Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti TBMM Grup Toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
DEM Parti heyetinin İmralı’ya üçüncü ziyaret talebine ilişkin değerlendirmede bulunan Tunç, “Başvuru olursa Adalet Bakanlığı olarak, önceden iki başvuru oldu ve ikisinde de değerlendirmemizi yaptık ve izinler gerçekleşti. DEM Partililerin görüşmesi de sağlanmış oldu. Yeni bir başvuru söz konusu olursa bunu da tabi ki değerlendirip bu konudaki izni sağlarız.” ifadesini kullandı.
BARIM’IN TAHLİYESİNE İNCELEME
Hakimler ve Savcılar Kurulunca (HSK), Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan Emine Ayşe Barım hakkında tahliye kararı veren İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Fatih Kapan hakkında soruşturma başlatılmasına yönelik soru üzerine Tunç, şunları kaydetti:
“Yargının gerçekleştirdiği soruşturmalar bunlar. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca devam eden bir soruşturma. Bu soruşturma kapsamı içerisinde verilen tutukluma, tahliye kararları var, itiraz üzerine verilen kararlar var.
Burada tamamen yargı kendi mecrası içerisinde işler. Tutuklama kararlarına karşı itiraz bir üst mahkemeye yapılır. 4. Yargı Paketi ile dikey itirazı getirmiştik. Sulh Ceza Mahkemesinin tutuklama ya da salıverme kararlarına karşı bir üst mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesine itiraz hakkı getirmiştik.
Öncesinde Sulh Ceza'ya itiraz edilebiliyordu. Asliye Ceza Mahkemesinin kararlarına karşı da bir üst mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi. Dolayısıyla mevzuatımız çerçevesinde yargı kararlarını verir. Tabi bu kararlara itiraz da edilebilir.
İtiraz üzerine bir üst merci kararını verir ve kendi mecrası içerisinde süreç devam eder. Yargının gerçekleştirmiş olduğu soruşturmalar bunlar. Hep beraber süreci takip edeceğiz.”
TÜSİAD’IN SON AÇIKLAMASI
TÜSİAD'ın açıklamalarının hatırlatılması üzerine Tunç, devam eden soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili iş adamları derneğinin yargıyı etkileme ve yönlendirme şeklinde algılanacak açıklama yapmasının hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağını vurguladı.
Bakan Tunç, şöyle devam etti:
“Devam eden davaları sıralayarak, 'Bu soruşturma ve davalarda suç vardır ya da yoktur bilemeyiz ama bunlar doğru değildir' şeklinde yorum yaptığınız zaman burada yargıya müdahale anlamına gelebilecek durum ortaya çıkar. Herkesin konuşmalarında dikkat etmesi gereken hususlar var.
TÜSİAD'ın son yaptığı açıklamada, 'insan hakları temelli, demokratik hukuk devletinin tahkim edilmesi ve kalkınmanın bu şekilde sağlanacağına' yönelik beyanı oldu. 22 yıldır Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde bunun için çalışıyoruz. 'Adalet olmadan kalkınma olmaz' diyoruz. Hukuk devletinin tahkimi, insan haklarının, özgürlüklerin daha da genişlemesiyle ilgili sayısız devrim yaptık, sessiz devrim sayılan reformlara imza attık.”
Hukuk devleti ve hukuk güvenliği ilkesinin sağlanması dolayısıyla yabancı sermaye yatırımlarının arttığını vurgulayan Tunç, “Bu ülkede hukuk güvenliği var, yargı sistemimiz sonuna kadar işliyor. Hukuk güvenliğinin olmadığına yönelik kara propagandanın iş adamlarımıza da sanayicimize de ekonomimize de katkısı olmaz.” değerlendirmesinde bulundu.
ÖZEL’İN “SİVİL DARBE” SÖYLEMİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, partisinin grup toplantısında “sivil darbe” ifadesini kullanmasına ilişkin Tunç, CHP'de adaylık mücadelesinin yaşandığını, Özel'in, bunu yargıyı da töhmet altında bırakarak “sivil darbe” nitelendirmesinin doğru olmadığını belirtti.
“Darbeyi, darbeci zihniyeti, Yassı Ada zihniyetini en çok onlar bilir.” diyen Tunç, kimin darbeci zihniyete daha yakın olduğunu milletin iyi bildiğini söyledi.
CHP KURULTAYINA SORUŞTURMA
CHP Kurultayı ile ilgili delegelerden yargıya intikal eden beyanların ve dilekçelerin bulunduğunun altını çizen Tunç, şunları kaydetti:
“Bu delegeler CHP'nin delegeleri. Şimdi siz bu delegeleri 'meczup' olarak nitelendirirseniz, o zaman 'Meczupları delege mi yaptınız?' diye soru sorulur. Siyasetçilerimizin, siyasi partilerimizin, sorumluluk makamında bulunanların söylemlerine dikkat etmesi lazım.
Burada CHP'li delegelerin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuru sonrasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yetki nedeniyle gelen bir dosyanın soruşturması söz konusu.
Şu anda ifadeler alınıyor, bu ifadelerden yola çıkılarak başka deliller, somut deliller elbette Cumhuriyet savcılığı tarafından araştırılır. Bir dilekçe, başvuru yapıldığında Cumhuriyet Başsavcılığına bunun araştırılmaması, soruşturulmaması mümkün olabilir mi hukuk devletinde. Dolayısıyla yapılan budur.”
“DEVLETİN ÜNİTER YAPISINI TARTIŞTIRMAYIZ”
Bir gazetecinin HÜDA PAR'ın düzenlediği “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı”na ilişkin bir soruşturmanın söz konusu olup olmadığını sorması üzerine Tunç, “Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili herhangi bir tartışma yapmak söz konusu olamaz. Devletimizin üniter yapısı, milletimizin bölünmez bütünlüğü, bunlar bizim hassas olduğumuz konular. Dolaysıyla bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü, devletin üniter yapısını biz tartıştırmayız.” dedi.
Tunç, bir gazetecinin “HÜDA PAR ile ilgili bir soruşturma açılacak mı?” sorusunu yinelemesi üzerine, şöyle konuştu:
“Devletin üniter yapısı tartışılmaz, anayasamızın değişmez maddeleri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür ilkesi ve ilk dört maddede belirlenen hususlar... Bunlar değişmez maddeler. Bunların tartışma konusu olması söz konusu olamaz. Bu konuda, bu maddelere aykırı, ceza kanunumuza aykırı bir durum söz konusu olursa bu zaten soruşturma makamlarının vereceği bir karar. Bizim verebileceğimiz karar değil.”
Sayfa başına git