MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
DEVA İl Başkanı Ösen'den 'CHP listesi' sorusuna yanıt, çarpıcı Çeşme Projesi ve Kemeraltı çıkışı!
Röportaj
25 Nisan 2022 Pazartesi 08:21

DEVA İl Başkanı Ösen'den 'CHP listesi' sorusuna yanıt, çarpıcı Çeşme Projesi ve Kemeraltı çıkışı!

Kendisi de bir turizmci olan DEVA İl Başkanı Ösen, Çeşme Projesi ve kent turizmi hakkında çarpıcı mesajlar verdi. Çeşme Projesi için 'manasız' çıkışında bulunan DEVA İl Başkanı, İzmir'in turizm potansiyelini değerlendirirken kentin tarihi çarşısı için "Her yağmurda beline kadar su olan bir yer bir turist destinasyonu olabilir mi?" yorumunu yaptı. Öte yandan Ösen, CHP listesinden milletvekili adayı olacağı yönündeki soruyu da yanıtladı.

Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR – Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen İzmir ve ülke gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. 

Gerçekizmir'in sorularını yanıtlayan DEVA İl Başkanı Seda Kaya Ösen, İzmir'in en büyük sorununun kentsel dönüşüm olduğunu ifade etti. Kendisi de bir turizmci olan DEVA İl Başkanı Ösen, Çeşme Projesi ve kent turizmi hakkında çarpıcı mesajlar verdi. 

Çeşme Projesi için 'manasız' çıkışında bulunan DEVA İl Başkanı, İzmir'in turizm potansiyelini değerlendirirken kentin tarihi çarşısı için "Her yağmurda beline kadar su olan bir yer bir turist destinasyonu olabilir mi?" yorumunu yaptı. 

Öte yandan DEVA Partisi'ne İzmirli vatandaşların bakışını anlatan İl Başkanı Seda Kaya Ösen, CHP listesinden milletvekili adayı olacağı yönündeki soruyu da yanıtladı. DEVA İl Başkanı ayrıca Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun gündeme getirdiği 'ittifak içinde ittifak' ihtimali hakkında da konuştu. 



ANKETLER GERÇEKÇİ DEĞİL!

’DEVA partisi kurulduğundan bu yana yeterli rüzgarı yakalayamadı’ yorumları yapılıyor. Bu görüşlere katılıyor musunuz?

-O rüzgar meselesini bilmiyorum neye göre söyleniyor şu anda yapılan anketlerin aslında hiçbirine çok da fazla gerçekçi olduğunu düşünmüyoruz. Şu anda yapılan anketlerin hepsi bir önceki seçimden verilen oylara göre yapılıyor. Anketlerde de insanların çoğu AK Parti’ye oy vermiyorum demeye çekiniyor. AK Parti’ye oy veriyorum demek aslında çok kolay bir seçenek. Çünkü neden başınız derde girmez aynen kaldığınız gibi devam edersiniz ama AK Parti’ye oy vermiyorum DEVA’ya veriyorum demek insanlar için bir risk onun için ben insanların kapısını çalanların özellikle de telefonla açanlara çok yüzde yüz içlerinden geçen cevabı verdiklerini düşünmüyorum. Bizim için buradaki en büyük anket bizim sahada gördüğümüz ve dokunduğumuz insanlar. Bugüne kadar gerek benim İzmir’de gerek diğer arkadaşlarımın Türkiye çapındaki halktan aldığı hissiyat bizim açıkçası anketlerde gösterilen rakamlarımızın çok daha üstünde bir oy alacağımız düşünüyoruz. Bu tabi ki Türkiye şu anda bir korku ikliminin altında yaşıyor. Bir çok insanla çok farklı demografilerle sürekli bir araya geliyoruz insanlar iktidardan partisinde oy vermeyeceğini veya destek vermeyeceğini açık açık söylemeye ürküyor. İş adamları başıma birşey gelir diye ürküyor. Sade vatandaş işte devlette işi olan memur olan zaten söyleyemiyor. Çok olanakları kısıtlı olan vatandaşlar sosyal yardımlara bağımlı olarak yaşıyorlar, onlar yardımlarım kesilir veya çocuğum var çocuğum var sınava girecek memur olmak istiyor diye kaygıları olanlar var. Bizim onun için kendimizi çok daha iyi anlatıyor olmamız da lazım. Özellikle bu sosyal yardıma bağımlı yaşayan kitleler konusunda ekonominin son zamanlarda iyice çöküşüyle beraber bir fakirlik sarmalına girdi insanlar. Hem olanaksızlar aldıkları üç-beş kuruş yardım aslında hiçbir şey yetmiyor o üç-beş kuruş da giderse ne yaparız diye bir kısır döngü içindeler. Biz bunun şu anda insanların doğru hislerini yansıtamamasında çok önemli faktör olduğunu da düşünüyoruz.

