MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Emek ve Demokrasi Güçlerinden 'geç müdahale', 'kayyum' ve 'OHAL' çıkışı!
Güncel
16 Şubat 2023 Perşembe 13:10

Emek ve Demokrasi Güçlerinden 'geç müdahale', 'kayyum' ve 'OHAL' çıkışı!

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri büyük felaketle ilgili basın toplantısı düzenledi. Toplantıda bölgeye müdahale eleştirisinin yanı sıra 'kayyum atamalarını durdurun', 'OHAL'ı kaldırın' ve 'Hiç bir tırımızı AFAD'a kaptırmadık' çıkışı geldi.
Tarihin en büyük deprem felaketlerinden birini yaşayan Türkiye, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin neden olduğu yıkımla mücadeleye devam ediyor.

Süreçte deprem bölgelerindeki koordinasyon eksikliği tartışılmaya devam ederken, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de konuya ilişkin basın toplantısı düzenledi. İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleşen toplantıya DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası İzmir Şube Sekreteri Özgür Arslan, BES İzmir Şube Başkanı Mustafa Güven, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı. Kitle adına ortak açıklamayı İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz okudu. 

ANA NEDEN MÜDAHALENİN GECİKMESİ
Depremin gece ve çok soğuk bir iklimde olmasının enkaz altında kalan çok sayıda yurttaşın hayatını riske sokan faktörlerden biri olduğunu belirten Yılmaz, “Ancak burada esas; enkaz altında kalan yurttaşlarımızın çok kritik olan ilk 24-48 saat içinde kayıplarının artmasındaki ana neden, müdahalenin gecikmesidir. Daha önceki depremlerden çok büyük kayıpları azaltan, kurtarma, tedavi ve depremzedeleri hayatta tutma sürecinin organizasyonunda rol alan,  Silahlı Kuvvetler ve Kızılay gibi iki temel kamu kuruluşunun, lojistik, arama, kurtarma, istihkam, barınma,  aydınlatma, temiz su temini, açlıkla mücadele, soğukla mücadele, hijyenik ortam yaratma, yol onarımından, ulaşıma, mobil mutfaktan mobil ameliyathaneli sahra hastanelerine kadar görmekte olduğumuz ilk 24 saat örgütlenmesi bu depremde görülememiştir. Zira bu iki önemli yapı, üstelik askeri hastaneler de dahil olmak üzere, pasifize edilmiş ve içleri adeta boşaltılmıştır. Tek elden hizmet versin diye organize edilmiş AFAD ise hem bölgedeki lojistik yapılarının kaybedilmesi hem de 7 bin civarındaki çok yetersiz sayıdaki, eğitimsiz ve toplanması çok zor eleman havuzu ile bugün hala, bazı deprem alanlarına ulaşamamış görünmektedir ve Kızılay zaten sahada yoktur” dedi.

BİNLERCE VATANDAŞIMIZIN YAŞAMINA MALOLDU
Felaketin ilk günlerinde yardım götürülen yerlerde devlet kurumlarını göremediklerini vurgulayan Yılmaz, “ Depremin beşinci gününde hiçbir arama kurtarma ekibinin ulaşmadığı sokaklarda, ümitsizce enkaz altındaki yakınlarını bekleyen, elleriyle beton kütlelerini kaldırmaya, yıkıntıları kazmaya çalışan insanların acısına, çabasına ortak olduk, seslerini duyurmaya çalıştık. Depremin dokuzuncu, onuncu günlerinde hala enkaz altından sağ kalmayı başarabilmiş insanlar çıkarılırken, arama kurtarma çalışmaları göstermelik olarak çok az yerde ve sınırlı noktalarda devam etmekte ve enkazlara iş makineleriyle girilerek yaşam umutları sonlandırılmaktadır. Bir yandan arama-kurtarma faaliyetleri devam ederken, deprem bölgesinde geçici barınma alanlarının oluşturulması, hasar tespit çalışmaları, hasarlı binaların boşaltılması, yıkım işlemleri ve enkaz kaldırma çalışmalarının yürütülmesi gerekmektedir. Tüm bu çalışmalar bütününde yurttaşlarımızın yaşam hakkı, barınma, güvenlik, sağlıklı güvenli gıda ve suya erişim gibi insani ihtiyaçların yönetilmesi süreci yaşamsal öneme sahiptir. Bölgede en kritik ilk saatlerden itibaren başlayan koordinasyonsuzluk, AFAD’ın yetersizliği, gelen yardım ekiplerinin durdurulması binlerce vatandaşımızın yaşamına mal olmuştur. Geçen 9 günlük süre içerisinde durum değişmemiş, depremin acıları ve kayıpları ne yazık ki bu kurumların yapmadıkları görevleri nedeni ile çok daha büyük rakamlara ulaşmıştır” ifadelerini kullandı.

