Partisinin İzmir'deki il kongresine katılan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu çok sayıda mesaj verdi.
Dervişoğlu'nun konuşmalarının satır başları şöyle:
"Mustafa Kemal’in mübarek annesini bağrında yaşatan İzmir; Mustafa Kemal’in değerlerini, ilkelerini kendisine mihmandar yapan İzmir, buram buram Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet kokan İzmir, hoş geldiniz. Sizlerle güç buldum, her zor zamanımda dostluğunuza sığındım, sizi sevdim. Biliyorum ki siz de beni seviyorsunuz. Ama bu kentin en çok sevdiği Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yarın onu anma günü. Gittiğimiz her yerde anlattık, neredeyse Türkiye’de duymayan kalmadı. Mustafa Kemal Atatürk’e rahmet okumayı külfet diye kabul eden bir hainler topluluğu var Türkiye’de. Onun ismini unutturmaya çalışıyorlar ama hala bu ülkede ondan daha büyük kimse yok. Hala onun fikirlerini takip ederek Cumhuriyet’i yaşatma iradesi sergiliyoruz.
MUSTAFA KEMAL'İ BU BÜYÜK MİLLETİN VİCDANINDAN SÖKMEYE ASLA GÜÇLERİ YETMEZ
Kim ne yağarsa yapsın Mustafa Kemal Atatürk’ü bu büyük milletin vicdanından sökmeye asla güçleri yetmez. Atatürk için mevlit okutulmasıyla ilgili bir genelde yayımlandı. Buna karşı çıktılar. Biz de dedik ki bu madem buna karşı çıktılar, Başta İzmir ve diğer iller olmak üzere ikindi namazının öncesinde Kuran'ı Kerim tilavetinde bulunalım. Ayrıca da İzmir’in geleneğidir, lokma hayrı yapalım.
MUSTAFA KEMAL İÇİN LOKMA DÖKTÜRECEĞİZ
İzmir’in geleneğini Ankara’da yaşatmak lazım. O yüzden lokma hayrını Anıtkabir’e çıkan her sokakta gösterelim. Mustafa Kemal için Anıtkabir’in çevresinde lokma döktüreceğiz.
BURADA DERVİŞOĞLU DEĞİL İZMİR KONUŞUYOR
Burada konuşan Müsavat Dervişoğlu değil, İzmir’in ruhu konuşuyor, Atatürk konuşuyor. Atatürk’ün sözleri İzmir’le buluşturuluyor. Bu İzmir onun yolundan hiç caymadı, onun için de İzmirli olmanın onuru ve gururuyla yaşıyorum. Atatürk sadece anılmaz, anlamaya çalışılır. Eskiden 10 Kasım haftası Atatürk Haftası ilan edilirdi, konferanslar verilirdi ve Mustafa Kemal anlatılırdı. Oysa ne var şimdi? İlkokullarda bizim yaşadıklarımızı çocuklarımız yaşayabiliyor mu? Mustafa Kemal bu ülkede anlaşılmasın diye devre arası tatili koydular ya. Yarın okullar kapalı, çocuklar Mustafa Kemal’i anamayacak. Bunu yapan kim varsa bu memleketin ruhuna ihanet ediyor demektir."
BUCA'DAKİ LİSEDE YAŞANAN ANDIMIZ KRİZİNE SERT ELEŞTİRİ
Okulların ara tatile girdiği dönemi eleştiren Dervişoğlu, Buca'daki lisede yaşanan Andımız krizine ilişkin de konuştu. Dervişoğlu, "Ara tatil verecek başka zaman mı bulamadınız mı? İzmir'de başka bir rezalet daha yaşanmış. Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi'nde çocuklar andımızı okuyor diye müdahale etti. Andımız her yerde okunur ve okunabilir. Buna hiç kimse müdahale edemez. Andımızı Tayyip Erdoğan'ın evinin önünde okutmazsam diyen adam gibi de yapmayacağım. İktidar olduğumuzda İstiklal Marşı ve Andımız'ı onun kapısının önünde okutmak boynumun borcu olsun. Genel Başkan olduktan sonra yaptığım en zor konuşmalardan birini yapıyorum. Her birinizi tanıyorum çünkü. Zor günlerde partimize nasıl sahip çıkıldığını biliyorum. Söylediklerim tamamen kalbimden dökülenlerdir. Bir şey söylediğimizde salt siyasi amaçla söylenmiş gibi görüp yanıt veriyorlar bazı konular var ki cevap verirseniz küçük düşersiniz. 10 Kasım eleştirisi siyasi değil milli konudur. Okulları tatil ettirip Anıtkabir'i ziyaret esnasında çocukları oray doldurup Recep Tayyip Erdoğan diye slogan atıyorsanız o zaman siyasileşir. Biri haksızlık yaparsa karşısında Müsavat Dervişoğlu'nu ve İYİ Partilileri görecek. Kendisine yanıt verildiğinde Cumhurbaşkanı kalkanı ile kendini savunmaya kalkıyor. Kim ki Mustafa Kemal ile uğraşıyorsa hesabını verecektir.
"HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR DİYE YOLA ÇIKIYORUZ"
Süreç komisyonuna ilişkin konuşan Dervişoğlu şunları söyledi: "Abdullah Öcalan canisiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni eşitlemeyin dedik. Hala talep ve beklenti arasına sıkıştırılmış ihanetlerini sürdürüyorlar. Hala federasyon, konfederasyon, ana dilde eğitimden bahsediyorlar. Örgütlerini güya feshederken bile Cumhuriyet'in tapusu Lozan'a saldırıyorlar dedik. Deri değiştiren yılana inanmayın dedik. Bunlar zehir kusmaya devam ediyorlar. Komisyonu çn kurulması PKK'lı teröristlerin bir kısmı ve Öcalan'ın özgürlüğüne yönelik adımlardır ve Meclis Başkanı'nın tüm bunları yapmaya yetkisi yoktur dedik. Son kaleyi biz savunduk. Hepsi bir biz tekiz. Bu ülkenin düşmanları ihanet hayali görebilirler. Daha önce yedi düvel gelip geldikleri gibi gittiler gene gidecekler. Bu emperyalist tuzağa tek başımıza karşı duruyoruz. Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır diye yola çıkıyoruz. Geçmiş dönemde bizi yeterince aşındırdıklarını inandırmışlardı. Şimdi gövdesini inşa ettiğimizi gördüler. Biliyorlar ki yarın çiçekler açacak ve iktidara kavuşacağız. Her zamankinden daha uyanık olma mecburiyetindesiniz."
"HİÇBİR KONGREYE KARIŞMIYORUM AMA KONGRELERDE REKABET OLUR"
Dervişoğlu, "Hiçbir kongreye karışmıyorum" diyerek sözlerini devam ettirdiği konuşmasında dikkat çeken uyarılarda bulundu: "Burası İzmir olduğu için söylemekte beis görmüyorum. Küçük problemlerin büyük sorunlar oluşmasına vesile olabilecek adımlar atmaktan uzak durun. Hiçbir kongreye karışmıyorum. Yapılması gereken iş ve işleyişe uygun yapılır. Kongrelerde rekabet olur. Kardeşler bile birbirine rakip olur. Zaten aday olanlar birbirinin öz kardeşidir. Ancak işaret ettiğim tehlikeye binaen disiplinsizliğe müdahale etmek durumundayım. 24 saat bütün evim hayatım, emrinize amadedir. Ama partinin bir sıçrama tahtasına dönmesine izin veremem. Benim elimi zorlaştırmayın, kolaylaştırın. Bana sahip çıkın, ben sizin gücünüzle bu ülkeye sahip çıkacağım. Memleket elden gidiyor memleket. Aranıza şeytan sokmayın. Atatürk’e Fatiha okumanın eleştirildiği bir süreç yaşıyor Türkiye. Milli geleceğimiz risk altına girecek. Siyaset kutuplaşmış. İYİ Parti'nin söz söyleme hakkını kısıtlamak istiyorlar. Çünkü doğruyu konuşan İYİ Parti’den rahatsız oluyorlar. Böyle bir durumda küçük sorunların üzerinde durulmaz. Aranıza şeytan sokmayın. Ben sizin gönlünüzden geçeni konuşabilmek için büyük bir çaba sarf ediyorum. Herkes yaptığı işe ve söylediği söze dikkat edecek. Kimsenin yanlış iş yapma ve yanlış söz söyleme lüksü yoktur. En büyük üzüntülerimden biri İzmir'e istediğim sıklıkta gelememek. O yüzden siz Ankara'ya gelin. Ben dayanamam bu hasrete."
BÖYLE ÜLKE YÖNETİLMEZ!
Dervişoğlu, konuşmasının sonunda iktidarı ekonomi üzerinden eleştirerek şunları kaydetti:“Eylül ayının başında Türkiye genelinde eş zamanlı ziyaretler yaparak 500’ün üzerinde STK’yı ziyaret ettiler. Türkiye’nin ortak problemlerine karşı ortak çözümler üretmek için toplantılar düzenlediler. Türkiye’de galinden memnun kimse yok. İki tarım havzamız var Bakırçay ve Küçük Menderes Havzası, süt hayvanları kesilme tehdidiyle karşı karşıya. Ayrıca şap diye bir bela hayvanlarımıza yapışmış, hayvan tarım alanlarında çalışmalar yapan arkadaşlarımızın da geleceğini karartmaya devam ediyor. İşsizliğin alıp başını gittiği bu ortamda esnafların istihdama katkısı son derece büyüktür. Dolayısıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı her kalbi atan kişiye vergi alınacak kişi gözüyle bakmaktan vazgeçmesini talep ediyorum. Çiftçilerimiz perişan durumdadır, borçludur. Aslında devlet çiftçiye borçludur. Emekliler tenceresini kaynatamıyor. Açlık sınırının, asgari ücretin altında emekli maaşı olmaz. Böyle ülke yönetilmez. Bunları yapanlar mutlaka hesap vermelidir.”
Sayfa başına git