MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Erdoğan: Artık bu yanlış tabuların yıkılması lazım
Güncel
4 Ekim 2018 Perşembe 15:12

Erdoğan: Artık bu yanlış tabuların yıkılması lazım

Din görevlilerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Camilere kadınlar giremez diye bir ayet mi, bir hadis mi var? Ben ne okudum ne gördüm ne duydum ne biliyorum. Artık bu yanlış tabuların yıkılması lazım' dedi. Terörle mücadelede kararlılık vurgusu da yapan Erdoğan, 'Şehitlerimizin, gazilerimizin kanlarını yerde bırakmayacağız" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla din görevlileri ile bir araya geldiği toplantıda konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

''Bugün Batman'da 7 askerimizin şehadetini anmadan geçemeyeceğim. Bu 7 şehidimizin ruhları için birer Fatiha okuyalım. Aynı zamanda tüm şehitlerimiz için. Bu mücadeleyi hiç aksatmadan kararlılıkla sürdürüyoruz sürdüreceğiz. Terörle mücadelemizi hiç aksatmadan kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Şehitlerimizin, gazilerimizin kanlarını yerde bırakmayacağız. Bu olaylar bizim hırsımızı da özellikle düşmanımıza karşı olan kinimizi de daha da fazlasıyla artırmaktadır. Bunu da bilmelerini tekrar hatırlatıyorum. Az önce televizyonda açılışını yaptığımız Köln Camii ile ilgili oradan yayın yaptılar. Almanya'daki özellikle Almanlar bu camimizi yoğun bir şekilde ziyaret ediyorlarmış. Gerçekten mutlu oldum.

''140 BİN KİŞİLİK BİR ORDU''

140 bin kişilik bir ordu. Bu asla hafife alınamaz. Acaba biz inancımızı bu ülkede yaşamak ve yaşatmakta niye başarılı değiliz sorusunu kendimize sormamız lazım diye düşünüyorum. Bu konuda kendimizi check etmemiz lazım. Bir yerde bir eksiğimiz var. 140 bin kişilik böyle bir ordunun olduğu yerde içinizde hayırlı bir topluluk çıksın hayrı güzeli tebliğ etsin. Şimdi bu tebliğler yapıldığı halde acaba neden beklediğimiz neticeyi alamıyoruz? Öyleyse daha fazla çalışmamız lazım. Çocukluğuma gittim mahallemizde mahallede halkın en çok güvendiği kimlerdir diye sorduğumuzda imamdır muhtardır... Şimdi bu bağlar niye koptu? Bu bağları yeniden tesis edemez miyiz? 140 bin kişilik ordu ülkemizin çehresini değiştirmelidir diye düşünüyorum. Siz gönüllerin fatihi olmanız gerektiği için bunu söylüyorum. Cuma hutbelerimizde günde 5 vakit namazlarımızda düşünmemiz lazım acaba arkamda niye cemaat yok? Bunların üzerinde düşünmemiz lazım.

''BU MİLLETİN ER VEYA GEÇ SIĞINACAĞI EN ÖNEMLİ YER CAMİLERİMİZDİR''

Hanım hocaların bulundukları mahallelerin anneleriyle ilişkilerini geliştirmesi lazım. Sadece maaşımı alayım önümdeki 20-30 kız öğrenciye ders vereyim bunlar yeterli değil. İmam efendi müezzin efendi camiyi günde 5 vakit kapıyı aç kapa bu anlayışla değil daha hassas camilerin kapısı namaz dışında kapatılmalı mı kapatılmamalı mı? Bu soruyu sormamız lazım. Bu milletin er veya geç sığınacağı en önemli yer camilerimizdir. Bunu sevdirmemiz başarmamız onlar da sizin göreviniz. Biz de üzerimize düşeni yapacağız.

''ARTIK BU YANLIŞ TABULARIN YIKILMASI LAZIM''

Almanya'daki konuşmamda kadınlar camiye gelmelidir diye orada konuşmamda değindim bugün de Türkiye'de üst düzey yönetici hanımefendi bundan çok mutlu olduğunu Anadolu'da cenaze sebebiyle bir merasime katıldım bizi camiye sokmadılar dedi. Ben bayan arkadaşlarla beraber caminin dışında bir yerde birlikte namaza iştirak ettik dedi. Çok ilginçtir. Hala bu çirkin geleneklerle bunları İslam diye gösteren zihniyetler var. Bizim bunlardan kurtulmamız lazım. Camilere kadınlar giremez diye bir ayet mi, bir hadis mi var? Ben ne okudum ne gördüm ne duydum ne biliyorum. Bana hocalarım böyle bir şey öğretmediler. Peki kim, hangi kafayla bunu yapıyor? Artık bu yanlış tabuların yıkılması lazım. Bunu başta Diyanet İşleri Başkanımın yürütmesi lazım. Çok garip şeylerle karşı karşıya kaldık. Bugün huzurlarınızda bir Diyanet İşleri Başkan Yardımcımız hanım hocamız varsa bu tabloları yıkmaya başladığımızın alametidir. Ecdadımıza bile baktığımız zaman caminin balkonlarında hep o kafesler vardır. Bazı şeyleri göze almaya mecburuz. Ya biz alacağız ya da diyanet işleri başkanım alacak. Eğer biz konuşmazsak birileri çıkıyor onlar konuşmaya başlıyor onlar konuşmaya başlayınca meydan onlara kalıyor. Bütün hocalarıma söylüyorum eğer yanlışım varsa beni de uyarın diyorum. Biz şu anda çocuklarımızın ayaklarını camilere alıştıracağız, hanımların aynı şekilde ayaklarını camilerimize alıştıracağız ve böylece, cami Müslümanların cem olduğu yerdir, bunu bu şekilde ilan edeceğiz.

KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ

Şimdi çıkmış ezandan Kur'an'dan bahsediyor. Sen ne anlarsın ezandan Kur'an'dan? Sadece milleti aldatmak için bir taraftan ezan Kur'an diyeceksin. Onunla onu bir araya getirme. Zaman zaman cenaze namazlarında görünme suretiyle bu milleti aldatmaya kalkma. Bu kadar güçlü parti olacaksın kapatılmakla karşı karşıya kalacaksın. Bunu yaşadık. Camilerin ahırlara çevrildiği belgeleri elimizde var. Şiire bak 'Ey Samsun'da karaya çıkan ilah merhaba.' Gidip abuk sabuk ifadelerle Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'in istismar edildiği dönemlere de tanıklık ettik.

''TEKNOLOJİK İMKANLAR İNSANİ İLİŞKİLERİMİZE BÜYÜK ZARARLAR VERİYOR''

Teknolojik imkanlar insani ilişkilerimize büyük zararlar veriyor. Bir çoğumuzun televizyona telefona ayırdığı zaman eşine anne babasına ayırdığı zamanı aşabiliyor. Dini yaşantımız da bu süreçten etkileniyor. FETÖ ve DEAŞ gibi yapıların topluma sirayet edebilmesinin nedeni, manevi boşlukların ilgili kurumlarımız tarafından doldurulamamasıdır.

''CAMİLERİMİZ SÜREKLİ AÇIK KALMALI''

Camileri, sadece namaz kılınıp dağıldığımız bir ibadet mekanına dönüştürmek ona yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir. Onun için diyorum, camilerimiz sürekli açık kalmalı. Çocuklarımızın neşesiyle, gençlerimizin heyecanıyla, pirifanilerimizin tecrübesiyle, kadınlarımızın nezaket ve becerisiyle dolmayan bir cami benim gözümde boştur. Din görevlilerimiz ne suretle olursa olsun, ötekileştirici, insanımızın bir kesimini dışlayıcı ifadelerden uzak durmalıdır. Vaaz ve hutbe dilimizin gençlerimizin anlayacağı şekilde güncellenmesi, yenilenmesi, daha rafine hale getirilmesi gerekiyor.

DİYANET PERSONELİNE SOSYAL MEDYA UYARISI

Son yıllardan birçok provokasyonun sosyal medya üzerinden yapıldığını görüyoruz. Özellikle diyanet personelimizin kendilerini sosyal medyanın girdabına kaptırmamaları gerekiyor.''

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir