Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Eskiden beri yaşanan ancak son zamanlarda giderek daha sık kulağına gelmeye başlayan, kendisini son derece rahatsız eden bir hususu bugün paylaşmak istediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bürokrasi başta olmak üzere, pek çok yerde, nerede işinin altından kalkamayan, nerede tembellik yapan, nerede sorumluluğunun yükünü taşımayan biri varsa, hemen şu tarz ifadelerle işin içinden sıyrılmaya çalışıyor: 'Beyefendi böyle istiyor' veya 'Cumhurbaşkanımız böyle istiyor' veya 'Külliye böyle istiyor.' Bu yöntemin basit bir bürokratik işlemden, herhangi bir yatırımın detaylarıyla ilgili tercihlere, ömrümde hiç görmediğim, tanışmadığım insanların taltifi veya tasfiyesine kadar her konuda kullanıldığı anlaşılıyor" diye konuştu.
"Bunun ispatı var mı? Benim ağzımdan çıkan böyle bir söz var mı?" diye soran Erdoğan, daha önce medyada, özellikle sosyal medyada kendisi adına ahkam kesenlerle ilgili rahatsızlığını belirttiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer ben birisine bir şey söyleyeceksem, bir konuda tavır koyacaksam, bir irade beyan edeceksem, kimseyi aracı kılmaya ihtiyacım yok, bunu bizzat kendim yaparım. Bırakınız Türkiye'yi, dünyada bu konuda açık yürekli, kararlı liderleri az görürsünüz. Bu kadar net" dedi.
"SİNSİ TİPLERDEN, RİYAKARLARDAN OLMADIK"
Kafasında kırk tilki dolaştırıp kırkının da kuyruklarını birbirlerine değdirmeyen sinsi tiplerden, ağzından çıkan ile gönlünden geçen başka olan riyakardan hiçbir zaman olmadıklarını, olmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, bunu böyle bilinmesini istedi.
Türkiye'nin ve milletin tüm meselelerini, tüm dertlerini, sıkıntılarını, beklentilerini konuşup, tartışıp, sırtlanıp, Allah'ın izniyle hepsinin üstesinden geleceklerini ifade eden Erdoğan, bunu yaparken eski Türkiye siyasetinin çirkin yöntemlerinin hiçbirine ihtiyaçlarının olmadığını bildirdi.
AK Parti'nin Türkiye'ye sadece çok büyük hizmetler, çok büyük yatırımlar kazandırmakla kalmadığına, aynı zamanda siyaset anlayışını ve dilini de kökten değiştirdiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, millet ile aralarına kimseyi sokmamak için yeri geldiğinde medyaya, yeri geldiğine bürokrasiye, yeri geldiğinde yedi düvele meydan okuduklarını, çekinmediklerini anlattı.
"BENİM GÖZÜMDE BAŞARISIZ KİŞİDİR"
Şimdi birilerinin çıkıp bu tarz ifadelerle milletile aralarına girmelerine izin veremeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bana göre bu tavır, yani; 'beyefendi, Cumhurbaşkanı böyle istiyor' sözü, adeta bürokratik oligarşinin yeni bir şifresi haline dönüşmüştür. Sorun çözme makamında oturduğu halde, kim olursa olsun,sürekli şikayet eden, suçu başkalarına atan, özellikle de bizi bahane ederek, kendini kurtarmaya, temize çıkarmaya çalışan herkes benim gözümde başarısız kişidir.
Biz milletimize hizmet için gece gündüz demeden, şevkle, azimle, coşkuylaçalışıyoruz. Herkesten de bu şekilde hizmet ortaya koymasını bekliyoruz. Bakan bakanlığını tıkayacak, bürokrat kurumunu tıkayacak, siyasetçi teşkilatını tıkayacak, belediye başkanı belediyesini tıkayacak, ondan sonra da suçu bizim üzerimize atacak. Yok öyle yağma, herkes görevini yapacak."
