Uluslararası Zeytin Konseyi'nin raporuna göre 2016- 2017 döneminde 143 bin tondan 177 bin tona çıkarak zeytinyağı üretiminde artış gösteren tek ülke konumunda olan Türkiye’de kişi başına düşen zeytinyağı tüketiminin yalnızca 2 litre olduğuna dikkat çeken Dr. Dilşen Oktay, Ege Bölgesi’nde ise tüketimin 20 litreye kadar çıkabildiğini söyledi.
İtalya'da düzenlenen Flos Olei Yarışması’nda uzman panelistlerin tadımlarından geçerek dünyanın en iyi 500 zeytinyağı arasına girmeyi başaran markasının doğuş hikayesini Yaşar Üniversitesi öğrencileri ile paylaşan Dr. Oktay, "1950 yılına kadar Karaağaç’ta zeytinyağı fabrikasını işleten ve Havran'da Türkiye’nin ilk entegre bitkisel yağ fabrikasını kuran dedemden ilham alarak geçen yıl Ethem Bey Zeytinyağları şirketini hayata geçirdim. İtalyanlar zeytin ağaçlarını dede olarak tanımlarlar. Ben de bu ağaçları dedelerim gibi görüp, koruyorum. Manisa’da bulunan Türkiye’nin en eski zeytin ağacı 1652 yaşında. Urla’da da bin yaşın üzerinde pek çok zeytin ağacı mevcut. Kayıtlı 91 tür zeytin çeşidi ile de dünyada 3’üncü sıradayız. Bu büyük değere sahip çıkmalıyız. Ülkemizde 2016- 2017 döneminde 177 bin ton zeytinyağı üretimi gerçekleşti. 2017- 2018 döneminde öngörülen üretim miktarı ise 277 bin ton civarında. Tüm dünyada hem var yılı hem de geçen yıl yeterli ürün olmadığı için ağaçlara fazla dokunulmadığından bu yıl üretim artışı gerçekleşti. Son yıllarda yapılan kampanyalarla birlikte zeytinyağı tüketiminde istikrarlı bir artış söz konusu olsa da bu rakam özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında yeterli değil" dedi.
'SOFRANIZDAN ZEYTİNYAĞINI EKSİK ETMEYİN'
Antioksidan zengini zeytinin vücudu yaşlanmaya, kalp ve damar hastalıklarına, çeşitli deri hastalıklarına ve bazı kanser çeşitlerine karşı koruyabileceğine de dikkat çeken Dilşen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sağlıklı bir zeytin ağacında 7 bine yakın antioksidan bulunur. Türkiye’de bu zeytinleri yağa dönüştürdüğümüzde yüzde 10 yani 700 civarında antioksidan elde edebiliyoruz. Sağlıklı zeytinler hasat edildikten kısa bir süre sonra fabrikaya getirilir. Soğuk sıkım sayesinde de zeytinin içindeki antioksidanlar bozulmadan zeytinyağına geçer. Günümüzde pek çok hastalık için zeytinyağının mucizevi yararları araştırılıyor. Bunlar arasında MS hatta Alzheimer hastaları dahi var. Zeytinin kara suyu ise özellikle araştırılan bir konu. Ayrıca tüketicilerin satın alırken dikkat etmesi gereken birkaç püf noktası mevcut. Satın alınan zeytinyağının hangi ortamda muhafaza edildiğine dikkat edilmeli. Işık, sıcaklık ve nem oranlarına dikkat edilmeli. Örneğin marketlerde doğrudan spot ışığına maruz kalan bir zeytinyağı tercih edilmemeli. Sağlık için ise günde en az 2 çorba kaşığı zeytinyağı tüketmeli."