleri ile yaşayan, şühedanın ölmediğine inanan, iman eden bir dinin mensuplarıyız. Biz, Macaristan'dan Japonya'ya, İngiltere'den Ürdün ve Yemen'e kadar dünyanın 34 farklı ülkesinde, 78 şehitliği olan bir milletiz. Biz, İstiklal Marşı'nda bile şehitliği arzulayan, şehitliği taltif eden, şühedanın emanetini evlatlarına hatırlatan bir toplumuz. Bunun için Türkiye, dünyanın en büyük şehitliğidir diyoruz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, merhum Mehmet Akif'in, yürekleri coşturan ifadesiyle bu durumu İstiklal Marşı'nda "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı / Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı / Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı / Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı / Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda / Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda / Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" mısralarıyla anlattığını söyledi.
"Biz, işte böyle yüksek bir şuurla, böyle müstesna bir şehadet bilincine sahip, böyle bir medeniyetin müntesipleriyiz." diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Şehitlerimizin uğruna, canlarını verdikleri kutlu emanete halel getirmemek, bizim en önemli görevimizdir. Hamdolsun bugüne kadar da şehitlerimizin ruhlarını, muazzeb etmedik. Geçtiğimiz günlerde, annesiyle beraber 11 aylık Bedirhan bebeği, vahşice şehit eden teröristleri yakalayıp, adalete teslim ettik. Bölücü terör örgütü başta olmak üzere bu milletin birliğine, beraberliğine, canından aziz bildiği değerlerine kast eden katil sürülerinden döktükleri her damla kanın hesabını misliyle sorduk, sormaya da devam edeceğiz.
Kesintisiz operasyon politikasını başlattığımız günden itibaren teröristlere çok büyük zaiyatlar verdirdik. Sadece son 2,5 yıl içinde 16'sı kırmızı listeden 420 sözde üst düzey teröristi etkisiz hale getirdik. Bir dönem 2 binlere çıkan sınırlarımız içindeki terörist rakamını, 700'lere kadar düşürdük. Hem örgüte katılanların sayısında hem de terör örgütünün eylem kapasitesinde önemli gerilemeler yaşandı."
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, uzun yıllardan sonra tekrar sükunet ve barış ortamının tesis edildiğini belirten Erdoğan, terör örgütünün yuvasına dönüşmüş dağlarımıza, güvenlik güçlerinin gayreti ve fedakarlıkları sayesinde yeniden bahar geldiğini söyledi.
Terör örgütüne lojistik ve mühimmat sağlayan tüm unsurları kaynağında kurutmak için Suriye ve Irak'taki harekatlara hız verdiklerini anlatan Erdoğan, "Suriye sahasındaki operasyonlar ile DEAŞ ve bölücü örgütün bu ülkedeki uzantılarına çok ağır darbeler indirdik. 4 bin kilometrekareden fazla bir alanı, terörden arındırarak bu bölgeleri, Suriye'nin kuzeyinde adeta bir huzur adasına dönüştürdük. Daha bir kaç yıl öncesine kadar zulüm, baskı ve etnik temizlikle anılan yerler, Türkiye'nin çabaları sayesinde, Türkiye'nin en güvenli şehirleri haline geldi." dedi.
Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan 3 milyon 600 bin mülteciden, 320 bininin tekrar vatanlarına dönme imkanı bulduğunu aktaran Erdoğan, çok yakında terör örgütünün tasallutu altında bulunan diğer bölgelere de bir gece ansızın girecek ve gereken temizliği yapacaklarını belirtti.
"BU MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"
Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'ye komşu bir terör koridoru oluşmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Suriyeli Kürt, Arap ve Türkmen kardeşlerimizin geleceğini, yeni sömürge heveslerinin insafına teslim etmeyeceğiz. Ege Denizi'nde aldığımız tedbirlerle, insan kaçakçılığının ve Aylan bebek gibi yüreklerimizi dağlayan acı görüntülerin önüne geçtik. Aynı şekilde 15 Temmuz gecesi, aralarında 63 polisimizin de olduğu 251 vatandaşımızı katleden FETÖ'cü alçaklardan, işledikleri cinayetlerin hesabını, hukuk önünde soruyoruz. Elde edilen yeni belgeler ve bilgiler ışığında örgütün kripto yapılanmasına yönelik soruşturmalar derinleşerek devam ediyor. Mahkemelerimiz, darbeciler hakkında mahkumiyet kararlarını vermeyi sürdürüyor.
Yurt dışında ise elimizdeki tüm diplomatik, hukuki ve istihbari imkanları kullanarak FETÖ'cülere dünyayı dar ediyoruz. Son FETÖ'cü hain de yargıya hesap verene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Nereye saklanırlarsa saklansınlar, sırtlarını kime dayarlarsa dayasınlar, vatan, millet düşmanları asla huzur bulamayacaklar. Nasıl ülkemizde inlerine girdiysek, yurt dışında da bu şebekenin iplerini pazara çıkarıyoruz."