''BABAMIN OĞLU OLSA KAPIDAN GERİ KOYSUN''
Cumhurbaşkanı olarak her zaman, işini yapan herkesin, değil önünü kapatmayı, daima en büyük yardımcısı, en büyük destekçisi olduğunu belirten Erdoğan, önüne getirilen tüm konularda, kararını muhataplarına olumlu veya olumsuz olarak açıkça ifade ettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, işi sürüncemede bırakmanın, herkesin yüzüne duymak istediğini söyleyip, arkadan başka işler çevirmenin asla tarzı olmadığını aktararak, şunları kaydetti:
"Bizim tarzımız; doğruya doğru, yanlışa yanlış demektir. Bunu birlikte çalıştığımız, mesai sarf ettiğimiz herkes çok iyi bilir. Biz yıllarca bürokratik oligarşiyle mücadele ettik ama şimdi şahsım üzerinden yeni bir bürokratik oligarşi inşa etmeye çalışmaları asla kabul edilebilir bir durum değildir. Hiçbir bakanlıkta, hiçbir kurumda, hiçbir teşkilatımızda şahsımın adı kullanılarak, herhangi bir sürecin tıkanmasına, kurallar, kaideler dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Bu benim en yakınım da olsa, lütfen, bizzat ben bir bakanımı, bir bürokratı aramıyorsam, babamın oğlu olsa kapıdan geri koysun.
Tüm bakan arkadaşlarıma, şu 15 yıllık süre içinde her zaman bunu söylemişimdir: Adımı kullanarak sizlere kim geliyorsa, lütfen eğer benden bir telefon almıyorsanız bana sorun ve bunu teyit etmiyorsam bu insanları lütfen gönderin. Ne demek adımı kullanmak. Bu bir defa bizim adabımıza, edebimize, siyaset etme anlayışımıza temeliyle terstir. Onlar kolaycılıktır. Bunu yapanlar; hepsi sahtekardır, dolandırıcıdır. Bunlara yol vermeyin. İsmimi, unvanımı, kendi yanlışına, kendi basiretsizliğine alet etmeye kalkan hiç kimseyi affedemem. Bu tarz davranışlarla karşılaşanlardan durumu Meclis'teki, partideki, Cumhurbaşkanlığı'ndaki özel kalem görevlilerimle lütfen şahsıma iletmelerini rica ediyorum."
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Soçi'de kritik kararlar aldık. Astana görüşmelerinin sahada hayata geçirilmesi konusunda 3 ülkenin anlayış birliği zirvenin en önemli sonucu. Suriye'de siyasi çözüme dayalı barış ikliminin tesisi hususunda çalışmayı mücadele etmeyi sürdüreceğiz.
ABD BAŞKANI TRUMP'LA TELEFON GÖRÜŞMESİ
Ortak frekans yakaladığımız bir görüşme oldu. Bu görüşmenin devamını inşallah önümüzdeki günlerde tekrar yapacağız.
YURTDIŞINDA HESAP POLEMİĞİ
(CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na) Kendisine ya iddialarını ispat etmesi ya da özür dilemesi çağrısını yaptım. İddialarını ispat ederse siyaseti bırakacağımı cumhurbaşkanlığından ayrılacağımızı söyledim. Biraz sonra güya belge açıklayacakmış. Geçmişte defalarca iddia ettiği yalan yanlışları ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirecektir. Elinde benim yurtdışına milyonlarca dolarlık paralar gönderdiğimi söylüyor belgesi var mı? Yok. Meselenin dünürlere kadar götürülmesi zaten saçmalığın dik alası.
