Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Akdeniz'i, uluslararası hukuku ve Türkiye'nin haklarını hiçe sayarak paylaşıma girenlerin, Türkiye'nin attığı adımdan rahatsızlık duyduğunu belirterek, "Dayatılmaya çalışılan planlar var burada. Haklı bir adımla biz bunu boşa çıkardık. Daha da ileri gideceğim. Burada Sevr'in aslında ters yüz edilmesi var. Böyle bir adım atılmış durumda" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde gerçekleştirilen ATV-A Haber ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez Al Sarraj'ı kabulüne ilişkin soru üzerine Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın da yer aldığı görüşmede Libya'daki son durumu değerlendirdiklerini söyledi.
Sarraj'ın Libya'nın meşru başbakanı olduğunu, karşısındaki Halife Hafter'in meşru bir başkan veya başbakan değil, illegal yapısı olan bir kişi olduğunu, Hafter üzerinde uluslararası bir mutabakatın da bulunmadığını anlatan Erdoğan, uluslararası karşılığı olan kişinin Sarraj'ın kendisi olduğunu ifade etti.
Yaptıkları çalışmalarda özellikle Libya'ya yönelik uluslararası hukuktan kaynaklanan hakların kullanılması noktasında kısa bir süre önce bir mutabakat muhtırası imzalandığını hatırlatan Erdoğan, "Bunlardan biri deniz yetki alanlarının sınırlandırılması diğeri de güvenlik ve askeri iş birliğiyle ilgiliydi. Deniz yetki alanlarıyla ilgili imzaladığımız mutabakat muhtırası, TBMM tarafından onaylandı. BM'ye de tescil edilmesi için bildirimde bulunduk, süreç hızla ilerliyor. Şimdi de güvenlik ve askeri iş birliği anlaşması ayrıca Meclisimize sunuldu. O da Meclisimiz onayladıktan sonra yürürlüğe girecektir." diye konuştu.
Bu anlaşmalarla Akdeniz'de hem Libya'nın hem de Türkiye'nin hakkının korunmuş olacağını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye aleyhine tek taraflı adımlar atılmasına izin vermeyeceğimizi açıkça ortaya koyduk. Bunu son NATO Zirvesi'nde de Miçotakis ve heyetiyle, şahsım ve heyetim olmak üzere yaptığımız görüşmede kendilerine söyledik. Onlar hala belli beklentiler içinde. Dedik ki biz her şeyi uluslararası hukuka dayalı olarak yapıyoruz. Bundan sonra da uluslararası hukuka göre attığımız adımları atmaya devam edeceğiz. Doğu Akdeniz'i, uluslararası hukuku ve Türkiye'nin haklarını hiçe sayarak paylaşıma girenler, attığımız adımdan tabii ki rahatsızlık duyuyorlar. Dayatılmaya çalışılan planlar var burada. Haklı bir adımla biz bunu boşa çıkardık. Daha da ileri gideceğim. Burada Sevr'in aslında ters yüz edilmesi var. Böyle bir adım atılmış durumda." ifadelerini kullandı.
"ULUSLARARASI HUKUK ÇERÇEVESİNDE GEREKLİ ADIMLARI ATARIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'ya asker gönderilmesi konusuna ilişkin, şu değerlendirmede bulundu:
"Böyle bir davet, böyle bir talep Libya tarafından Türkiye'ye gelecek olursa nasıl bir inisiyatif üstleneceğimize dair, ülkemiz bunun kararını verecektir. Libya'ya her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu daha önce de söyledim. Uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli adımları atarız.
Şu anda Libya'da, orayla hiçbir ilgisi, alakası olmayan, resmi bir davetin olmadığı ülkeler, buralara kendilerindeki bazı özel güvenlik güçlerini göndermişlerdir. Şu anda onlar Libya'da bu tür illegal faaliyetler gösteriyorlar. Bunların aşılması lazım."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, harita üzerinde yaptığı anlatımla, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şu gördüğünüz yer, Libya ile Türkiye arasındaki bağlantı. Girit'in doğusundan, bu gördüğünüz bant geçiyor. Bu bant birilerini ciddi manada rahatsız ediyor. Bu bandın içindeki şu kısım yani G, F ve E noktaları, özellikle birleşme ve Libya ile Türkiye arasında bir sınır. Bu sınırın kuzeyi Türkiye, güneyi Libya. Nedir bunlar? Kıta sahanlığı. Bizler burada diyelim ki sismik araştırmamız rahatlıkla yaparız. Sismik araştırmalarımızı yaptıktan sonra sondaj çalışmalarımızı da yaparız.
Geçmişte bizim sismik araştırma gemilerimiz, sondaj gemilerimiz yoktu. Şimdi ileri teknolojiye sahip gemilerimiz var. Şimdi de sondajda 3. geminin pazarlığını yapıyoruz. Bizim için çalışma alanı sadece buralar değil. Bizim Karadeniz'de yapmamız gereken çalışmalar var. Uluslararası farklı ülkelerde de bu çalışmaları yapmamız söz konusu. Çünkü artık dünyada petrolün konumu çok çok farklı. Bu çalışmayı yaparken hem Türkiye kazanacak hem de Libya kazanacak. Kazan kazan esasına göre bu adımı atacağız."
"ÇALIŞMALARIMIZI, MİLLETİMİZİN VE ÜLKELERİMİZİN MENFAATLERİ İÇİN SÜRDÜRECEĞİZ"
Türkiye ile Libya arasındaki sınırın özellikle Yunanistan'ı rahatsız ettiğini, onlar rahatsız olsun diye bu çalışmaların yapılmadığını dile getiren Erdoğan, bu sularda Libya ve Türkiye'nin haklarının olduğunu, bu hakkın korunması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin içinden ve dışından birilerinin bu konuda çok rahatsız olduğunu, bu rahatsızlık sebebiyle de "Bu, ileride çok farklı bazı sıkıntılara neden olabilir." gibi lafların edildiğini belirten Erdoğan, "Siz kimden yanasınız? Siz, Türkiye'den ve Türk milletinden yana mısınız yoksa değil misiniz? Bunu çıkın, açıkça söyleyin. Öyle de olsa böyle de olsa biz bu çalışmalarımızı, milletimizin ve ülkelerimizin menfaatleri için sürdüreceğiz." dedi.
Şu anda çok kısa bir zaman içinde hem sismik araştırma hem sondaj çalışmalarına gireceklerini anlatan Erdoğan, "Buralardan beklentilerimiz çok çok yüksek. Bugün Sarraj ile bunları önemine binaen farklı ele aldık. Doğu Akdeniz Havzası önemli hidrokarbon rezervlerine sahip. Özellikle son dönemde bazı şirketlerin keşif haberlerini duyuyoruz. Belki yanımıza uluslararası camiada güçlü olan bazı şirketleri de alma söz konusu olabilir. Bu da Sarraj ile yapacağımız görüşmelerle ortaya çıkacaktır. Ne kadar güçlü olursa bu yatırım, işimizi de rahatlatacaktır. Doğal gaz ticaretinin, petrol veya diğer MTA'lardan farklı olarak öncelikle ihraç güzergahı ve satış anlaşmaları yapıldıktan sonra üretim safhasına geçebilen projeler olduğu da unutulmamalıdır. Onun için işi geniş tutmak gerekiyor. Bu açıdan işin dayandığı tabanı sıkı tutmakta önem var. Türkiye bunun için bölgeye olan yakınlığı, büyük bir pazar olma özelliği ve mevcut boru hatları kapasiteleri itibarıyla gazın ticarileşmesi noktasında kilit role ve öneme sahiptir. Son yaptığımız Libya Anlaşması, bu konuda hukuken de ülkemizin elini güçlendirmiş. Bu bölgede Türkiyesiz bir çözümün olmadığını tüm dünyaya göstermiştir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diğer açıklamalarından satır başları;
"Doğu Akdeniz havzası önemli hidrokarbon rezervlerine sahip. Son dönemde bazı şirketlerin keşif haberlerini de duyuyoruz. Olur ki belki yanımıza uluslararası camiada güçlü olan bazı şirketleri de alma durumu söz konusu olabilir."
"(ABD Senatosunun 'Ermeni' kararı) Her şeyden önce Amerika Birleşik Devletleri iç siyasetindeki kamplaşmanın aleyhimize sonuçlar doğurduğunu, bazı çevrelerin Trump'ı zayıflatmak amacıyla ülkemizle ilgili gelişmeleri kendi çıkarları için suistimal ettiklerini üzüntüyle görmekteyiz."
"(ABD senatosunun Ermeni kararı) Bu eylemler müttefiklik ilişkilerimizin ruhuyla bağdaşmadığı gibi ABD yönetimi ile 17 Ekim tarihinde Suriye konusunda varılan mutabakata da aykırıdır."
"(ABD Senatosunun 'Ermeni' kararı) Bu aldığınız kararların bir kıymetiharbiyesi yok. Çünkü bu kararlarınız tamamen siyasidir."
"ABD'nin ilişkilerimizde tamiri mümkün olmayan adımlar atmaması, her iki taraf için de çok önemlidir."
"Yeri geldiği zaman otururuz bütün heyetlerimizle beraber, kapatılması gerekiyorsa İncirlik'i de kapatırız, Kürecik'i de kapatırız."
"Bunlar bu tür şeyleri yapar da biz de elimiz boş duracak değiliz. Çok açık ve net, rahatlıkla söyleyeyim. Amerika'da Kızılderililerle ilgili olarak bunu söylememek konuşmamak mümkün mü? Kızılderililerin tarihi, Amerika'nın yüz karasıdır."
"Türkiye olarak derdimiz petrol değil, derdimiz burada (Suriye) yaşayan vatandaşların huzurunun nasıl sağlanacağı."
"YPG-PYD, bunların Kürt olarak ifade edilmesi bana göre Kürtlere saygısızlıktır."
"Ne Amerika ne de Rusya, terör örgütü YPG/PYD'yi buralardan çıkaramadılar. Halbuki bize verdikleri söz böyleydi. Çıkartamayınca da iş başa düşüyor."
"Biz PKK ile mücadelenin, DEAŞ ile olduğu gibi kararlı ve ortak şekilde yapılması gerektiği görüşündeyiz."
"Yarın saat 16.00 gibi Şansölye Merkel ile bir telefon görüşmem olacak."
"(Kanal İstanbul) Yapımı en az 6-7 yılı bulur."
"(Kanal İstanbul) Şu anda bu tabii birilerini ciddi manada rahatsız ediyor. Çünkü bunların zaten bu ülkede bir dikili ağaçları bile yok."
"(Kanal İstanbul) Çevreci bir kanal olsun, çevreci bir kanal olmanın ötesinde de burası bizim kontrolümüz altında olan bir kanal olsun."
"(Kanal İstanbul) Yap-işlet-devret ile müşteri bulduk bulduk, aksi takdirde biz burayı milli bütçemizle yapacağız."
"(Kanal İstanbul) Şu anda hazırlıklar son safhada, hemen ihaleyi yapıp adımı atacağız."
"(Kadına şiddet olayları) Bu konuların tümü çalışmalar kapsamında şu anda değerlendiriliyor. Nerede eksik varsa onun üzerine gidilecek."
"(Kadına şiddet olayları) Adli kontrolle serbest bırakılıyor. Böyle bir şeye tahammül edemiyorum. Bunun bedelini ödemesi lazım"
"Kadınlara yapılan şiddetin her türlüsünü, şiddetle kınıyorum."
"(Kadına şiddet olayları) Bu feryadın dinmesi için ne gerekiyorsa, ben Cumhurbaşkanı olarak elimden geleni sonuna kadar yapacağım."
"(ABD'li basketbolcu Larkin) Vatandaşlık konusunda biz gereğini yaparız. Böyle başarılı bir basketçiyi milli takımımızda da görmek isteriz."
"(Avrupa Futbol Şampiyonası) Bakü'deki maçlara gitme durumum olabilir. Roma'ya gidemeyebilirim."