İNSANLAR EKONOMİK BAŞARIYI DEVA İLE BİRLEŞTİRİYORLAR!

İzmir’de vatandaşla buluştuğunuzda nasıl tepkiler alıyorsunuz?

-İzmir özelinde çok güzel tepki alıyoruz. Şu anda  27 ilçede ilçe başkanımız ve teşkilatımız var. Çok farklı yerleri ziyaret ediyoruz. Ramazan kapsamında zaten her gün bir ilçedeyiz oradan gördüğümüz kadarıyla artık insanların ekonomik darboğaz ve sıkıntılar belini bükmüş durumda çok büyük sıkıntılar var. Bizim genel başkanımızın, yanındaki ekonomi kurmaylarının daha önce Türkiye’nin en parlak ekonomik performansını sergilediği dönemde ekonominin patronu olması bizim için büyük bir artı. Biz bunu sahada görüyoruz. İnsanlar artık ekonomik başarıyı DEVA partisi ile birleştiriyorlar. Genel başkanımızın temiz, liyakatlı, işinin ehli olması imajı bir artı.

İTTİFAK İÇİNDE İTTİFAK PLANI İÇİN NE DEDİ?

İttifak içinde ittifak tartışmalar hakkındaki görüşünüz nedir? DEVA ve Gelecek Partisi, Saadet Partisi çatısı altında bir muhafazakar ittifakta bir araya gelir mi?

-Bizim genel başkanımızın bir açıklaması oldu. Biz kendimizi muhafazakar bir parti olarak konumlandırmıyoruz. Bizim evet muhafazakar arkadaşlarımız var içimizde ama sosyal demokrat arkadaşlarımız da var. Liberal arkadaşlarımız var farklı geçmişten gelen arkadaşlarımız var. Tabi ki seçim zamanı geldiğinde de en iyi sonucu çıkarmak için bir birliktelik olacaksa olacaktır ama kendimizi muhafazakar ittifak olarak bir ittifakın içine konumlandırmamızın çok doğru olduğunu biz düşünmüyoruz. Çünkü farklı geçmişlerden gelen insanların kurduğu bir parti DEVA partisi. Bizim üyelerimize daha önce hangi partiye oy veriyordunuz diye sorulduğu zaman, yüzde 302U AK Parti, yüzde 20’si CHP, yüzde 10’u MHP, yüzde 10’u HDP  bu tarz cevaplar geliyor. Belli bir siyasal akımın, siyasal bir kültürü devamı değil ne bizim teşkilatlarımız ne de üye tabanımız. Onun için bizi sadece bir muhafazakar çatısı altında konumlandırmak DEVA partisine ben haksızlık olur diye düşünüyorum o açıdan da şu anda öyle bir inisiyatif yok ama yarın öbür gün seçim sistemindeki bazı şeyler farklı bir formüller getirir mi onu hep beraber göreceğiz ama ideolojik olarak böyle bir ayrışmaya sıcak bakmıyoruz.

TÜRK VATANDAŞLARININ TATİL YAPMA İHTİMALİ!

Siz bir turizmcisiniz, mevcut ekonomik şartları değerlendirdiğinizde Türk vatandaşları bu yaz otellerde, deniz kenarlarında tatil yapabilecek mi?

-Zor. Türk insanı çünkü her alanda alım gücü düştü. Sadece tatil olarak bakmayın. Biz Kiraz Pazarı’ndaydık normalde en uygun pazarlarından biri olması beklenir üreticiye çok yakın olduğu için boş fileler ile geziyorlardı insanlar ki Ramazan’ın bir bereketi olurdu normalde… Artık o da yok. İnsanların artık yiyecek konusunda kendini kıstığı, elektrik faturasının hayatı etkiler bir hale geldiği bir dönemde tatil ihtimali baya önceliklerde alt sıralamalara düşüyor. Ne yazık ki şu andaki iktidar zaten gezmeyi, sinemaya gitmeyi, çocuklarımızla bir tatile gitmeyi bunları bize layık görmüyor. Ne diyor? Boğazınızı kısın diyor, az yiyin diyor yani bizim Türk insanı olarak bu kadar çalışkan bir milletiz karın tokluğuna çalışmamız bekleniyor. Diğer her şey ki insan doğasıdır yani insanlar bu hayata sadece karın tokluğuna yaşamak için gelmiyor. Diğer her şey bize çok görülüyor zaten. Tatili düşünme noktasına gelebilecek insan sayısının çok çok düşeceğini düşünüyorum. Çünkü inanır mısınız artık çok küçük bir zümre var en tepede kaymak tabaka dediğimiz onlar evet gittikçe zenginleşiyorlar kurdaki değişikliklerden vesaire ama onun dışında bütün Türkiye olarak çok hızlı şekilde fakirleşiyoruz. Bunu işverenlerin hemen hemen hepsi de hissediyor. Her geçen gün artan maliyetler, para kazanmayan işletmeler bir taraftan bir işsizlik tehlikesi daha da artmasından korkulan her geçen bir sarmal halinde daha kötü bir hale geliyoruz onun için tatil önceliklerde 8., 9., 10. maddelere kadar inecektir.

CHP LİSTESİNDEN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLACAK MI?

CHP listesinden milletvekili adayı olacağınız konuşuluyor. Bu iddianın gerçeklik payı nedir?

-Bizim Millet İttifakı’nda olup olmamamız kesin değil. Bizim 6 parti olarak mutabakatını imzaladığımız metin parlamenter sisteme geçiş formülü. Çok detaylı bir metin çok da güzel bir metin ben de lansmanındaydım zaten fakat günün sonunda belli bir konu hakkında sistem değişikliği hakkında bir mutabakattan bahsediyoruz ama seçim ittifakı noktasında şu anda bizim Millet İttifakı’nın içinde olmamız konusunda kesinlik henüz yok. Önümüzdeki dönemlerin ne getireceğine göre bu sorularınızın cevapları değişir. Bizim partimiz belli bir partinin listesi altından listesi altından mı seçime girecek belli bir mutabakat mı olacak belli bir ittifak yapısının içine girecek mi yoksa hayır kurumsal kurduğumuzu kurduk artık tek başımıza seçime gireceğiz mi diyeceğiz bunlar biraz daha genel başkanımızın vereceği kararlar ondan sonra biz rotamızı çizeceğiz. Kurucu il başkanlığı görevi çok başka bir görevmiş ben de olduktan sonra anladım. Sıfırdan bir teşkilat kuruyorsunuz ve tabi ki gurur verici anları da var 3,4 kişi başladığınız bir yolda şu anda 4 bin 700 kişilik bir DEVA ailesiyiz İzmir’de. Bizim için çok kıymetli her geçen gün sayımız artıyor. Bu çok fedakarlık gerektiren ama arkadaşlarımızla bir takım çalışması ile el ele vererek yaptığımız bir görev şu anda bizim en büyük hedefimiz il teşkilatı olarak İzmir’de hak ettiğimiz noktaya gelebilmek ve her İzmirliye dokunabilmek herkese kendimiz anlatabilmek onun için seçim ve milletvekilliği henüz bizim aramızda konuşulan şeyler değil. Bizim şu andaki amacımız seçim hattına girdiğimiz an DEVA’nın olabilecek kapasitesinin en yüksek gücünde girmesi için elimizden geleni yapmak şu an. Kişisel olarak milletvekili olmak, Meclis’e gitmek gibi bir planım yok.

ALİ BABACAN’IN AK PARTİ’Lİ GEÇMİŞİ

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın AK Partili geçmişinin seçmende tereddüt yarattığı ve zamanında eski partisini yeterince eleştirmediği konuşuluyor. Bu konudaki yorumunuz ne olur?