''KİMSEYİ ARACI KILMAYA İHTİYACIM YOK BUNU BİZZAT KENDİM YAPARIM''
Bürokrasi başta olmak üzere pek çok yerde, nerede işinin altından kalkamayan, nerede tembellik yapan, nerede sorumluluğunun yükünü taşıyamayan biri varsa, hemen şu tarz ifadelerle işin içinden sıyrılmaya çalışıyor: 'Beyefendi böyle istiyor' veya 'Cumhurbaşkanımız böyle istiyor' veya 'Külliye böyle istiyor.' Bu yöntemin, basit bir bir bürokratik işlemden, herhangi bir yatırımın detayları ile ilgili tercihlere, ömrümde hiç görmediğim, tanışmadığım insanların taltifi veya tasfiyesine kadar her konuda kullanıldığı anlaşılıyor. Benim ağzımdan çıkan böyle bir söz var mı? Yok. Eğer ben birisine bir şey söyleyeceksem bir irade beyan edeceksem kimseyi aracı kılmaya ihtiyacım yok bunu bizzat kendim yaparım. Adeta bürokratik oligarşinin yeni bir şifresi haline dönüşmüştür. Bizi bahane ederek kendini kurtarmaya çalışan herkes benim gözümde başarısız kişidir bu böyle biline. Biz yıllarca bürokratik oligarşiyle mücadele ettik ama şimdi şahsım üzerinden yeni bir bürokratik oligarşi inşa etmeye çalışmaları asla kabul edilebilir bir durum değildir.
''BABAMIN OĞLU OLSA KAPIDAN GERİ KOYSUN''
Hiçbir bakanlıkta, hiçbir kurumda, hiçbir teşkilatımızda şahsımın adı kullanılarak herhangi bir sürecin tıkanmasına, kurallar, kaideler dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Bu benim en yakınım da olsa lütfen bizzat ben bir bakanımı veya bir bürokratı aramıyorsam babamın oğlu olsa kapıdan geri koysun.
''BUNU YAPANLARIN HEPSİ SAHTEKARDIR DOLANDIRICIDIR''
Adımı kullanarak sizlere kim geliyorsa eğer benden bir telefon almıyorsanız bana sorun teyit etmiyorsam bu insanları lütfen gönderin. Ne demek adımı kullanmak? Bu bizim siyaset anlayışıkıza terstir. Bunu yapanların hepsi sahtekardır dolandırıcıdır. Özel kalem görevlilerimizle bunu yapanları lütfen şahsıma iletmelerini rica ediyorum.
''ALEVİ KARDEŞLERİMİZE YÖNELİK PROVOKASYONLARI YAPANLAR LAWRENCE MİSYONLU KİŞİLER''
PKK'nın YPG PYD'nin bugüne kadar Kürt kardeşlerimize zerre kadar faydası dokunmuş mudur? Aynı şekilde son günlerde yeniden gündeme getirilmeye çalışılan, Alevi kardeşlerimize yönelik provokasyonları yapanlar da olsa olsa Lawrence misyonlu kişiler olur. Herkes gibi Alevi kardeşlerimiz de bu ülkenin asli sahipleridir, birinci sınıf vatandaşlarımızdır, her türlü hakka ve imkana sahip bireylerdir.
''CHP ANA HIYANET PARTİSİ KONUMUNA DOĞRU SÜRÜKLENMEKTEDİR''
Türkiye olarak bu hassas dönemde biz ne kadar kucaklayıcı olmaya çalışıyorsak ana muhalefet partisinin başındaki zat da o derece işi müptezelliğie vuruyor. Genel başkanlık görevine geldiğinden bu yana yaptığı iş hep iftira iftira iftira. Bu partinin ve başındaki zatın ülkemize saldıran herkesle aynı safta yer alması düşüncürücüdür. Biz PKK'nın üzerine gideriz o piknik yapan çocuklar arkadaşlar diyerek yola çıkar yola onlarla devam eder. Başımıza Fetoperest kesilir. Rabia işaretini terör örgütü simgesi sanacak kadar beyni sulanmış bir zat var. Amerika ile Rusya ile Suriye ile sorun yaşarız bu zatı karşı tarafın borazanlığını yaptığını görürüz.
Son günlerde yıl dönümleri vesilesiyle, cumhuriyetimizi, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü sıkça andığımız için CHP'den her an cumhuriyet ve Atatürk karşıtı açıklamalar yapılmasını bekler hale geldik. Çünkü bunların kendilerine mahsus bir duruşu yok. Tek bir politikaları var; o da bizim ve AK Parti'nin yaptığının tam tersini yapmak, söylediğinin tam zıddını söylemek. CHP, bu zat eliyle hızla, maalesef ana muhalefet partisi olmaktan çıkıp 'ana hıyanet partisi' konumuna sürüklenmektedir.
