Kahramanmaraş merkezli depremde yüzlerce ev yıkılırken, kimi evler de hasarlı ya da ağır hasarlı olarak ayakta kaldı.
Depremden etkilenen illerden biri olan Gaziantep Nurdağı'nda hasarlı evlerde yaşayanlar ise evlerinde kalan eşyalarını tahliye edebilme peşine düştü.
Özellikle yüksek katlarda oturanlar, hasardan dolayı evlerine giremeyince çareyi vinç desteğinde buldu. Asansörlü sistemle evin penceresinden aşağıya indirilen eşyalar, kamyonlara yüklendi. Ancak afetzedeler, nakliye için fiyat fırsatçılığından yakındı.
''BİR TANESİ 9 BİN LİRA İSTEDİ''
Afetzedelerden Ramazan Özkan, “Bir tanesi geldi 9 bin lira istedi. Sadece indirmeye, taşımaya bile değil. Belli ki fırsatçılık var" ifadelerini kullandı. Nakliye işi yapan Abdurrahman Şahin ise fiyat artışını kabul etti ancak yüzde 100'e varan artışların olmadığını savundu.
Nurdağı'nda yaşayan ve depremde evi ağır hasar gören Özkan, “İlk deprem olduğunda ayaklandık, durmasını bekledik. Durmadı. İndik aşağıya, ikinci depremde bir bina gitti. Duvarlar bozuk kolonlar sağlam. Bizim ilk gün altınımız, paramız her şeyimiz içerideydi." dedi.
"BELLİ Kİ FIRSATÇILIK VAR"
Özkan, “Köye gitmeyi düşünüyoruz. Burada bakalım ne olacak, arsamız var, dükkanımız var. Bir yerde bir şeyler yapıp kalacağız mecbur. Ya da başka bir şehre gideceksin. Ev bulamıyorsun. Antep'te 5-6 bin diyorlar. Mersin'i aradık aynısı. 9 bin lira isteyen kaba eşya indiririm diyor. Yere bırakır giderim diyor, arabasına bile koymuyor. Belli ki fırsatçılık var. 1 hafta sonra bana kendi yalvarır." diye konuştu.
"YÜZDE 100 FİYAT ARTIŞI SÖZ KONUSU DEĞİL''
Fiyat eleştirilerine ilişkin nakliyeci Abdurrahman Şahin de, “Daha önce 4 bin liraya taşıdığımız eşyayı şu an 5 bin liraya taşıyoruz. Her şey para değil ama yukarılar hep çatlak patlak olduğundan dolayı çıkan adam 100-200 fazla alıyorsa, onu da göz önüne almak lazım. Yüzde 100 fiyat artışı gibi bir şey söz konusu değil. Amacımız milleti mağdur etmemek.
Bu dairelerden ne çıkarsa kardır diyorlar çünkü hepsi yıkılacak. Neyin ne olduğu bellisiz. Bu binaların sağlamı da var onları tespit edip, genelde sağlam olan binalarda iş alıyoruz. Sadece beyaz eşya, koltuk takımı alıyoruz, ufak tefek şeyleri umursamıyoruz, ciddiye almıyoruz. Kim olsa aynı şeyi yapar. Bir normal yerde çalışmak var bir de çatışma alanında gibi bir yerde çalışmak var" dedi.
Bir başka eşyalarını kurtarma peşinde olan ve çadırda yaşayan bir kişi de “Çok şükür canımız sağ, şu anda iyiyiz. Eşyalarımız bu kadar. Tencereleri falan götürüyoruz. Onlarla yemek yapacağız. Devletimizden tek ricamız bizi bir an önce bir sağlam yere yerleştirmesi. Başka bir şeyimiz yok. Torunlarımı kurtarsam yeter. Gidecek yerimiz yok, olsa zaten gideriz" dedi.