GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer ile AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Adayı Nihat Zeybekci arasında ‘davet’ polemiği yaşanıyor.
CHP'nin Büyükşehir Adayı Soyer geride kalan hafta FOX TV’de katıldığı canlı yayında Zeybekci’yi İzmir’de esnaf lokantasında yemek yemeye davet edeceğini söylemişti.
Aynı yayına dün konuk olan AK Parti Büyükşehir Adayı Zeybekci ise davet sorusuna, "Benim kendisine karşı kişisel bir husumetim yok. Ancak kamuoyu vicdanını rahatsız eden 4 konu var. Bizim birlikte yemek yiyebilmemiz, bir araya gelebilmemiz için bunlar açıklığa kavuşmalı, soru işaretleri ortadan kalkmalı” yanıtını vermişti.
- ZEYBEKCİ'DEN SOYER'E DAVET YANITI...
Zeybekci, Soyer’in Diyarbakır Sur’daki terör eylemlerine destekçi olduğunu iddia etmiş, 12 Eylül darbe döneminin askeri savcılarından olan babası Nurettin Soyer için sarf ettiği "Gurur duyuyorum" sözlerini de gündeme getirmişti.
CHP’nin İzmir Adayı Soyer, Zeybekci’nin iddialarına ve eleştirilerine FOX TV aracılığıyla yanıt verdi.
Soyer şu ifadeleri kullandı:
BUNLARI DÜŞÜNÜP 'GURUR DUYUYORUM' DEDİM
10 yıldır sürdürdüğüm Belediye Başkanlığı görevim sırasında, rahmetli babamla ilgili bir tek cümlelik bir açıklama yaptım. 15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında, 250 insanın canına mal olan ve çok daha fazlasını gözünü kırpmadan öldürmeyi göze almış Fettullah Gülen ile ilgili olarak, babamın bu caniyi hapis yatıran kişi olduğunu biliyordum. Daha sonra, yaklaşık 7 aylık bu hapis dışında Türkiye’de hiç bir ceza almadığını öğrendim. Belki de Devleti yönetenler, o zaman babamın gösterdiği cesaret ve hassasiyeti göstermiş olsalar o 250 can bugün yaşıyor olacaktı. Bunları düşünüp "Babamla gurur duyuyorum” dedim.
Bu cümlenin ne başka bir anlamı ne başka bir kastı vardır. 10 yıllık görev sürem içinde hiç hatırlanmayan Babamın meslek hayatı ve görevleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığım sırasında birdenbire gündem oldu. Ama FETÖ kısmının üstü örtülüp,bu defa 12 Eylül dönemi öne çıkartıldı. 12 Eylül darbesine elbette karşıyım. Silaha dayalı her türlü rejim değişikliği girişiminin bu ülkeyi geri götürdüğüne inanıyorum. Hele, o karanlık dönemi, kardeşin kardeşi öldürdüğü, oluk oluk kardeş kanının akıtıldığı günleri olumlu anmak elbette mümkün değildir. Evet babam şerefli bir Türk Subayıdır, bir subay olarak vazifesini yapmıştır, ama bu, o dönem büyük acılar yaşandığı gerçeğini değiştirmez. Ancak o günün çatışmalarını, yaralarını tazelemenin hiç kimseye bir faydası olmayacaktır. Aksine, o kamplaşmaları, nefret söylemlerini bugüne taşımak üzücü ve can yakıcı olacaktır.
İMA BİLE İÇEREN BİR CÜMLEM OLMADI
PKK terör örgütü ve Sur’da açılan hendeklerle ilgili asla hiç bir mesajım, ima bile içeren bir cümlem olmamıştır.
DAVETİM SON GÜNE KADAR GEÇERLİDİR
Kamuoyu vicdanını asıl yaralayan şey, bu tür gerçek dışı yaklaşımlardır. Daha kötüsü, performans, vizyon vb başlıklarda yapılması gereken medeni bir rekabetin yerine İzmir’in taleplerinden, beklentilerinden uzak ve İzmir’in gündeminde olmayan suni başlıklarla, ülkenin bekasını milletin kutuplaştırılması ve ayrıştırımasında gören bir seçim yarışının tercih edilmesidir. Dilerim, seçime kadar kalan sürede, bu yaklaşımdan vazgeçilir ve hep birlikte, İzmir’e yakışan bir kampanya yaşarız. Son güne kadar, fikir ve hizmet yarışına girdiğim siyasi rakibime yaptığım yemek davetim geçerli kalmaya devam edecektir.