Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ilk depremde Antakya ilçesi Altınçay Mahallesi'ndeki, hasar alan tek katlı evinden güçlükle çıkan 3 çocuk babası Halil Ekti, eşi Seher Ekti (52), kızı Meryem Ekti ve oğlu Enes Ekti (15), ikinci depremde yerle bir olan evlerini terk etti. Halil Ekti, depremde evleri yıkılan oğlu, gelini ve 2 torunuyla da toplam 8 kişi, İzmir'deki hayırseverin evine yerleşti. Depremde bedensel ve zihinsel engelli kızı Meryem'i kucaklayıp evden çıkaran Halil Ekti, yaşadıklarını anlatarak, "Depreme uykuda yakalandık. Sarsıntı başladığında önce ayağa kalkmaya çalıştık. Sadece yataktan inebildik. Üstümüze toz ve duvar parçaları düşmeye başladı. Evin içinde adeta pinpon topuna döndük. Sağa sola çarparak depremin bitmesini bekledik. Teslimiyetten başka şansımız yoktu. Yere çöküp, elimi başımın üstüne koyup bekledim. O 2 dakika, sanki saatlerce sürdü. Şimşekler çakıyor, yerden sesler geliyordu. Her taraf zifiri karanlıktı. Kendimizi bir şekilde dışarı attık. Böyle bir olayı daha önce tarih yazdı mı? Bilmiyorum. Belgesellerde, filmlerde görmedim. Süresi çok uzundu. O anlarda adeta zaman durdu. Resmen bittik" dedi.
'SUDAN ÇIKMIŞ BALIK GİBİYİZ'
Bucalı hayırseverin evinde 1 yıl kira ödemeden yaşayacaklarını dile getiren Ekti, "Deprem bütün düzenimizi altüst etti. Depremden 1 hafta sonra Buca Belediyesi ve hayırseverlerin desteğiyle İzmir'e geldik. Burada geçici de olsa bir eve kavuştuk. Çocuklarım yanımda olduğu için şükrediyorum" ifadelerini kullandı.
Depremde çok fazla akraba ve arkadaşını kaybettiğini de belirten Ekti, "Şu an boşluktayım. Yaşadıklarımızı anlatacak kelime bulamıyorum. Burada kimseyi tanımıyor, bilmiyoruz. Burası ayrı bir kültür. Yeni bir düzen kurmaya çalışıyoruz. Hiç tanımadığımız insanlar yardımımıza koşuyorlar, sağ olsunlar. Sudan çıkmış balık gibiyiz. Daha önce de depremler oldu ama bu anlatılmaz yaşanır. Bir teknenin içinde fırtınaya yakalanmışsın, tekne sallanıyor ve batacak gibiydi" dedi.
Ekti, 1 aylıkken menenjit geçiren kızı Meryem'in Antakya'dayken haftada 3 gün servisle özel eğitime gittiğini belirtip, onun için aynı düzeni burada kurmak istediklerini söyledi.
'HER AN DEPREM OLACAKMIŞ GİBİ DİKEN ÜSTÜNDEYİZ'
Seher Ekti de yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Evimiz tek katlıydı. Çok şükür çıkabildik. Eşim, küçük yaşta geçirdiği menenjit nedeniyle bedensel ve zihinsel engelli olan kızımız Meryem'i kucaklayıp, dışarı çıkardı. Yağmurun altında 1 hafta bekledik. Naylondan çadır kurduk. Sobamızı çıkarıp, yaktık. Beslenme yardımları gelmeye başlayınca rahatladık. Daha sonra İzmir'e geldik. İzmirliler bize sahip çıkıp, eşya yardımı da yaptı. Televizyon dahi getirdiler. Ancak, televizyon izleyince yaşadıklarımız aklıma geliyor, kötü oluyorum. Hayatta kalan akrabalarım her biri bir yere dağıldı. Ölenleri de defnettiler. Geceleri deprem korkusundan uyuyamıyoruz. Her an deprem olacakmış gibi diken üstündeyiz."
'TAKIM ARKADAŞLARIMA ULAŞAMADIM'
Hatay Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü'nde 4 yıldır karate yaptığını belirten Enes Ekti de takımındaki arkadaşlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını anlatarak, "Onların hepsi kardeşim gibiydi. Depremin olduğu gece henüz uyumamıştım. Arkadaşlarımla konuşurken deprem oldu, bir anda elektrikler kesildi, telefonlar kapandı. Sonrasında hiçbirine ulaşamadım. Sınıf arkadaşlarımın da yarısını depremde kaybettim. Bir daha Hatay'a dönmeyi düşünmüyorum. Spora burada devam edeceğim. Hayalim var. Dünya şampiyonasına gidip, birinci olmak istiyordum" diye konuştu. (DHA)