İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, bütçe görüşmelerinin sürdüğü TBMM Genel Kurulu’nda, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu; “Türk vatandaşlığının para karşılığında haraç mezat satılması hem de selefi terör örgütlerinin militanlarına dahi güvenlik soruşturması yapılmadan fütursuzca dağıtılması, Türkiye’nin kaçak göçle birlikte uyuşturucunun da merkez ülkesi haline getirilmesi gibi önemli siyasi ve içtimai sorunlar haklı eleştirilerimizin temelini oluşturmaktadır” sözleri ile eleştirdi.
TBMM Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2021 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifleri ile 2023 Yılı Bütçe Kanun Teklifleri görüşülüyor.
İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda şunları söyledi:
“İçişleri Bakanı ve bakanlık bürokrasisinin görev ve yetkilerinden kaynaklı noksanlıklar, Türkiye'nin bugünü ve istikbali için önemli güvenlik zafiyetleri oluşturmaktadır. Bildiğiniz üzere Türkiye, bir tesadüf eseri değil, Adalet ve Kalkınma Partisinin bilinçli politika tercihlerinin sonucu olarak, dünyada en fazla sığınmacı ve kaçak barındıran ülke konumuna getirildi. ‘Hudut Namustu’ ilkesinin terk edilmesi ve ‘ensar ve muhacir’ gibi kavramlar üzerinden ülkemize yönelik kaçak göçün iktidar eliyle teşvik edilmesi neticesinde; dünyadaki 91 ülkenin nüfusundan daha büyük bir nüfusu bugün topraklarımızda barındırmak ve beslemek mecburiyetinde bırakıldık.
“TÜRK VATANDAŞLIĞI SELEFİ ÖRGÜT MİLİTANLARINA DAĞITILIYOR”
Türkiye’nin başta Suriyeli sığınmacılar olmak üzere kaçak göçün merkezi haline getirilmesi ancak buna rağmen şehirlerde hiçbir kota sisteminin uygulanmaması, yabancıların gettolaşmasına - şehirlerimizin içinde ve çeperinde faklı şehirlerin oluşmasına sebep olmaktadır. Demografimizin, Türk milli kimliğinin ve milli bütünlüğümüzün izansız politikalarla tehdit edilmesi, Türk vatandaşlığının para karşılığında haraç mezat satılması hem de selefi terör örgütlerinin militanlarına dahi güvenlik soruşturması yapılmadan fütursuzca dağıtılması, Türkiye’nin kaçak göçle birlikte uyuşturucunun da merkez ülkesi haline getirilmesi gibi önemli siyasi ve içtimai sorunlar haklı eleştirilerimizin temelini oluşturmaktadır.
Maalesef özellikle de Sayın İçişleri Bakanının yüksek katkılarıyla, her kesimle kavga eden - her şeye laf yetiştiren ağır devlet adamlığı yerine ucuz politikayı tercih eden bir hüviyete büründüğünü görüyoruz. Oysa her zaman ifade ettiğimiz gibi devlet yönetmek ciddiyet ister. Devlet yönetmek, hamaset yapmak, hamaset üzerinden siyasi rant sağlama yeri değildir.
“YILDA 260 BİN UYUŞTURUCU SATICISI”
Son yıllarda özellikle Sırp, İran ve Rusya mafyalarının etkinliğinin Türkiye’de nasıl arttığını konuşalım. Özellikle hırsızlık, dolandırıcılık ve yağma gibi suçların nasıl Türkiye’de 1 yılda yüzde 27 arttığını konuşalım. Tüm suç grupları içinde uyuşturucu suçları oranının yüzde 5'e dayanmasını ve uyuşturucu ile ilgili dosya sayısının 422 bine yükselmesini konuşalım. Sayın Bakan diyorsunuz ki ‘haftada 5 bin uyuşturucu satıcısı yakalıyoruz’. Bu ayda yaklaşık 20 bin yılda 260 bin uyuşturucu satıcısı anlamına gelir. Bu kadar satıcının olduğu yerde, kullanıcı sayısını düşünmek bile istemiyorum. Ya matematikle aranız yok ya da siz Türkiye'yi İçişleri Bakanlığınız döneminde ülkemizi uyuşturucu merkezi haline getirdiniz.
“ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI’ İLK SIRADA”
Burada Üzülerek, hatta kahrolarak söylüyorum ki, 127 bine kadar yükselen cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda ilk sırayı ‘çocukların cinsel istismarı’ almıştır. Altı yaşında bir kız çocuğuna yönelik olarak kamuoyuna yansıyan, her türlü insani ve ahlaki değerin hiçe sayıldığı vahim olayın detayları göstermiştir ki, maalesef bazı kamu görevlileri de geçmişte bu çirkin olayın üzerinin örtülmesi için çaba sar etmiştir. Vakıf adı altında kirli ve karanlık ellerin evlatlarımızın namusuna ve istikbaline el uzatmasına engelleyemeyen devlet, devlet değildir.
“MODERN ULUS DEVLETİNE DAİR HİÇBİR MAKALE OKUMAMIŞSINIZ”
İYİ Partinin muhalefet şerhinde de önemle altını çizdiğimiz SADAT adlı para-militer yapılanmaya dikkat çekmek istiyorum. SADAT'ın internet sitesinde ‘Emniyet Teşkilatı, Polis Akademileri ve Polis Meslek Yüksek Okullarında eğitim ve idarecilik hizmetlerini bizzat yürütebilir’ ibaresi yer almaktadır. Sayın İçişleri Bakanı ‘Hiç güvenlik makalesi okumadım’ diyordunuz. Belli ki modern ulus devletin ne olduğuna dair da hiçbir makale okumamışsınız. Modern ulus devlet, belirli sınırlar içinde mutlak ve meşru güce sahip olan ve bu gücü kurumlarıyla icra eden devlettir. Hiçbir ulus devlet şiddet kullanma tekelini bir paramiliter yapı ile paylaşmaz - buna zemin oluşturulmasına asla müsaade etmez. Sayın İçişleri Bakanı- Emniyet kuvvetlerimize böyle fütursuzca eğitim verdiğini ifade eden devri iktidarınızın paramiliter örgütü olan SADAT'ın yayımladıg?ı anayasa taslağını hiç incelediniz mi? Bu taslakta; başkenti İstanbul, resmi dili Arapc?a, adı Asrika olan ayrı bir devletin kurulmasının planlandığını, yasama-yürütme-yargı mekanizmasının şeriat kuralları dahilinde değiştirilmesinin öngörüldüğünü, Siyasi partilerden sosyal hayata kadar her alana müdahale edilmesinin planlandığını biliyor musunuz? Yoksa bunları da mı okumadınız.”