Erdoğan, şu anda Türkiye'nin 81 vilayetinde ve yurt dışındaki temsilciliklerinde görev yapan, insanların emniyeti için fedakarca çalışan tüm polis, jandarma, sahil güvenlik personeli ve bekçilere selamlarını göndererek, "Rabbim sizlerin yar ve yardımcısı olsun. Rabbim sizleri her türlü tehditten, gizli, açık her türlü tehlikeden korusun." dedi.
Erdoğan, "Biz bin yıl önce ebedi vatanımız olarak seçtiğimiz bu coğrafyada bu gerçeği pek çok defa yaşayarak tecrübe ettik. İçeriden ve dışarıdan gelen onca saldırıya ve ihanete rağmen hamdolsun yüz milyonların umudu olan bu ülkeyi sırtlanlara bırakmadık." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerektiğinde can verildiğini, gerektiğinde ciğerparelerin kara toprağın bağrına emanet edildiğini ama vatanın üzerine namahrem elini asla değdirmediklerini ifade ederek, "Ezanlarımızın minarelerimizden eksilmesine, bağımsızlığımızın timsali ay yıldızlı al bayrağımızın gönderden indirilmesine müsaade etmedik. Bir dönem sağ-sol kavgasıyla, bir dönem mezhepçilik fitnesiyle, son 34 yıldır da bölücü emellerle milli birliğimizi parçalamak isteyenlere hamdolsun bekledikleri fırsatı vermedik." diye konuştu.
Yaşanılan her acı tecrübeden gerekli dersleri çıkarmasını bildiklerini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Üstesinden geldiğimiz her badireyle iradelerimizi daha da perçinledik. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara inat millet olarak birbirimize daha sıkı kenetlendik. Operasyonlara karşı bugünün Türkiyesi, dünün Türkiyesine göre tıpkı su verilen çelik gibi artık daha dayanıklı, daha dirençli hale gelmiştir. Birlik ve beraberliğimizi muhafaza ettiğimiz müddetçe de Allah'ın izniyle hiç kimse Türk milletine bir daha geçmişteki acılarını yaşatamayacaktır. Bizim Rabiamız var. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyerek bu yolda yürüyoruz. 82 milyon kardeşliğine titrediği sürece Türkiye'ye yönelik saldırılar, milletimizin çelikten iradesi karşısında hezimete uğrayacaktır. Bunun için sadece devlet adamlarına değil, siyasetçisinden iş dünyasına, çiftçisinden emekçisine kadar, sanatçısına kadar herkese önemli görevler düşüyor. Bilhassa insanımızın can ve mal güvenliğini koruyan siz emniyet teşkilatımızın sorumluluğu çok daha büyüktür."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyet mensuplarının her birinin görevini layıkıyla yerine getirme konusunda titizlendiğini yakından bildiğini dile getirerek, "Uykunuzdan, ailenizden, sevdiklerinizden, hatta kimi zaman sağlığınızdan fedakarlık yaparak, bu ülkeye minnet borcunuzu ödemeye çalışıyorsunuz. Vatandaşlarımız huzuru kalple hayatlarını sürdürebilsin diye sizler canınızı ortaya koyuyorsunuz." şeklinde konuştu.
"TÜM DÜNYANIN GÖZLERİ BU SEÇİMLERE DİKİLMİŞ VAZİYETTE"
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemizin içinde bulunduğu hassas süreç yükünüzü biraz daha ağırlaştırıyor. Burada siyasi kaygılardan bağımsız olarak çok önemli bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Biliyorsunuz, 23 Haziran'da İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri tekrarlanacak. Sadece milletimizin değil, tüm dünyanın gözleri bu seçimlere dikilmiş vaziyette. Onlar kendi işlerini bıraktılar, bizimle uğraşıyorlar. Kendi ülkelerinde her türlü hukuksuzluğa imza atanlar, 15 Temmuz gecesi darbecilerin kazanmasını umutla bekleyenler bakıyorsunuz son günlerde farklı konulardan ülkemizi hedef almaya başladılar. Bu çevrelerin Türk demokrasisine gölge düşürebilmek niyetiyle ellerinden geleni ardına koymayacaklarını hepimiz gayet iyi biliyoruz."
Seçim öncesinde yalan yanlış haberlerle insanların sinir uçlarıyla oynandığını belirten Erdoğan, sosyal medya manipülasyonlarıyla toplumsal gerilimi tırmandırmak için çok yoğun çaba harcandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu hassas süreçte bizlere düşen milletin emanetine sahip çıkmaktır. Türkiye 14 Mayıs 1950'den beri seçimlerini tüm dünyaya örnek olacak bir olgunlukta ve şeffaflıkta gerçekleştirmiş bir ülkedir. Seçim güvenliğinin temini noktasında bugüne kadar takdire şayan bir başarı yakalayan emniyet teşkilatımızı yalan yanlış bilgilerle töhmet altında bırakmak doğru değildir. 23 Haziran öncesinde herkesi bulunduğu makamın ağırlığına uygun şekilde davranmaya davet ediyorum." diye konuştu.