-Bizim genel başkanımız 2013’te mesela ki 2013’te kendisi gücünün zirvesindeyken AK Parti’de her şey çok yolunda gidiyormuş gibi gözüküyorken ülkenin ekonomisi son derece iyi bir durumdayken bile yaptığı hükümeti son derece eleştiren konuşmalar var bunların hepsi Youtube’da var. Şimdi bu biraz bakış açısı ile ilgili bir şey. Toplum olarak rövanşist kısır döngüden kopamıyoruz, çok acı bir şey bence. Cumhuriyet tarihinde hala birileri geliyor öbürünü eziyor, öbürü geliyor diğerini eziyor. İşte bendensin, yok benden değilsin… Bu tarz şeyler açıkçası beni biraz üzüyor yani insanların değişebileceği, gelişebileceği bir adım öteye gidebileceğine inanmamız lazım. Kendimizin de öyle olması lazım. Bu tarz keskin kalıplarla önyargılı yaklaşan insanların ben kendilerinin de değişebilme kapasitesinin olmadığını düşünüyorum. Demek ki kendisi değişemiyor, kendisi gelişemiyor, kendisi yeni fikirlere adapte olamıyor ki bir başkasının yeni düşüncelere adapte olabileceğine inanmıyor. Ben mesela sosyal demokrat geçmişli bir insanım ailem Anavatan partiliydi ama tabi oy verme yaşımın geldiği zamandan beri daha sosyal demokrat görüşlerim vardı. Şu anda geldiğim noktada liyakat değerli, liberal ve demokrat kimliğiyle DEVA partisinde çok arzu ettiğim şekilde siyaset yapabiliyorum. İnsanlar için farklı pencerelerin, görüş pencerelerinin açılabiliyor olması lazım. Biz bazı açılardan statükocuyuz diye düşünüyorum. Aslında muhafazakarlık sadece dinen değil düşüncede muhafazakarlık diye bir şey var ve hangi görüşten olursanız olun bazen insanlar çok muhafazakar olabiliyor ve değişime çok kapalı olabiliyor ama bunu Türkiye olarak aşmamız gerekiyor bu illa DEVA partisine sıcak bakmak veya Ali Babacan’a oy vermek anlamında söylemiyorum ama bizim artık birazcık daha empati yapıp farklı insanlarla farklı ortamlarda beraber olabilmeyi, farklı görüşleri anlayabilmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Türkiye’nin yaşadığı travmaların belki de yüzde 90’ının sebebi zaten bu bakış açısı. Bendensin, sendensin, tarafsın, bertarafsın vesaire gibi.

ÇEŞME PROJESİ ÇOK MANASIZ!

Çeşme Projesi’ne nasıl bakıyorsunuz? İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘başından beri olumlu yaklaştık’ ve CHP’nin olumsuz tavrı çelişiyor yorumlarına katılır mısınız?

-Parti içinde farklı görüşler olabilir ben o konuda çok demokrat yaklaşıyorum. Benim şahsen bir turizmci olarak görüşüm ben çok manasız bir proje olduğunu düşünüyorum Çeşme Projesi’nin. Çünkü ne yazık ki icraat denince akla beton geliyor. Sanki bina dikince veya beton dökünce yatırım oluyor ve icraat oluyormuş gibi bir icraat var. AK Parti’nin en büyük mottosu bu; Beton. Onlar için turizm yatırımı da beton olması gerekiyor tabi ki çünkü başka türde bildikleri bir icraat yok. Halbuki İzmir’in mültikültürel ve otantik yapısını ve dışarıya da ihraç edebileceği yaşam biçimini çünkü İzmir’in en büyük artısı bence turizm olarak bir kültürü olması ve yaşam biçimi olması. Yemek kültürü olarak var, din kültürü olarak var, kadın-erkek toplumsal cinsiyet eşitliğinin var olması var, bir yaşam kültürü var Akdeniz şehri olmasının ve Türk kültürüyle sentezlenmesinin çok güzel bir dokusu ve motifi var. Aslında en turizmi en çok çekecek şeyin bu olması gerekiyor. Bunun üzerine turizmin planlanması gerekir, kültürün üzerine. Biz sadece farklı kültürleri görmek için seyahatlere gidiyoruz değil mi, o kültürü tatmak için. Aslında İzmir medeni kültürün en güzel tadılacağı yer. Aslında böyle bir değeri varken. Biz ne yapıyoruz oraya da beton dökelim buraya marina yapalım buraya ev yapalım yani bana çok saçma geliyor bu proje açıkçası ben sıcak bakmıyorum.

İZMİR’İN TURİZM POTANSİYELİ

İzmir’in turizm potansiyelini yeterince kullanamadığı konuşuluyor. Yıllık 3,4 milyonluk turist hedefine nasıl ulaşılabilir?

