Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 76. Genel Kurul görüşmeleri için bulunduğu New York'ta Amerikan CBS televizyon kanalına verdiği mülakatta, Afganistan'daki gelişmeler ve Türkiye-ABD ilişkileri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Face the Nation" programı sunucusu Margaret Brennan’ın sorularını yanıtladı.
"ABD’nin Afganistan’dan ayrılmasının bölgeyi daha emniyetsiz hale getirdiğini düşünüyor musunuz?" sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevapladı:
"20 yıldır Amerika'nın burada kalışıyla bölge güvenli bir hale gelmedi ki. Tam aksine, bölge her geçen gün ciddi manada kan kaybetti. Biz burada bine yakın elemanımızla havalimanının korunması konusunda görev icra ettik. Bize en sonunda havalimanının korunması teklifi geldiğinde Brüksel’de Sayın (Joe) Biden'la bunları konuştuk. Bizim böyle bir görevi üstlenebileceğimizi kendilerine söylediğimde, 'Üç şeyi de isteriz' dedim. Bunun birisi lojistik destek. Lojistik destekten talebimiz, idari ve malidir. Bir diğer adım da özellikle şu an ellerinde bulunan silah, mühimmat vesaire bunların Türkiye'ye devridir ama öyle şeyler oldu ki tam aksine (Hamid) Karzai Havalimanı'ndaki tüm silahların mühimmatların, araçların hepsi Taliban'a verildi. Şu anda da Taliban orada Amerika'nın silahlarıyla hareket ediyor. Bu gerçekleri de tabii görmek gerekir. Fakat biz bazı şeylere de alıştık. Aynı şekilde Türkiye'ye saldıran terör örgütleri de maalesef Amerika'dan çok ciddi silah, mühimmat desteği aldı. Bu, geçmiş hükümette de aynı şekilde oldu, şu anda da aynı şekilde oluyor. Öncelikle PKK/YPG/PYD terör örgütlerine bu tür silah desteklerinin verilmemesi gerekir."
ABD Başkanı Joe Biden ile haziranda yaptığı görüşme esnasında mevkidaşını Afganistan'daki potansiyel problemler konusunda uyarıp uyarmadığının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim Brüksel’de konuştuğumuz şeyler daha çok, havalimanı konusu olmuştur. Havalimanı konusuyla ilgili gerekli soruları kendilerine yönelttim. ‘Eğer bizim orada olmamızı istiyorsanız özellikle lojistik desteklerin verilmesi lazım, idari ve mali noktada gerekli desteklerin verilmesi lazım. Biz de bir NATO ortağı olarak sizinle burada müşterek hareket edelim.’ dedim." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siz de ABD gibi NATO’nun bir parçasısınız. Rusya, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemlerini satın almaya devam etmeyi planladığını söylüyor. Neden buna devam ediyorsunuz? Biden sizden durmanızı istedi mi?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Ben Başkan Biden'a gerekenlerin hepsini söyledim. Şimdi de söyleyeyim; bakın biz F-35 uçaklarını aldık ve 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık. Fakat bizim bu 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptığımız uçaklarımızı Amerika bize teslim etmedi. Patriotlar noktasında bunları istedik, maalesef bu konuda da yine aynı şekilde bize Patriot vermedi. Sayın Trump’ın döneminde de bunları görüştüğümüzde, konuştuğumuzda Sayın (Donald) Trump şunu söyledi; 'F-35’ler için 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yapan Türkiye’ye F-35'leri niçin vermiyoruz?' Bunu dünya basınının önünde söyledi. Peki şu anda benim bu 5 tane uçağım niye verilmiyor? Bu parayı ben ödedim. Ödediğim para ortada."
ABD'YE "BENİM BİR BAŞKA ÜLKEDEN ALACAĞIM HERHANGİ BİR SAVUNMA SİSTEMİNE MÜDAHALE EDEMEZSİNİZ" MESAJI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin S-400 alımı karşısında ABD'nin tutumuna ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ona karışamaz. Siz bana Patriot vermezseniz, savunma noktasında benim bir başka ülkeden alacağım herhangi bir savunma sistemine müdahale edemezsiniz. Bakın bu konuda NATO Genel Sekreteri (Jens) Stoltenberg gayet güzel bir açıklama yaptı; 'Biz ortaklarımızın kimden, nereden, ne kadar herhangi bir sistem satın aldığına müdahale edemeyiz.' dedi. Kim bu? Stoltenberg; NATO’nun Genel Sekreteri. Buyurun, gerçek ortada. Kimse kusura bakmasın. Ben de şunu söyleyeceğim; Türkiye’nin güvenlik riskini kim paylaşacak? Türkiye, kendi güvenlik riskini kendisi temin edemezse, acaba birilerinin eline avucuna mı bakacak? Sen bana Patriot vermeyeceksin, benim hangi ülkeden, hangi savunma sistemini aldığıma da müdahale edeceksin! Öyle bir şey olamaz."
Sadece hava kuvvetlerinin bu işe yetmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savunma sistemleri farklıdır, hava kuvvetleri farklıdır. Çünkü şu anda hava kuvvetleri noktasında da yarın Amerika’nın F-16’ların devamını sürdüreceğine, benim elimde bir garanti var mı? Böyle bir garanti de olmayacağına göre belki o zaman biz çok daha farklı adımları da atmak zorunda kalacağız." dedi.
"TÜRKİYE, KENDİ SAVUNMA NOKTASINDAKİ BÜTÜN KARARLILIĞINI ORTAYA KOYACAKTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan sonraki dönemde de kimse bizim savunma sistemleri noktasında hangi ülkeden ne kadar ne alacağımıza müdahale edemez. Bunun kararını verecek olan biziz. Şu anda 84 milyon nüfusa sahip bir ülke olan Türkiye, kendi savunma noktasındaki bütün kararlılığını ortaya koyacaktır. Bu kararına da kimse müdahale edemez." diye konuştu.
Sunucunun "Bu, yanıtın 'evet' olduğu gibi anlaşılıyor." yorumu üzerine ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne demek… Tabi ki evet." dedi.
"ORTA DOĞU’DA NE YAPACAĞIMIZIN KARARINI BİZ VERİRİZ"
"Amerikan halkı ABD'nin Orta Doğu'da askeri dahli olmasına siyasi irade göstermediğine karar verdi. Bu sizin ve ülkeniz için ne anlama geliyor?" sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevapladı:
"Bu, Amerika'nın kendi takdiridir, bunu biz belirleyemeyiz. Orta Doğu'da ne yapacağımızın kararını biz veririz. Ben sadece bir şey söylüyorum. Amerika NATO ülkesidir, Türkiye NATO ülkesidir. Amerika, bölgedeki PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleriyle beraber mi hareket edecek yoksa NATO'da beraber olduğu dostuyla, Türkiye'yle beraber mi hareket edecek? Bunun kararını vermesi lazım. Ben ikincisini tercih ediyorum."
"BEN HER ZAMAN AMERİKA’DAKİ LİDER DOSTLARIMA PKK, PYD, YPG TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI DURUŞUMUZU ANLATTIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biden yönetimi size Suriye ve Irak'taki müttefiklerine yönelik politikasında değişikliğe gitme niyetinde olduğunu söyledi mi?" şeklindeki soru üzerine, "Bu konulara girme fırsatımız olmadı, çünkü üzerinde durduğumuz konu ağırlıklı olarak Afganistan'dı. Ama ben her zaman Amerika'daki lider dostlarıma PKK, PYD, YPG terör örgütlerine karşı duruşumuzu anlattım. Bunu Trump döneminde de yaşadık. Dedik ki 'Bunların Türkiye’ye taşıdıkları binlerce tır silahı, mühimmatı ne yapacaksınız?' Olumlu cevap alamadık." dedi.
"Suriye'deki 900 ABD askerinin kalmasını mı yoksa gitmesini mi istiyorsunuz?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabi ki benim burada tasarrufum olursa Suriye'den çıkmalarıdır, Irak'tan çıkmalarıdır. Afganistan'dan çıktıkları gibi çıkmalarıdır. Çünkü eğer dünyada biz barışa hizmet etmeyi istiyorsak barış için o bölgelerde kalmanın hiçbir anlamı yok. Bırakalım o bölge halkı, o bölgedeki yönetim kararını kendisi versin." diye konuştu.
"PUTİN'LE BUNLARI ZATEN KONUŞUYORUZ"
"Suriye için araya girilmesini Türkiye'ye mi bıraksınlar?" sorusunu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir defa şunu çok açık net söyleyeyim, biz istenmediğimiz yerde durmayız, istenmediğimiz yerde bulunmayız. Bakın biz şu anda Suriye'de 100 bin briket ev inşa ediyoruz. Evlerinden barklarından tamamıyla kovulmuş olan aileler için bunları biz inşa ediyoruz. Acaba diğer ülkeler ne yapıyor? Bu önemli." diye cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin'le bunun hakkında mı konuşacaksınız?" sorusunu, "Biz bunları zaten Putin'le konuşuyoruz." şeklinde yanıtladı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temenni ederim ki Amerika, Rusya, İran ve Türkiye, Suriye'de de Irak'ta da bu bölge insanlarının huzuru için bir çalışma içerisinde olsunlar." diye konuştu.