TÜSİAD
Erdoğan, dün Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan'ın açıklamalarına dinlediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bunu bu şekilde açıklamak istemezdim; buram buram demokrasi hazımsızlığı kokan, üstüne bir de Türkiye'yi karalamak için istatistik cinliğine başvuran konuşmasını üzüntüyle dinledim. Bu tür istatistikler çoğunlukla ülkemize karşı yaklaşımlarının asla adil olmadığını bildiğimiz çevrelerin ürünüdür. Buna rağmen benzer istatistiklerde Türkiye'nin gerçekten çok iyi olduğu nice alanlar var. Mesela iş yapma kolaylığı bakımından 17 sıra birden yükselerek 190 ülke arasında 43.'lüğe çıktık. Bunu görmez. Ekonomik özgürlükler endeksinde de 180 ülke içinde 68. sıradayız. Bunu görmez. Halbuki bu kişi bizi hep ülkemizi 110'lu, 120'li sıralarda gösteren istatistik eğrileri üzerinden vurmaya çalışır. Beyefendi; 17 yıl önce Türkiye'nin kişi başına milli geliri neydi, bugün Türkiye'nin kişi başına milli geliri ne? Sen o gün neredeydin, ekonomik olarak bugün neredesin? O günden bugüne sadece firman ne kadar büyüdü, arkadaşların ne kadar güçlendi, onu hiç masaya yatırmıyor musun? Ben sizin 17 yıl önceki durumunuzu da biliyorum bugünkü durumunuzu da biliyorum. Yeri gelirse bunları da teşhir ederim ama şunu bilin ki Türkiye'yi dışarıdan vuranlar vurmaya çalışıyor ama içeriden vuranlara bunun hesabını sormasını da bilirim. Zira, biz TÜSİAD'ın kasıtlı olarak Türkiye'yi alt sıralarda gösteren istatistiklerin illüzyonuna sığınmak yerine mesela başlattığımız 2,5 milyonluk istihdam seferberliğine niçin destek vermiyor bunu da kendilerine hatırlatırım. Size burada iş düşmüyor mu? Dev fabrikalarınız var, holdingsiniz. Ne olur 5 tane 10 tane yanına işsiz insanı alsan? Neyini kaybedersin? Bunları dert edinmiyorsunuz? Onlara da bunu hatırlatıyorum."
TÜSİAD'ı politik tarafgirlikten daha ziyade Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık mücadelesine yaptığı katkılarla gündeme gelmesini arzu ettiklerini kaydeden Erdoğan, "Daha bir hafta önce ziyaretime geldiniz. Sizlerle biz neleri konuştuk? Bir hafta geçmeden yaptıkları açıklamalara bak. Unutmayalım ki bu ülke hepimizin ortak vatanıdır. Bu dolarlar, bu avrolar sizleri kurtarmaz, bu millet sizi kurtarırsa kurtarır. Bunu da böyle bilin." şeklinde konuştu.
"HİÇ KİMSENİN SİYASİ HESAPLARLA DEMOKRASİDE GEDİK AÇMAYA HAKKI YOKTUR"
Bayrağın herkesin ortak değeri, anayasanın devleti bir arada tutan kilit taşı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Demokrasi, bedelini canla ödeyerek elde ettiğimiz en büyük kazanımdır. Hiç kimsenin siyasi hesaplarla Türk demokrasisinde gedik açmaya, 70 yıllık kazanımlarımızı dinamitlemeye hakkı yoktur. Önümüzdeki günlerde sürecin hassasiyetine binaen herkesimin ama özellikle de sizlerin soğukkanlılığınızı koruyarak vazifenizi en güzel şekilde yapmanız gerekiyor. Ne milletin hakkına gireceğiz ne de milletimizin hakkının gasbedilmesine izin vereceğiz. Suça ve suçlulara karşı amansız, vatandaşlarımıza karşı ise daima müşfik ve saygılı davranacağız. Sorumluluğumuzun bilinciyle görevimizi hakkıyla nizamnamelere uygun biçimde yapmanın gayretinde olacağız. İnşallah sizlerin yanında olmaya, ekonomimizin imkanları dahilinde özlük haklarınız başta olmak üzere çalışma şartlarınızı iyileştirmeyi sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken bir kez daha ülkenize ve milletinize yaptığınız hizmetlerden dolayı sizlere şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Rabbim bizleri ramazan-ı şerife nasıl kavuşturduysa inşallah bayrama da öyle kavuştursun diye dua ediyorum. Emniyet teşkilatımızın tüm şehitlerini tekrar rahmetle, minnetle yad ediyor, gazilerimize milletçe şükranlarımızı ifade ediyorum. Allah yardımcınız olsun. Sizleri sevgiyle saygıyla selamlıyorum."