-İzmir’e yıllık olarak gelen 1,5 milyon turistin çoğu da Anadolu turlarıyla gelenler biliyorsunuz İzmir’den giriyorlar, bir gece kalıp Anadolu’ya geçiyorlar onlar da İzmir’e girmiş olarak sayılıyor. O çok doğru. Sayın Soyer’in Akdeniz Yıldızı vizyonunu doğru olduğunu düşünüyorum. Bunun peşinden gidilmesi gerektiğini de düşünüyorum ama tabi sadece bir vizyonu ortaya koymak ve olsun demekle olmuyor bunun için çok daha farklı stratejik çalışmalar yapılması gerekiyor. Bizim parti olarak en büyük farkımız hem yerelde hem genelde her yerde biz eylem planları ile ortaya çıkıyoruz. Bir sorun var evet o sorunun olduğunu herkes biliyor ama bizim farkımız bu sorunların hepsinin tek tek nasıl çözülebileceğini, hangi kaynaklarla çözülebileceğini, hangi bakanlık veya hangi kurum tarafından düzeltilebileceğini biz süre veriyoruz, 90 günde 360 günde vesaire. Bizim geçtiğimiz haftalarda yerel politikalar eylem planımız açıklandı, Bursa’da yerel politikalar başkanımız Candan Karlıtekin tarafından web sitemizden inceleyebilirsiniz. O yerel politikalar eylem planı ışığında her şehir için özel yerel politikalar eylem planları açıklayacağız. O zaman biz İzmir için farklı vizyonumuzu açıklayacağız ama ben bir turizmci olarak en azından şunu söyleyebilirim. İzmir’de pazarlanacak esas şey bu doku ve kültür olması gerekir ama tabi o göre de altyapısının olması gerekiyor bunu sadece bizim dokumuz var deyip geçemezsiniz. Sizin bu dokuyu çok iyi bir şekilde pazarlamanız ve reklamını yapmanız, Pazar hazırlamanız gerekir. Büyükşehir’de benim gördüğüm kadarıyla vizyon doğru ama arkadaki mutfak işleri, ağır işler çok doğru yapılmıyor.

HER YAĞMURDA BELİNE KADAR SU OLAN BİR YER TURİST DESTİNASYONU OLABİLİR Mİ?

Kemeraltı’nı iyi pazarlayabiliyor mu İzmir sizce örneğin?

-Kemeraltı’nda çok önemli girişimler var. TARKEM diye oluşum var ve çok doğru işler yapmaya çalışıyorlar. Orada tabi çok farklı dengeler var ama her yağmurda beline kadar su olan bir yer bir turist destinasyonu olabilir mi? Bu kadar basit.

İZMİR’İN EN BÜYÜK SORUNU: KENTSEL DÖNÜŞÜM!

İzmir’in en büyük sorunu olarak aklınıza ilk ne geliyor?

-Kentsel dönüşüm. İzmir’de son olarak deprem de gösterdi ki büyün alarm zilleri çalıyor. Çok ciddi bir ihtiyar bina stoğu var. Bu sosyal bir sıkıntı da olmaya devam ediyor. Bir çok insan evsiz kaldı. Bu evsiz kalan insanların bir alternatifi yok. Bir sürü sigorta sistemi doğru çalışmadı. Bunun sosyal bir tarafı da var ama kent kültürü olarak baktığınız zaman İzmir’in tam kalbi depremsel olarak çok riskli ve yaşlı binalar tarafından doldurulmuş durumda. Kentsel dönüşüm tamamen bir müteahhitlerin rant algısı altında şekilleniyor, sosyal dönüşümden çok. Yüksek bina dikme üzerine ve rant döngüsü üzerine düşünülen bir kentsel dönüşüm var. İzmir’in çok acil bir şekilde kentsel dönüşüm yapılarak güzelleşmeye de ihtiyacı var çünkü gerçekten dışarıdan gelen insanlar bunu size söylediği zaman daha rahat anlıyorsunuz biz içimde yaşadığımız için farkında değiliz ama artık bir darboğaza doğru ilerlemiş durumdayız şehrin genişleyecek tarafı da kalmadı. Biz kendi enlemimizdeki diğer Akdeniz şehirleri kadar güzel olmalıyız. Hep Barcelona ile karşılaştırılıyor İzmir biliyorsunuz, Barcelona’ya giden birisi varsa ikisinin alakası olmadığını çok iyi bilir. İzmir onun yanında kentsel olarak ve bina stoğu olarak ve şehircilik olarak çok çok geride bizim artık bunları düşünerek birazcık biraz daha vizyoner olmamız gerekiyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir