MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Erdoğan: Trump'a 'Müdahale etmeyecek misiniz?' dedim
Politika
1 Nisan 2018 Pazar 09:43

Erdoğan: Trump'a 'Müdahale etmeyecek misiniz?' dedim

AK Parti Ümraniye İlçe Kongresi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben dün akşam Sayın Trump'a da söyledim. 'Bunlara müdahale etmeyecek misiniz?' dedim. Kimse bunları görmüyor. Biz ise bu tür katliamların içinde değiliz. Gazze'de kendi topraklarında gösteri yapan insanların üzerine ağır silahlarla saldıran İsrail'e, söz söyleyemeyenlerin, gözlerini bize dikmeleri, samimiyetsizliklerinin en büyük delilidir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ümraniye'deki İlçe Kongresi'nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ümraniye'mizdeki 2B arazilerinin tapusunu hak sahiplerine teslim ettik. Kazımkarabekir, İnkılap, Hekimbaşı, Elmalıkent, Topağacı ve Dumlupınar mahallelerimizdeki 715 hektarlık arazi için de müjdeyi buradan veriyoruz. Pazartesi itibarıyla tapusu olan vatandaşlarımız belediyemize inşaat ruhsatları için müracaatlarını yapabilirler." dedi.

Erdoğan, AK Parti Ümraniye 6. Olağan İlçe Kongresi'ndeki konuşmasında, partililere "6. Olağan Kongremizle birlikte artık metal yorgunluğu geride kaldı, bir yeniden diriliş hareketi başladı. İnşallah bu yeniden diriliş muştusunu Mart 2019'da, Kasım 2019'da sandıkları patlatarak vereceğinize inanıyorum. Türkiye'de yeni bir dönemin başlangıcı için hazırlıklar tamam mı? Artık durmak yok, durmak yok." şeklinde seslendi. 

16 Nisan halk oylamasında Ümraniye'nin yüzde 55 "evet" dediğini hatırlatan Erdoğan, katılımcılara "Yeter mi?" diye sordu. "Hayır" yanıtı üzerine Erdoğan, "Demek ki şimdi daha fazla çalışmamız lazım. Tabii ben Ümraniye'den şüphesiz daha iyisini, daha fazlasını bekliyorum. Bunu yapacağınıza da inanıyorum. İnşallah 2019 seçimlerinde böyle güzel bir neticeyi hep birlikte elde edeceğiz. 2019 seçimlerinde Ümraniye'den hem belediye başkanlığında hem milletvekilliğinde hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde şöyle tarihe geçecek oranlar bekliyorum. Bunun için çok çalışmamız lazım. Bugünkü tabloyla, hem içeride hem dışarıda, Ümraniye'nin buna hazır olduğunu gördüm." diye konuştu. 

Erdoğan, Ümraniye'nin Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri'nin yadigarı olduğunu dile getirerek, Osmanlı döneminde Ümraniye bölgesinin yürüttüğü ilim, irfan, medeniyet çalışmalarının hürmetine Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri'ne vakfedildiğini anlattı. 

