İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada, tutuklu sanık eski Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur'un talebi doğrultusunda tanık olarak dinlenen eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli oramiral Bülent Bostanoğlu darbe girişimi akşamı Foça Deniz Üssünden seyre çıkan gemilerin faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi.
Bostanoğlu seyre çıkılacağı zaman 1. amir olan Harp Filosu Komutanı, 2. amir olan Donanma Komutanı, 3. amir olan Deniz Kuvvetleri Komutanı bilgisi olması gerektiğini belirterek harekat kontrol makamının izni olmadan hiçbir geminin seyre çıkamayacağına, darbe girişimi akşamı kendilerinden böyle bir onay alınmadan seyre çıkıldığına dikkati çekti.
"DOLU SİLAH İSTEMESİ NORMAL DEĞİLDİR"
Foça Deniz Üssünden seyre çıkan gemilere ilişkin Bostanoğlu, şunları aktardı:
"Eski tuğamiral Yaşar Çamur (tutuklu sanık eski Foça Batı Görev Grup Komutanı) tarafından gemilerin seyre çıkarılması bilgim dışındadır. Darbeye destek anlamında olduğunu değerlendiriyorum. Ben o akşam Yeşilyurt'ta teyzemin kızının düğünündeydim. Gelişmelerden Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkan Vekili Tümamiral Macit Arslan'ın telefonuyla haberdar oldum. Yaşar Çamur, 22.30'da 2 geminin hazırlanmasını istemiş. Bozcaada Komutanını çağırmış, o da yakıt seviyesinin yüzde 24 olduğunu söylemiştir. Yaşar Çamur'un darbeden, önceden haberi olduğunu düşünüyorum. Toplanma çağrı planı, Çamur'un kendisi ve komodor için 'dolu silah istemesi' normal değildir. Yüzde 24 yakıt seviyesiyle çıkmak geminin bekası için uygun değildir. Donanma Komutanlığından izin alması gerekir. İzin yok. Cep telefonlarının kapatılmasının istenmesinin sebebi personelin gelişmelerden haberdar olmasını engellemek olduğunu düşünüyorum. Gemiler emrim olmadan seyre kaldırılmıştır. Gemilerin en kısa sürede dönmesi emrini verdim. Televizyona bağlandım, 'bu girişimi kesinlikle kabul etmiyoruz' dedim."
MAHKEME BAŞKANI: "BEN YAPTIM BİRİSİ BENİ GERİ ÇEVİRSEYDİ MANTIĞI YÜRÜMEZ"
Bostanoğlu'nun ifadesinden sonra söz alan tutuklu sanık eski tuğamiral Çamur, o gece gizli hiçbir şey yapmadığını savunarak, "Darbeci olsaydım seyre kalkarken telefonları toplatırdım. Daha sonra toplattım." şeklinde savunma yaptı.
Çamur'un, "Benim ve Batı Görev Grup Komutanlığının darbe kalkışması içerisinde olduğuna dair bir bilgisi var mı?" sorusu üzerine Bostanoğlu, "Olağanüstü durumlarda görev grup komutanları gemileri seyre kaldırır. Gemiler harekat kontrol makamının haberi olmadan kaldırılmıştır ve karakol oluşturulmuştur. Sıkıyönetim bildirisinde İzmir Limanının kapatılacağı bilgisi ve gemilerin kalkması, bu bildiriye uyulduğunun tipik göstergesidir." yanıtını verdi.
Yine Çamur'un, "Foça'daki gemilerin döndürülmesi için ne yapmış" sorusunu Bostanoğlu, "Tek görevim Foça'daki gemiler değildi. O gece Donanma Komutanına emirler verdim." şeklinde yanıtladı.
Mahkeme Başkanı ise Çamur'a "Ben yaptım birisi beni geri çevirseydi mantığı yürümez. Darbe başarılı olmuş olsaydı cuntayı gerçekleştirenlere hesap vermek durumunda kalır mıydın" dedi. Çamur ise "Kalırdım. Sıkıyönetim emirlerine uymadım." yanıtını verdi.