KAYYUM ATAMALARI DERHAL DURDURULMALI
Toplanan yardımlara kayyum atanmasının kabul edilebilir olmadığını dile getiren Yılmaz, “Dün Pazarcık’ta olduğu gibi kayyum atayarak el koyduğu, yardım çağrısı yapanların gözaltına alındığı bir süreçteyiz. Vatandaşın gönüllü yardımlarına, emek meslek örgütlerinin demokrasi güçlerinin topladıkları yardımlara kayyum atanmasını kabul etmiyoruz. Yardımları engelleyen kayyum atamaları derhal durdurulmalıdır. Devletin görevi yardımları durdurmak olamaz, tam aksine yardım faaliyetlerine yardımcı olması en doğal ve acil olanıdır. 3 gün boyunca vatandaşını enkaz altındayken seyirci kalan devlet ortada olmayan devlet oraya zar zor AFAD ekipleri gönderebildiğinde ilk yaptığı iş OHAL ilan etmek oldu. OHAL ilanı, yardımlara el konulması, arama kurtarma faaliyetlerinin durdurulması ve koordinasyon merkezlerine kayyum atanması ile devam eden süreçte önceliğin yaşamsal olmadığı çok açıktır. OHAL artık neredeyse haritadan silinen deprem bölgesindeki kentlerimize değil, ülkenin tümüne hepimize, bölgeye gönüllü bir şekilde yardım ulaştırmaya çalışan vicdan sahibi tüm yurttaşlara yapılmıştır. Biliyoruz. Öte yandan siyasi iktidar bugüne kadar halktan topladığı vergileri, deprem yardımlarını ne yapmıştır hesap vermelidir? Ne zaman bugüne kadar toplanan Deprem vergileri, birçok bakanlıktan fazla bütçesi olan Sarayın bütçesi bölge halkının hizmetine açılacaktır” şeklinde konuştu.

OHAL İLANI KALDIRILMALI
OHAL kararının kaldırılması ve bölgenin afet alanı ilan edilmesi için çağrı yapan Yılmaz, “Tüm ülkede, tarım alanlarını imara açarak hem gıda kaynaklarımızı yok ettiniz hem de canlarımızı yitirmemize sebep oldunuz. İmar barışı adı altında, kaçak, ruhsatsız yapıları, iflasına sebep olduğunuz ülke ekonomisine üç kuruşluk kaynak sağlamak için legal hale getirdiniz. Üstelik bu aymazlığı bir müjde gibi sundunuz, reklam kampanyalarıyla duyurdunuz. Deprem bölgesinde, sivil ve üniformalı kişilerce, insanlığa karşı bir suç olan işkencenin, kötü muamelenin hesabını sorduğunuza, şüpheliler hakkında adli sürecin başladığına ilişkin bilgi sunmadınız. Deprem mağduru sığınmacıları ve mültecileri hem bölgede, hem de zorluklarla ulaştıkları kentlerde yok saydınız, kamu hizmetlerinden yararlandırmadınız, yardımları esirgediniz. Gerçeklerin dile getirildiği sosyal medya ağlarını engelleyerek, düşünce özgürlüğünün ayrılmaz parçası olan ifade özgürlüğünün önüne set çektiniz, enkaz altında konumlarını iletmeye çalışan yüzlerce kişinin ölümüne sebep oldunuz. 20 yıldan fazla süredir iktidarda olan siyasi erk, bu noktada, tüm devlet yapılarının içini boşaltmış ve bu nedenle de yurttaş böyle bir doğal afette devletsiz kaldığını görmüş ve anlamıştır. Bu büyük felaketin altından bizler ülkemizin insanı, aralarındaki yardımlaşma ile kalkacaktır. Enkazın altından Türkiye Cumhuriyeti Devletini de çıkaracak ve yeniden inşa edecek, demokratik laik, hukuk devletini tekrar tesis edecektir. Ama 20 yıldır devletin içini boşaltanları ve yurttaşlarımızı, ölüme ve sakatlığa ve tüm ülkeyi hazin bir çöküşe götürenleri asla affetmeyecektir. OHAL ilanı kaldırılmalı, bölge afet alanı ilan edilmelidir. AFAD tarafından kayyum yoluyla el konulan yardımlar ilgili kuruluşlara geri verilmeli, gönüllü kuruluşların yardım faaliyetlerine yapılan tüm engellemeler kaldırılmalıdır. Enkazlardaki deliller devlet eliyle yok edilmemelidir, çünkü hesap soracağız. Tüm bu acıların yaşanmasına sebep olan, gözünü daha fazla kazanç daha çok kâr hırsı bürümüş müteahhitlerden, denetim görevlerini yerine getirmeyen kamu görevlilerinden, rant düzeninin mimarı olan siyasal iktidarın temsilcilerinden hesap sorulacaktır” açıklamasını yaptı. 

ÜÇ ŞEYDEN BAHSEDECEĞİM...
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise, “Bugün bölgede 20 bin belediye işçisi çalışmakta. Pandemide de aynı görevi yapmışlardı. Bizim için en büyük kayıp oradaki örgütlü üyelerimizin kaybı. 700 ila bin arasındaki üyemizin hayatını kaybettiğini ifade etmek istiyorum. Fazla bir şey söylemeyeceğim, üç şeyden bahsedeceğim. Kapitalizm, kar hırsına insanlarımızı kurban etti. Faşizm, orada şiddet ve işkence uygulayarak baskı oluşturdu. Dün de popülizmle, bizim vergilerimizle toplanan paralarla televizyonda şov yapıldı” dedi.

HİÇBİR TIR’IMIZI AFAD’A KAPTIRMADIK!
AFAD tarafından bölgeye giden bazı yardım TIR’larına el konuşmasına tepki gösteren TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Aykut Akdemir de, “İzmir’den giden hiçbir TIR’ımızı AFAD’a kaptırmadık. Gelsinler İzmir’den giden TIR’lara el koysunlar! Bu halk dayanışmaya devam edecek. Resmi rakamlara inanmayın. İktidarın hızlı bir şekilde hiçbir kurala uymadan enkaz kaldırmaya başlamasına rağmen arkadaşlarımız gerekli müdahaleyi yapmaya çalışıyorlar. Hem İzmir’e gelecek halkla hem de bölgedeki dostlarımızla dayanışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir