İzmir Devlet Opera ve Balesinde bale sanatçısı ve koreograf Banu Dağcıoğlu Türkeli'nin öncülüğünde 2013'te başlatılan "Tekerlekli Sandalye Dans Projesi", engelli gençleri sanatla buluşturmayı sürdürüyor.
Banu Dağcıoğlu Türkeli, 2013 yılında "topluma ilham veren sanatçılar yetiştirmek ve ortopedik farklılığı olan gençleri sanatla buluşturmak" amacıyla proje başlattı. Proje kapsamında oluşturulan dans topluluğuna bugüne kadar çoğunluğu ortopedik engelli 40'a yakın dansçı katkı verdi.
Çalışmalarına Konak ve İzmir Büyükşehir belediyelerinin destekleriyle Kültürpark Evlendirme Dairesi'nde devam eden topluluk üyeleri, engellilere yönelik farkındalığı artırmak amacıyla özellikle çocuk izleyicilere yönelik okullarda ücretsiz gösteriler düzenliyor.
Topluluk üyeleri, yurt içi ve dışında yarışmalara da katılıyor. Üyelerden Yasemin Uğurcan, son olarak 29 Temmuz'da Gürcistan'daki 6. Iveria Diamond Uluslararası Müzik ve Dans Festivali kapsamında düzenlenen yarışmada birincilik, Mehmet Arık-Ece Nazire Tunca ikilisi de "Grand Prix" ödülü kazandı.
"Rol model olmaya, çalışıyoruz"
Proje ekibinde dansçı ve koordinatör olarak görev alan ortopedik engelli Mehmet Arık, AA muhabirine, daha çok okullarda çocuklara yönelik etkinliklere katıldıklarını söyledi.
Çocuklara dansla "çevresindeki sorunlar karşısında çözümün bir parçası olmayı" anlattıklarını dile getiren Arık, "Biz bunun için biraz rol model olmaya, bu yolları göstermeye çalışıyoruz. Dans edilebildiğini, spor yapılabildiğini, sanat yapılabildiğini gösteriyoruz." dedi.
Tekerlekli sandalyeyi danslarında kullandıkları bir aksesuar olarak gördüklerini kaydeden Arık, "Biz burada dans ediyoruz, sanat yapıyoruz. Tekerlekli sandalyede de bunun olabileceğini göstermeye çalışıyoruz. Yani sandalyenin bizim için sadece bir aksesuardan ibaret olduğunu ve bununla dans da edilebileceğini gösteriyoruz." ifadelerini kullandı.
Her davete ücretsiz katılmaya çalıştıklarını belirten Arık, tek isteklerinin kendilerine ulaşım imkanlarının sağlanması olduğunu kaydetti.
"Herkese sanatla uğraşmayı öneriyorum"
Projede 5 yıldır yer alan 42 yaşındaki ortopedik engelli Yasemin Uğurcan, gruptaki dansçı arkadaşının tavsiyesiyle provalara katıldığını ve bir daha topluluğu bırakamadığını anlattı.
Farkındalık yaratmak amacıyla dans gösterileri yaptıklarını belirten Uğurcan, "Dans benim için müziğin hissettirdiği duyguları ifade etme yolu." dedi.
Projede herkesin gönüllü yer aldığını dile getiren Uğurcan, "Sevdiğiniz bir şey yaptığınızda yorulmuyorsunuz. O yüzden hiç yorucu değil. İnsanlara sanatın herhangi bir dalıyla uğraşmalarını öneriyorum, özellikle de çocuklara." diye konuştu.
"Çok etkilendim, işin parçası olmayı istedim"
Grup üyelerinden 21 yaşındaki Ece Nazire Tunca, 9 yıldır dans ettiğini, konservatuvarda öğrenci olduğunu belirtti.
Engelli olmamasına karşın projede yer almayı çok istediğini söyleyen Tunca, "Projenin temsilini izlemeye gitmiştim ve orada gerçekten bu ekibin içinde olmak, bu işin bir parçası olmak istedim. Ben de dans etmek, bir şeyler öğrenmek istedim. Öyle olunca öğretmenime rica ettim. Beni de bu ekibe seve seve dahil etti." dedi.
Tunca, uluslararası bir alanda ülke adına ödül almanın mutluluğunu ekip olarak yaşadıklarını kaydederek, "Bu projenin konusu açıldığında benim gerçekten söyleyecek sözüm çok kalmıyor. Tek diyeceğim şey, gelin izleyin, bizim duygularımıza ortak olmanızı çok istiyorum." ifadelerini kullandı. (AA)