Başkanın "Deniz Kuvvetleri Komutanını arasan nerede olduğunu öğrenme imkanın var mı? Darbe kalkışmasının FETÖ iltisaklı olduğunu bilgisini paylaşacak. Böyle bir şansın var, kullanmıyorsun" sözlerine Çamur, "Ben darbenin dışındayım zaten. Benim görevim gemilerimi ve personelimi darbe dışında tutmaktı. Emir alma ihtiyacım yoktu. Verdiğim emirler ortada ve takip ediliyorum." ifadelerini kullandı.
UZUNKAYA DA DİNLENİLDİ
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada tanık eski İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya darbe girişimi akşamı meslektaşları ve tanıdıkları vasıtasıyla Ankara ve İstanbul'daki gelişmelerden haberdar olduğunu ve kendilerinin de İzmir Valiliğinde kriz masası oluşturduklarını aktardı.
Kalkışma olduğu yönünde bilgi aldıklarını ve İstanbul Moda Orduevinde emekli korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğününde olan o dönemin Hava Eğitim Komutanı olan Korgeneral Hasan Küçükakyüz'ü arayıp bilgi aldığını anlatan Uzunkaya, İzmir'deki tüm emniyet birimlerini göreve çağırdığını, emniyet araçlarını askeri tesislerin çevresinde konuşlandırdıklarını kaydetti.
Askeri kurumlardan herhangi bir çıkışın önünü kesmek amacıyla giriş ve çıkışları kapattıklarını ifade eden Uzunkaya, Küçükakyüz'ü tekrar aradığını, ulaşamadığını bunun üzerine eski Hava Teknik Okulları Komutanı Tümgeneral Ahmet Cural'ı (tutuklu sanık) aradığını söyledi.
- "İfadesinde teslimiyet hissettim"
Uzunkaya, Cural'a Hasan Paşa'ya ulaşamadığını söylediğini aktararak, şunları kaydetti:
"Ahmet Cural bana 'Küçükakyüz generali götürdüler' dedi. Cural'ın olaylarla ilgisi olabileceğini düşünmedim. Esprili bir şekilde 'Seni niye götürmediler, arabada yer mi yoktu' dedim. 'Bizi götürmediler' dedi. Anlam çıkaramadım. Nerelerde hareketlilik var öğrenmeye çalışıyoruz. Menteş kampından 500-600 öğrencinin çıkışı bilgisi geldi, önlerini kestirdik, bizi az görerek 'ezeriz, geçeriz' demişler. 'Eğitim' demişler, öğrendik silahlı şekilde çıkmışlar, arkadaşlarımız uyanmışlar, kahramanca tavır sergilediler, Menteş Kampına geri döndüler. Foça'dan eski Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız'ın (tutuklu sanık) bulunduğu birlikle alakalı silahlı görevlilerin yerleştirildiğini duydum. Halil İbrahim Yıldız son derece saygılı biri. Onun birliğiyle ilgili bilgi alınca Yıldız içinde olduğu için 'devletçi arkadaş' dedim. Yıldız'ı aradım, böyle bir işin içinde olması mümkün değil, işin içindeyse çıkmaz zaten telefona diye düşündüm. Her zaman neşelidir ses tonu. Soğuk bir ifadeyle telefonu açtı, 'Gecenin bu saatinde birliğinde ne yapıyorsun' dedim. 'Albay arkadaşlarla oturuyoruz' dedi. 'Evin yok mu, nasıl şeytana uydunuz, bu saatten sonra bitti, seni aldırıyorum, polisle asker çatışmaz' dedim. 'Beni gel al' dedi. İtiraz etmedi, tekrar aradı, 'Beni hemen al, beni sıkıştırıyorlar' dedi. 'Talimat verdim, geliyorlar' dedim. Bulunduğum yerde 'Sana bir kötülük düşünmesin' dediler. İfadesinde teslimiyet hissettim, zannetmiyorum' dedim." diye konuştu.
