Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, eşi Emine Erdoğan ile dün Siirt ziyareti sırasında katıldığı "Demokrasi Buluşması" etkinliği programında açıklamalarda bulundu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Tillo'ya kalbi selam saygılarımı gönderiyorum. Bugün malum Güldal Akşit kardeşimizi hakka uğurladık. Cennetiyle cemaliyle müşerref kılsın inşallah. Partimizin kurucu üyeleri arasında yer aldı. 2 dönem milletvekilliği yaptı. Son zamanlarda benim danışmanlarımdan bir tanesiydi. Babası da ülkemizin önemli diplomatlarından bir tanesiydi. Son dönemde bu hastalık Güldal hanımefendiyi de vurdu. Bizleri de İnşallah sevgili habibine komşu olanlardan nesil eylesin.
"ONLAR KAÇACAK BİZ KOVALAYACAĞIZ"
Malum bir mağarada bu teröristler sıkıştırıldı. 7 tane orada halledildi. Artı 2 terörist daha halledildi. Sayı 9 oldu. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Er ya da geç bunları kazımadan kökünü kurutmadan bize durmak yok. Bay Kemal, 'Kandili yakıp, yıkacağım' diyor. Sen Kandil'i yakıp yıkacağım diyorsun Kandil'in mensuplarıyla birlikte Ankara'dan İstanbul'a yürüyorsun. Bu nasıl yakmaktır nasıl yıkmaktır. Kimi aldatıyorsun. CHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Aman bu işe dikkat edelim. Şu anda HDP'nin önünde Diyarbakır anneleri var. Kaç kere bu annelerin yanına giderek ziyaret ettin? Onların derdiyle kaç kere dertlendin? Çünkü böyle bir dertleri yok ama bizim derdimiz var. Biz bu derdimizle beraber inşallah Diyarbakır annelerinin diğer illere de yavaş yavaş savrulmasıyla hep yanında olduk, yanında olacağız. Onların evlatları dağdan geldikçe onları mutlu oldukça bizde mutlu olacağız. İşin sonunda terör örgütlerinin kökünü kazıyacağız
KILIÇDAROĞLU'NA 'HELALLEŞME' TEPKİSİ
Helalleşme diye ortaya atılanların önce buraya gelip kardeşlerimizden helallik alması lazım. Bu kardeşiniz Siirt'in damadı ya. Ve tabii evlendiğim dönemlerdeki tanıdığım Siirt bugün ne yazık ki yok. Çoğu göç ettiler. Terör sebebiyle. Buradan topraklarını terk ederek, İstanbul, İzmir Ankara'ya göç ettiler. 1960 darbesinden 1980 darbesine, 15 Temmuz darbesine utanç galerisinden geçerek geldiğimiz bu yer hepimiz için çok önemlidir. Nice kavimlerin nice inançların, kültürlerin gelip geçtiği bu topraklar, güç kavgalarının merkezi olmuştur. Ülkemize musallat edilen ve 40 yıldır kendi insanımızın kanını döken bölücü örgütün ayakta tutulmaya çalışıldığını iyi biliyoruz. Hollanda'da 15 tane PKK'lıyı apar topar topladılar, bedelini ödediler. Bunlara dünyada barınacakları yer kalmayacak. Yeter ki biz dik duralım. Türkiye'nin demokraside hak ve özgürlükler geldiği noktayı yok sayıp, bizi yeniden iç bataklıklara itmeye çalışanlara yüz vermiyoruz. Irak'ta Suriye'de ve birçok yerde sergilenen oyun bizde de denenmek istendi.
"REFAHI YAYGINLAŞTIRACAĞIZ"
Burada şunu açık söyleyeyim. 2008'i iyi hatırlayın. Bizi bu teğet geçecek dedim. Ve bizi teyit geçti. Burada meselenin dolar, faiz olmadığını bir adım geri çekilip, vicdandan fotoğrafa bakmak yeterlidir. Bugün kendimizin ve dostlarımızın özgürlüğü, ekonomisi için dünya 5'ten büyüktür diyoruz. İnşallah ekonomi de de yatırım, istihdam, üretim ihracat büyüme merkezli programımızla refahı yaygınlaştıracağız. Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez. Nereden nereye geldiğimiz doğru bir şekilde tespit etmeden nereye gideceğimizi bilemeyiz. Bir gün herkes milletimizle verdiğimiz demokrasi mücadelemizi anlayacak, ekonomi ve medeniyet mücadelemizi anlayacak. Önümüzdeki haftalar demokrasi konuşmalarına farklı il ve farklı konularla devam edeceğiz.
"KARDEŞLERİMİZİN HAKKINI BÜYÜK ORANDA İADE ETTİK"
28 Şubat öncesi ve sonrası Türkiye çok farklı bir dönemi yaşadı. Bu dönemin mağdurları ve mazlumları var. Hep bizim düşüncemiz şu oldu; Biz bu işin hesabını soracağız. Rabbim o fırsatı verdikten sonra adımlarımızı hemen kararlı bir şekilde attık. Biz göreve geldikten itibaren arkadaşlarımızın bana sordukları 28 Şubat meselesi hep gündemimizde oldu. Ama biz o mağdur mazlum olan kardeşlerimizin haklarını da kendilerini geri vereceğiz. Büyük oranda bu işi de başardık. Bazı bizi anlamayanlar oldu. Ama sonra onlar da anladılar. Ve şu andaki noktaya geldik. İş kolay değil. Tabii hassas davranmak da şart. Bir 15 Temmuz'u da düşünün ve 15 Temmuz'dan sonra bize söylenen ne biliyor musunuz. "İçeride olan FETÖ'cüler niye tutuluyor, bırakılması lazım" diyorlar. Bunların yapmış olduğu zulüm tarifi mümkün mü? Bunların bedeli ödemesi lazım.
Hala onların ödettiği faturanın acısını çekiyoruz. Bunlar ne terörle mücadele ettiler, bu ülkede kendileri terörizmin altyapısını oluşturdular. Oluşturdukları altyapıyla altından kolay kolay kalkılamayacak bir şekilde bu ülkeye bedel ödettiler. Şu anda komşu diye bildiğimiz Yunanistan'da yaşayabiliyorlar. Biz de bunlara yargının verdiği hüküm neyse gereğini yapacağız. Onlar size olan zulmün bir başka çeşidini evlatlarının Kandil'e kaçırılması ve ya farklı yerlere kaçırılmasıyla ciddi anlamda zulm ettiler.
"MARKAR'IN NASIL GURUR DUYDUĞUNU BİLİYORUM"
Markar Esayan'ın kız kardeşi söz alarak şunları söyledi: Biz değişiyoruz. Benim hiçbir zaman başım kapalı değildi. Başı kapalı olanlarla ilgili üzülüyoruz, ağlıyoruz. Kardeşim, 'Abla, biz artık buradayız' dedi. İkimiz de konuşmasak da aynı gelişimi göstermiştik. Ben Markar'ın nasıl gurur duyduğunu biliyorum. Biz çocukluğumuzdan itibaren aynı şeyleri konuşurduk. Her vakfı Ermeniler'e verdiğiniz de Ermeni olmama rağmen gurur duyardım. Markar'la 2-3 saat konuşurduk.
ERDOĞAN: MARKAR FARKLI BİR İNSANDI
Markar önemli bir kardeşimizdi. Ve onun duruşu biz de cemaate bakışı bile değiştirdi. Arkadaşlarımızın içerisinde de Markar'ın o duruşu sebebiyle yaklaşımları çok farklı olanlar gerek vefatında da ortaya koydular. Markar farklı bir insandı. Kalemiyle farklıydı. MKY'daki düşünce yapısıyla farklıydı.
"ARTIK ESKİ TÜRKİYE YOK, YENİ VE GELECEĞİN TÜRKİYE'Sİ VAR"
Allah bizlere bir daha 15 Temmuz hadiselerini yaşatmasın. Bu işin manisi, sorumlusu kim dendiği zaman FETÖ terör örgütü. Ben Ankara'daki özel kuvvetlerde kahraman polislerimizin şehadetlerini unutamıyorum. Onlar özel kuvvet olarak yetişmiş bu insanları bile havadan bombardıman ile şehit ettiler. Bunun vicdanla tanımı mümkün değil. Aynı şekil İstanbul'da Şehitler Köprüsü'nde olan hadiseler. Tabi her zaman buna hazır olmak lazım. Bundan sonraki süreçte biz birçok şeye daha hazırız. Ve bedelini ağır öderler. Bay Kemal, Merkez Bankası'ndan randevu istiyor ve MB de randevu veriyor. Bağımsız ya. Ve gidip ne sorarsan cevabını alıyorsun. TÜİK'e de gitmek istiyor. TÜİK başkanı buna randevu vermiyor. Devlet kurumlarının sana ya da avanene hesap verme sorumlulukları yoktur. Onlar sadece sorumlu oldukları 1. şekil Cumhurbaşkanı ve bakanlara hesap verir. Eğer bilgi almak istiyorsan yazılı olarak gönderirsin, onlar da sana yazılı olarak cevap verirler. Artık eski Türkiye yok. Yeni ve geleceğin Türkiye'si var. Farklı dokunuyor. 2023'e biz artık farklı gireceğiz. 2015'te yaşadıklarımızı ve daha öncesinde yaşadıklarımızı yaşamak istemiyoruz.