GERÇEKİZMİR - İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından ‘Çalışma Hakkının Gaspına Hayır’ başlığı altında bir basın açıklaması yapıldı. Güvenlik soruşturması kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan 15 personelin işten çıkarılmasına tepki gösterildi.
Açıklama şu ifadeler kullanıldı:
Bu ülkenin yurttaşları olarak temel insan haklarımıza, çalışma hakkımıza dün de sahip çıktık bugün de sahip çıkacağız. Bu hukuksuzluğa her türlü koşulda ses çıkaracağız. Çalışma hakkımızın gaspına izin vermeyeceğiz.
Anayasanın 127. maddesine göre, Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkilerinin yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenmiştir, yerinden yönetim ilkesine uygun düzenlenen yerel yönetimlerde çalışan personelin Vali’nin başkanlığında toplanan kurulun teklifi ve İçişleri Bakanı’nın onayı ile kamu görevinden çıkartılması Anayasanın 127. maddesine aykırıdır. Diğer yandan bu yasal düzenleme ile masumiyet karinesinin de göz ardı edilmiştir.
696 sayılı KHK ile taşeronlarda çalıştırılan işçilerde bir sürü diğer koşul yanında devlet memurları için aranan koşullar da aranmaya başlamıştı. Merkezi idareye kadrolu geçişte 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun atama şartlarını aramak bile tartışmalıyken 657 sayılı kanun içinde tanınmamış ve tanımlanmamış belediye şirketlerine geçiş için 657 koşullarını aramanın hukuki temeli olmayan bir keyfiyet olduğunu daha önce ifade etmiştik ve demiştik ki; yıllardır kamu idareleri için çalışan ve aslında kamu idarelerinin işçisi oldukları hukuken tescil edilmiş olan işçilerin karşısına güvenlik soruşturması koşulunu dikmek hukuk dışıdır ve işçileri eleme amacını taşımaktadır.
AYM’nin güvenlik soruşturması şartını kaldıran kararına rağmen AKP’nin hukuksuzluğu sürdürdüğü bilinmektedir. İktidarın onlarca konuda olduğu gibi bu konuda da evrensel hukuk ilkelerini esas almak yerine ”ikinci sınıf vatandaş” yaratma ve kendi yurttaşları arasında en büyük ayrımcılığı kanun yoluyla yasalaştırma girişiminden hala vazgeçmemiştir.
Siyasi iktidar bir kez daha hukukun arkasından dolanmakta, sadece adayı değil birinci hatta ikinci derece yakınlarını da kapsayan fişlemeleri kapsamını daha da genişleterek sürdürmek istemektedir, kamu görevleri yönünden güvenlik soruşturması/arşiv araştırması uygulamasına gidilmesinin, demokrasi olduğu iddia edilen bir ülkede hiçbir şekilde kabul edilemez.
Şu anda da İzmir Büyükşehir Belediyesi İZENERJİ ve İZELMAN’da çalışan 15 üyemiz, hukuk dışı bir şekilde, güvenlik soruşturması bahanesiyle işinden aşından edilmiştir. Güvenlik soruşturmalarında yargı kararı ile mahkûm olup olmamalarına bakılmaksızın kişiler hakkında sübjektif değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Yargı kararı olmaksızın, keyfi olarak doğruluğu tartışılır istihbarata dayalı bilgilerle insanları işinden edemezsiniz! Cezalar şahsidir kimse yakınının veya bir akrabasının işlediği suçtan dolayı cezalandırılamaz. Kimse cezasını çektiği bir suçtan dolayı ayrımcılığa uğratılamaz. Suç işlemiş ve cezasını çekmiş olanların da çalışma hakkı gasp edilemez.
Zaten güvenlik soruşturmaları kamu görevlileri için 4045 sayılı güvenlik soruşturması kanununda düzenlenmiştir. Kendi çıkardıkları kanunu çiğneyen bir düzen içerisindeyiz. İşten atmaların yasak olduğu pandemi sürecinde kanunu çıkaranlar işten atmaları resmileştiriyor.
Güvenlik soruşturması bahanesiyle yapılan hukuksuz ve keyfi işçi kıyımına son verilsin. Her türlü hukuksal ve demokratik mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. İşten atılan tüm işçilerin yanında olmaya devam edeceğiz.