Çiğli 2.Ana Jet Üssünde yaşananlarla ilgili ise Uzunkaya, 16 Temmuz 01.30'da üste helikopterlerin çalıştırıldığı bilgisi aldığını belirterek, helikopterleri havadan takip edecek araçları olmadığı için çıplak gözle takip ederek önlem almaya çalıştıklarını söyledi.
Helikopterlerin kalktıktan sonra Marmaris semalarında olduğunu öğrendiklerini ifade eden Uzunkaya, güvenlik zaafiyeti olma ihtimaline karşı zırhlı araçlarla Marmaris'e 10 kişi gönderdiğini belirtti.
- "Demirarslan darbe başarılı olsaydı Hava Kuvvetleri Komutanı olacakmış"
Cumhurbaşkanının eski yaveri Ali Albay'ın Çiğli'ye geçtiğini öğrendiğini, tutuklu sanık eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Hasan Hüseyin Demirarslan'ın da Çiğli'de 5 saat kaldığı bilgisinin kendisine geldiğini söyleyen Uzunkaya, "Demirarslan darbe başarılı olsaydı Hava Kuvvetleri Komutanı olacakmış. Darbe planı içerisinde görevlendirilmiş. Onunla görüşmemizde 'Darbeye karşıydın 12'den 5'e kadar niye orada bekledin. Hava komuta kademesi derdest edilmiş, niye müdahale etmedin' diye sorduğumda cevap veremedi. 'Korktum' dedi. 'Niye korkuyorsun, başarılı olsaydı hava kuvvetleri komutanı olacaktın, nasıl izah ediyorsun' dediğimde izah edemedi." dedi.
Uzunkaya, sıkıyönetim listesinde tutuklu sanık Ahmer Cural'la ilgili 'Enerji Bakanı Müsteşarı' görevi yer aldığını öğrendiğini belirterek, "Biz adama böyle diyoruz, darbecilerin müsteşar olarak planladığı bir adammış. Demek ki onların muteber adamı. Diğerlerini gözaltına almışlar, bunu almamışlar. Espri olarak dediğimiz şey gerçekmiş. Gözaltına alındı. Birkaç gün sonra Mehmet Şanver'in kızının düğün görüntüleri televizyonlara düştüğünde Küçükakyüz paşa alınıyor, diğerleri alınıyor, yere yatırılıyor, Cural paşa çıkıyor, yürümeye devam ediyor. Soru işareti oluştu. Kendisi de darbeciler tarafından yatırılmış, açıkçası ben o görüntüyü görmedim." diye konuştu.
Uzunkaya tutuklu sanık eski Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen gözaltına alındığında kendisine "Seni tebrik ediyorum, FETÖ konusunda tecrübeliyim, bu kadar badireler atlattım, gözümün içine baka baka kendini gizleyebildin ya tebrik ediyorum" dediğini anlattı.
Tutuklu sanık eski tuğamiral Yaşar Çamur'un "Foça'dan hareket eden savaş gemilerine ilişkin kriz masasına ne bilgi geldi" sorusu üzerine Uzunkaya, "Savaş gemilerinin Foça'dan kalktığına dair bilgi bize geldi. 3 tane silahlı askeri gemi açılmış, körfeze doğru geliyorlar, deniz birliğimiz yok, yüzde 50 ihtimal gördük, bu kadarı da olmaz, Deniz Kuvvetlerinin gemileri Yunanlılar gibi gelip İzmir'i topa tutacak hali yok diye düşündük. Balıkçı tekneleriyle yoğun alan daraltması yaptık, sonradan geri döndüklerini duyduk." dedi.
Mahkeme heyeti, 279 sanığın yargılandığı davada, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı pazartesi gününe erteledi. (AA)