İstanbul'un göç istilasına uğradığı yıllardan Ümraniye'nin de nasibine düşeni aldığını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hem gecekondulaşmanın hem de bunun getirdiği ağır ekonomik, sosyal, siyasal sorunların tüm ağırlığıyla hissedildiği yer olarak hafızalara kazınmıştır. Halbuki ümran, mutluluk demektir. Ümraniye ismiyle müsemma hizmetlere ancak ilçe olmasının ardından kavuşmuştur. İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı seçildiğimizde Ümraniye Türkiye'de neyle anılıyordu? Patlayan çöp dağının olduğu, 39 vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan çöplüğüyle tanınıyordu. O çöplüğün mimarı kimlerdi? Halk Parti, Halk Parti, ey Cumhuriyet Halk Partisi, sizin geçmişinizde bu faturalar var. Ben şimdi CHP'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum: Bunlara gidin önce bunu sorun. Sizin geçmişiniz karanlık, siz önce çöp dağları patladığı zaman 39 vatandaşımızın öldüğü Ümraniye vahşetinin hesabını verin. CHP dediğiniz zaman akla ne gelir? Çöp gelir. CHP dediğiniz zaman akla ne gelir İstanbul'da? Kirli havalar gelir. Ne gelir? Susuzluk gelir. Ne gelir? Maske ile dolaştığımız günler gelir. Yolsuzluk gelir. Yoksulluk gelir. Yasaklar gelir. Bunları siz yaşattınız gelir. Sene 1994'te İstanbul ne dedi? Hep birlikte 'AK Parti' dedi. Buralar ondan sonra şehirciliği gördü. Artık çöp dağları yok, susuzluk yok. Bunlardan kurtulduk. Şimdi Ümraniye'de o çöp dağının olduğu yerde spor tesisleri var. Şu anda gençlerin emrinde bu var. İşte o Ümraniye'den bugünkü Ümraniye'ye geldik. Büyükşehir ve ilçe belediyemiz bir yandan bakanlıklarımız ve diğer kurumlarımız öte yandan İstanbul'un her köşesiyle birlikte Ümraniye'yi de ismine layık bir yer haline getirmek için çok çalıştık. Sadece ilçe belediyemiz 1 katrilyon 487 trilyon liralık yatırımla rutin faaliyetlerin yanında ilçemize son 14 yılda 400'ün üzerinde kalıcı eser kazandırdı."

"ÜMRANİYE'NİN ÇEHRESİNİ BAŞTAN SONA DEĞİŞTİRDİK"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, her mahalleye sağlık ocakları, muhtarlık hizmet binaları yapıldığını, ilçe genelinde 19 kültür merkezi, 29 bilgi evi kurulduğunu, camiler, yurtlar, okullar, kurslar gibi pek çok hizmetin Ümraniye halkına getirildiğini kaydetti. 

Yeşil alanlar, parklar ve mesire alanları gibi hizmetlerle ilçede yaşayanların hayat kalitesinin yükseltildiğini anlatan Erdoğan, metro hattının Üsküdar-Ümraniye bölümünün açıldığını hatırlattı. 

Erdoğan, modern şehirciliği geliştirirken, yeni metro hatlarıyla Ümraniye'yi farklı yerlere bağlamanın gayreti içinde olduklarını ifade ederek, "Bu metronun inşallah ikinci kısmını da yakında sizlerin istifadesine sunacağız. Bununla ilgili çalışmalar sürüyor. Ümraniye, İstanbul Uluslararası Finans Merkezini de bünyesinde barındırıyor. İmar ve kentsel dönüşüm faaliyetleriyle Ümraniye'nin çehresini baştan sona değiştirdik. Ümraniye'mizdeki 2B arazilerinin tapusunu hak sahiplerine teslim ettik. Kazımkarabekir, İnkılap, Hekimbaşı, Elmalıkent, Topağacı ve Dumlupınar mahallelerimizdeki 715 hektarlık arazi için de müjdeyi buradan veriyoruz. Pazartesi itibarıyla tapusu olan vatandaşlarımız belediyemize inşaat ruhsatları için müracaatlarını yapabilirler. Balkanlar'dan ve Doğu Anadolu'dan çok sayıda kardeşimizin yaşadığı Ümraniye, bu bölgelerle olan irtibatını kardeş şehir ve kardeş belediye uygulamalarıyla sıkı bir şekilde devam ettiriyor. İnşallah önümüzdeki dönemde diğer ilçelerimizle birlikte Ümraniye'yi de çok daha ileriye taşıyacağız." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin kritik günlerden geçtiğini belirtti. Bir taraftan Türkiye'yi ekonomide, sanayide, diplomaside büyütmenin çabasını verirken aynı zamanda vatana kast eden terör örgütleriyle, sınırların içinde ve dışında çok yoğun bir mücadele yürüttüklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"İki yıl önce hendek ve çukur eylemleri üzerinden ülkemize kurulan tezgahı darmadağın etmiştik. Şimdi de DEAŞ bahanesiyle güney sınırımız boyunca kurulmaya çalışılan terör devleti projelerini paramparça ediyoruz. 15 Temmuz'dan hemen sonra gerçekleştirdiğimiz Fırat Kalkanı Harekatı'yla bu terör koridoruna ilk ve ağır darbeyi indirdik. Akabinde nokta operasyonlarla bölücü terör örgütüne ciddi zayiatlar verdik. 2 ay önce de şimdiye kadarki en önemli operasyonlarımızdan olan Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nı başlattık. Şimdi buraya girerken dedim ki; son durum nedir? Aldığım netice şu; 3 bin 821 terörist etkisiz hale getirildi. Askerimiz ister içeride ister dışarıda teröristi gördüğü anda beynine iniyor. Artık SİHA'larımız var mı? İHA'larımız var mı? Var. Koordinatlar bildiriliyor, bakıyorsunuz F-16'lar da oraya iniyor. Hazırlıklarımızı yaptıktan sonra bir gece ansızın F-16'larımızla havadan, tanklarımız da karadan Afrin'e girdik. İçimizdeki ve dışımızdaki bölücü örgüt yandaşlarının propagandalarına aldırmadan operasyonu sonuna kadar da başarıyla yürüttük."

