Yazar ve senarist Emrah Serbes, bir arkadaşıyla birlikte Bodrum’a giderken 22 Eylül 2017’de İzmir Torbalı’da bir araca arkadan çarpmış ve araçtaki Ayhan Özçelik, eşi Nilgün Özçelik ve kızları Zeynep Özçelik (16) hayatını kaybetmişti. Kazadan sonra Serbes’in yanındaki arkadaşı Kenan Doğru, direksiyonda kendisinin olduğunu belirterek teslim oldu. Ancak daha sonra direksiyon başında Serbes’in olduğu ortaya çıktı. Kazadan yaklaşık bir hafta sonra Serbes sosyal medyada bir mektup yayımlayarak suçunu itiraf etti.
T TİPİNE KOYDULAR
“Psikolojim iyi olmadığı için o an üstlenmedim. Kendimi hapse hazırlamak için psikiyatri kliniğe yattım. Alkol yoktu” diyen Serbes, 28 Eylül 2017’de tutuklandı. Araçta yapılan incelemede, içki şişeleri bulunmuştu. Tutuklandığı gün “Benim adım Emrah Serbes, sonunda T yok” ifadelerini kullanan Serbes, Menemen T Tipi Cezaevi’ne konuldu. Serbes’in kazadan sonra yattığı klinikteki muayenesinde1.25 promil alkollü olduğu da ortaya çıktı. Serbes ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak’ suçundan 22.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandı. Arkadaşı Kenan Doğru için de suç üstlenmekten 2 yıla kadar hapis cezası istendi. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama neticesinde Serbes, 13 yıl 4 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
GEREKÇESİ EĞİTİM
Ceza İnfaz Kanunu’nun yönetmeliğine göre Serbes’in mahkûm edildiği suçtan ceza alanlar, cezalarının 10’da 1’i infaz edildikten sonra koşullu salıverilmelerine 7 yıl kala açık cezaevine geçebiliyor. Bunun için kanunda ve yönetmelikte öngörülen şartları yerine getirmiş olmak gerekiyor. Cezaevi idareleri mahkûmların dosyalarını hazırlayarak ilgili savcılıklara gönderiyor, incelemenin ardından da açık cezaevine geçiş için gerekli onay veriliyor. Serbes’in geçişi de bu kapsamda oldu. Menemen’deki açık cezaevinde kalan Serbes, daha sonra ‘eğitim’ gerekçesiyle Silivri’ye nakledildi.
EMRAH SERBES KİMDİR?
Emrah Serbes, 27 Ocak 1981’de Yalova’da doğdu. Ankara Üniversitesi, Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi, Tiyatro Teoremi ve Tarihi Anabilim Dalı Bölümü’nü bitirdi. Zaman zaman Birgün gazetesi için söyleşiler yaptı, Radikal 2 için tiyatro eleştirileri yazdı. Hayvan dergisinin Ankara temsilciliğini yaptı. Bu dergide Ahmet İnam ve Cengiz Güleç ile düzenli olarak gerçekleştirdiği sohbetleri “Şen Profesörler: Metaforla Saadet Olmaz” (Say Yayınları, 2006) adıyla kitaplaştırdı. “Her Temas İz Bırakır” adlı ilk romanı çıktı. “Son Hafriyat” isimli ikinci romanı Şubat 2008’de çıktı. Ayrıca “Her Temas İz Bırakır” romanı Almanca’ya çevrildi. Yazarın ilk öykü kitabı “Erken Kaybedenler”, Haziran 2009 itibariyle raflardaki yerini aldı. Behzat Ç. adlı polisiye dizisinin 10 bölümde senaristliği yaptı. 2011’de vizyona giren “Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm” filminin de senaristliğini üstlendi. “Hikâyem Paramparça”da ise aforizmalar ve hayata dair düşüncelerini okurlarına aktarmaktadır. Son olarak 2014’te “Deliduman” adlı kitabı yayımlandı. (Hürriyet)