Taş ocağı projeleri ve madencilik faaliyetlerinin yarattığı doğa tahribatı ile sürekli gündemde olan İzmir'in Bergama ilçesinde bu kez de Devlet Su İşleri'nin (DSİ) yapmayı planladığı yeni bir proje ortaya çıktı.
Gazeteduvar'dan Cihan Başakçıoğlu'nun haberine göre DSİ 2'inci Bölge Müdürlüğü, Seklik köyü bölgesinde yapmak istediği Seklik Göleti ve Sulama Projesi'ne dolgu maddesi sağlamak amacıyla Andezit Aglomera Ocağı kurulması için ÇED süreci başlattı.
Ocakta üretilecek olan yıllık 1 milyon 40 bin ton andezit aglomera malzemenin işlem görmeden dolgu malzemesi olarak kullanılmak üzere Seklik Göleti inşaat alanına sevk edileceği belirtilen ÇED dosyasında, projenin 1 milyon 530 bin liraya mal olacağı kaydedildi.
PROJE ORMANLIK ALAN İÇİNDE YER ALIYOR
Proje sahasının tamamen orman arazisi içinde bulunduğu belirtilen ÇED dosyasında, Orman Müdürlüğü'nden gerekli izinlerin alınacağı ifade edilerek, “Proje alanı içerisinde bulunan ağaçlar proje ile etkilenecek ve yerlerinden söküleceği için proje bitiminde rehabilite aşamasında bölgeye gerekli ağaç dikimi gerçekleştirilecektir” denildi. Yine dosyada, proje alanında yaşamını sürdüren canlıların, faaliyetin başlangıcı ile birlikte doğal yaşam alanlarını başka bir yöne kaydıracağı da açıkça belirtildi.
310 METRE MESAFEDE YERLEŞİM YERİ VAR
Bergama ilçe merkezine güney yönünde 26 kilometre uzaklıkta olan proje alanı Seklik Köyü merkezine bir kilometre, en yakın yerleşim birimine ise 310 metre mesafede yer alıyor. Proje dosyasında dikkat çeken detaylardan biri de yerleşim yerine yalnızca 310 metre mesafedeki alanlarda patlatmalı faaliyet yapılacak olması. Yılda 180 gün çalışma yapılacak projede 31 patlatma da olacak. Toplamda 4 bin delik patlatılacak. Çalışmalar kapsamında 5-6 günde bir patlatma yapılacağına dikkat çekilirken, patlatma, yükleme ve nakliye faaliyetleri dolayısıyla saatte 23,42 kilogram tozun etrafa yayılacağı gibi detaylar da dosyada yer aldı.
'BİRİNCİ DERECE DEPREM KUŞAĞINDA VE DİRİ FAY HATTINA 9 KİLOMETRE UZAKLIKTA'
Proje alanının birinci derece deprem kuşağında yer alması da dikkat çekti. Diri fay hatlarına uzaklıkların da yer aldığı ÇED dosyasında, “Türkiye Deprem Tehlike Haritası üzerinde proje alanı incelendiğinde söz konusu alan depremsellik yönünden 1. derece deprem kuşağında yer almaktadır. MTA tarafından yayınlanan yenilenmiş diri fay hatları haritası üzerinde yapılan incelemede II-A Grubu Andezit Aglomera Ocağına en yakın diri fay hattının 9,08 km mesafede kuzeybatı yönünde olduğu, en yakın holosen fay hattının ise 13,4 km mesafede kuzeybatı yönünde olduğu görülmüştür” ifadeleri yer aldı.
'KÖYLÜ MEMNUN'
Proje ile ilgili olarak görüştüğümüz Bergamalılar 'barajın sulama sıkıntısını hafifletecek olmasından dolayı projeden memnun olduklarını' dile getirdi. Baraj projesinin yapılabilmesi için taş ocağına ihtiyaç olduğunu söyleyen köylüler, yaşanacak doğa tahribatını ise göz ardı etti.
Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel ise, “Bir köye gölet yapmak 'Başımıza devlet kuşu kondu' mantığı ile köylüyü elbet ki sevindirecektir. Lakin Türkiye su fakiri bir ülke haline gelmiştir. Dolayısıyla suyun yarısının buharlaşma ile kaybolduğu göletler ve barajları terk etme zamanı gelmiştir artık” dedi.
'YÖRENİN EKOSİSTEMİNDE CİDDİ YARALAR AÇACAĞI İÇİN KARŞIYIZ'
Bölgede ciddi doğa tahribatı yaratılacağına dikkat çeken Engel, üretici için suyun bir ihtiyaç olduğunu ancak bu ihtiyacın bu şekilde giderilemeyeceğini ifade etti. Engel, şunları söyledi: DSİ'nin Seklik Göleti inşaatına dolgu malzemesi sağlamak için açmak istediği taş ocağı projesine yörenin ekosistemine ciddi yaralar açacağı için karşıyız. Elbette üretici suyla buluşmalı. Ancak bu büyük paralar harcayarak ve doğamızı tahrip ederek yapılmamalı. Baraj ve göletler yapılan 'sulama politikasını' sorgulamakla işe başlamak gerekiyor. Tarım üzerine uzun yıllardır çalışan Ali Ekber Yıldırım, 'Baraj ve Gölet yaparak su sorunu çözülebilir mi?' başlıklı yazısıyla bu konuyu sorgulamıştı. Milyarlarca lira yatırımla gerçekleştirilen sulama baraj ve göletlerinden tarlaya açık kanallarla taşınan suyun yarısı buharlaşma veya başka yollarla kaybediliyor. Baraj, gölet ve benzeri inşaat yatırımları yapmadan, sadece mevcut sulama sisteminde iyileştirmeler yapılarak, modern sulama teknikleri ile tarımsal sulama suyunda yüzde 50 tasarruf sağlanabilir.” (Gazeteduvar)