Mehmet İŞLER/ GERÇEKİZMİR- Dünyayı olumsuz etkisi altına alan koronavirüs salgını Türkiye’de de gündelik hayatı sekteye uğratmaya devam ediyor. Geçtiğimiz Mart’ta ülkede tespit edilen virüs sonrasında olağanüstü tedbirler dönemi yaşanırken, hastalığın Haziran ayıyla birlikte ilan edilen yeni normal sürecin geride kalmasıyla bir kez daha tırmanışa geçmesi dikkat çekti.
Özellikle yaz mevsimi sonuna doğru vakalar artarken diğer illerde olduğu gibi İzmir’de de yetkililer teyakkuz halini aldı. Her dönem zorlu koşullarda hayat mücadelesi veren Roman vatandaşların pandemi sürecinde risk altında olduğu belirtilirken İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Abdullah Cıstır önemli açıklamalarda bulundu.
Sonbahar mevsiminde hastalık için pik beklendiğini ifade eden Başkan Cıstır, Roman mahallelerinin yüzde 90’ında doğalgaz sisteminin olmadığını aktardı. Cıstır belediyelere, ‘Bu kış zor geçecek’ diyerek çağrıda bulunurken sosyal demokrasi vurgusu yaptı.
Roman vatandaşların yaşam koşullarına ayrı bir parantez açan Cıstır bulaş riskine de dikkat çekerken yetkililere seslendi. Rakam vermeyen fakat yaşananların önemine ve alınacak tedbirlerin aciliyetine vurgu yapan Cıstır, belediyeler tüp dağıtımı için çağrıda bulundu.
BUNLAR ROMAN MAHALLELERİNDEKİ YOKSULLUĞU BİTİRMEZ AMA PANSUMAN OLUR
Cıstır, “Bir insana bir tüpün karşılığı olan 100 lira verseniz, o para buhar olur. O para evin ihtiyacına gider. Türkiye ölçeğinde bir çağrı yaptım, sadece İzmir için söylemedim. Roman mahallelerinde doğalgaz yok. Bu kaldıraç olur. Ateş medeniyettir. Sonbahar mevsiminde hastalığın pik yapacağı öngörüsü var. Bunlar Roman mahallelerindeki yoksulluğu bitirmez ama pansuman olur” dedi.
POZİTİF AYRIMCILIK BEKLİYORUZ
Cıstır ayrıca, “Roman mahallelerinde barınma sorunlarından dolayı bulaş riski var. Aynı odada ya da küçük odalarda 5-6 kişilik aileler var. Bulaş riskinin artırılması sorunlarımız da var. Hastalığın kontrol aşamalarında Roman mahallelerine girseler çok fazla bulaş riski olacak arkadaşa rastlayacaklar. Bağışıklık sistemimiz çok düşük. Bu durumlar ilgili yetkilileri sadece sorumluluğa davet edebiliriz. Çünkü ister istemez çiçek satmaya, hamallığa, ev işine gidiyoruz. Zaten bir ayrımcılık yaşıyoruz. İnsanlar bizi öcü gibi görmesin. Sosyoekonomik şartlarımız belli, sıkıntılı bir toplumumuz. Kaliteli eğitimimiz de yok. Pozitif ayrımcılık bekliyoruz” ifadelerini kullandı.