"SİZ ELYSEE SARAYI'NDA TERÖRİSTLERİ AĞIRLAYABİLİRSİNİZ"

Terör örgütünün senelerdir yaptığı tahkimata rağmen 58 gün gibi çok kısa bir süre içinde Afrin'i teröristlerden temizlediklerini kaydeden Erdoğan, Afrin'deki tünellere işaret ederek şunları söyledi:

"O tünelleri gördünüz değil mi? O tünellerin içinde neler var gördünüz değil mi? Hastaneye varıncaya kadar her şeyi yapmışlar. Silah depolarına varıncaya kadar her şeyi yapmışlar ama F-16'larımızla beraber oraları darmadağın ettik. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Özgür Suriye Ordusu'yla beraber icra ettiği bu operasyon elbette birilerinin konforunu bozdu. Türkiye'nin bu kadar kısa sürede sivillere ve sivil yerleşim yerlerine zarar vermeden, böyle zor bir operasyonu gerçekleştirebileceğine kimse ihtimal vermiyordu. Rakka'daki yıkımın Afrin'de yaşanmaması, Musul'da olanın Afrin'de yaşanmaması bunların aklının erdiği bir şey değildi. En başta bölücü terör örgütü olmak üzere belli ülkeleri, belli çevreleri çok ciddi rahatsız etti. Batı'dan arayan bir iki tane lider var. Aramızda bunlarla çok renkli görüşmeler geçti. Baktılar ki beklediğimiz neticeyi alamıyoruz onlara bir şey söyledik, 'Siz  yolunuza biz yolumuza. Siz NATO'da beraber olan ortağınızla değil de terör örgütleriyle beraber hareket ediyorsanız buyurun devam edin. Siz Elysee Sarayı'nda teröristleri ağırlayabilirsiniz. Bir başkası da zaten Almanya'da, o da bakıyorsun sarayda ağırlama yapıyor. Mahkumiyeti olduğu halde bunu yapıyor. Ne yaparsanız yapın."

Hukuktan ayrılmadan bu ülkede şehitlerin hukukunu sonuna kadar savunacaklarını ve bu ülkenin topraklarına roketlerle saldıranlardan bunun hesabını soracaklarını aktaran Erdoğan, "Aylarca taş üstünde taş bırakmayana kadar Suriye'nin şehirlerini aralıksız bombalayanlar bizim sivil hassasiyetimizi bir türlü anlayamadılar. Bu sebeple de ilk günden itibaren başarımızı gölgelemek için birçok ayak oyunlarına, medya manipülasyonlarına başvurdular. Bölücü örgütün Suriye kolunun tamamı yanlış, tamamı iftira olan sözüm ona haberlerini manşetlerine taşımaktan, basın brifinglerinde doğruymuş gibi pazarlamaktan çekinmediler." diye konuştu. 

