İzmir’de yaşayan Mustafa Çetin, doğuştan serebral palsi hastası olduğu için ellerini ve ayaklarını kullanamadığından hayatını tekerlekli sandalyede geçiriyor. Aynı zamanda konuşamayan Mustafa Çetin, geçen yıllarda tesadüfen boccia sporu ile tanıştı. Bu sporu seven ve takıma katılmak isteyen Mustafa Çetin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Engelsiz İzmir projesi kapsamında kurduğu Boccia Takımı’na dahil oldu. Yaşadığı heyecanı anlatan Çetin, ablası Feride Çetin'i de arkasından sürükledi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Resim Öğretmenliği bölümünü bitiren Çetin, hayallerinin peşinden değil, kardeşinin peşinden gitti. Önce onun yanında gönüllü olarak derslere katılan Feride Çetin, daha sonra Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Boccai Antrenörlüğü kursuna katıldı. Antrenör olan Çetin, gönüllü olarak katıldığı dersleri bu kez antrenör olarak sürdürmeye başladı.
OYUNU ÖZEL BİR APARAT İLE OYNUYOR
Feride Çetin, en ağır engel grubunun oynayabildiği tek spor olduğunu belirttiği boccia ile ilgili şunları söyledi:
"Sporcularımız ellerini kullanamıyor olabilirler. Ellerini kullanamayan sporcularımız ayakları ile topları atıyor. Hem ellerini, hem de ayaklarını kullanamayan sporcularımız başlık dediğimiz aparatlar ile topları serbest bırakırlar. Bireysel, çiftler ve takım halinde oynanabiliyor. Bireye toplamda 6’şar top veriliyor. Onlar da hedef top dediğimiz topa, attıkları topları ulaştırmaya çalışıyorlar. Set sonunda puanlar toplanıp, kazanan belli olur."
Ellerini ve ayaklarını kullanamayan sporcular için özel aparatlar geliştirildiğini de belirten Çetin, "Takımımızda kas hastası bir sporcu ile kardeşim Çetin, ellerini ve ayaklarını kullanamıyor. Onlar başlıkla ve rampa dediğimiz aparatlarla topları serbest bırak oyunu oynuyorlar."
'KALBİMİZLE BİNLERCE CÜMLE KURUYORUZ'
2015 yılından bu yana takımla birlikte olduğunu anlatan Feride Çetin, maçlarda gözlerle anlaştıklarını belirterek, "Sporcuların birçoğu konuşamıyor. Konuşsalar da sadece aileleri anlayabiliyor. Biz konuşmadan sadece gözlerimizle, kalplerimizle, yüreklerimizle binlerce cümle kuruyoruz. Onlar bize bir sürü şey anlatıyorlar ama konuşmuyorlar. Maçlarda ben onların eli kolu oluyorum. Onlar da benim gözüm ve kulağım oluyor. Maçlara öyle çıkıyoruz" diye konuştu.
Kardeşinin de aralarında bulunduğu takımı çalıştırırken farklı duygular içerisine girdiğini anlatan Feride Çetin, "Kardeşimin olduğu takımı çalıştırmak belki işimin en zor kısmıydı başlarda. Ama hep profesyonelce davranmaya çalıştım, çünkü kardeşimle aynı kaderi yaşayan birçok kişi var burada. Ayrımcılık yapmak bana göre vicdansızlık olur. Hepsi aynı kaderi yaşıyor, birinin diğerinden farkı yok. O nedenle asla ayrımcılık yapmıyorum, yapmamaya çalışıyorum. Zor ama, en iyisini yapmaya çalışıyorum" ifadelerini kullandı.
BİRÇOK BAŞARIYA İMZA ATTI
Bu sporun en ağır engel gruplarının oynayabildiği tek spor olduğunu ifade eden Ferda Çetin, "Vücutlarının hiçbir uzuvlarını kullanamıyor olabilirler, ama bu bizim için sorun değil. Sadece oyun ve strateji kuruyor olmaları, bu sporu yapabilmeleri için yeterli" dedi.
2015 yılından bu yana resmi olarak her yıl Türkiye Şampiyonası'nın düzenlendiğini ve takımın da her yıl buna katıldığını ifade eden Çetin, "Şu anda milli takıma 9 sporcu göndererek Türkiye’nin en başarılı takımıyız. 2015’ten bu yana her yıl takım birincisi olduk. Çiftlerde birinciliğimiz, ikinciliğimiz var. Bireysel birçok derecemiz var. Mustafa da başarılı bir milli takım sporcusu. İlk yurt dışı deneyiminde Türkiye’ye bireyselde birincilik kupası ile döndü. İtalya’da da yarıştık. Oradan da çiftlerde bronz madalya ile döndük. Mustafa normal hayatta kolay kolay konsantre olamaz. Ama bu oyunu oynarken çok dikkatli" diye konuştu.
Çetin, kardeşi ile birlikte büyüdüğünü de vurgulayarak, "Elimde eğer bir güç olsaydı, size Mustafa’nın bu spora başlamadan önceki hayatını ve şimdiki hayatını göstermeyi isterdim, çünkü gerçekten müthiş bir değişim" dedi. (DHA)