''CHP'NİN ESKİ GENEL BAŞKANI İLE POLEMİKLERİMİZİN BİR SEVİYESİ VARDI"
CHP'nin eski genel başkanı ile tartışırdık Allah'tan kendilerine şifalar diliyorum. Kendisine kızardık o bize kızardı karşılıklı atışırdık ama polemiklerimizin bir seviyesi vardı. Bugün ortada bir seviye falan kalmadı. Yok sayıp cevap vermesek terbiyesizliklerini siyaset yapmak sanıyorlar. Muhatap alıp ağızlarının payını versek bu defa biz kendimizi onların seviyesine düşürmüş oluyoruz. Ne yapacağımızı biz de şaşırdık.
''BİR YANAĞIMA VURDUN MU ÖBÜR YANAĞINI BEKLE BİZDEN GELECEK''
Sonuna kadar bu işin takipçisiyiz kovalayacağız. Biz buna yönelik çizgi çekmiştik ama anlamadı. Çünkü cibilliyet meselesi biz insanlığımızın gereğini yaptık hukukumuzu hukuk içerisinde aramaya devam edeceğiz. Bir yanağına vurdum öbür yanağını çevir. Yok öyle şey bizde. Bir yanağıma vurdun mu öbür yanağını bekle; bizden gelecek.''
''ARABİSTANLI LAWRENCE'' KİMDİR?
Thomas Edward Lawrence, 1988 yılında Birleşik Krallık'ta dünyaya geldi. Asker ve diplomat olan Lawrence, 1916-1918 yılları arasında Arapların Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ayaklanmasında etkin rol oynadı. Arap Yarımaadası'ndaki etkinlikleri nedeniyle "Arabistanlı Lawrence" olarak anılmaktadır. 1935 yılında yaşamını yitiren Lawrence’ın hayatı, 1962 yılında “Arabistanlı Lawrence” isimli filmle beyazperdeye aktarıldı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD Savunma Bakanlığından dün yapılan açıklamada, 'ABD'nin YPG'ye silah yardımını sürdüreceği' ifade edildi. MGK'dan bu yönde bir karar bekleyelim mi?" sorusuna, "Nasıl olsa biz görüşmelerden sonra açıklamamızı yapıyoruz" karşılığını verdi.
Erdoğan, "Bu bildiriye yansır mı?" sorusunu ise "Bakalım. Yansıma kabiliyetine göre değişir" şeklinde yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Bugün saydınız tek tek, sözleriniz bürokratik yapıya mıydı Benim adıma özellikle bakanlar dediniz..." sözlerine yanıt verirken de Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hepsine, hepsine. Tepeden tırnağa tepeden tırnağa, istisnası yok. Kendi ailem de dahil" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Size spesifik şikayetler mi geldi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Tabii canım hepsi geliyor. Kimse de bizi affedersiniz kullanma yoluna gidemez. 'Beyefendi böyle dedi, Cumhurbaşkanı böyle dedi.' Geliyor karşıma, kardeşim kim söyledi? Filanca söyledi, ne söyledi? 'Beyefendi böyle dedi.' Ver ismini. Ama... Ne aması? Ver işte. Şikayet ediyorsan ver ismini, ben de hakkından geleyim. Görevden almaksa görevden alırım. Olanları görüyorsunuz. Biz, artık bu makamı kullandırtmayacağız. Ne gerekiyorsa onu yapacağız. Çünkü bu makamlar öyle sahtekarların, dolandırıcıların kullanacağı makamlar değil."
Erdoğan, "ABD Başkanı Trump'la ne zaman görüşeceksiniz?" sorusuna yanıt verirken de "Kendisi 'Önümüzdeki hafta içinde arayabilirim' dedi, bu hafta içinde. Ararsa o, aramazsa ben arayacağım" ifadelerini kullandı.