Bakan Nebati'nin iş dünyasıyla buluştuğu toplantıda konuşan EİB Koordinatör Başkanı Eskinazi, "Mevcut döviz kuru enflasyonla mücadelede bir başarı kazandırmıyor. Hepimiz kaybediyoruz" dedi. Öte yandan İTB Başkanı Kestelli'den de tarıma destek çağrısı geldi.
GERÇEKİZMİR - Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati İzmir'de İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Borsası ve Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) iş birliğiyle düzenlenen İzmir İş Dünyası Toplantısı’na katıldı.
Swiss Otel Büyük Efes Smyrna Salonu’nda gerçekleşen toplantıya Bakan Nebati’nin yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, milletvekilleri, iş dünyası temsilcileri ve STK başkanları da yer aldı.
Buluşmada iş dünyasının başkanlarından önemli mesajlar geldi.
"7 YAŞINDAN BERİ İŞ HAYATININ İÇİNDEYİM..."
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ise, “İhracatçılarımızın size mesajlar çok fazla. Ben 69 yaşındayım, 7 yaşından beri iş hayatının içindeyim. Hayatım ihracatla geçti ama bugünkü gibi zorlu süreçleri çok az gördüm. Her hükümet ihracata dayalı büyüme modelini benimsediğini paylaşıyor ama son zamanlarda bunun için gerekli adımları atamadığımızı gördüğüm için çok üzgünüm. Türkiye 2022 yılında 254 milyar dolar kazandıran ihracatçılar olarak gece gündüz çalışıyoruz. 2022 yılını altın yıl diye tanımlamıştık, ilk yarısı çok güzel tamamlandı. 2022 yılı ocak haziranda yüzde 20 artışla 114.4 milyar dolara çıktı, rekorlar kırdığımız o dönemlerde işlerin iyi gitmediğini dillendirmiştik. 2022 yılı üçüncü çeyreğinde artış hızı düşmeye başladı. 54.9 milyar dolara ilerleyebildi sadece. Son çeyrekte ise eksiye düştük, 58 milyar dolara geriledi. Finansmana erişimde yaşadığımız zorluklar, yüksek enflasyon ve düşük döviz kuru en büyük sorunlarımız. Mevcut döviz kuru enflasyonla mücadelede bir başarı kazandırmıyor. Hepimiz kaybediyoruz. İhracatı kösteklerken, ithalatı da arttırıyoruz. Bu tabloyu tersine çevirebiliriz. Üç soruna acil çözüm geliştirmeliyiz. Enflasyon muhasebesinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Hükümetimizden kendi programlarında bunları değiştirecek önlemler almalarını bekliyoruz. İhracat pazarları bugünden yarına kazanılmıyor, sabır ve emek istiyor. Pazarları kazanmak uzun zaman alırken kaybetmek bir günde oluyor. Bugün pazarlarımızı kaybetme riskiyle karşı karşıyayız, bizim elimizden tutun pazarlarımızı kaybetmeyelim. Bu taleplerimiz yerine getirildiği takdirde 2023 yılını kayıp yıl olmaktan kurtarabiliriz” diye konuştu.
TEMEL POLİTİKA UNSURU OLMALI
Tarım ve hayvancılığın küresel düzeyde ne denli stratejik bir değer olduğunu artık tartışmaya gerek olmadığını dile getiren İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de, “Son 2-3 yılda yaşananlar gıda güvenliğinin ve güvencesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Öncelikle yüksek tarımsal üretim potansiyelimiz ile dünyanın avantajlı ülkelerinden birisi olduğumuzu söylemek isterim. 2002 yılında tarımın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’da yüzde 12’ye yakın olan payının 2021 sonunda yüzde 5.7’ye gerilediğini görüyoruz. Tarım ve hayvancılığın milli gelirdeki payının bu denli erimesi tüm dünya için bir çarpık gelişme sorunu ve bence Türkiye pek çok ülkenin düştüğü bu hataya düşmemeli. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da tarım ve hayvancılığın payını yeniden yüzde 10’un üzerine çıkartacak her türlü adımı kararlılıkla atmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun için çağın rekabetinin getirdiği yenilikçi bir anlayışa ihtiyaç var. “Tarım 4.0” ya da “Akıllı Tarım” olarak tanımladığımız bu yeni anlayışın çok ciddi bir şekilde temel politika unsuru olması gerekiyor. Ege bölgesi gibi ülkenin en değerli hinterlandına sahibiz. Bunun anlamı şu: İzmir’e yapılan yatırımların çarpan etkisi çok daha yüksek. Bu nedenle hükümetimizin; tarımı teknolojiyle büyütme çabalarımıza desteğini artırması, kuraklıkla mücadelede sürdürülebilir çözümler üretmesi, girdi maliyetlerindeki büyük sıçramanın yarattığı tahribatı önlemesi, Dikili, Kınık ve Bayındır’da yürüttüğümüz tarıma dayalı ihtisas organize bölgelerine omuz vermesi ve finansmana erişim sıkıntısına çare olması hayati önemde. Tarımdaki sorunlar çözülmediği sürece ekonomide sorunların da çözülemeyeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.