İzmir'in içme suyunun yaklaşık yüzde 40'ını karşılayan Tahtalı Barajı koruma alanı sınırında bulunan, yine yaklaşık 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için yapılması planlanan Çamlı Barajı'na su sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde yer alan Efemçukuru Altın Madeni'nin kapasite artırımına ilişkin proje hazırlandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 31 Aralık 2012 tarihinde, proje için 'ÇED olumlu' kararı verdi. Bunun üzerine Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Tabip Odası'nın yanı sıra Avukat Arif Ali Cangı ve bölgedeki köylülerden Ahmet Karaçam, kararın iptali için dava açtı. Açılan davada, mahkeme tarafından atanan bilirkişilerce yerinde incelemeler yapıldı. Bilirkişiler pasadan, flotasyon atığından, yan kayaç ile ekonomik olmayan kayaçlardan ve gözlem kuyularından örnekler aldı. Hakim ve davanın taraflarının da katıldığı keşifte alınan örnekler, İzmir Yüksel Teknoloji Enstitüsü laboratuvarında analiz edildi. Analiz sonucunda arsenik, kadmiyum, bakır, kurşun, mangan, nikel, selenyum, kükürt, çinko elementlerinin dünya kabuk ortalaması (DKO) seviyelerini aştığı tespit edildi. Düzenlenen raporun ardından İzmir 1'inci İdare Mahkemesi, 16 Nisan 2015 tarihinde 'ÇED olumlu' belgesinin iptaline hükmetti.
'NUMUNE ALMADAN RAPOR HAZIRLANDI'
Bu karar, analizlerin yapıldığı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün laboratuvarının akredite olmadığı ve bilirkişilerin İzmir üniversitelerinden olduğu gerekçesiyle Danıştay tarafından bozuldu. Danıştayın bozma kararının ardından 1 Haziran 2017'de bir kez daha maden işletmesi sahasında keşif yapıldı. İncelemenin ardından hazırlan 7 sayfalık bilirkişi raporunda, "Dava konusu ÇED raporu, ilgili yönetmeliğe uygun içerik ile hazırlanmış olup, cevher zenginleştirme prosesinin uygulanışında, işletme sahasındaki suların arıtılarak yeniden kazanılması konusunda, yeraltı suyu akım modelini içeren hidrojeolojik değerlendirmeler ve çevresel izleme programında mevzuat ve uygulama açısından eksiklik gözlenmemiştir" denildi. Bilirkişi raporunun ardından mahkeme, bu kez ÇED iptal davasının reddine hükmetti. Davacılar da bunun üzerine temyiz başvurusunda bulundu.
Efemçukuru Altın Madeni'nin kapasite artırımı davasının reddi Danıştay 14'üncü Dairesi tarafından bozuldu. Mahkeme, raporun, sadece mevcuttaki işletme faaliyetlerinin değerlendirilmesi suretiyle oluşturulduğunu belirtti. Mahkeme, kararında dava konusu proje kapsamında öngörülen kapasite artışının çevresel etkilerine yer verilmediğine hükmetti. Danıştay kararında, keşif esnasında davacılar tarafından pasadan, kuru atıklardan, yüzeysel ve yeraltı sularından örnekler alınıp tahlil yapılması istendiğini ve bozma kararından önce hazırlanan bilirkişi raporunda, bu şekilde elde edilen numunelerin analiz raporlarına ilişkin değerlendirmelere de yer verildiğini; ancak yapılan ikinci keşifte numune alınmadığını ve raporun bu şekilde hazırlandığını, bu haliyle raporun uyuşmazlığın çözümü için yeterli olmadığı sonucuna varıldığını kaydetti.
ÇEVRECİLERİ SEVİNDİREN KARAR
Karar, davacıları sevindirirken avukat Arif Ali Cangı, çalışmaya devam eden işletmenin, İzmir için büyük tehlike yarattığını belirtti. Bundan sonraki süreçte yeniden maden sahasında keşif yapılacağını, maden sahasından sudan, topraktan, kayaçtan ve pasadan örnekler alınacağını kaydeden Cangı, "Tüm bu işlemlerin ardından analiz yapılarak yeniden bilirkişi raporu düzenlenecek. Aynı bilirkişilerden ek rapor alınacak olması bizim açımızdan bir güvensizlik oluşturmakta. İtirazlarımızı yargılama aşamasında mahkemeye sunacağız" dedi.
Danıştayın bu kararı ile İzmir'in yaşamsal sorunu olan altın madeni işletmesinin kapatılmasına ilişkin mücadelede yeniden yol açıldığını savunan Cangı, "Bunun için davaya tüm İzmirlilerin sahip çıkması gerekmekte. İzmir'e sahip çıkmak, İzmir'in suyuna sahip çıkmak, su havzalarını korumaktır. Geri dönüşü olmayacak zararların önlenmesi için Efemçukuru Altın Madeni derhal kapatılmalı. Biz de konunun takipçisi olacağız" diye konuştu.(DHA)