DEVA Partili İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Nezih Özuyar, Buca Cezaevinin yıkılmasıyla gündeme gelen projelere ilişkin yaptığı açıklamada “Buca’da yıkılan Buca Cezaevinin yerine merkezi hükümet tarafından konut ve iş yeri yapılmaya yönelik imar planı yapılmaktadır. Buca cezaevi arazisi her ne kadar mülkiyeti kamuya ait olsa da aslında Buca’lılarındır. Bu bölgeye yapılmaya çalışılan betonlaşmayı Buca’ya ve İzmir’imize kötülük olarak değerlendiriyoruz. Hali hazır imar planında mevcut binalar beş kat olmasına rağmen yeni planda sekiz kat olarak planlanmaktadır. Ayrıca yeşil alan, yol, otopark alanı miktarları yetersiz olarak planlanmıştır. Merkezi hükümetin şehirler için imar planı yapma yetkisi olmamalıdır, DEVA İktidarında, İmar Planı yapma yetkisi sadece esas yetkili belediyelerde olacak, imar kaynaklı rantların ve o şehirde yaşayan halka rağmen hazırlanan dayatma planların önüne geçilecektir” diye konuştu.
Betonlaşma Riski Kapıda
Projenin betonlaşma riskini arttırarak rekreasyon alanlarını daralttığına vurgu yapan Özuyar “Buca halkı, buraya içinde otopark, rekreasyon alanı ve yeşilin en üst düzeyde olduğu bir plan ve uygulama istemektedir. Buca halkı bu taleplerinde haklıdır. Buca nefes almak istiyor. Bu engellenemez, bizde DEVA Partisi olarak bu haklı talebin destekçisi ve takipçisi olacağız. Bu nedenle İzmir Büyükşehir Meclisinde bu yönde yapılan imar planına olumlu yönde oy verdik. Cumhur ittifakı ise ret oyu verdi. Onları İzmirlilerin vicdanına bırakıyoruz” dedi.
“Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını her daim savunacağız”
DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının anayasal bir hak olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Buca gibi metropol ilçelerde çarpık kentleşme, betonlaşma gibi nedenlerle yeşil alanlar gittikçe daralmıştır. Bu nedenle halkın temiz hava ihtiyacına cevap verilmesi ve sosyal faaliyetlere hizmet edecek rekreasyon alanlarının yaratılması bir zarurettir. Uygulamaya konulmak istenen projeler siyasi iradenin vizyonsuzluğunu göstermektedir. Bir kentin görünen yüzü olan çevre düzenlemelerini siyasetçilerin iradesi belirlemektedir. Kamu yararının ve kent-toplum sağlığının görmezden gelindiği bu projeye karşı çıkıyor ve konunun takipçisi olacağımızı bildiriyorum. Vatandaşlarımızın ‘sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını’ her daim savunacağız.