"Yalanın panzehiri hakikatlerdir" diyerek sadece gerçeklere yapıştıklarını dile getiren Erdoğan, sahadaki durum neyse, gerçekte ne yaşanıyorsa bunu kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi. 

Hastane vurulması iftirasını, hemen ertesi gün İHA'ların video kayıtlarıyla çökerttiklerini ve sahiplerinin yüzlerine çarptıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hemen her gün dünya liderleriyle telefon görüşmeleri yaparak operasyonlarla ilgili bilgi verdik. Niyetimizi, hedefimizi, gayemizi açıkça muhataplarımıza izah ettik. Anlamak isteyen, niyeti gerçekten sahih olan herkes için yaptığımız açıklamalar fazlasıyla yeterliydi. Meseleyi objektif bir şekilde değerlendiren bütün taraflar için Türkiye'nin niçin Afrin'de olduğu, bu harekatı niçin icra ettiği gayet açıktı ama hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir. Algılarını hakikatlere kapatanlara yapılacak pek bir şey yok. Daha önce söylediğim bir hususu burada tekrarlamakta fayda görüyorum. Türkiye'nin bu tür operasyonlardaki gayesi -Fransa, burayı iyi dinle-, işgal değil, bölgeyi eli kanlı çetelerden kurtarmaktır. Afrin'de şahit olduğumuz manzara, açılan tüneller, sığınaklara yığılan mühimmatlar ve buradan Fransa'ya sesleniyorum, bütün bu tüneller Fransız firması Lafarge'nin özellikle mikserleriyle yapılmıştır. Bunları da bil ve tünellerin açıldığı bölgede Lafarge, şantiye orada kuruldu. Sen kime neyi anlatıyorsun? Buraları biz bunlara sorsak nerede bunlar, bilmezler. Bize sor, danış, Allah'a hamdolsun Zeytin Dalı Harekatı ile yılanın başı ezilmiş tehlike daha fazla büyümeden bertaraf edilmiştir. Diğer bölgelerde de aynısını yapacağız. Bu haklı mücadelemizde yanımızda olanlara teşekkür ediyoruz. Hakikatler ortada olmasına rağmen ısrarla ve inatla bize düşmanlık gösterenlerin ne yaptıklarını bilmeyenler de şunu bilsinler ülke olarak da hafızamıza nakşediyoruz. Günü geldiğinde bunların hepsini onların önüne koyacağız."

Eleştirilerin, geçmişleri sömürge ayıbıyla dolu olanlardan gelmesini ayrıca manidar bulduklarını ifade eden Erdoğan, "Bu Fransa değil mi Libya'da işgal hareketini yapan? Cezayir'de 5 milyon insanı öldüren bu Fransa değil mi? Bize kalkıp da medeniyet dersini hangi yüzle veriyorsun? Önce bir dön, tarihine bak, geçmişine bak. Bizim tarihimizde bu tür kara lekeler yok. İşgal ise asla yok. Gençler; ecdadımızla övünün, tarihinizle övünün. Böyle asil bir ecdadımız var. Böyle onurlu bir ecdadımız var. Bizim ecdadımız esarete tabi tutulmuş ta Hint Yarımadası'ndaki zulme uğrayan bir insanın, bir kavmin kurtuluşu için oraya donanma gönderecek kadar asil. Biz böyle bir ecdada sahibiz ama bunlar bizi tanımıyorlar. Tanımazlar. İşlerine de gelmez. Varsın gelmesin. Biz işimize bakacağız."  diye konuştu.

Erdoğan, Afrin'deki mazlum insanların durumuna dikkati çekerek, "Doğu Guta'daki yavruların, o çöken binaların altında nasıl kaldığını gördünüz değil mi? Biz diyoruz ki bu çocukları bize gönderin. Göndermiyorlar. Gönderin, biz tedavilerinin her şeyini yaptırırız. Şu anda Afrin'e biz Kızılayımızla, AFAD'ımızla gittik mi? Gittik." ifadelerini kullandı.

