Cumhuriyet Meydanı'nda emekçi isyanı: ''Adımlar sokağa, eller şaltere!''
İşçi Emekçi Birliği İzmir bileşenleri tarafından Cumhuriyet Meydanı’nda Emekçi Buluşması gerçekleştirildi. Buluşmada “Adımlar sokağa eller şaltere” ve “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganları atıldı.
GERÇEKİZMİR - İşçi Emekçi Birliği İzmir bileşenleri, sömürü, baskı ve savaş düzenine karşı sokağa indi.
Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen Emekçi Buluşması’nda, işçilerin ve halkın talepleri paylaşıldı.
“Yolumuz işçi sınıfının yoludur”, “Adımlar sokağa eller şaltere”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” ve “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganlarının atıldığı buluşmada, açıklamayı Sibel Yaşar ve Yusuf Metin Karakaya okudu. Buluşmaya HEDEP İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk da katıldı.
ARTIK 'YETER' DİYORUZ
Kapitalist düzenin her geçen gün derinleştiğine vurgu yapılan ortak açıklamada, “AKP-MHP krizin faturasını toplumun geniş kesimlerine fatura ediyor. Bizlerden alınan vergiler teşvik adı altında sermayedarlara aktarılıyor. Bu tam bir soygundur. Bu düzende soygun düzenidir. Emeğimizi çalanlar, hayatlarımızı yok edenler orta vadeli programla sömürü ve soygunu daha katmerli hale getirilmek istiyorlar. Buradan ülkenin dört bir yanındaki sınıf kardeşlerimize çağrımızı bir kere daha yineleyelim. Her fabrikayı, işletmeyi emeğimiz ve geleceğimiz için mücadele alanına çevirelim. Adımlarımızı daha hızlı ve kuvvetli atalım. Fabrika komiteleri kurarak, ‘işgal, grev, direniş’ şiarını yükseltelim. Baskı ve zorbalıkla ayakta kalan burjuvazi ve hizmetindeki AKP-MHP, kendi düzenlerinin yasalarını, anayasasını dahi hiçe sayıyor. Anayasa mahkemesinin kararına rağmen Cumartesi Anneleri aylarca saldırıya uğradı. Siyasi tutsaklar, Gezi tutsakları, avukatlar, gazeteciler keyfi olarak zindanlarda tutuluyor. Her gün devlet terörü tırmandırılıyor. Katiler ödüllendiriliyor, cemaatler ve çeteler korunup kollanıyor. Dinci, milliyetçi kışkırtıcılık yükseltilerek toplumda yapay ayrışmayı derinleştirmeye çalışıyorlar. Tüm bunlar milyonları korkuyla sindirerek mücadeleden uzak tutmak için yapılıyor. Onların, bizleri ayrıştırdığı yerden sınıf kimliğimizle daha güçlü birleşiyoruz ve birleşmeye devam edeceğiz. Düzenin efendilerinin korkularını her gün büyüteceğiz. Baskı ve zorbalık düzeninize artık yeter diyoruz” denildi.
KAHROLSUN ÜCRETLİ KÖLELİK DÜZENİ
Açıklamada, “Doğamız ve tüm türlü canlı yaşamı, emperyalist-kapitalist dünya düzeninin sayısız yıkıcı saldırılarıyla karşı karşıya. Bu saldırılar daha fazla kar ve hegemonya uğruna insanlığı büyük bir yok oluşa sürüklüyor. Bunun karşısında durabilecek ve son verebilecek tek güç örgütlü işçi sınıfıdır. Tüm toplumsal mücadeleci dinamikleri birleştirebilecek ve kapitalizme karşı güçlü bir mücadeleye dönüştürebilecek güç işçi sınıfıdır. Bizler bunun farkındayız. Dünyada artarak kendini gösteren işçi grevleri, direnişleri bu nedenle kapitalistlerin azgın saldırılarıyla karşılanıyor. Burjuvazi ve AKP-MHP iktidarı bu nedenle işçi ve emekçiler üzerindeki köleci boyunduruğu güçlendirmek için her türlü yolu deniyorlar. ‘Artık yeter’ diyoruz. İnsanlığı yıkıma sürükleyen kapitalist düzeni tarihin çöplüğüne atmaktan, işçi sınıfı ve emekçilerin sosyalist iktidarını kurmaktan başka kurtuluş yolumuz yok. Gelecek güzel günler bizlerin emeği üzerinden yükselecek. Gelecek güzel günler işçi sınıfının ve sosyalizmin olacak. Bu bilinç ve kararlılıkla mitinge katılan tüm dostlarımızı, yoldaşlarımızı selamlıyoruz. Kahrolsun ücretli kölelik düzeni! Yaşasın devrim ve sosyalizm!” ifadelerine yer verildi.
BUGÜN KARŞIMIZDAKİ EN BÜYÜK SORUN…
Ortak açıklamanın ardından bileşenlerin temsilcilerine söz verildi. KÖZ’den Çağdaş Yazıcı, “Bugün herhangi bir dönemden geçmiyoruz. Dünyanın her yerinde emekçiler her fırsatta ayağa kalkıyoruz. Fakat bunlar bizim arzu ettiğimiz bir dünyanın kurulmasına hizmet etmiyor. Öyle güçlüyüz ki bizden korkuyorlar. Bugün karşımızdaki en büyük sorun kendilerini işçi sınıfının temsilcisi sayanların bize vurduğu zincir. Bütçe sorunu siyasal bir sorun. Biz biliyoruz ki bu devletin son 50 yıldır her bütçe oylaması savaş üzerine. Bu bizim bütçemiz değil. Göçmen işçileri en basit haklardan bile mahrum kılanların bütçe bizim bütçemiz değil. Her ulustan işçiyi tümüyle yoksulluğa mahkum eden bütçe bizim değil. Bizim bir bütçemiz olması için önce bu masanın devrilmesi gerekiyor. Bugün önümüzdeki ilk iş bugün yaptığımız şeyi sürekli hale getirmekten geçiyor. Sarı sendikacılar, burjuvaziden medet umanlar değil bugün biz konuşuyoruz. Her emekçiyi derdest eden, göçmenlere insan muamelesi bile yapmayan bu hükümetten kurtulmak için ilk adım bizi bu hükümet karşısında güçsüz kılanlardan kurtulmaktan geçiyor. Biz önce bu gerçi haykırdığımız oranda Türkiye’deki işçiler kendi akacakları kanı bulacaktır” açıklamasını yaptı.