Salonda, çocuğum hasta diyen bir kişiyle ilgilenilmesini isteyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye'yi son yıllardaki en temiz, en ahlaki askeri operasyonu olan Afrin Harekatı sebebiyle eleştirenlerin mesela İsrail'in şu anda Gazze'de dün yaptığı katliam için kayda değer bir itiraz dile getirdiklerini duydunuz mu? Bakın, neredeyse 20'ye yaklaştı ölenlerin sayısı. Bine yaklaştı yaralananların sayısı. Neredeler? Ben dün akşam Sayın Trump'a da söyledim. 'Bunlara müdahale etmeyecek misiniz?' dedim. Kimse bunları görmüyor. Biz ise bu tür katliamların içinde değiliz. Gazze'de kendi topraklarında gösteri yapan insanların üzerine ağır silahlarla saldıran İsrail'e, söz söyleyemeyenlerin, gözlerini bize dikmeleri, samimiyetsizliklerinin en büyük delilidir. Bu vesileyle dün Gazze'de şehit edilen Filistinli kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. İsrail yönetimini bu insanlık dışı saldırısından dolayı da şiddetle kınıyorum. İsrail, Filistin'de uğradığı zulmün altında kalacaktır. Arkasına saklandığı güçler bugün İsrail'i koruyabilir ama yarın ne olacağını Allah bilir, onu da söyleyeyim. Biz, haklı davalarında sonuna kadar Filistinli kardeşlerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. İsrail terörünü her fırsatta ve her zeminde ifşa etmeye devam edeceğiz."

"VATANIMIZI BÖLDÜRMEYECEĞİZ"

Erdoğan, "Rabia" işareti yaparak, Rabiya" yı bilenlerin bilmeyenlere öğretmesini istedi ve "Rabia"nın adeta siyasi mücadelelerinin kilidi olduğunu aktararak, "Biliyorsunuz değil mi? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Tek millet; Türküyle,Kürdüyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Romanıyla,  Boşnağıyla, 81 milyon tek millet. Tek bayrak; şu bayrağımızın güzelliğine bakın, buna eş başka bayrak yok. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız, şehidimizin ta kendisi. Tek vatan; 780 bin kilometrekare ile tek vatan. Vatanımızı böldürmeyeceğiz. Tek devlet; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devletimiz yok. Paralel devletmiş, şuymuş buymuş vs. hepsi hikaye." şeklinde konuştu. 

"Paralel devlet diyenler Pensilvanya'ya" diyen Erdoğan, şunları kaydetti: 

"Şimdi Rabia'mızı bir şeyle süsleyelim. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Aman ha kardeşlerim, aramızda sakın fitneye fesada yer veremeyeceğiz. Mü'minler aralarında buna yer verir mi? Birbirinin adeta kardeşi olanlar buna fırsat verir mi? Biz ne diyoruz? 'Ancak inananlar kardeştir' Biz kardeşiz, bundan taviz vermeyeceğiz. Bizi bölmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Aramıza çok fitne ve fesat sokmak isteyenler hatta hatta içimizden çıkanlar olabilir. Hiç endişe etmeyin, biz beşer planında kimsenin önünde eğilmedik. Sadece Rabbimizin huzurunda rukuda ve secdede eğildik, başkası asla. Onun için içimizden de birileri çıkabilir, sakın fırsat vermeyin. Eğer birileri gelip de bir başka kardeşimizi kötülemeye yönelirse 'hadi oradan' deyin. 'Sen bizden değilsin' deyin. Biz birbirimize inandık bu yola böyle çıktık. Çünkü hiçbir zaman bunlar boş durmayacak. Değerli kardeşlerim, ben bu kardeşliğimizin onuruna, bu kardeşlerinizin içinden çıkmış bir kardeşiniz olarak sizin içinizde bir hizmetkar olarak, Allah'a ne kadar hamd etsem azdır. Öyleyse şimdi ahdimizi yapalım. Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey Ümraniye'yi hatırlatıyor. Günümüz kutlu olsun, kongremiz hayırlı olsun, Allah yar ve yardımcımız olsun."   

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir